Oya Armutçu

Maaş değil gazi madalyası istiyoruz

17 Temmuz 2017
KADİR Erhan Tuna...

18 yıl önce Tunceli’de PKK’lı teröristlere karşı düzenlenen operasyona katıldı.

Operasyon sırasında sırtından vuruldu.

Kalbinde 18 yıldır terörist mermisi taşıyor.

Ama gazi değil.

Yaşadıklarını Tuna’nın ağzından aktarmak istiyorum:

KALBİMDE TERÖRİST MERMİSİ TAŞIYORUM

“Askerlik görevim sırasında bölücü teröristlerle girilen çatışmada yaralandım. Kalbimde terörist mermisi taşıyorum ve gazi değilim.

Yazının Devamını Oku

Yağmur gibi aidat soruları - 2

10 Temmuz 2017
APARTMANDA oturan kiracının köpeği komşuları rahatsız edecek şekilde havlarsa, Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 18. maddesindeki “Birbirini rahatsız etmeme” kuralı ışığında kira sözleşmesinin feshi için yeterli sayılıyor. 

İkinci el evlerin birikmiş aidat borcunda yeni ev sahibinin sorumluluğu, o evi satın aldığı tarihten sonraki dönem aidatları için söz konusu. Eski döneme ait birikmiş aidat borcundan ise eski mülk sahibi sorumlu. Yeni ev sahibinin sorumluluğu yok.

Okurlarımdan aidat ve apartmanda köpek beslenmesi konusuyla ilgili yağmur gibi soru geldi.

O yüzden bu hafta da apartman hukukuna devam... Kat Mülkiyeti Kanunu’ndan kaynaklı davaların temyiz incelemesini yapan eski Yargıtay 18. Hukuk  Dairesi üyesi Mahmut Kamacı’ya sorularınızı ilettim. Uzmanından bilgi alarak yanıtlıyorum. İşte sizin sorularınız ve uzmanından yanıtları:

 

ESKİ MAL SAHİBİNİN AİDAT BORCU NE OLACAK?

Soru: Gazetede “Aidat yakmasın” yazınızı okudum. Bir sorum olacak. Benim evi satın aldığım tarihten önceki ödenmemiş aidat borçlarını benden istiyorlar. Ödemezsem icra takibi yapacaklarını yazıyorlar. Ben de ‘Eski aidatları eski mal sahibinden isteyin. Bu konuda yargı kararları var’ diyerek ödemiyorum. Bu konuda görüşünüzü alabilir miyim?

Mahmut Kamacı: ‘Aidat borcu’ dediğiniz genel giderlere katılma (ortak gider) ise kat maliki, malik olmadan önceki dönemle ilgili ortak gider borcundan sorumlu tutulamaz.

Kat malikinin sorumluluğu bağımsız bölümün mülkiyetinin kazanılmasından sonraki ortak giderler içindir. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi’nin uygulaması da böyledir. (Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 1/10/2002 gün 2002/7159-9012)

Yazının Devamını Oku

Aidat yakmasın

3 Temmuz 2017
AİDAT borcu ölüm gibidir, kaçamazsınız. Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre yöneticiniz veya kat malikleri yani komşularınızın her biri aidatı ödemediğiniz için sulh hukuk mahkemesinde dava açabilir.

Bununla da kalmayıp icra takibine uğrayabilirsiniz. İcra yoluyla takipte o birikmiş aidat borcunuzu aylık yüzde 5 gecikme faizi ile ödemek zorunda kalırsınız.

 

“Amerika’da, ölümden ve vergiden kaçılmaz” diye yerinde bir slogan var.

 

Türkiye’de de aidat borcundan kaçamazsınız. Haberiniz olsun.

 

Vergi affıyla vergiden kurtulursunuz.

 

Yazının Devamını Oku

Nafaka isyanı

26 Haziran 2017
S. çalışmıyor; eğitimi, mesleği  yok. Biri 2, diğeri 5 yaşında iki çocukla aylık 300 liralık  yoksulluk nafakasını şiddet gördüğü için boşandığı eski eşi ödemiyor. “Nafakayı almak için mahkemeye gidersen seni öldürürüm” diye tehdit ediyor. Bir yanda S. gibi nafaka mağduru kadınlar var. 

