◊ NOVİKOV MARİNANIN EN GÜZEL YERİNDE
Novikov, Rusya’nın uluslararası alandaki ilk başarılı restoran işletmecisi Arkadiy Novikov tarafından kurulmuş 29 yıllık bir marka.
Özellikle Londra’daki Novikov çok meşhur.
Londra’nın yanı sıra Miami, Doha, Sardunya Adası’nda da şubeleri olan Novikov, en yeni restoranını geçen hafta Yalıkavak Marina’da açtı.
Üstelik marinanın sürpriz bir noktasında, gümrük alanında açıldı Bodrum Novikov.
Onun nedeni de şu: Restorana yer bakmak için tüm marinayı baştan aşağı gezen Novikov Grubu’nun ortak yatırımcısı Anton Pinskiy, en çok gümrük alanındaki manzarayı beğenince burası bir ay gibi kısa bir sürede boşaltılmış ve hızla restoran alt yapısı inşa edilmiş.
“Kalbim Ege’de Kaldı”, “Hasret”, “Yara”, “Eskidendi Çok Eskiden”, “Firuze”, “Bir Vurgun Bu Sevda” ve “Rakkas”ın ilk dinlediğimiz, bildiğimiz formları hâlâ o kadar güçlü ve iyi ki; başka yorumcular tarafından seslendirilmiş, yeni versiyonları maalesef çok zoraki ve sıradan.
Bir de tüm bu saygı albümlerinde düzenlemeler bir türlü ilk versiyonun önüne geçemiyor, yeni bir şey yapılamıyor.
Sanırım o da bu tarz albümlerin genel sorunu:
O kadar çok şarkı seçiliyor ki, hepsine tek tek kafa yormak bir noktadan sonra mümkün olmuyor. Ortaya bütünlükten yoksun çorba bir ürün çıkıyor.
O zaman da dinleyici olarak soruyorsun kendine; “İlki daha şahaneyken bu duygudan yoksun yeni versiyonla neden zaman kaybedeyim?”
Arada sürprizler oluyor tabii.
İki genç kız karşılarındaki genç adamı dinliyor.
“O karı 16 yaşındayken bulmalıydı birini” diyor genç adam.
Garip bir şekilde öfkeli.
Kızlar, “Neden böyle kaba konuşuyorsun?” filan demiyor.
Başlarıyla onaylıyorlar sadece.
Sakin sakin dinliyorlar.
Genç adam aynı kabalıkta konuşmaya devam ediyor.
Taraflar farklı şeyler söylüyor, olay mahkemede.
Ama plaj kavgaları bizde gelenekseldir, her yaz birkaç plajda illa ki bir olay olur.
Kimisi duyulur, kimisi hiç duyulmaz. Bu kavgaların üç aşağı beş yukarı nedenleri gayet basittir:
GÜVENLİK SORUNU
◊ Mekanlar güvenlik için çoğu zaman dışarıdan eleman alır ve güvenlik de genelde mekandan bağımsız, oranın patronuymuş gibi davranır.
◊ Hatta mekanlar bazen kendi güvenliklerine laf geçiremez. Zaten sadece plajlarda değil, Türkiye’de bu “kapı” olayı başlı başına bir sorun yumağıdır.
“SEVGİLİME Mİ BAKTIN?”
◊ Plaj müşterisi de
◊ Dizide Ayşen’le ilk kez tamircide karşılaşıyorsunuz. Sizin unutamadığınız bir ilk karşılaşma var mı?
- Pas! (Not: Furkan Andıç yanıtlamak istemediği soruya “Pas” diyerek yanıt veriyor. İlerleyen satırlarda da göreceğiniz üzere. Ne diyeyim, enteresan.)
◊ Ateş karakterini eski Yeşilçam filmlerindeki karakterlere benzettim. Siz nasıl tanımlarsınız Ateş’i?
- Ateş son dönemde ekranda görmeye alışık olduğumuz zengin aile çocuklarından değil. Daha yaşayan, daha gerçek bir karakter. Yeşilçam benzetmesine katılıyorum.
O dönemlerin filmlerine baktığımızda hâlâ keyifle izliyor olmamızın sebebi, hem gerçek, hem samimi hem de karakterlerin dolu dolu var olması bence.
Ateş de öyle biri gibi geliyor bana. Baktığımızda romantik bir adam değil, büyülü hareketleri yok ama sürekli sevdasının peşinde dört dönüyor.
Hep Ayşen’in yanında olmak istiyor. Bu çok özel bir şey. Çünkü dışarıdan bakıldığında ne kadar uyuz, yalancı bazen de antipatik gibi görünse de, sevdiğinin yanında olmasını biliyor. Şartlar kötü gitse de, Ateş gitmeyecek Ayşen’in yanından. Ateş’in tek uğraşı, Ayşen’e bunu göstermek. Çünkü hepimizin hayatlarında iyi-kötü şeyler oluyor ama kötü günde gerçekten kimin yanımızda duracağı konusunda emin olmak herkese nasip olan bir lüks değil.
Karantina bitti ama uçak yolculukları yine eskisi gibi dip dibe, değişen bir şey olmadı. Görünen o ki, değişim yavaş yavaş gelecek.
Ünlü tasarım sitesi Dezeen’la yeni kabin içi tasarımlarını paylaşan Londra merkezli PriestmanGoode’un yeni projesinde iddia ettiği gibi.
Pure Skies adı verilen proje, kir tutmayan kabin içi mekanlar ve yolcuların virüs endişesini azaltmak için renk psikolojisi içeriyor.
Kir tutmayan yüzeylerden kasıt şu:
Özellikle de Barış Arduç’un çılgın hayranları tarafından.
Bizzat şahidim. Bir kere üçümüz yan yana fotoğraf çektirmiştik.
Arduç’un hayranları daha birinci saniyede fotoğrafa bin tane olumsuz Gupse yorumu döşenmiş, inanamamıştım.
Gupse o zaman da gayet olgun bir şekilde, “Biz alıştık artık” demişti.
Yine de zor bir durum.
Habire “Sen o adama layık değilsin” diyen kadınların, hayranların çaprazında bir ilişki sürdürmeye çalışmak...
Önceki gün Step İstanbul sanat etkinliğinin yeni mekanı olarak duyuruldu Taksim 360.
Gayet yerinde bir buluşma olmuş.
Her iki taraf açısından da.
Ama en çok Taksim 360 kârlı çıkacaktır bu buluşmadan.
Çünkü sanat etkinliği gittiği yeri değiştirip dönüştürür.
Misal: Tomtom Mahallesi’ni dönüştüren de oradaki tasarım etkinlikleri ve konsept dükkânlar oldu.