Onur Baştürk

Şehirde en son ne oldu

29 Haziran 2019
İstanbul’dan “güneylere” hâlâ göç gerçekleşmiş değil. Bu yüzden her mekan hâlâ kalabalık, hâlâ enerjik. İşte son günlerde şehrin farklı semtlerde bizzat görüp yaşadıklarım: Yani mekanlar, insanlar, üstüne bir de sıcak havalar...

BEYOĞLU
İlk durak Tepebaşı... Klein’cıların yazlık mekanı Garten’e çıkmadan önce Loco de Pera’ya bakınıyorum. Bir dönemin Nu Pera’sını anımsatıyor, gayet şık.
Klein Garten ise geçen yaz olduğu formatta: Kilimler, hasırlar, Tibet’i anımsatan rengarenk dua bayrakları... Etnik bohem detaylar tavan.
Sahnede sadece salı gecelerine özel Esma Er sahnede. Yoksa burada normalde her gece canlı müzik filan yok. Bildiğimiz house dalgalanmaları mevcut.
Bir başka gün Soho House’un otel terasındayım. Havuz açılmış. Gün batımına çeyrek kala ortamda tamamen yabancılar var. Etraftaki çirkin birkaç binaya bakmayıp direkt ufka dönerseniz sanki New York, sanki Londra Soho House filan gibi...
Algıda şaşkınlık hali.
Soho’nun iki adım ötesinde, İKSV binasının tepesindeki Monkey ise artık bir gün batımı barı. Olaylar 18.00 gibi başlıyor, sonra giderek hareketleniyor.

Yazının Devamını Oku

Edis’e ne olmuş

28 Haziran 2019
“Görkemli bir coşku, enerjisi tavan bir gece, genci yaşlısı açığı kapalısı her kesimden insanı dans ettiren bir yıldız...


Böyle yerinde duramayan seyirciyi bir tek Tarkan’da görmüştüm.
Şimdi Edis onun peşinde geliyor, hatta o gece gördüm ki: Gelmiş bile!”
Bu satırlar yeni değil.
Geçen yazdan, 10 Ağustos tarihli yazımdan...
Edis’in ilk Harbiye Açıkhava konseri sonrası yazmışım.
Devamında şöyle demişim hatta:

Yazının Devamını Oku

‘Yaz kafası’na ne iyi gelir?

26 Haziran 2019
Son yazlarımıza damga vuran seçim döngüsü bittiğine göre artık yaz kafasına tam anlamıyla girdiğimizi varsayıyorum.


Peki bu sıcaklarda en iyi ne gider?
Tabii ki beyninizin daha fazla yanmasına yol açacak zihin açıcı bir şeyler!
Misal: Bugünlerde Alman dizisi Dark’ın ikinci sezonunu izliyorum ve zaman paradoksları içinde kaybolmuş durumdayım.
Dizi boyunca birçok karakter “eski ben”iyle karşılaşıyor ya da “gelecekteki ben”iyle...
Yetmedi, bir anne çocuğunun 40 yaşındaki versiyonuyla yüz yüze gelebiliyor.
Sonra durumlar iyice karmaşıklaşıyor.

Yazının Devamını Oku

Seçim en çok mekanlara yaradı

24 Haziran 2019
Hiç abartmadan söyleyeyim: Cumartesi gecesi İstanbul sokaklarında öyle bir kalabalık ve trafik vardı ki, bir yaz gecesinde şehri uzun zamandır böyle çılgın bir yoğunlukta görmemiştim.

Elbette bu seçimin etkisi...

O gece gittiğim, önünden geçtiğim her mekan tıka basa doluydu.

Huqqa’sından Lucca’sına kadar.

Bu seçim en çok mekanlara yaradı dersek yanlış olmaz yani.

Çünkü haziranın bu zamanı normalde bu kadar kalabalık olmaz mekanlar.

Ama o gece bırakın oturacak yeri, ayakta duracak yer yoktu.

Herkes sokaklara kadar taşıyordu.

Ah bir de taksi bulmak imkansızdı! Gece yarısı dahi...

Yazının Devamını Oku

Hani dünya tatlısı bir düş kurardık heyecanla

23 Haziran 2019
Geçen haftanın en tuhaf, en hızlı, en karmaşık, en “Yok artık” dedirten olayının kahramanıydı

Zerrin Özer. Hızlı özete buyurun:
Önce Zerrin Özer’in evlendiğini gördük.
Ertesi sabah evlendiği adam hakkında üç kadın “Bizi dolandırdı” diyerek “İkinci Sayfa” programına telefonla bağlandı.
Zerrin Özer iddiaları duyunca hastanelik oldu, boşanmaya karar verdi.
Ama sonra boşanmaktan vazgeçti. Derken evlendiği adamın babası “İkinci Sayfa”ya bağlandı ve film koptu. Özer son kararını (umarız) verdi: Bu iş bitti!
Çünkü kocasının babasını “Öldü” diye biliyormuş Özer.
Yetmedi, bir de baba/yani kayınpeder öyle şeyler demeçledi ki, “Dirty John” dizisi solda sıfır:

Yazının Devamını Oku

Toplum sağlığı açısından sakıncalı yazı

22 Haziran 2019
Başlıktaki gibi uyarımı yapayım: Bu yazı toplum sağlığı açısından sakıncalı olabilir. Çünkü sevgili Osman Müftüoğlu öyle diyor.


Mesele şu:
Fatih Çekirge Netflix dizilerindeki eşcinsel öykü ve karakterler üzerine bir yazı yazdı.
Netflix hayranı bir “dostunun” şu uyarısına kulak verdiğini belirterek: “Netflix’te eşcinsel içerikli dizi katsayısı birden yükseldi arkadaşlar, farkında mısınız?”
Sonra sözü Black Mirror’ın son sezonunda yer alan “Striking Vipers” adlı bölüme getirdi.
O bölümde de bir eşcinsel aşk olduğunu dile getirip tüm bunların “özendirme” içerdiğini iddia etti.
Konuyla ilgili Ertuğrul Özkök’e görüşünü sormuş Fatih Çekirge.

Yazının Devamını Oku

Her nabza uygun son yaz şarkıları

19 Haziran 2019
Türkçe müzik okyanusundaki son damlalar neler? Yeni dönemin en parlak hiti hangisi? “Eski Türkiye”yi anımsatan o video... