Paylaş
Gerçeği saklamak için. Peki, gerçeği neden saklamak ister?
Karşı taraf gerçeği öğrenirse, kendisini onaylamayacağını düşündüğü için.
Kimler karşı tarafın onayına ihtiyaç duyar? Hali hazırda bir birey olarak onaylanmamış hissedenler.
Kişiliğiyle onaylanmış hisseden insan, gerçeği saklama, yalan söyleme veya davranışlarıyla onaylanma çabasına girme gereği duymaz.
O zaten onaylanmıştır.
SEVGİ ONAYDIR
Sevgi en üst düzey onaylama şeklidir. Gerçekten sevilen kişiler, onaylanmış hisseder.
Sevilen ve dolayısıyla onaylanmış çocuk şöyle düşünür: “Ailem beni zaten seviyor. Beni birey olarak zaten onaylıyor. Yaptığım bir hatayı söylesem de bana verdikleri değerden bir şey eksilmez. O zaman benim yalan söylememe gerek yok.”
Bu durumda aile çocuğa rehberlik etme şansını da kaybetmemiş olur.
Kısacası, yalan bir onaylanma mekanizmasıdır. Sevilmediğini hisseden çocuk yalan söyleyerek kendini iyi gösterme ve dolayısıyla onaylanma peşinde koşar.
POPÜLER OLMAK
Yalan söyleme, dışında başka onay görme yöntemleri de vardır. Bunlardan biri de popüler olmaktır. (Popüler olmak, amaç ise onaylanma aracıdır, sonuç ise değildir.)
Popüler olmak gerçekten yalan söylemek gibi bir onaylanma şekliyse, onaylanmaya ihtiyacı olan kişilerde, her ikisini de görmemiz gerekir, değil mi?
POPÜLER OLMAK VE YALAN SÖYLEMEK
Massachusetts Üniversitesinden Prof. Robert S. Feldman’ın araştırmasında tam olarak bunu bulmuş.
Feldman’a göre popüler öğrenciler daha çok yalan söylüyor. Neden? Çünkü kendisiyle ilgili olumsuzlukları örterek ya da olumlu şeyler uydurarak, sevilmek istiyor.
Neden diğer insanlar tarafından sevilmek istiyor? Ailesinden gerçek sevgiyi görmediği ve değersiz hissettiği için. (Acaba bu insanlar neden bir kişinin sevgisini değil de kalabalığın sevgisini istiyor? Bunun yanıtını başka bir yazıda yazacağım.)
Aslında popüler olmak, yalan söylemenin bir sebebi değil. İkisi de gerçek sevgi görmeme sonucu ortaya çıkan değersizlik duygusunu, telafi etme çabası.
GÜÇ, MEVKİ VE YALAN
Bir başka onaylanma mekanizması da güç ve mevkidir. (Mevki amaç değil sonuç da olabilir ki bu durumda onaylanma mekanizması değildir.)
O zaman güç ve yalan arasında da bir ilişki bulmamız gerekir.
Berkeley Üniversitesinden araştırmacı Dana Carney araştırmasında tam olarak bunu bulmuştur.
Carney’e göre güç ve mevki sahibi insanlar daha çok yalan söylüyor.
Onlar da onaylanma ihtiyacını güç ve mevki ile sağlıyor.
Onaylanmak için gücü kullanan kişi, aynı zamanda yalanı da kullanıyor.
SEVGİSİZLİK
Tüm bunlar gösteriyor ki, gerçek sevgiyi görmeyen insanlar, farklı yöntemlerle onaylanmaya çalışıyor.
Bazıları popüler olmaya çalışıyor, bazıları mevki peşinde koşuyor. Çocuklar da en çok yalan söyleyerek onaylanmaya çalışıyor.
YALANLA GELEN ONAYLANMA
Yalan yoluyla gelen onaylanma daha sonra kendi sorununu yaratıyor.
Çocuk yalan söylediği için güven kaybediyor. Aile daha çok kızıyor. Kızdıkça çocuk daha çok yalan söylüyor. Kısır bir döngü başlıyor.
Arkadaş çevresi de ondan uzaklaşıyor. Uzaklaştıkça, daha az sevildiğini düşünüyor. Sevilmek için daha çok yalan söylüyor.
ÇOCUĞU SEVMEK
Kısacası çocuk yalan söylüyorsa, ortada büyük bir sorun vardır.
Çocuk birey olarak sevilmediğini ve dolayısıyla onaylanmadığını düşünüyordur.
Burada sorun çocukta değil, ailededir.
Aile çocukla güven ilişkisi kurarak, onu anlayarak ve önemseyerek, ve denetleyici değil rehber olarak bu sorunu çözebilir.
Paylaş