Her ne kadar ailesi ile vakit geçirememekten şikayetçi olsa da kendisini ‘mutlu’ bir birey olarak tanımlıyor.
Başarı, güç ve mevkii onu mutlu ediyor.
EMRE BEY
Emre Bey, yıllardır babasından kalma dükkanı işletiyor. Ailesi onun için o kadar değerli ki haftasonu asla çalışmıyor ve akşam 19.00’da mutlaka evde oluyor.
İşini büyütme motivasyonu da çok az.
Fazlasını ne yapacağım, ben böyle çok mutluyum, diyor.
Ne oluyor da başarı ve güç Harun Bey’i mutlu ederken, Emre Bey’i mutlu etmiyor?
AİLE ETKENİ
Beş hafta önce ailem İstanbul’a geldi. Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan 34 TKC 37 plakalı arabana binip, Şişli’de indiler.
75 TL tutmuş ama köprü parası da var deyip, 100 TL almışsın. Bir de fiş kesmişsin. Kestiğin fiş elimde. 25 TL köprü parası olur mu?
Şimdi ayıp değil mi bu? Bu para haram değil mi? Kul hakkı yemedin mi?
İstanbul Şöförler Esnaf Odası’na ismini ve plakanı verip şikayette bulundum. Aradılar, çözeceğiz dediler.
Siz de sahtekarlığın bir parçası olmazsınız umarım, demiştim ama bir aydır cevap yok.
Haaaa, bir de Sabiha Gökçen Havalimanı işletmesine mesaj atayım dedim. Websitelerindeki form bile çalışmıyor. (İsterseniz deneyin. http://www.sgairport.com/havaalani/tr/bizeulasin.asp)
Bu taksilerin bağlı olduğu Sabiha Gökçen S.S 127 Koop’a mesaj attım (http://www.ss127koop.com/). Cevap bile yok. Herkes sistemin parçası olmuş anlaşılan.
TERS YÖN
Her ikisinin de temelinde inanç olduğu için, birinin diğerine üstünlük sağlaması mümkün değil.
(Kadın haklarının özünde inanç var derken, kadınların kürtajın kendi hakları olduğuna ‘inanmasını’ kastediyorum.)
Bu durumda da bu tartışma asla bitmez. Ama kürtajın cinayet olup olmadığına karar vermek için duygulardan yararlanabiliriz.
Nasıl mı?
DUYGULAR YANILMAZ
İnsanda farklı olaylar farklı duygular yaratıyor. Bu duyguların yoğunluğu da duruma göre değişiyor.
Öfkeyi örnek alalım. Cinayet ile sonuçlanan vakalar çok şiddetli öfke sonucu oluşuyor. (Cinayet her zaman öfke ile alakalı olmuyor tabii ki.)
Örneğin, cana kastetmek, sevdiğiniz bir kişinin öldürülmesi ya da tecavüz en fazla öfke doğuran olaylar ve cinayete sebebiyet verebiliyor.
Öğrencilerin %70’den fazlası da buna inandığını ifade etmiş.
Bu, gerçekten böyle mi?
Sınavda aklınıza ilk gelen şık, doğru yanıt mıdır?
ARAŞTIRMA SONUÇLARI
Bunun yanıtını öğrenmek için araştırmalara bakmak gerekiyor.
Bu konuda 60’dan fazla araştırma yapılmış.
Sonuçlar hep aynı.
Aklınıza ilk geleni işaretlemek, bilinenin aksine daha az avantajlı.
Suç oranları bilinmeyen bir sebepten dolayı aniden düşüyor.
Bazıları bunu polis güçlerinin etkili yöntemlerine, bazıları hapishanelerin etkisine, bazıları yaşlanan nüfusa, bazıları artan polis sayısına, bazıları da güçlü ekonomiye bağlıyor.
Bunların etkisi oluyor, ama hiçbiri %40’lık düşüşü açıklayamıyor.