Diğer yanda ise kısa süreyle evli kaldıkları eski eşlerine ortak çocukları da olmadığı halde yıllarca maaş gibi “yoksulluk nafakası” ödeyen ve isyan eden erkekler...

DERNEK KURUP ÖRGÜTLENDİLER

Boşanmış İnsanlar ve Aile Platformu adı altında örgütlenen bu erkeklerden bazıları,  eski eşlerinin ‘Nafakam kesilmesin’ diye sigortasız işte çalıştıklarını, mal kaçırdıklarını, başka erkeklerle imam nikâhıyla evlenip kendilerini sömürdüklerini bile iddia ediyor.

ÇOCUKSUZ KADINA  NAFAKA VERİLMESİN

Süresiz nafaka konusu geçen yıl TBMM Aile Bütünlüğünü Koruma ve Boşanmaları Araştırma Komisyonu’nun da tartıştığı en önemli başlıktı. Boşanmış İnsanlar ve Aile Platformu Başkanı İlknur Birsel bu komisyonda yaptığı sunumda, 1988’den beri erkeğin ömür boyu nafakaya mahkûm edildiğini savundu. “Erkektir, kesinlikle kötüdür” mantığıyla hareketle işsiz olsa dahi erkeğe süresiz nafaka ödettirildiğini iddia eden Birsel’in şu önerileri Meclis kayıtlarına geçti: “Boşanmalarda eşit kusur varsa nafaka bağlanmamalıdır. Çocuksuz kadına nafaka bağlanması insanlık suçudur. Ömür boyu nafaka yönteminin değiştirilmesiyle birçok sorun çözüme kavuşturulur. Nafakanın süresine karar verilirken evlilik süresi ve çocuk olup olmadığına bakılması gerekir.”

BAKANLIK SOSYAL YARDIM ÖNERDİ

Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü Mağdur Hakları Daire Başkanlığı’nca Komisyon’da yapılan sunumda ise nafaka yerine sosyal yardım yapılması da önerildi. Bu tartışma, önerilerin üzerinden bir yıl geçti. Komisyon raporu ise Meclis raflarında kaldı.

BOŞANMA DAİRE BAŞKANI GENÇCAN: 

Yazının Devamını Oku

Boşanan erkek ne ister?

19 Haziran 2017
Bu hafta söz erkeklerde. İlk mail Mehmet B.’den:

“Eşim beni evdeki 90 lira ve yüzüğünü çalmakla suçladı. Ben de kendisiyle aynı evde yaşayamayacağımı söyleyerek; kötü bir olay yaşanmaması için annesine gitmesini istedim. Böyle bir iftiranın altında kalmak beni çok rencide etti. Üç aydır işsizim ama işsizlik maaşı ve annemden maddi destek alıyorum.

Şimdi bana cep telefonundan mesaj atıp evi sattıracağını söylüyor.

Ben 1998’de evlendim ve 2 ay önce bir ev aldım. Bu evin alımını tanıdıklardan borç alarak gerçekleştirdim. Evlilik tarihim dikkate alınırsa ben de eşimle mal paylaşımı içerisinde bu evi paylaşmak zorunda mı kalacağım?

Eski evimi 160 bine sattım. Bunun üstüne 100 bin lira borçlanarak şimdiki yeni evi almıştım. Bu borçlar da mı bana yüklenecek?”

MAL REJİMİNİZ HANGİSİ?

Önce genel bilgi. Yeni Medeni Kanun’un yürürlüğe girdiği 1 Ocak 2002’den önceki evliliklerde, eşlerin herhangi bir mal rejimi seçmemiş olmaları durumunda, 2002 yılına kadar alınmış olan mallar başka bir sözleşme yapılmamışsa “mal ayrılığı”na tabi. Ev kimin üzerindeyse boşanma sonrası ev onda kalıyordu.

YASAL MAL REJİMİ NEDİR?

