Bir kelime bile verilen tüm mesajı değiştirebiliyor.
Acaba yetişkinlerin sözleri çocukları nasıl etkiliyor? Hangi sözler olumlu, hangi sözler olumsuz mesaj veriyor?
1- SEN YAPAMAZSIN
Çocuk bir iş yapıyor ve çalışmasını annesine gösteriyor.
Anne, “Bu olmamış.” diyor. Çocuk “Ben beceriksizim.” mesajını alıyor.
Ama anne, “Bu henüz olmamış.” dese, çocuk “Doğru yoldayım ve çalışarak yapabilirim.” mesajını alacak.
Böylece, çocuğun özgüveni gelişecek.
2- KONTROL SENDE DEĞİL
Öğretmenler çocuklara ödev yaptırtmanın, çocuklar da ödevlerden kurtulmanın yolunu arıyor.
Acaba çocuklar neden ödev yapmak istemiyor?
ZORLUK VE BECERİ
Prof. Mihaly Csikszentmihalyi alanında en üst düzeye ulaşmış kişilerle, derinlemesine görüşme yapıyor.
Hepsi çok zor şartlarda yıllarca çalışmış.
Peki, bu kişiler nasıl olmuş da sıkılmadan yıllarca çalışabilmişler?
Yapılan işin zorluğu, o kişinin becerisinden bir ya da iki birim üstteyse, kişi oraya ulaşmak için çabalıyor.
Bu süreçte keyif almaya başlıyor, Csikszentmihalyi’nin “akış alanı” dediği sürece giriyor.
Bunların ilk iki evresine önceki iki yazımda değinmiştim.
(Onları buradan okumanızı öneriyorum.
http://sosyal.hurriyet.com.tr/Yazar/181/ozgur-Bolat/67413/Turkiye-39-de-neden-yetenek-gelismiyor-1
http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/ozgur-bolat_313/turkiye-de-neden-yetenek-gelismiyor-2_27352368)
Bugün de üçüncü evrede Türkiye’nin yaşadığı sorunları yazacağım.
ÜÇÜNCÜ EVRE: KİŞİSELLEŞTİRME
Üçüncü evre özgünleşme evresi.
İkinci evrede normlara uymaya çalışan sanatçılar ve sporcular, bu evrede normlardan bağımsızlaşmaya başlıyor. Yani, özgünleşiyor ve özgürleşiyor.
Geçen haftaki yazımda ilk evredeki sorunlar üzerinde durmuştum. (İlk olarak o yazıyı buradan okumanızı öneriyorum. http://sosyal.hurriyet.com.tr/Yazar/181/ozgur-Bolat/67413/Turkiye-39-de-neden-yetenek-gelismiyor-1)
Bugün de ikinci evredeki sorunları yazacağım.
İKİNCİ EVRE: UZMANLAŞMA
Bloom’un araştırmasındaki ikinci evre “uzmanlaşma”. Türkiye’de bu süreç neden zorlu geçiyor? Sanat ve sporla uğraşan kişiler neden bu evrede alanını bırakıyor?
BİLİNÇSİZ TEKRAR
Uzmanlaşma döneminin mekanik tekrarlarla geçmemesi en kritik nokta.
Bloom’un araştırmasında, eğitmenler çalışmaları öyle kurgulamış ki, çocuklar alanlarındaki temel kavramları kendisi keşfetmiş.
Örneğin, tenis öğrenen bir çocuğa “Böyle yaparsan daha iyi olur.” denmemiş.
Acaba onlar neyi farklı yapıyor? Biz nerede hata yapıyoruz?
ARAŞTIRMA
Yıl 1980.
“Bloom’s Taxanomy” fikriyle tanıdığımız Chicago Üniversitesi’nden Prof. Benjamin Bloom, aslında bir başka alanda da inanılmaz araştırmalar yapıyor.
Her bebek dünyaya bütün geliyor.
Çocuk ben böyle bütünüm diyor. Ama aileler farkında olmadan çocuklara sen böyle bütün değilsin mesajı veriyor.
Sen ödevini yapmazsan, bütün değilsin.
Oyuncaklarını toplamazsan, bütün değilsin.
Uslu durmazsan, bütün değilsin.
Yüksek not almazsan, bütün değilsin.
Bu durumda çocuk ya annenin babanın istediğini yaparak bütün olmaya çalışıyor ya da tam tersini yaparak, 'hayır ben böyle bütünüm' mesajı veriyor.
Örneğin, aile yüksek not almazsan, bütün değilsin mesajı verince. çocuk sadece başarılı olursa, hayatın anlamlı olacağını düşünüyor.
Ama hiçbir yönetici sorunun sorumluluğunu almıyor. Herkes sorunu dışarıda arıyor. Acaba bu başarılı insanların bir özelliği midir?
ARAŞTIRMA
Pennsylvania Üniversitesi’nden Prof. Martin Seligman asker yetiştirme programına kabul edilen kişilere iyimserlik ölçeği uyguluyor.
Sonuçlara göre kimin başarılı, kimin başarısız olacağını büyük yüzdeyle tahmin ediyor. Neye bakıyor?
Kişinin iyi ve kötü durumları nasıl açıkladığına.
İYİMSER İNSAN
İyimser insanlar, kötü durumların sebeplerini kendi dışındaki etkenlere, iyi durumların sebeplerini kendilerine addediyor.
Örneğin, bir proje başarısız olduğunda, “Yönetici iyi yönetemedi.” Ama proje başarılı olduğunda ise “Çok çalıştım.” diyor.
Kendisini o kadar beğendim ki “Onu daha sık görmeliyim.” diye içimden geçirdim.
Bunu nasıl sağlayabilirdim?
O an aklıma şahane bir fikir geldi. Hanımefendiye mükemmel bir teklifte bulundum.
“Benimle her gün görüşürseniz size günlük 100 TL vereceğim ve bir de hediye alacağım.” dedim.
Birden bozuldu ve masadan kalktı. Neredeyse bir de tokat atacaktı. Niye böyle oldu anlamadım.
SAÇMA FİKİRLER