Onur Baştürk

Anadolu yakasında bir Bangkok havası

27 Kasım 2021
Anadolu yakasında oturan arkadaşlarım dedi ki; “Hadi bu tarafa geç, seni nefis bir yere götüreceğiz”.

Trafikten tırstığım için erkenden geçtim. Ama bu kez de fazla erken oldu galiba!
Çünkü buluşma saatimize 2-3 saat filan vardı.
Aradaki zamanı Ataşehir’de açılan Han Spaces içinde bilgisayara gömülerek geçirdim.
2 saat sonra da kendimi Koşuyolu’ndaki Kaen’de buldum.
Mekanın ahşap tarzı, tavrı ve arkadaki bahçesi sebebiyle bir an kendimi Bangkok’ta gibi hissettim.
Orada gittiğim birkaç mekanı anımsattı Kaen: Sıcak, samimi ve tropikal.
Kaen’in suşi seçenekleri de çok fazlaydı.

Yazının Devamını Oku

Keşke İstanbul’un da bir sanat deposu olsa

26 Kasım 2021
İş insanı ve koleksiyoner Öner Kocabeyoğlu’yla, bugüne kadar topladığı sanat eserlerinin bir kısmının yer aldığı Nişantaşı’ndaki Papko Art Collection’da sohbet ederken öğrendim.



Aslında topladığı eserlerin büyük kısmı bir depoda muhafaza ediliyormuş.
“Keşke orayı da görsem” deyince, “Çok fazla karışık” dedi Kocabeyoğlu.
Bunun üzerine bir “keşke” dileğinde daha bulundum:
“Keşke Rotterdam’daki Museumpark’ta açılan sanat deposu gibi bir yerimiz olsa”.

Yazının Devamını Oku

Peki ya bunlar gerçek olursa?

24 Kasım 2021
Her yıl bu zamanlar komplo teorisyenleri The Economist dergisinin 2022’ye dair öngörüler içerdiği söylenen bol sembollü kapağını alır, tartışır, “Bakın şunlar şunlar olacak” diye analiz yapar.

Aslında ünlü derginin bu komplolu kapaktan daha ilginç başka bir geleneği daha var.
O da geleceğe dair olası senaryoların yer aldığı “What If?” bölümü.
Bu bölümdeki senaryoların her biri kurgu.
Ama The Economist bu senaryoların temelinin tarihsel gerçeklere, güncel spekülasyonlara ve bilime dayandığını da not düşmeden geçmiyor.
Bu yılki senaryolardan bazıları şöyle:
◊ Ya bir yapay zeka Nobel Tıp Ödülü’nü kazanırsa?
◊ Ya ölümcül bir sıcak hava dalgası Hindistan’ı vurursa?

Yazının Devamını Oku

‘Expat’ şehrinde yaşama halleri

22 Kasım 2021
Doha’nın popüler açık hava barı Iris’te, bir süredir bu şehirde yaşayıp çalışan kadın arkadaşlarımla müzik eşliğinde salınıyoruz.

Bir süre sonra kendini müziğin ritmine kaptırmış bir adam yanımıza doğru süzülüyor.

Arkadaşlarımdan biriyle dans etmek istiyor.

Arkadaşım nazik bir şekilde “Hayır” yanıtını verince adam da gülümseyip kibar bir şekilde uzaklaşıyor.

Haliyle, “Keşke İstanbul’da da şöyle net bir flört ortamı olsa” diyorum.

Buradaki kendiliğinden medeni flört ortamının nedeni, ortamın Birleşmiş Milletler gibi oluşu. Bu her milletten insan ise tek bir ortak amaç için şehirde:

Daha iyi para kazanmak ve daha iyi yaşamak.

Tıpkı ‘expat’ların yoğun olduğu Dubai ve Singapur’da olduğu gibi...

Doha’da da expat’lar çoğunluk ama kuralları onlar belirlemiyor tabii.

Yazının Devamını Oku

Çöl ortasında moda kültürüne şık bir bakış

20 Kasım 2021
Doha’nın Nişantaşı’sı olmaya aday yeni semtinde Dior’un dünyayı dolaşan meşhur sergisini yakalayıp popüler kültüre tatlı bir bakış fırlatıyoruz bugün.

1947 yılının kasvetli Paris’i...
Batıl inançları çok kuvvetli olan 42 yaşındaki Christian Dior, ilk koleksiyonunu Avenue Montaigne’deki bir malikanede hazırlamaya başlamadan önce sokakta metal bir yıldız bulur ve bunun iyiye işaret olduğunu hisseder.
Dior’un batıl inancı doğru çıkar. Çünkü ilk koleksiyonu hayal edebileceğinden çok daha fazla bir başarıya ulaşır.
Öyle ki, Dior’un adı kısa süre sonra Paris’in cazibesiyle eş anlamlı hale gelir.
Hikâyenin çıkış noktası böyle. Abartılı ya da değil.
Ama zaten modanın kendisi bu ikilem arasında gidip gelmiyor mu?
Bana kalırsa, her daim!

Yazının Devamını Oku

2022’de ‘daha az ama iyi seyahat’

19 Kasım 2021
Her yılın sonuna doğru büyük otel zincirleri, turizm şirketleri ve turizm birlikleri yeni yılın seyahat trendlerini açıklar, trend destinasyonları belirler.

Elbette herkes trend olacak durumları kendine göre yorumlayıp yönlendirme yapar.
Ama bu yıl ortak bir payda var.
WTTC’den (Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi) Hilton’a kadar tüm 2022 seyahat raporlarında rastlanan tanım şu:
Daha az ama iyi seyahat.
“İyi seyahat”ten kastedilen şey, seyahat süresinin daha uzun ve içeriğinin daha dolu, daha anlamlı, daha kaliteli hale gelmesi...
Bir başka üzerinde durulan tanım ise “sürdürülebilir seyahat”.
Evet, sürdürülebilir kelimesi çok fazla kullanılıyor ve bu yüzden de anlamını yitirmek üzere.

Yazının Devamını Oku

Hayat geçiyor perde perde

17 Kasım 2021
Pazar gecesi bol nağmeli bir canlı müzik ortamının içine düştüm.


Çünkü sahnede son dönemin en popüler gruplarından Sakiler vardı.
Levent’teki La Boucherie’nin açılış gecesinde çıkan Sakiler’i popüler yapan cover şarkı malum, Pinhani’nin “Dünyadan Uzak” adlı hiti.
Elbette grup bu şarkıyla açılış yaptı ve sonrasında peş peşe ‘damarlarla’ dertli kuyulara düşürdüler herkesi. Hakan Altun’dan başlayıp herkesin bir yerden bildiği, mırıldandığı meyhane alaturka ve arabeskleri sıraladılar.
Sakiler’i dinleyenler arasında Fırat
Çelik de vardı, Birkan Sokullu’yla sevgilisi Eda Gürkaynak da...
Bir başka masada Aybüke Pusat, menajeri Önem Günal’la oturuyordu.

Yazının Devamını Oku

Kimse flört etmeyi bilmiyor

15 Kasım 2021
Bir sosyal ortam kelebeği olduğumdan bazen bir köşede öylece duruyor ve insanları gözlemliyorum.

Gün gelip de bir gözlem raporu hazırlasaydım gecelerle ilgili, herhalde baş köşeye “flört edememe” halini koyardım.
Bu konuda uzman olduğumdan filan değil, sadece kadınlar ve erkeklerin flört edeceğim derken birbirlerini ne kadar yanlış anladığına şahit olduğumdan...
Genelde şöyle oluyor:
1- Erkek kendine göre normal ama bir kadına göre fazla aceleci davranıyor.
Kadınla bakışır bakışmaz onun yanına gelip bir şekilde tanışmak istiyor.
Eğer kadının yanında arkadaşları varsa, o an bittiği an.
Kadın, adamı arkadaş grubunun içinde nazikçe tersliyor.

Yazının Devamını Oku