EKONOMİ
1960’larda da ekonomik gelişim oluyor ama suç oranı düşmüyor. Hesaplara göre işsizlik oranındaki bir birimlik azalma, suç oranında bir birimlik azalmaya denk geliyor.
Ama suç oranındaki düşüş %40. Güçlü ekonomi ile açıklanamıyor.
HAPİSHANE
Hapishane koşulları zorlaşıyor ve bu dönemde hapishanedeki insanların sayısı tam 4 kez artıyor.
Ama konuşmamın tam ortasında profesör kayboldu. Bir iki saniye durakladım. Gözlerim profesörü aradı ama bulamadı.
Ne yapmalıydım? Diğer 119 öğrenci bana bakıyordu. Konuşmaya devam mı etmeliydim yoksa susmalı mıydım?
Konuşmaya devam etmeyi seçtim ama kısa kestim.
Sözüm bittikten sonra, 5-10 saniye daha bir sessizlik oldu. Sonra başka bir öğrenci yorum yaptı. Biraz kaotik bir ortam olsa da yarım saat tartışma devam etti.
Tekrar bir sessizlik hakim oldu.
YENİ ORTAM
O noktada sınıf olarak ne yapmamız gerektiğini bilmiyorduk.
Sonra asistanlardan bir tanesi ‘Yeni sınıf sistemini sevdiğiniz mi?’ diye sordu.
İki uçakta bulunan toplam 747 kişiden 647 kişi yanarak hayatını kaybediyor.
100 kişi uçaklar yanmaya başlamadan önce (bir dakikalık süre içerisinde) uçaktan çıkmayı başararak hayatını kurtarıyor.
Peki neden bu 100 kişi kaçmayı başarıyor da diğerleri başaramıyor?
Bunu merak eden araştırmacılar bu kişiler ile mülakat yapıyor ve durumu açıklayan bir tek sebep buluyorlar: bu kişiler tehlike anında ne yapacaklarına önceden karar vermişler.
Çoğu yolcu çarpışma sırasında ne yapacağını bilmeden şok olmuş bir şekilde yerinde otururken, bu kişiler harekete geçiyor ve uçak patlamadan önce kendilerini dışarıya atıyor.
Yani, kriz anında tam olarak nasıl davranacaklarını biliyorlar.
SPORDA KRİZ
Michael Phelps, 4 altın madalya kazandıktan sonra 5. yarış için havuza atlar atlamaz, gözlüklerinin içine su kaçıyor. Hiçbir şey göremiyor ama ona rağmen yarışı birincilik ile bitirip altın madalyayı kazanıyor.
New York Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Doç. Dr. Selçuk Şirin tarafından kurulan Veri Analiz ve Araştırma Kuruluşu İKSara’nın yaptığı Dershane Algısı Araştırması var önümde.
11’inci ve 12’nci sınıfta okuyan 1.209 öğrenci ile yapılan anketten çıkan sonuçlar çok çarpıcı.
Selçuk Hoca’nın araştırmalarını çok önemsiyorum çünkü Selçuk Hoca yazdığı tek bir bilimsel makaleyle, çoğu araştırmacının hayatı boyunca aldığı atıftan daha fazla atıf alıyor.
Bu araştırmasını da diğer araştırmalarında da olduğu gibi 81 ilin tamamında yüz yüze görüşme yöntemiyle GPS teknolojisini kullanarak yapmış.
DERSHANE SEÇİLİYOR
Anketten çıkan çarpıcı bir sonuç şu: Çoğu öğrenci dershaneleri okuldan daha çok önemsiyor.
‘Size iki tercihten birini seçin deseler (dershane mi okul mu), ikisi de ücretsiz olsa, hangisine devam edersiniz?’ sorusuna öğrencilerin %60’ı dershane diyor.
Dahası ankette öğrencilerin % 67’si dershaneler olmadan sınav kazanılmaz diyor.