Paylaş
Önce en merak edilen konuyu yazayım. Herkes soruyor, “Gerçekten korona yokmuş ya da tamamen bitmiş gibi mi davranılıyor?” diye.
Aslında oteller, işletmeler kurallara uyuyor. Onda sıkıntı yok. Ama benim gördüğüm kadarıyla insanlar ikiye ayrılmış durumda.
Bir yanda evlerinden pek az çıkıp kendini korumaya devam edenler...
Diğer yanda ise çoktan eski normale dönmüş olanlar. Yani birbirlerini gördüğü anda tokalaşıp öpüşenler, sarılanlar. “Saldım ben” diyenler...
Arada kalanlar da oluyor tabii. Ne yapacağını tam bilemeyenler!
Eski normalle yeni normal arasında sıkışıp kalanlar. Sadece Bodrum değil, aslında tüm güneyde genel ruh hali bu.
Malva’nın iddiası
Peki, Bodrum hareketli mi? Evet kesinlikle. Mesela ilk hareket hafta sonu Nişantaşı’ndaki Frankie’nin sahibi Kaya Demirer sayesinde yaşandı. Aynı zamanda TURYİD Başkanı olan Demirer, iki iddialı mekan açtı Bodrum’a.
Biri Nişantaşı’ndaki mekanının ‘beach club’ versiyonu. Yani Frankie Beach Club.
Diğeri ise Latincede ‘ebegümeci’ anlamına gelen Malva. Demirer’in yeni konsepti.
Her iki restoran da yeni bir otel olan Susona LXR’in içinde.
Malva’nın iddiası şu: Bodrum Yarımadası ve Gökova Körfezi’ndeki küçük üreticileri dolaşarak taze ve özgün yemek malzemeler, almak.
Bu malzemeler sayesinde menüyü her hafta güncelleyip sürekli yeni yemekler sunmak...
Malva’nın iddiası aslında belki tüm Bodrum restoranları için olması gerekenlerden biri.
Sonuçta neden yarımadadaki şahane doğanın sunduklarından yararlanılmasın?
Restoranların öze odaklanması sevindirici. Malva’ya dair tek eleştirim ise şu: Canlı müziğin yemeklerin önüne geçmesi.
Özellikle açılış gecesine özel Nükhet Duru gibi parlak bir isim sahneye çıkınca çoğu davetli doğal olarak Nünü’ye odaklandı.
‘Nünü’ demişken: Tıpkı kendisi gibi performansı da taş gibiydi ve bronzlaşma hadisesinde çoktan Eda Taşpınar’ı geçmişti.
Dereköy’deki lokanta ve diğerleri
Cumaya Bodrum yarımadasında gezinmeye devam...
Hiç ummadık bir yerde, Dereköy’de açılan kendi halinde bir lokantadan bahsedeceğim. Sonra yanındaki mağazadan.Ayrıca herkesin ev kiralamak için sıra beklediği Loft’tan ve içindeki LoftElia lokantasından... Son dakikada Maça Kızı’nın neden projeden çekildiğinden.
Hepsi cumaya. Tatlı tatlı bekleyiniz.
Peki ‘Power Lunch’ nasıl bir şey?
Kaya Demirer diğer mekanı Frankie Beach Club’ta saat 14.00 sularında başlayacak Power Lunch konseptini deniyor.
İlhamını Mykonos’taki Scorpios ve St. Tropez’deki Le Club 55’in uzun öğle yemeklerinden alıyor. Nasıl oralardaki uzun öğle yemeklerine giderek ritmi yükselen müzikler eşlik eder, Frankie Beach Club’ta da aynısını yapmayı hedeflemiş Demirer. Nitekim ilk iki gününde bunu başardı da...
Masalara gelen paylaşımlık yemeklerin ardından saat 18.00 sularında önce Ayhan Sicimoğlu çıktı sahneye, ertesi gün ise Alya.
Demirer’e “Bizde İspanyol ya da Fransızlar’ın yaptığı gibi uzun öğle yemeği alışkanlığı pek yoktur. Power Lunch konsepti bunu kırabilir mi?” diye sordum.
Demirer’in yanıtı şöyle oldu: “Evet, amacım bu. Bizde bu eğilim gerçek anlamıyla sunulmadığı için tam olamadı. Bence gizli saklı bekliyor bir yerde. Böyle düşünmemin iki nedeni var: Birincisi; meze-balık-rakı kültürünü, yani büyük masalarda uzun saatler boyunca sohbet etmeyi seviyoruz. Üstelik bu işi biraz da keyifli bir müzikle yapınca artık eğlenmek için geceyarısını beklemenin zorunluluğu ortadan kalkacak.
İkincisi ise yıllardır yurtdışına yaptığım seyahatlerde bu tür yerlerde denk geldiğim Türkler’in tüketim ve keyif alma noktasında en ön sıralarda olması.
Üstelik Covid-19 döneminde kendi özel grubunla birlikte mesafeli eğlence ve kaliteli ortamdan daha iyi ne olabilir ki?”
Paylaş