Çalışmayan kadının ev içi emeğini değerlendirmek ve mağdur olmasını önlemek adına Medeni Kanun değişti. 2002’den sonra evlilikler için “Edinilmiş mallara katılma” yasal mal rejimi olarak belirlendi. 2002’den sonra eğer eşler “Mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı, mal ortaklığı, edinilmiş mallara katılma” rejimlerinden birini seçmemişlerse, mahkeme direkt yasal mal rejimi olan “edinilmiş mallara katılma rejimi”ni uyguluyor.

Yazının Devamını Oku

Merdiven altı estetik mağdurları, dikkat

12 Haziran 2017
Hukuk herkese lazım... Demokrasi ve hukuk su gibi, ekmek gibi ihtiyaç. Hepimize lazım. Bu köşede her hafta sizlerden hukuki konularda gelen sorulara yanıt arayıp, yeni yargı kararlarını yazacağım. Bana şu adresten ulaşabilirsiniz: oarmutcu@hurriyet.com.tr

Botoks-dolgu mağdurlarının hukuki hakları nelerdir?

Adanalı 22 yaşındaki Hemşire Merve Keleş’in başına gelen dudak silikonu faciasını anımsadınız mı? Kendisini ‘medikal estetik uzmanı doktor’ olarak tanıtıp aralarında hemşire Keleş’in de bulunduğu 4 kişiye dudak dolgusu ve botoks yaparak hastanelik ettiği iddia edilen kuaför 34 yaşındaki Soner Gülnaz’a 5 yıla kadar hapisle geçen hafta dava açılmıştı. Tabiri caizse, bu davayla medikal estetik uygulamalarının merdiven altına inmesinin sonuçları gözler önüne serildi. Peki yanlış estetik mağdurları hakkını nasıl arayacak? İlk yapılması gereken başlarına geleni sineye çekmemeleri. Sağlık Bakanlığı’na şikâyetin yanı sıra ilgili savcılıklara bu ‘sahte uzmanlar’ hakkında suç duyurusunda bulunmaları gerekiyor. 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’a göre “Diploması olmadığı halde, menfaat temin etmek amacına yönelik olmasa bile, hasta tedavi etmek veya tabip unvanını takınmak” suç. Bu kişiler iki yıldan beş yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılıyor.

Estetik mağdurlarının sayısındaki artış Sağlık Bakanlığı’nı da harekete geçirdi. Bakanlık 81 ildeki Sağlık Müdürlükleri’ne “Denetimleri artırın” talimatı verdi. Estetik mağdurlarının şikâyetlerini tek tek araştıran bakanlık; yetkisi olmadığı halde botoks, dolgu gibi estetik uygulama yapan kişiler hakkında suç duyurusunda bulunuyor. Bu ‘sahte uzmanlara’ da 2-5 yıl hapisle dava açılacak.

Bir de uygulamacı cephesine bakalım. 15 yıldır bu alanda çalışan ve güzelleşeyim derken merdiven altı estetik uygulamaları yüzünden özellikle yüzleri zarar gören mağdurlarla çok karşılaştıklarını vurgulayan Dermatoloji uzmanı Doç. Dr. Hakan Erbil’in kadınlara uyarıları şöyle:

“Doktor olmayan kişilerin bu tip tıbbi estetik uygulamaları yapması suç. ‘Basit bir uygulama ve daha ucuz’ diye merdiven altı dediğimiz yerlerde, doktor olmayan kişilere estetik uygulamalar yaptırılıyor. Bu çoğu zaman felaketle sonuçlanıyor. Mağdurları ise bize geliyor. Tedavide çok sıkıntı çekiyorlar hem de daha pahalıya mal oluyor. Kişiler çoğu zaman bilerek yaptırdıkları için şikâyetçi de olamıyorlar. Vatandaşlarımızın bu işlemleri yaptırırken dikkat etmeleri gereken, bu tür işlemleri bir sağlık kuruluşunda uzman hekimlere yaptırmalarıdır.”

KAMUOYU YANLIŞ ALGILADI

Türk Dermatoloji Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Emel Erdal Çalıkoğlu da günde 4-5 kişinin yanlış uygulama sonucu mağdur olduğu için derneklerine başvurduğunu söyledi. Çalıkoğlu bakanlığa şu çağrıda bulundu:

“Sayın Cumhurbaşkanı’nın 1.5 ay önce imzaladığı KHK ile güzellik salonlarında sadece IPL uygulamasına izin verildi. Ancak bu kamuoyunda yanlış algılandı. Güzellik salonlarında, kuaförlerde bile dolgu, botoks, PRP gibi tıbbi estetik işlemler maalesef yapılmaya başlandı. Denetimlerin belediyelerden alınıp il sağlık müdürlüklerine verilmesi son derece olumlu. Bakanlığın denetim ekiplerinin içinde dernekler olarak biz de yer almak istiyoruz. Bakanlığa mevzuat eksikliğini gidermek için komisyon kurulmasını ve bu komisyonda yer almayı öneriyoruz.”

Yazının Devamını Oku

Nafaka derdi 3

7 Mart 2017
O bir anne. Adı İlknur Birsel Büyükakça. Büyükakça, iki yıl önce Boşanmış İnsanlar ve Aile Platforumu’nu kurmuş.

Platform’un 2 bine yakın üyesini ağırlıklı olarak -çoğu bir yıldan az- 2-4 ay gibi kısa sürelerle evli kalan bazıları çocuksuz ama tümü eski karılarına “süresiz yoksulluk nafakası” ödeyen erkekler oluşturuyor. Platform üyelerinin ortak talebi ise şöyle:

“Türk Medeni Kanun’u değiştirilsin. Süresiz nafaka kaldırılsın”.
Bu hafta söz, Birsel anne ve Türkiye’nin her yerinden mail atıp sesleri olmamı isteyen “süresiz nafaka” mağduru olduğunu savunan okurlarımın:
İlknur Birsel Büyükakça: “Oğlum dört ay evli kaldı ve 7 yıldır nafaka ödemektedir. İşsizken bağlandı. Üstelik eşit kusurlu boşanmaydı. Hani toplumda dul kadına bakış var; ‘dul bıraktı’ desem o da değil. Evlendiği hanımın ikinci oğlumun ilk evliliğiydi. Boşanmış İnsanlar ve Aile Platforumu’nu kurmam 2014’te nafaka arttırma davası açılmasına tekabül ediyor. ‘Bu kadar da olmaz’ diyerek mağdurları bir sosyal medya platform bünyesi altında toplamaya başladım. Şu an sayımız 2000’e yaklaşıyor. 24 Şubat 2016’da TBMM Komisyonu’na attığımız mailler sonucu davet edildim ve ‘süresiz nafaka’ konusunda milletvekillerine sunum yaptım. Komisyon bu konuyu ülkeler bazında ve ülke içinde çok ciddi araştırdı. Hukukçularla görüştü. Sonuç olarak nafakanın süreli olması gerektiği önerisini raporuna yazdı. Fakat bir türlü TMK değişmiyor, bekliyoruz. Her geçen gün mağdur sayısı artıyor. İnsanlar cinnet geçirme noktalarında. Kaç kişiyi intihardan döndürdük. Hapis cezaları var. Örneğin bir üyemiz çocuksuz, kısa süreli evlilik yapmış 15 yıldır nafaka ödüyor. Geçen gün bir üye katıldı. 27 yıldır nafaka ödüyormuş.”

NAFAKASI KESİLMESİN DİYE SİGORTASIZ ÇALIŞIYOR

Y.Ö: “Ben 50, karım 40 yaşında. Beş yıl önce ayrıldık. Avukatının verdiği taktikle, ‘Kocam bana tecavüz etti’ diye evden attırdı. Karakollarda süründürdüler. 22, 17, 16 ve 9 yaşlarında 4 cocuğumuz var. Avukatı beni aradı ‘Siz memursunuz. 6 ayı aşan bir ceza alırsanız memuriyetten olursunuz anlaşmalı boşanma imzalayalım kurtulun’ dedi. Ben bunalımdayım, avukat bile tutamadım. Bir ev, 25 bin lira ve 700 TL nafaka vermek zorunda kaldım. Boşanma sonrası bana, ‘Ben 10 yıldır boşanmak için uygun zamanı bekliyordum’ dedi. Nasılsa boşanacağım diye beni aldatmış. En son evli bir adamla birlikte. O’nun işyerinde nafaka kesilmesin diye sigortasız çalışoyur. Ne yapacağım bilmiyorum.”

4 AY EVLİ KALDIM ÖMÜR BOYU NAFAKA ÖDE

O.B: “Uzman çavuşum. 4 aylık evlilik yaşadım çoluk çocuk yok olmadığı halde sadece kadına yoksulluk tedbir nafakası olarak 800 TL ödüyorum. Beş ay sonra Batı’ya tayin göreceğim. 800 TL nafaka 2 bin 500 TL kredi toplam 3 bin 300 yapıyor. Peki benim maaşım 10 bin TL değil ki. Adalet bunun neresinden. Sırtımda 30-40 kilo çantayla terör bölgesinde görevdeyim. Her an ölümle burun burunayım. Şu an 30 yaşındayım bu nafaka yüzünden geçimimi sağlayamıyorum. Ailem babam harçlık gönderiyor. Bir asker için ne kadar zor bir durum bilir misiniz? Sayın yetkililere sesimiz olmanızı istiyorum.

Yazının Devamını Oku

Otopark derdi

28 Şubat 2017
Güzellik salonu işleten okurumun maili artık hemen her yerde artan araç sayısına paralel yaşanan otopark derdinin özeti gibi. Bu sorunu sadece merkezi yerlerdeki apartmanlarda işyeri sahibi olanlar değil, o apartmanda oturan ve birden fazla arabası olan kat malikleri de yaşıyorlar. Önce okurumun sorusu:

“İşyerimizin bulunduğu bina 50 yıl evvel kooperatif şeklinde yapılmış bir apartman. Aidatlarımızın dışında, aylık 100 lira otopark ücreti ödüyoruz. Yöneticimiz bir avukat. Kiralayanın bir binayı tüm haklarıyla kiraladığını ayrıca park ücreti ödemenin yasal olmadığını söylediğimde; mal sahiplerinin yıllık apartman toplantılarında böyle karar aldıklarını ve bunun noter onaylı olduğunu, bunun da değiştirilemeyeceğini söylüyor. Bu arada burası şehrin merkezi olduğu için mal sahipleri, kızları, oğulları otoparkı ücretsiz kullanıyorlar. Bizim müşterilerimiz ya da ikinci araçlarımız da kesinlikle burayı kullanamıyor. Bu konu ile ilgili Çankaya Belediyesi’ni aradım fakat hiç kimse bilgi sahibi değil. Bu konuda bize yardımcı olursanız çok sevinirim.”

KANUNDA GARAJ NASIL DÜZENLENMİŞ

Bu sorunun yanıtı için önce Kat Mülkiyeti Kanunu’nun (KMK) garaj, otopark gibi ortak alanların kullanım hakkını düzenleyen 16 ve 18. maddelerine göz atmakta yarar var. O iki madde şöyle:
MADDE 16 - Kat malikleri anagayrimenkulün bütün ortak yerlerine, arsa payları oranında, ortak mülkiyet hükümlerine göre malik olurlar. Kat malikleri ortak yerlerde kullanma hakkına sahiptirler; bu hakkın genel kömürlük, garaj, teras, çamaşırhane ve çamaşır kurutma alanları gibi yerlerdeki ölçüsü, aksine sözleşme olmadıkça, her kat malikine ait arsa payı ile oranlıdır.
MADDE 18 - Kat malikleri, gerek bağımsız bölümlerini, gerek eklentileri ve ortak yerleri kullanırken doğruluk kaidelerine uymak, özellikle birbirini rahatsız etmemek, birbirinin haklarını çiğnememek ve yönetim plânı hükümlerine uymakla, karşılıklı olarak yükümlüdürler.

Yazının Devamını Oku