Etkili ve yerinde bütünsel PR faaliyetlerinin İnegöl’ün markalaşmasında, turizmin bölgede çeşitlendirilmesinde ve farkındalık oluşmasında önemli katkıları olduğunu ve olacağını görebiliyorum. Bu nedenle başta Başkan Alper Taban ve ekibini tebrik ederim.
*
İnegöl’ün yeni hedefi gastronomi ve turizm. Bu alanda var olan değerlerin yanı sıra özellikle son yıllarda yapılan çalışmalarla şehrin turizmden hak ettiği payı alması adına ciddi çalışmalar ortaya koyan İnegöl Belediyesi, gastronomi ve turizmi hareketlendirecek bir adım daha attı.
*
TÜRSAB ile işbirliği yaparak İnegöl’ün turizm potansiyelleri belirlendi. Türkiye’nin önemli turizm paydaşları İnegöl’e getirildi. TÜRSAB YK üyeleri, TÜRSAB Başkan Yardımcısı, Turizm İl Müdürü’nün de katıldığı programda, TÜRSAB Gastronomi Komitesi Başkanı Ömer Kartın ve Prof. Dr. Murat Doğdubay önderliğinde düzenlenen etkinliğe, gastronomi uzmanları, basın temsilcileri, acente temsilcileri, turizmciler ve şefler katıldı. Ayrıca iki günlük İnegöl turu düzenlendi. Agro Turizm potansiyeli değerlendirilerek, Türkiye’nin tek parça halinde ekili en büyük yaban mersini tarlası ziyaret edilerek yaban mersini hasadı yapıldı. Ardından bir diğer tarımsal değerimiz çilek hasadı için Kurşunlu Mahallesine giderek, burada çilek hasadı yapıp çilek bahçeleri gezildi. Ayrıca şehrin tarihi, kültürel değerleri, doğal zenginlikleri, tarım değerleri, gastronomisi, kaplıcası ve turizme dair tüm yönleri, bu iki günlük organizasyonda turizm elçilerine tanıtıldı.
BÜYÜK POTANSİYEL VAR
Zeytin yerleşikliğin, emek ve sabrın bir ürünüdür. Kendini geçindirecek kadar bağı, bahçesi, zeytinliği olan kişi özgürdür, huzurludur.
Mudanya halkı ‘Mudanya’nın poyrazı bir de Hayri Türkyılmaz’ı meşhur’ diyor. Başkan yaz sezonuna Deniz Çalıştayı ile başladı, ardından Mudanya Lezzet Festivali’ni gerçekleştirdi, geçen hafta sonu da ‘Trilye Zeytin Festivali’ ile Mudanya ve Trilye’nin adını tüm Türkiye’ye söz ettirmeyi başardı.
Trilye Zeytin Festivali’ne zeytin, zeytinyağı ve zeytinyağlı mezeler için GASTRODER Gastronomi Kültür ve Seyahat Derneği adına jüri üyesi olarak katıldım. Bir yandan Trilye’nin muhteşem lezzetlerin tadına bakarak, Triye’nin gastronomisini keşfederken, diğer yandan film setlerini aratmayan Trilye’nin sokaklarında kaybolduk.
VAZGEÇİLEMEZ LEZZET
Osmanlı döneminde sadrazamlar, yabancı büyükelçiliklere verilecek davetlerde büyükelçilerden ne yiyeceklerine dair liste isterler. Her büyükelçinin kendi yemek listesinde vazgeçemediği tek yiyecek kayıtlarda ‘Trilye Zeytini’dir.
Artan küresel ısınma ve onun ortaya çıkardığı olumsuz gıda üretim koşulları, sınırlı tarımsal alanlar, artan atıklarla birlikte çevre kirliliği; çevreye duyarlı uygulamaları daha da önemli hale getirmekte. Türkiye’de çevreye duyarlı tesis olarak sertifikalandırılan yeşil oteller ve uygulamaları da çevreye duyarlılık noktasında önemli.
Prof. Dr. Kurban Ünlüönen ve ‘Bursalı akademisyen dostumuz Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nden doktora öğrencisi Hakan Güleç ‘Çevreye Duyarlı Mutfak Uygulamaları‘ konusunda akademik bir çalışma yapmışlar.
Çalışma yeşil restoranları ve yeşil mutfak konusunu ele almış. Yıllarca ‘Yeşil Bursa’ namı ile anılan güzide şehrimiz Bursa ‘Yeşil Restaurant’ ve ‘Yeşil Gastronomi’ konularında bu akademik çalışma şehrimize örnek model olur mu? Belediye ve STK’lar bu çalışmayı modeller ve fayda yaratırlar mı? Otellerimiz ve restoranlarımız bu uygulamaları içselleştirirler mi kendi işletmelerine bilemeyiz. Ama biz GASTRODER Gastronomi Kültür ve Seyahat Derneği olarak bu çalışmayı önemsiyor ve işletmelerde uygulanmasını öneriyoruz.
