Çocuğa soruyorum: Başarısız olursan ne olur?
Düşündükten sonra, “Ailemin ve öğretmenlerimin gözünden düşerim.” diyor.
Neden bir çocuk başarısız olursa, değerinin düşeceğini düşünür ki?
ARAŞTIRMA
Berkeley Üniversitesi’nden Prof. Martin Covington 1026 üniversite öğrencisi
“Neden?” diye soruyorum.
“Çocuğu cesaretlendirir.” diyor.
“Peki, neden çocuğu cesaretlendirme ihtiyacı duyuyorsunuz?”
“Daha iyi yapsın, özgüveni artsın diye.” diyor.
Gerçekten bu böyle midir? Övgü gerçekten cesaretlendirir mi? Özgüveni arttırır mı?
ARAŞTIRMA
Bir araştırmada, çocuklar sınıfta ders işleyen bir öğretmenin videosunu izliyor.
Sonra bu çocuklara soruluyor: Bu sınıfta en başarılı öğrenciler hangisi?
Aşağıda, ünlü Müller-Lyer illüzyonunu görüyorsunuz.
Soru da şu: Hangi dikey çizgi daha uzun?
Çoğunuz yanıtı biliyor. İki çizgi de aynı uzunlukta olmasına rağmen, soldaki daha uzun görünüyor. Peki, ama neden? Bunun öğrenmeyle ne ilgisi var?
DÜNYA NEDEN SICAK?
Yıl 1985.
Harvard Üniversitesi’nden Matthew H. Schneps ve Philip M. Sadler ilginç bir araştırmaya imza atıyor.
Araştırmacılar, Harvard mezuniyet töreni sırasında öğrencilere “Yazın dünya neden sıcaktır?” sorusunu soruyor. (Deneyin videosunu “Harvard Graduates Explain Seasons” adıyla Youtube’da izleyebilirsiniz. )
- Çocuğum kitap okumuyor. Kitap okumayı nasıl sevdirebilirim?
- Kitap okuma saatlerinizde mi sorun var acaba?
- Evde öyle bir uygulamamız yok ki!
- Siz akşamları ne yapıyorsunuz?
- Çok yorgun geliyoruz . Dizi izliyoruz.-
Bir veli kendisinde olmayan değeri çocuğuna verebilir mi?
Çocuk yetiştirme felsefesi açık olmayınca, aileler bir çok hata yapıyor.
Nedir bu hatalar?
1-Çocuğu koşullu sevmek
Her aile çocuğunu sever ama her zaman beğenmez.
Giyinmesini beğenmez, iş yapışını beğenmez, arkadaşlarını beğenmez, notlarını beğenmez.
“Beğenmeme” mesajlarını çocuk “sevilmeme” mesajı olarak algılar.
Çocuk, “Annem beni olduğum gibi sevmiyor.” der ve değersiz hisseder. En iyi ihtimalle sevgi kazanmak için iyi çocuk olur, bunun için başarılı olur.
Bunlar iyi görünse de kötüdür. Koşullu sevgi gören çocuk, davranışlarını diğer insanların gözünden değerlendirmeye alışır ve ne istediğini bilmeden yaşamını sürdürür. Kendini değersiz hisseder. Böyle bir çocuk, başarılı olsa da mutlu ve çoşkulu olamaz.
Bu gerçekten sağlıklı mı? Aileler çocuklarıyla arkadaş olmalı mı?
ARAŞTIRMA
Yıl 2002.
İllinois Üniversitesi’nden Prof. Susan Silverberg Koerner boşanmış ailelerin çocuklarıyla derinlemesine görüşme yapıyor.
Özellikle anne-kız ilişkisine bakıyor.
Görüyor ki, bazı anneler çocuklarıyla arkadaş olmuş. Onlarla kararları ortaklaşa veriyor, dertleşiyor ve onlara sırlarını veriyor. Bazıları arkadaş olmadan anne-kız ilişkisini sürdürmüş.
Prof. Koerner bu iki grubu karşılaştırınca, çok ilginç bir şey keşfediyor.
Annesi arkadaş olan kızlar, daha stresli ve saldırgan bir yaşam sürüyor.
Farklı cephelerde savaşıp, 8 yıl evine dönmeyen,
6 hafta yürüyerek cepheye gelen,
çuval bezinden kendine çarık yapan,
4 gün yemek yemeden savaşan,
aylarca sadece ekmek ve hoşafla beslenen,
bir ayda 70 kilodan 35 kiloya düşen,
kendi cenaze namazını kılan,
“Bu hafta satış yapmamam gerekir” diyor.
Bir satışçı, neden satış yapmak istemesin ki?
ÖDÜLLENDİRME SİSTEMİ
1975 yılında akademisyen Steven Kerr şirketleri inceleyince çok ilginç bir şey farkediyor.
Ödüllendiren davranışlar ile beklenen davranışlar birbirinden çok farklı.
Örneğin, şirketler çalışanlardan takım çalışması bekliyor ama bireysel başarıyı ödüllendiriyor. Ayın çalışanını seçiyor veya ana performans ölçütlerini (KPI) bireysel kurguluyor.
Ameliyat başı para verilince, bazı doktorlar daha çok ameliyat yapıyor.
Hasta ziyareti başına para verilince, hastayı kontrol süresinden sonra sık sık kontrol için hastaneye çağırıyor.