Oya Armutçu

A’dan Z’ye mobbing rehberi

30 Eylül 2024
Dünyada ve ülkemizde binlerce insan mobbing (işyerinde psikolojik taciz) mağduru. Ancak çoğu zaman görmezden geliniyor. Peki mobbing nedir? Ne zaman suç olur? Bağırmak mobbing sayılır mı? Yargı mobbing konusunda ne diyor? Mobbinge uğrayan ne yapmalı?

Mobbing, en basit tanımıyla işyerinde psikolojik taciz. Türk Dil Kurumu Sözlüğü’ndeki kavramın karşılığı “bezdiri”. İşyerlerinde, okullarda vb. topluluklar içinde belirli bir kişiyi hedef alıp, çalışmalarını sistemli bir biçimde engelleyip huzursuz olmasına yol açarak yıldırma, dışlama, gözden düşürme olarak tanımlanıyor. Dünyada ve ülkemizde binlerce insan mobbing mağduru. Ancak çoğu zaman görmezden geliniyor.

Mobbingle ilgili merak edilen tüm soruları Tekirdağ Barosu avukatı Ergün Vardar’a sordum.

* Mobbing ne demek?

Avukat Vardar: Mobbing, çalışan bireyi pasifleştirmek, yıpratmak ve yıldırmak gibi amaçlar için huzursuz etme, aşağılama, dışlama, önemsememe gibi bilerek ve belirli bir şekilde yapılan psikolojik şiddet olarak tanımlanabilir.

* AYM’ye göre mobbing oluşmasının kriterleri nelerdir?

Anayasa Mahkemesi 2018/27032 Başvuru Numaralı dosyada verdiği 14/9/2022 tarihli kararı ile mobbing (psikolojik taciz) hakkında ayrıntılı değerlendirmelere yer verdi.

AYM, psikolojik tacizi kişinin maddi ve manevi varlığına (Anayasa 17) saldırı niteliğinde görmekte ve eylemin mobbing olması için aşağıdaki kriterleri aramaktadır:

* İşyeri ile ilgili olarak işyerindeki yöneticiler ve/veya diğer çalışanlar tarafından gerçekleştirilmesi ya da bu tür müdahalelere göz yumulması,

Yazının Devamını Oku

Hâkim-savcı eğitiminde yeni dönem

23 Eylül 2024
Türkiye’de artık hâkim ve savcı adaylığı tarihe karıştı. Hâkim-savcı yardımcılığı dönemi başladı. Yardımcıların usta-çırak ilişkisi içerisinde hâkim ve savcılar yanında mesleği öğrenmesini sağlayacak yeni model hayata geçti. Peki hâkim ve savcı yardımcılığı kaç yıl? Yardımcılar adliyeler ve Türkiye Adalet Akademisi’nde (TAA) nasıl eğitim görecek?

Adliyelerde ne iş yapacaklar? Türkiye Adalet Akademisi Başkanı Muhittin Özdemir ve Akademi’yi ziyaret ettim. Özdemir’e, merak edilen hâkim-savcı yardımcılığı sistemini, yeni eğitim dönemini ve Akademi’deki benim de çok ilgimi çeken TÜBİTAK’la yürütülecek yapay zekâ projesini sordum.

EĞİTİM SÜRESİ 3 YILA ÇIKTI

“1 Ocak 2023’te uygulamaya konulan sistemle hâkim ve savcı yardımcılığı geldi. Hâkim ve savcı yardımcılığının süresi adaylıktan farklı 2 değil 3 yıl olacak. Hâkim ve savcı yardımcılarının, mesleğe kabul öncesinde Türkiye Adalet Akademisi’nde 1 yıl eğitim alacaklar. Usta-çırak ilişkisi içinde 2 yıl tecrübeli hâkim ve savcıların yanında görev yapacaklar. Hâkim ve savcı yardımcılığı temel eğitim dönemi, görev dönemi ve son eğitim döneminden oluşacak. Temel eğitim ve son eğitimi, Türkiye Adalet Akademisi verecek.

270 SAAT DERS ALACAKLAR

Dört temel eğitim alanının bulunduğu TAA’da, hâkim ve savcı yardımcıları farklı konularda 270 saatlik ders alacak. Yardımcıların mesleğe uyumlarını sağlamak için vatandaşa, avukata nasıl davranacaklarından, yargı etiğine, protokole kadar 13 farklı kişisel gelişim ders programı var. Hâkim ve savcı yardımcıları Akademi’de atölye ve uygulama adliyesinde uygulamalı eğitim görecekler. Bu dersler sonrasında sınava girecek yardımcılar temel eğitim dönemi sonrasında alacakları puan ve sıralamaları hangi adliyede görev yapacağını belirleyecek. Yani her hâkim ve savcı yardımcısı istediği adliyede görev yapamayacak. Başarısına göre çalışacağı adliye belirlenecek. Teşvik ve ödüllendirme amacıyla hâkim ve savcı yardımcılığı sonunda başarılı olanlardan sıralamada ilk üçe girenler, ad çekmeden istedikleri yeri seçebilecekler.

ADLİYEDE NE YAPACAKLAR

Görev dönemi yargı mercilerinde fiilen görev yapmak suretiyle geçirilecek. Adliyeye giden savcı yardımcısı savcı gibi otopsiye gidecek, ifade alacak, olay yeri incelemesi yapacak. İddianame taslaklarını hazırlayacak. Hâkim yardımcıları ise gerekçeli karar taslağını, müzekkereleri, keşifle ilgili teknik evrakları hazırlayacaklar. Ara kararları yerine getirmek gibi ekstra müdürün, memurun yapmadığı bazı görevleri hâkimin adına yapabilir hale gelecekler. UYAP evrak akışında da müzekkere taslağının ilk halini katip girecek, yardımcının önüne düşecek. Yardımcı son halini verecek hâkimin önüne düşecek o da imzaladığında bitecek.

Yazının Devamını Oku

Hobi bahçesine ev yapılır mı

16 Eylül 2024
Pandemi sonrası çoğu kişi toprak alıp üzerine bahçeli küçük bir prefabrik ev yapma hayali kuruyor. Bu nedenle satılık ‘tarla’, ‘hobi bahçesi’ ilanları büyük ilgi görüyor. Ancak arsa ile tarla farklı. Arsa diye ilana çıkıp satılan yerlerin çoğu aslında tarla ve üzerine ev yapmak bazen hiç mümkün değil...

HOBİ bahçeleri, kent dışındaki büyük arazilerin sözleşmeler aracılığı ile küçük parçalara bölünmesi yoluyla dernek veya kooperatifler aracılığıyla satılmasıyla kuruluyor. Hobi bahçelerinin bulunduğu bu alanlar tapuda tarım arazisi görünüyor. Mevzuata göre bazı küçük istisnalar dışında tarım arazisine inşaat yapımı yasak. Tarım arazisi niteliği bulunmayan, imar planında arsa olarak nitelendirilmiş alanlarda hobi bahçesi kurulması önünde ise yasal bir engel yok. Ancak uygulamada hobi bahçeleri üzerine prefabrik, kagir veya ahşap yapılar inşa ediliyor. Sıkıntı da buradan kaynaklanıyor. Bu yapıların imar mevzuatına aykırılık teşkil etmesi durumunda; yıkılmaları gerekiyor. Üzerine de TCK’nın 184. Maddesi kapsamında “İmar kirliliğine neden olma” suçundan hapis cezası uygulanabiliyor. Maddi kayıp ve sorun yaşamamak için arazi-arsa-tarla-hobi bahçesi alırken dikkat edilmesi gerekenleri okurlarımın soruları ışığında kat mülkiyeti hukuku bilirkişisi Murat Erdoğan’a sordum. Erdoğan, sorularımı bakın nasıl yanıtladı:

KOOPERATİFE ÜYELİK

* Arazi sahibi olmak için kooperatiflere üye olmak akıllıca olur mu? Kooperatiflere mali tablolarına bakmadan bilerek ya da bilmeden üye olduğunuzda kooperatifin borcuna da varlığına da ortak olursunuz, yaptığınız ev kooperatifin ortak malı olur, tek başına hiçbir hak iddia edemezsiniz. O yüzden bu tip kooperatiflere araştırmadan girmeyin.

* Kooperatif üyeliğiyle alınan hobi bahçelerine prefabrik ev yapılabilir mi? Hobi bahçeleri tarım arazileri üzerine kurulu. Tarım arazisine ve kooperatife ait hobi bahçesinde zaten ev yapılamaz. Yaptığınız ya da yapılmış olarak hissesini aldığınız ev/prefabrik de zaten sizin sayılmaz. Kooperatiflerde ‘konteyner koyulabilir, prefabrik yapılabilir, bungalov yapılabilir’ diye özel bir durum ya da özel bir müsaade yoktur. Ruhsatı olmayan her şey kaçaktır. Yasal olduğunu iddia edenlere yapı ruhsatını mutlaka sorun.

DAVA BİLE AÇILIR

* Kaçak prefabrik ev ve konteynırlar için nasıl bir işlem yapılıyor? Kooperatif hissesi satan ve pazarlayan satıcılar ‘Belediye bir şey demiyor’ diyerek sizleri kandırabilir. Bunlara inanmayın. Mevzuat gereği belediye bu tür yerleri fark ettiğinde ya da bir şikâyet geldiğinde yıkmak ve cezasını kesmek zorundadır. Ayrıca ceza davası açılması için kolluk kuvvetlerine ihbarda bulmak zorundadır, hapis cezası bile alabilirsiniz. Belediyenin yıkmadığı yani göz yumduğu olsa dahi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu tür yerleri görevi gereği yıkar, parasını iki kat olarak belediyeden keser ve bunu bile size ödetir.

* Elektrik aboneliği olması izin verildiği anlamına gelir mi? Bu tür kaçak yapılarda, elektrik aboneliği olması belediyenin ya da devletin o yapıya izin verdiği, yıkmayacağı anlamına gelmez. Yıkılan kaçak yapıların hemen hemen tamamında elektrik vardır. Yapı kayıt belgesine müracaat edilmiş olması o yapının izinli olduğu ve yıkılmayacağı anlamına gelmez. Belgesiz olan her yapı yıkılabilir. Yapı kayıt belgesi bir müracaat belgesidir yapı kullanım izin belgesi değildir.

* Su için sondaj yapılabilir mi?

Yazının Devamını Oku

Fenomenler nasıl vergilendiriliyor

2 Eylül 2024
Sosyal medya, farklı gelir elde etme yollarını da ortaya çıkardı. İnternet fenomenleri olarak da bilinen influencer’lar, doğrudan ya da örtülü biçimde ürün tanıtımı yapıp yüksek gelir elde ediyor. Peki ‘sosyal medya geliri’ nasıl vergilendiriliyor? Fenomenler yönünden herhangi bir vergi avantajı bulunuyor mu? Merak edilenleri vergi hukuku uzmanı Avukat Dr. Burak Aslanpınar’a sordum...

- Sosyal medyadan nasıl gelir elde edilir? Sosyal medyanın pandemi dönemi sonrası daha fazla popüler olması ile birlikte yeni meslekler, yeni kavramlar hayatımıza dahil oldu. Mevzuattaki adıyla “sosyal medya içerik üreticileri” de bunlardan olup bu kişiler ciddi tutarlarda gelir elde edebiliyorlar. Bu gelir çok çeşitli yöntemlerle olabiliyor. Örneğin bir video, resim ya da yazı içeriğinde gönderi, hikaye, kısa veya uzun video gibi doğrudan reklam almak ve bunu belirtmek söz konusu olabilir. “Örtülü reklam” yani reklam olduğunu belirtmeden reklam yapılabilir. Ürüne, siteye, hizmete, hesaba bağlantı vererek, gelir elde edilebilir. Bir video içeriğinin yüklendiği platform arada gösterilen reklamlardan elde edilen geliri içerik üreticiyle paylaşabilir. “Katıl”, “abone ol”, “destek ol” gibi butonlarla içerik üreticiye fayda sağlanabilir. İçerik üretici çevrimiçi eğitimler karşılığında gelir elde edebilir. Saymakla bitmeyecek bu gelirlerin tamamı vergiye tabidir. Vergilendirilmesi gerekir.

KAZANÇ SAYILIYOR

Sosyal medyadan elde edilen gelirler kanuna göre “kazanç” sayılıyor. Geliri elde eden gerçek kişiyse gelir vergisi, şirketse kurumlar vergisi ve ayrıca her ikisi için de geçerli olmak üzere KDV ödenmesi gerekiyor. Ayrıca bu vergiler için mükellefiyet tesis edilip beyanname verilmesi gerekiyor. Genel kural bu olmakla birlikte çok avantajlı bir vergi istisnası düzenlemesi mevcut. Bu durumda iki ihtimal söz konusu oluyor:

1. Genel kurallara göre vergi mükellefiyetlerini yerine getirmek.

2. Sosyal medya vergi istisna belgesi alarak avantajlı düzenlemelerden yararlanmak.

- Genel kurallara göre vergi mükellefiyeti nasıl yerine getiriliyor? Sosyal medya geliri elde eden gerçek kişi ise kendi adına vergi mükellefiyeti (hatalı bir kullanım olmakla birlikte genelde bilindiği şekliyle ‘şahıs şirketi’) açarak bu mükellefiyet üzerinden vergisel yükümlülüklerini yerine getirebilir. Bu durumda elde edilen gelirler için fatura kesilip her ay KDV, üç ayda bir geçici (gelir) vergi, yıllık gelir vergisi beyannameleri verilmesi gerekiyor.

Limited veya anonim şirket kurulursa da aynı yükümlülükler gelir yerine kurumlar vergisi şeklinde söz konusu oluyor. Tabii bu beyannameler sonrası ilgili vergilerin ödenmesi gerekiyor. Ayrıca SGK bağlamında 5510 sayılı Kanun md. 4/b kapsamında eski adıyla Bağ-Kur prim ödemelerine de katlanılması gerekiyor. Süreçlerin mali müşavirle takip edilmesi gerektiği için doğal olarak mali müşavir için ödenecek ücret şeklinde bir masraf kalemi daha ekleniyor. Öte yandan bunlar yapılmadıysa ya da eksik yapıldıysa ağır cezalarla karşılaşmak olası.

3 MİLYONUN ALTI İSTİSNA

Yazının Devamını Oku

Arabulucuların ‘Türk Dünyası’ çıkarması

26 Ağustos 2024
Türkiye ‘Türk Dünyası Arabuluculuk Üssü’ oluyor. Türk Dünyası Arabulucular Birliği’ne (TDAB) şu anda Türk Devletleri Teşkilatı mensubu sekiz ülkenin avukat ve arabulucuları üye. Bu çatıya bölgedeki 30 ülke avukat- arabulucuları ile ‘Türkçe konuşan tüm ülkelerin’ avukat-arabulucularının üyeliği hedefleniyor.

TDAB Başkanı Yakup Erikel ile Türkiye’nin arabuluculuk üssü olmasını hedefleyen projelerini konuştum. Erikel’in, değerlendirmeleri şöyle: “Arabuluculuk, hukuki ihtilafların çözümünde alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir. 1940’lı yıllarda başlayan arabuluculuk, günümüzde yaklaşık 160 ülkede uygulanmaktadır.

5 Ocak’ta, birliğimizin kuruluş dilekçesini verdik. Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Özbekistan, Kıbrıs, Macaristan’dan şu anda üyelerimiz var. Bölgesel büyük bir arabuluculuk sistemi için ilk adımı attık.

BAŞ AKTÖR OLACAK

Artık Ankara’da, İstanbul’da, Yozgat’ta imzalanan bir arabuluculuk anlaşması Bakü’de, Aşkabat’ta, Taşkent’te hukuken geçerli olabilecek. Biz arabuluculuk uygulamaları, eğitimleri ve önemli uyuşmazlıkların çözümlerinde baş aktör olmak ve dünyada bir arabuluculuk markası oluşturmak iddiasındayız. Birliğimizi kurduktan sonra bölge ülkeleri ile temaslara başladık. Kırgızistan’a, Özbekistan’a ve Kazakistan’a gittik. Kazakistan Arabulucuları Birliği Başkanı Jandilda Jakupov, uçağa atlayıp Özbekistan’a bizlerle tanışmaya geldi. Kırgızistan’da bir arabulucunun 700 km’lik yolu aracı ile gelip bizlerle tanışmak istemesi de inanılmazdı.

Kırgızistan, Özbekistan ve Kazakistan aralarında zaten birlik kurmuşlar. Ancak bizi görünce ‘Siz bizden daha kapsamlı düşünüyorsunuz, biz de size üye olalım. Bu çalışmaları birlikte yapalım’ dediler. Biz bu çalışmanın moderatörü olmak istiyoruz. 

DÖNEM BAŞKANLIĞI MODELİ

Türk Devletleri Teşkilatı’ndaki gibi her ülke dönem başkanı olacak. Bir dönem Azerbaycan, bir dönem Kazakistan bir dönem Kırgızistan başkan olacak. Birliğin merkezi Türkiye olacak. Bu coğrafyada birliğimize üye arabulucuların olduğu sekiz ülkenin başkentini belli alanlarla hukuk merkezi yaparak buraları bu hukuk branşı ile özdeşleştirmeyi de hedefliyoruz. Örneğin, Ankara Ticaret Hukuku, Bakü Rekabet Hukuku, Bişkek Fikri Haklar Hukuku gibi. Taşkent Sözleşmeler Hukuku, Macaristan Enerji Hukuku, KKTC Uluslararası Hukuk gibi. 

Yazının Devamını Oku

Otoparka bireysel şarj ünitesi kurulabilir mi

19 Ağustos 2024
Çevre dostu elektrikli araçların sayısının artması ile site ve apartmanlarda elektrikli şarj ünitelerinin kurulması konusunda yoğun bir talep var. Site ve apartman yöneticileri, bu yeni uygulama konusunda tereddüt yaşıyor. Bir malik ya da kiracı elektrikli aracı için otoparka bireysel şarj ünitesi kurabilir mi? Bu izni yönetici verebilir mi? Ortak kullanım için şarj ünitesi kurulabilmesinin koşulları nelerdir?

Elektrikli şarj üniteleri ile ilgili okurlarımın merak ettiği tüm soruları İstanbul Barosu avukatı Mustafa Şeref Kısacık yanıtladı. 

-Çevre Bakanlığı’nın şarj üniteleriyle ilgili görüşü nasıl?

Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meslek İçi Hizmetler Genel Müdürlüğü yapılan başvuruları/yöneltilen soruları dikkate alarak bu konuda bir açıklama yayınladı. 24 Temmuz 2024 tarihli açıklamada; elektrikli araç şarj ünitelerinin ruhsat gerektiren bir yapı niteliğinde olmadığı, kurulum işlemlerinin Kat Mülkiyeti Kanunu’nun (KMK) 19. maddesinde belirtilen “ortak alanlarda inşaat yapılması” kapsamında bulunmaması nedeniyle maliklerin 4/5’inin rızasının aranmasına gerek bulunmadığı ancak KMK’nın 42. maddesi kapsamında maliklerinin sayı ve arsa payı çoğunluğu ile verecekleri karar ile kurulabileceği belirtildi.

EKLENTİYE ŞARJ İSTASYONU  

Açıklamada ortak alan kapsamında olmayan bağımsız bölümlerin eklentisi niteliğindeki otopark alanlarında, mevcut olan elektrik tesisatında değişiklik yapılmadan ve diğer bağımsız bölümlerle ortak alanları etkilememek kaydı ile kurulacak olan bireysel şarj üniteleri için kat malikleri kurulu kararı alınmasına gerek bulunmadığı da vurgulandı. Bu tespitlere esas itibarıyla katılıyoruz. Ancak basın-yayın organları ile sosyal medyada bu açıklamayla ilgili yayınların çoğunda herhangi bir izin almadan ortak alanlara dahi bireysel şarj ünitesi kurabileceği şeklinde anlaşılacak değerlendirmeler yapılıyor. Bu değerlendirmeler kesinlikle yanlış.

-Malik veya kiracılar izin almadan şarj ünitesi kurabilirler mi? KMK’nın 19/2. maddesinde açıkça belirtildiği üzere apartmanın/sitenin açık veya kapalı ortak otoparkında, uygun bir ortak alanında bütün kat maliklerinin 4/5’inin yazılı rızası veya aynı sayıyla alınmış Genel Kurul (GK) kararı olmadan hiç kimse bireysel şarj ünitesi kuramaz.

YÖNETİCİ İZİN VEREMEZ

Yazının Devamını Oku

Fenomenlere vergi cezası

5 Ağustos 2024
Ticaret Bakanlığı, sosyal medya fenomenleri ve influencer’lara markalarla işbirliklerini açıklamadan ‘örtülü reklam’la gelir elde ettikleri için ceza yağdırdı. Son olarak Şeyma Subaşı’na 550 bin lira, Cem Özkök’e de 500 bin lira ceza verildi. Peki, sosyal medya reklamlarında uyulması gereken kurallar, yasaklar, cezalar neler?

Sosyal medya platformlarının büyümesiyle birlikte markalar ürünlerini tanıtmak için “influencer” diye bilinen sosyal medya etkileyicileri ve fenomenleriyle işbirliği yapma yoluna gitti.

Artık bir sektör olarak kabul edilen influencer, TikToker, YouTuber, vlogger, blogger gibi yeni meslek mensupları kendi web sitesi üzerinden veya Google Adsense reklamları üzerinden gelir elde ettikleri için vergi mükellefi olarak bile kabul edildiler. Bu tür işbirliklerinin açıkça belirtilmemesi yani “örtülü reklam” verilmesi, tüketicileri yanıltma potansiyeline de sahip. Ticaret Bakanlığı, marka reklamı yaparak milyonlarca lirayı bulan kazanç elde eden sosyal medya fenomenleri ile influencer’lara ceza yağdırdı. Şeyma Subaşı’na birçok markanın reklamını yapıp ‘reklam’ olduğunu belirtmediği için 550 bin lira ceza kesildi. Temizlik videolarıyla ve ‘foşur foşur’ ifadesiyle tanınan Cem Özkök’e de kendi markasını tanıttığı bir paylaşımında ‘reklam’ yazmadığı gerekçesiyle 500 bin lira ceza verildi. Avukat Dr. Burak Aslanpınar’ın bu konuda merak edilenlere yanıtları şöyle:

- Örtülü reklam ne demek

Kısaca bir ürün veya hizmetin tanıtımının reklam olduğunun açıkça belirtilmemesi durumunu oluşturuyor. Kanundaki tanımı ise “reklam olduğu açıkça belirtilmeksizin yazı, haber, yayın ve programlarda, mal veya hizmetlere ilişkin isim, marka, logo veya diğer ayırt edici şekil veya ifadelerle ticari unvan veya işletme adlarının reklam yapmak amacıyla yer alması ve tanıtıcı mahiyette sunulması” olarak belirtilmiş (Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun madde 61/4). Sosyal medya etkileyicileri, genellikle ürünleri doğal bir şekilde hayatlarına entegre ederek tanıtıyor. Ancak bu tanıtımların bazen reklam olup olmadığı konusunda şüpheler ortaya çıkabiliyor. Bu şüphelerin oluşmaması adına son dönemde denetimler ve “örtülü reklam” nedeniyle kesilen cezalar sıklaştı

REKLAM OLDUĞU BELİRTİLMELİ

- Örtülü reklam yasağı örnekleri neler?

Sosyal medya etkileyicilerinin paylaşımlarında, içeriklerinde sıklıkla reklam yaptığını görüyoruz. Bu paylaşımları esnasında örneğin bir markayı, bir restoranı veya herhangi bir yeri reklam yapma amacıyla tüketiciyi harekete geçirecek şekilde tanıtım yapıyorsa ve reklam olduğunu tüketicinin açıkça anlayabileceği şekilde belirtilmezse örtülü reklam ortaya çıkıyor.

Yazının Devamını Oku

Komşunun sesini telefona kaydetmek suç mu

29 Temmuz 2024
Okurum M.R., gürültü yaptığı için uyardığı üst kat komşusunun telefonda kendisine, “Git nereye şikâyet edersen et, beni oraya getirme” diyerek sinkaflı küfür ettiğini, bu konuşmayı kaydettiğini, bu kayda dayanarak, hakaret davası açılıp açılamayacağını soruyor. Birçok okurum, “İzinsiz telefon kaydı suç mu? Bu telefon kaydı mahkemede delil olur mu?”, öğrenmek istiyor.

Konuyu merak eden okurlarımın sorularını Tekirdağ Barosu avukatı Ergün Vardar’a ilettim. Vardar’ın değerlendirmeleri şöyle: “Bir ses kaydının delil olarak kullanılabilmesi için hukuka uygun elde edilmiş olması gerekir. Bir kişinin rızası olmadan ses kaydının alınması, bu kaydın hukuka aykırı yollarla elde edildiği anlamına gelir. Mahkemede delil olarak kullanılamaz. Ancak, hakaret ve tehdit içeren ses kaydı istisnadır. Kişinin kendisine karşı işlenen hakaret ve tehdit olaylarını telefonuna ses kaydına alması belirli kriterler ışığında suç sayılmıyor. Alınmış olan bu ses kayıtları hukuka uygun delil niteliğindedir. Hükme esas alınmasında hukuka aykırılık yoktur.

İŞTE DELİL SAYILMA KRİTERLERİ

Yargıtay’ın değişik tarihlerde verdiği emsal kararlar dikkate alındığında; bir kişinin izinsiz ses kaydı alma eyleminin suç teşkil etmemesi için öncelikle, kişinin şahsına yönelik olarak gerçekleşen hukuka aykırı davranışı başka şekilde ispat edememesi ve bu konuda başka bir delil bulamaması gerekir. Ayrıca yapılan ses kayıt işleminin sadece mağduriyeti ispat amacı taşıması ve ses kaydının provokatif şekilde yönlendirmelerle elde edilmemesi ve üçüncü kişilere ifşa edilmemesi gerekir.

‘SENİ ÖLDÜRECEĞİM’ KAYDI DELİL

Ses kaydının alınmaması durumunda delillerin kaybolma ve bir daha elde edilememesi riskinin bulunması gerekir. Ses kaydının ani gelişen, suç teşkil edebilecek, örneğin “Seni öldüreceğim, şerefsiz” gibi hakaret ve tehdit içerikli durumlar nedeniyle alınması şarttır. Sonuç olarak, kişinin kendisine karşı işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak, bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkânının olmadığı ani gelişen durumlarda karşı tarafla yaptığı konuşmaları kayda alması halinin hukuka uygun olduğunun kabulü zorunludur. Aksi takdirde kanıtların kaybolması ve bir daha elde edilememesi söz konusudur.

OKUR M.R. SAVCILIĞA ŞİKÂYET ETMELİ

Okur M.R.’nin sorusundaki gibi gürültü yapan üst kat komşunuz “Git nereye şikâyet edersen et, beni oraya getirme” der ve devamında size telefonda hakaret ve tehdit içeren beyanlarda  bulunursa bunu kayıt altına alarak cumhuriyet  savcılığına  şikâyet dilekçesi sunabilirsiniz. Bu durumda yapılacak soruşturma sonucunda hakaret suçu kural olarak uzlaşmaya tabi olduğundan ve “tehdit” suçunun TCK madde 106/1’de temel şekli, taraflar arasında uzlaştırma prosedürünün uygulanmasını gerektiren suçlardan olduğundan uzlaşma sağlanamadığı, takdirde soruşturmaya veya yargılamaya devam edilmesi gerekir.”

Yazının Devamını Oku