*
Yapılan bu akademik araştırmaya göre en çok atık madde taze sebze ve meyve kabuklarından oluşmaktadır. Gıda atıklarının oluşum nedenleri arasında ilk sırayı açık büfeler almaktadır
Günümüz şartlarına göre kısa mesafe denilebilir. Ben öğrencilik yıllarında Cunda’da çalıştım. Her yaz geçmiş anılarımı canlandırmak ve gastronomi damağımı güncel tutmak adına düzenli ailecek gideriz.
*
Cunda Adası derler ama resmi adı Alibey Adası’dır. Bu güzel adaya adını veren Ali Çetinkaya adına adada bir anıt bulunmaktadır. Ali Bey’in kim olduğuna gelince. Kendisi Milli Mücadele kahramanlarımızdan, vatansever askerlerimizden birisidir. Ayvalık’ta görevli bulunduğu sırada komutanı olduğu alayla birlikte işgalci Yunan kuvvetlerine karşı koymuş ve ilk direnen askeri birlik olmuştur. Milli Mücadele’de atılan ilk askeri kurşunu Ali Bey’in attığı kabul edilir. Ali Bey’in bu kahramanlıkları Nutuk’ta Atatürk tarafından da anlatılmaktadır.
*
CUNDA ADI NEREDEN GELİYOR?
Piri Reis haritalarında bile bu bölgedeki adalara o zamanlar adada bolca bulunan at, kısraklardan dolayı Yunda Adaları denildiği, zamanla Cunda’ya döndüğü rivayet edilir.
Tarihi milattan önce 7. yüzyıla kadar dayanır. Myrleia ‘Yüce ana tanrıça boğazı (geçidi)‘ anlamına gelir. Kolofonlular, Bitinya Krallığı, Roma İmparatorluğu, Bizans ve Osmanlı’nın tarihi izlerinin görüldüğü Mudanya, şimdilerde tarım, turizm ve gastronomi şehri olarak Bursa’nın denize açılan pencerelerinden biridir. Ünlü yazar Ernest Hemingway’in dediği gibi ‘Batılıların barış dilenmeye geldiği kıyı kasabasıdır’ Mudanya .
Bursalılar bilir, şöyle bir deniz havası almak için, kafamızı toparlamak, tarihi bir film stüdyosunu andıran sokaklarında dolaşmak ve lezzetli yemek için çok iyi bir adrestir Mudanya. Ben ise en çok ortanca ve sardunya çiçekleri ile bakımlı evlerinin önlerinde oturan, güler yüzlü, misafirperver Girit göçmeni ailelerle sohbeti severim.
Mudanya Lezzet Şenliği
Geçtiğimiz hafta yedincisi düzenlenen Mudanya Lezzet Festivali nedeniyle oradaydım. Mudanya Lezzet Festivali’ni düzenleyen, jüri olarak bizi davet eden Belediye Başkanımız Hayri Türkyılmaz ve ekibine ayrıca teşekkür ederim. Lezzet Festivali nedeniyle stantlarda birbirinden lezzetli zeytinyağlıların, ot yemeklerinden, Girit ezmesinin, mücverin, papules salatasının, şevketi bostanın, ebe gümecinin, cibes otunun, hindibanın, arapsaçının, mercanköşkünün tadına baktık.
Bu yıl İstanbul’da 25 Haziran- 7 Temmuz 2022 tarihlerinde 29. yapılacak olan İstanbul Caz Festivali (İstanbul).
- 21-30 Haziran 2022 tarihleri arasında 6. yapılacak olan Bodrum Caz Festivali (Bodrum).
- 16-26 Kasım 2022 tarihleri arasında 26. yapılacak olan Ankara Caz Festivali (Ankara).
- 32’ncisi düzenlenecek olan Akbank Caz Festivali (İstanbul).
- 29 düzenlenecek olan İzmir Caz Festivali İ (İzmir).
- 22. düzenlenecek olan Alanya Caz Festivali (Alanya).
- 5. yapılacak olan Akra Caz Festivali (Antalya).
Restoran işletmecilerinin yüzde 70’i talebi karşılayacak yeterli personele sahip olmadığından yakınıyor. İşletmeler sürdürülebilirliği çalışan tarafında yakalayamıyor, bu sorun müşteri tarafında ayrı bir mutsuzluk yaratıyor.
Bunların içerisinde hem çalışan personeline sahip çıkan hem de sürdürülebilir başarı hikayesi yaratarak ‘müşteri memnuniyetini’ sağlayan işletmeler de var. İşte bunlardan biri Candia ve işletmecisi Fatih Pulat… Ona mutlu personel ve mutlu müşteriyi nasıl sağladığını sordum, o da yanıtladı.
Fatih Pulat işletmelerinde çalışanlarına olan yaklaşımlarını ve müşteri memnuniyetini nasıl sağladığını bize anlattı:
*
-Deneyimlerimizi aktarıyoruz: Bankacılık sektöründe uzun yıllar profesyonel yöneticilik yaptım. Çalıştığım süre boyunca ciddi eğitimler aldık, önemli deneyimler yaşadık. Bu deneyimlerimizi ve farklı bakış açılarını gastronomi sektörüne aktarmaya çalışıyoruz.
-Mesleki gelişim ve ilerleme fırsatları sunuyoruz: Bir araştırmaya göre çalışanların yüzde 94’ü kariyer gelişimlerine yatırım yaptıkları takdirde işletmelerinde daha uzun süre çalışacaklarını söylüyor. Biz de öğrenmeye istekli çalışanlarımız için iş eğitimi, mentorluk ve terfi için fırsat sağlıyoruz. Mesleki gelişim yoluyla yeni beceriler ve bilgiler edinen çalışanlar daha etkili, verimli ve yetkili hale geliyor. Yeni görev ve sorumlulukları yerine getirmek için daha donanımlı oluyor bu onların işletmeye olan güvenini arttırıyor.
Yeme içme sektöründe sürdürülebilir uygulamaların yaygınlaşması ülkemizde sürdürülebilir tarımı ve yerel ürünleri koruyacak ve geliştirecek bir etken olacaktır. Bu dönüşüm, su ve enerji tasarrufunu desteklemesi, ekonomi için büyük kayıp olan gıda atıklarını önlemesinin yanı sıra Türkiye’nin doğal kaynaklarının korunmasına katkıda bulunacak ve ekonomi için ciddi bir değer yaratacağına inanıyorum.
Metro Türkiye CEO’su Sinem Türüng bu konuda, “Yeni nesil artık farklı bir dünyanın hayalini kuruyor. Bu yeni dünya; daha temiz, daha çevreci ve toprağa saygılı. Farkındalık düzeyinde yaşanan bu artış elbette tercihleri ve tüketim alışkanlıklarını da değiştiriyor. Metro Türkiye olarak gözlemlediğimiz bu ihtiyaçtan yola çıkarak, sürdürülebilir dönüşümünü gerçekleştirmek isteyen restoranların çıkacakları yolda onlara bir harita sunuyoruz” diyor.
Bu değerli proje nedeniyle Metro Türkiye’yi ve paydaşlarını tebrik ediyorum. Biz de ‘sürdürebilirlik’ konusunda şeflerimizin ne düşündüklerini sorduk. Türkiye’nin en değerli şefleri bakın ‘sürdürebilirlik’ konusundaki önerileri ve uygulamaları neler, onlardan dinleyelim:
Eğitmen-Danışman Şef Eyüp Kemal Sevinç: Bir kez satın alın, iki kez kullanın! Aksi takdirde boşa gidecek sebze artıklarını saklayın ve düşünceli, lezzetli şekillerde kullanın. Bazı kolay örnekler, çorbada brokoli saplarını kullanmayı veya brokoli salatası için rendeleyin, hafif, yağlı sebze suyu için bezelye kabuklarını kullanın.
Soğan, havuç, kereviz dilimlerini dondurucuda saklayın ve yeterince tasarruf edildiğinde stok için kullanın. Yerel ürünleri tercih edin. Sürdürülebilir bir şekilde yaşamanın açık ara en iyi yolu yerel ürünleri satın almaktır. İthal ürünleri menülerinizden çıkartın. Bunu yapmakla sadece işletmenizi ve ekonominizi desteklemekle kalmayacak, aynı zamanda mevcut olan en taze, en lezzetli ürünleri satın alarak da fayda sağlayacaksınız. Yerel Alışveriş: ‘Malzemeleri bölgeden tedarik ederek, malzemelerimizin kat ettiği mesafeyi azaltarak, hava kirliliğini ve yakıt tüketimini azaltarak karbon ayak izimizi azaltabiliriz.
YEREL ÜRÜNLERİ TERCİH EDİN
Executive Chef İbrahim Tunuslu: