“Yakışıklı oğlum!”
“Güzel kızım!”
“Akıllı çocuğum!” diyerek sevdiğini görüyorum.
Çocuklar için “akıllı”, “yakışıklı”, “güzel” sıfatlarını kullanmak ne kadar doğru?
ARAŞTIRMA
Stanford Üniversitesi’nden Prof. Carol Dweck, iki ayrı gruba kolay problemler veriyor.
Çocuklar problemleri çözmeyi başarınca, bir gruba “Sen zeki olmalısın.”, diğer gruba “Sen çok çalışmış olmalısın.” diyor.
Sonra iki gruba da zor problemler verip, çözmek isteyip istemediklerini soruyor.
Öğretmen bazen hiç bağırmayanı, bazen en çok bağıranı, bazen de hiç parmak kaldırmayını kaldırıyor ve ona soru soruyor.
Tabii çocuk düşünürken, diğer çocuklar yanıtı fısıldıyor. Öğretmen onlara bağırıyor: “Sessiz olun! Size sormadım.”
Çocuk bilirse, öğretmen “Aferin!”, bilemezse “Otur!” diyor ve başka bir öğrenciye söz hakkı veriyor.
Bu sınıftaki öğrenme ortamı tamamen hiyerarşik. İhtiyacımız olan öğrenme ortamı paralel yapı. Nasıl mı?
(Yanlış anlama olmasın! Siyasi arenada paralel yapı kullanılmadan önce, ben öğrenme ortamları için bu ifadeyi kullanıyordum.)
ÖĞRETMENİN OTORİTESİ
Öğrenme ortamlarını, iki parametre ışığında değerlendiriyorum.
Birincisi, otorite. Öğretmen sınıfında otoriter mi yoksa demokratik mi?
Sonra sobanın başında ıslanan defterlerini kurutmaya başladı. Annesi de “Oğlum bırak, onlar kurur.” dedi.
Anne kızacak diye beklerken, durumu o kadar doğal karşıladı ki.
“Çoğunluk” filminde durum tam tersiydi.
Baba en ufak bir şeyde çocuğa sinirleniyor ve kızıyordu.
Rahatsızlığımdan dolayı bugünkü yazımı yazamadım.
Bu seferki rahatsızlığımın sebebi eğitim sistemimiz değil, grip.
Haftaya görüşmek üzere.
Gerçeği saklamak için. Peki, gerçeği neden saklamak ister?
Karşı taraf gerçeği öğrenirse, kendisini onaylamayacağını düşündüğü için.
Kimler karşı tarafın onayına ihtiyaç duyar? Hali hazırda bir birey olarak onaylanmamış hissedenler.
Kişiliğiyle onaylanmış hisseden insan, gerçeği saklama, yalan söyleme veya davranışlarıyla onaylanma çabasına girme gereği duymaz.
O zaten onaylanmıştır.
Bazıları için ise aşk çok doğal bir durumdur.
Acaba bunu belirleyen ne? Kimler daha sağlıklı ilişki yaşar?
ÇOCUKLARDA BAĞLANMA
Çocuk sevinmesi gerekirken, üzülüyor.
Acaba annenin övgüsü çocuğu neden üzüyor?
SOLUCAN YEME DENEYİ
Princeton Üniversitesi’nden Prof. Ronald Comer denekleri bir odaya alıyor.
Denekler deneyde solucan yiyecek.
Ama deneyden önce onlara bir anket veriyor. Ankette de “Kendimi cesur bir kişi olarak görürüm.” diye bir ifade var.
Daha sonra deneklere solucan yeme deneyinin iptal olduğu söyleniyor.
ALTERNATİF DENEY
Biri 3, biri 8, diğeri 13 yaşında.
Bu çocuklara “Ben güneşe yolculuk yapacağım.” diyorum.
Sizce hangisinin bu cümleye inanma ihtimali daha yüksek?
Tabii ki 3 yaşındaki çocuğun. Neden? Çünkü o yaştaki çocuklar ne derseniz inanır.
AİLE ÇOCUĞU ŞEKİLLENDİRİYOR
Bu aslında avantajdır. Çünkü bu yapı, aileye çocuğu hayata hazırlama imkanı verir.
Aile ne derse, çocuk ona inanır. Aile ne yaparsa, çocuk da onu yapar. (Tabii çevre de etkili ama o ikincil.)
Durum böyleyken, çocuğun sevmediği bir davranışını görünce, aile neden çocuğa kızıyor? Aile önce kendine kızmalı. Çünkü çocuğu o şekillendirdi.