Son 5 yıldır da bu misyonu ‘Liderlik Bursu’ adı altında gerçekleştiriyor.
Ben de TEV’in eğitim danışmanı olarak bu sürece katkıda bulunuyorum.
LİDER ÖĞRENCİLERİ NASIL SEÇİYORUZ?
Bu öğrencilerin hepsi zaten çok başarılı.
Üniversite sınavında ilk 2000’e girmiş bu öğrencilerin not ortalamaları da yüksek.
Bu öğrenciler bir komposizyon yazıyor ve mülakata alınıyor. Jüri de alanında en iyi olan profesörlerden oluşuyor.
Bu süreçte öğrencilerin lider olup olamayacağını nasıl anlıyoruz?
Tanışmak mı?
Evet!
Daha önce yazmıştım. Bu bayram da yazmak lazım.
Tanımak ne demek?
‘Ben bu kişiyi tanıyorum.’ dediğimiz zaman, ne kastediyoruz acaba?
Bir çok veli bana danışınca, ‘Çocuğunuz güçlü yanı ne?’ diye soruyorum, kesin yanıtlar gelmiyor. Neden? Çünkü tanımıyorlar.
Tanımak neyi içeriyor? O kişi hakkında ne bilirsem, O’nu yakından tanımış olurum?
Twitter üzerinden 140 karakterde yanıt veremeyeceği için Facebook’u açıp oradan uzun bir mesaj yazmıştır.
Tabii hazır Facebook’tayken bir kaç güncelleme yapmış, bir kaç profil gezmiş ve birkaç karikatüre ve fotoğraflara bakmıştır.
Tam internetten çıkmak üzereyken, gmail, hotmail ve yahoo kutularındaki mesajlarını kontrol etmeye karar vermiştir.
Hazır e-postaları okumuşken, Hürriyet, TEV ve diğer üç üniversitenin eposta kutularını da kontrol etmiştir.
Yine tam çıkmak üzereyken, bir e-posta atması gerektiğini hatırlamış ama mesajın hangi e-posta kutusundan geldiğini hatırlayamamıştır.
“Bari MSN Chat’ten yanıt vereyim” demiştir ama şifresini unuttuğu için girememiştir. Yahoo Messenger şifresini de unutmuştur.
Tam umutsuzluğa düşmüşken Skype aklına gelmiş, ama o kişinin Skype’ta arkadaşı olmadığını farketmiştir.
Bunun üzerine sesi kısık olan telefonuna yönelmiş güya çalışmak için sesini kıstığı telefonda biriken mesajları görmüştür.
En önemlisi değişime inançsızlık.
DEĞİŞİME İNANÇSIZLIK
Çoğu öğretmen ve müdür değişime inanmamaktadır.
Çünkü şimdiye kadar yapılan reform hareketleri ya yarım bırakılmış, ya da ‘mış gibi’ yapılmıştır.
Öğretmenler yeni bir proje ile karşılaştığında, “Nasıl olsa bu da değişir” diye düşünmektedir.
Durum böyle olunca da, haklı olarak kendilerini değişime adamamaktadır.
Bakın bu sene sistem yine değişti. Her eğitimci bilir ki ön hazırlık yapılmadan seneye bir değişiklik daha yapılacaktır.
GELİŞİME İNANÇSIZLIK
Hem öğretmenlerde hem de öğrencilerde tükenmişlik düzeyi oldukça yüksek.
Peki, motivasyon neden düşer? İnsan ne zaman motive olur? Bunları bilmeden öğretmenlerin ve öğrencilerin motivasyonunu artırmak mümkün değil.
ÖĞRENME
Harvard profesörlerinden Teresa Amabile, “İnsanları ne motive eder?” sorusunun yanıtını bulmak için 1000’den fazla yönetici ve çalışan ile bir anket yapıyor.
Birinci sırada “takdir görmek” çıkıyor.
Takdir gören çalışan, işini daha çok severek yapıyor. Ama bu bulguyu doğrulamak için başka bir yöntem kullanıyor.
Her çalışanın bir ay boyunca günlük yazmasını ve duygularını kayıt etmesini istiyor.
Bir ay sonunda günlükleri toplayıp, analize başlıyor.
Bu soruları düşünmek, araştırmak ya da onlar üzerinde derinleşmek çok hoşuma gidiyor.
İşte sizlerden gelen bazı sorular ve görüşlerim.
Eğitimli ailelerin çocukları neden başarısız olur?
Eğitimli ailelerin çocukları genelde daha başarılı ama bazen tersi oluyor.
Anne ya da baba alanında başarılı hatta ünlü olabiliyor ama çocuklar aynı başarıyı yakalayamıyor.
Neden?
Çünkü başarının olması için yüksek beklenti oluşturmak ve çocuğunun başarması için de duygusal destek vermek gerekiyor.
Eğitimli ailelerin beklentileri yüksek ama duygusal destekleri az oluyor. Zaten aile çok yoğun çalıştığı için çocukla çok az vakit geçirebiliyor.
Ama maalesef okul sistemimiz buna göre tasarlanmış değil. Tam tersi mutsuz bireyler yetiştiriyor.
Nasıl mı?
NE MUTLULUK GETİRİR?
Nobel ödüllü ekonomist Daniel Kahneman’ın araştırmasına göre insanı en çok mutlu eden eylemler sırasıyla şöyle.
Seks
Sosyalleşme
Dinlenme
Eğitime hazır olmayan çocuklar zaten zorlanacak. Peki, hazır olanlar?
Onları ne tür riskler bekliyor?
Bu sorunun yanıtı Stanford Üniversitesi’nde 80 yıl önce başlatılmış ve 80 yıllık verilerin analizi sonucu ortaya çıkan araştırma sonuçlarında gizli.
(Aşağıda kaynağını yazdığım bu araştırmanın önemi sosyal bilimler alanında tarihte yapılan en geniş çaplı araştırma olarak gösterilmesidir.)
80 yıl boyunca takip edilen kişiler karşılaştırıldığında, 5 yaşında bilişsel olarak hazır oldukları için okula başlayan çocuklar, 6 yaşında başlayanlara göre ortalamada daha kısa yaşamışlar. (Uzun yaşam, yaşam kalitesinin en büyük göstergesi.)
Hayatları daha problemli geçmiş. Özgüvenleri daha az gelişmiş.
Bu çocuklar ‘çok hızlı ve çok erken’ hayata itilen çocuklar olarak tanımlanmış.
OYUN OYNAMANIN ÖNEMİ