Hemen söyleyeyim: Tüm övgüleri sonuna kadar hak eden bir mekan olmuş burası. Çünkü ahtapotundan risotto’suna kadar her şey usta işi ve leziz. Hiç boşu yok.
Yemeklerin bu kadar iyi olmasının nedeni de, Alaçatı’nın gastronomik olarak yükseldiği dönemde L’Escargot’u açan ama köyün içi gürültüye teslim olunca orayı kapatmak zorunda kalan, son dönemde çoğunluğun daha çok Karaköy’deki Mürver’le tanıdığı şef Yılmaz Öztürk’ün Loft Elia’nın başında olması.
O yüzden burası “Mürver’in Bodrum şubesi” olarak da geçiyor sohbet aralarında.
Ama şef Öztürk, Loft Elia’da başka bir menü ve tarz yaratmaya çalışmış. Üstelik hayli kısa sürede başarmış bunu.Çünkü Loft Elia’nın olduğu yerde aslında Maça Kızı açılacaktı.
Her şey tamamdı, duyurular yapılmıştı, ama son dakikada Maça Kızı pandemi nedeniyle bu sezon açmak istemeyince onun yerine Loft Elia oldu.
Unutmadan, Loft Elia’nın konuşlandığı Bodrum Loft projesi Akfen’e ait.
Önce en merak edilen konuyu yazayım. Herkes soruyor, “Gerçekten korona yokmuş ya da tamamen bitmiş gibi mi davranılıyor?” diye.
Aslında oteller, işletmeler kurallara uyuyor. Onda sıkıntı yok. Ama benim gördüğüm kadarıyla insanlar ikiye ayrılmış durumda.
Bir yanda evlerinden pek az çıkıp kendini korumaya devam edenler...
Diğer yanda ise çoktan eski normale dönmüş olanlar. Yani birbirlerini gördüğü anda tokalaşıp öpüşenler, sarılanlar. “Saldım ben” diyenler...
Arada kalanlar da oluyor tabii. Ne yapacağını tam bilemeyenler!
Eski normalle yeni normal arasında sıkışıp kalanlar. Sadece Bodrum değil, aslında tüm güneyde genel ruh hali bu.
Malva’nın iddiası
Peki, Bodrum hareketli mi? Evet kesinlikle. Mesela ilk hareket hafta sonu Nişantaşı’ndaki Frankie’nin sahibi Kaya Demirer sayesinde yaşandı. Aynı zamanda TURYİD Başkanı olan Demirer, iki iddialı mekan açtı Bodrum’a.
Maas’ın son zamanlarda üzerinde sıkça durduğu “Green Dip” adlı bir projesi var.
Projenin ana damarı kısaca şu:
Şehirleri ormanlaştırmak.
Hayır, Maas parkların çoğaltılmasından filan bahsetmiyor.
Ya da yeni yapılan binaların eskilere göre biraz daha fazla yeşil alana sahip olmasından da...
Şehirlerdeki başrolün tamamen yeşile verilmesini öneriyor Maas.
Cunda’ya daha önce çok gidip gelmiş arkadaşımdan öğreniyorum; meğer bu bina gayet yıkık dökük bir haldeymiş.
O da bu yenilenmiş halini görünce şaşırıyor, inanamıyor.
Meğer 1 yıl önce restorasyonu bitmiş ve otel olarak açılmış Despot Evi.
Binanın tarihi ise 1800’lü yıllara kadar uzanıyor.
En azından bazı kadınlar güvenmiyor diyebilirim.
Çünkü Ozan Güven-Deniz Bulutsuz olayını yorumlarken, “Yeni nesil kadına şiddet olayını kullanabiliyor, abartıyorlar” cümlesini duyduğum oldu kadınlardan.
Kadın tarafının söylediklerine inanmıyorlar yani. Açık kapı bırakıyorlar.
Üstelik bunu düşünen gayet eğitimli, hali vakti yerinde olan kadınlar.
Kadına şiddet olayından daha vahim bir şey varsa, o da hemcinslerinin beyanına güvenmeyen, “Abartıyor” diyen kadınlar...
Nokta...
Dün şöyle yazmıştım:
Sonuçta herkes ondan bir açıklama bekliyordu.
İki yakın arkadaş, ama her ikisi de ünlü.
Dolayısıyla insanların bir açıklama beklemeleri doğaldı.
Bunda anormal bir durum yoktu.
Yılmaz’ın açıklaması ise doyurucu.
Bir yandan zor bir durum aslında.
Peki sezon finali tatmin edici miydi?
Evet, gayet!
Bir Lost gibi “Bu mudur yani?” dedirten bir final değildi.
Dark tüm şifrelerini çözdü, tüm karakterlerin nereden nereye geldiklerini tamamen ortaya koydu ve kendi yarattığı mantık çerçevesinde şık bir final yaptı.
Ama biraz daha uzasaydı, “Yeter!” diye bağıracaktım izlerken.
Çünkü:
Sıla, Ahmet Kural’dan şiddet gördüğünü açıkladığı zaman şunlar olmuştu:
Ahmet Kural ilk ifadesinde Sıla’nın kendisini yaraladığını söyleyip, “Sıla’nın eylemleri neticesinde dudağımın içi yaralandı. Fakat şikâyet etmeyi düşünmediğim için sağlık raporu almadım” demişti.
Sıla’nın, “Seni bitireceğim Ahmet Kural” cümlesini sarf ettiğini de ekleyerek...
Sonradan mahkemede bu söylemi sıkça kullanmaya devam etti Kural:
“Kariyerimi, ailemi ve kamuoyunda beni bitirmeye yönelik bir projedir.”
Şimdi yeni bir şiddet vakası ortaya çıktı. Deniz Bulutsuz, sevgilisi Ozan Güven’den bir saat boyunca şiddet gördüğünü söyleyip mahkemeye başvurdu.