Paylaş
Hemen söyleyeyim: Tüm övgüleri sonuna kadar hak eden bir mekan olmuş burası. Çünkü ahtapotundan risotto’suna kadar her şey usta işi ve leziz. Hiç boşu yok.
Yemeklerin bu kadar iyi olmasının nedeni de, Alaçatı’nın gastronomik olarak yükseldiği dönemde L’Escargot’u açan ama köyün içi gürültüye teslim olunca orayı kapatmak zorunda kalan, son dönemde çoğunluğun daha çok Karaköy’deki Mürver’le tanıdığı şef Yılmaz Öztürk’ün Loft Elia’nın başında olması.
O yüzden burası “Mürver’in Bodrum şubesi” olarak da geçiyor sohbet aralarında.
Ama şef Öztürk, Loft Elia’da başka bir menü ve tarz yaratmaya çalışmış. Üstelik hayli kısa sürede başarmış bunu.Çünkü Loft Elia’nın olduğu yerde aslında Maça Kızı açılacaktı.
Her şey tamamdı, duyurular yapılmıştı, ama son dakikada Maça Kızı pandemi nedeniyle bu sezon açmak istemeyince onun yerine Loft Elia oldu.
Unutmadan, Loft Elia’nın konuşlandığı Bodrum Loft projesi Akfen’e ait.
Karaköy’deki Mürver’in yer aldığı Novotel’in sahibi de aynı şirket.
Dolayısıyla bu operasyonun hızlı bir şekilde kotarılmasında şu duygu var:
Aynı çatı altında olmanın dayanılmaz hafifliği...
Önümüzdeki sezon yeniden Maça Kızı gelir mi bilinmez (çünkü hâlâ Maça Kızı Bodrum Loft hesabı da aktif), ama Bodrum müşterisi açısından bakarsak bu sezon Loft Elia kesinlikle farklı bir kazanım.
Kalitesi ve ambiyansı bakımından da Mandarin’in mekanlarına ciddi bir rakip.
Umarım değeri bilinir.,
Tanıdık bir çift
Bodrum Loft projesi sadece içindeki restoranıyla değil, başka bir açıdan da kendini konuşturdu bu yaz. “Herkes burada ev kiralamak için sıraya girmiş” diye.
Bildik bir pazarlama taktiği de olabilir bu. Ama o gün restoran için gittiğimde Loft’un plajında birçok tanıdık sima gördüm. Alara Koçibey-Eren Morova çifti onlardan biriydi mesela.
Leleg’in devamı: Dereköy Lokantası
Eğlencenin 24.00’da sonra ermesi bu sezon en çok restoranlara yarayacak gibi.
Çünkü restorana erken saatlerde gidip yemek yemek ve böylece daha uzun saatler oturup sohbet etmek alışkanlığı başlamış Bodrum’da.
Bu nedenle yeni restoranların açılması gayet anlaşılır bir durum. O yenilerden biri de Dereköy Lokantası.
Daha önce Bodrum’un hiç gitmediğim bir lokasyonu Dereköy. Hâlâ tarif edemiyorum, ama Gümüşlük tarafından daha yakın oluyor galiba. Neyse, sadede geleyim:
Uzun süredir instagramda takip ettiğim ve kendi üretimleri olan tasarımlarını beğendiğim bir dükkân vardı. Adı, Leleg Living.
Merve Tatari Arıkan ve Özgür Arıkan tarafından kurulan Leleg Living’in hemen yan bahçesinde Dereköy Lokantası.
Leleg’in tarzının restoran olarak devamı. Tabaklardan bahçedeki sakin stile kadar.
Yemekler başarılı mı?
Evet, ama daha çok yeniler, eksikleri var. Mesela bizim gittiğimiz akşam bazı yemeklerin tuzu biraz fazla kaçmıştı, bunun gibi şeyler...
Onun dışında mekanın tarzı, tavrı çok hoşuma gitti.
Bir mekanın “Ben buraya bir kez daha gelirim” hissi yaratması önemlidir ya,
Dereköy Lokantası o hissi kesinlikle yaratıyor.
Angie, Fenix’in içinde
Eğlence gerçekten 24.00’de sona eriyor mu?
Evet, aynen öyle.
Bir gece saat tam 23.45 sıralarında bir arkadaşımızı almaya Yalıkavak Marina içindeki Fenix’e gittik.
Müziğin sesi kısılmıştı, insanlar hesap ödeyip dağılmaya hazırlanıyordu.
Çoğu 18-25 yaş arası olan genç müdavimler de bu duruma alışmış çoktan.
Bu arada Angie’yi de Fenix’in içine taşımışlar.
Canlı müzik performansları erken saatlerde başlıyor, 24’e doğru da sona eriyor.
Favorim ‘Kavanoz’
Benim Bodrum’daki günbatımı mekanım Yalıkavak’taki Kavanoz. Burası Eda Sıla Aysel’in işlettiği kendi halinde bir kokteyl bar:
Sade, sakin, samimi, Egeli, yer yer etnik bohem...
Saat 18.30 dolaylarından gidin mekana. Fondaki etnik house müzikler ve nefis kokteyller eşliğinde (mesela “Sarışın” kokteyli) günbatımını izleyin.
Paylaş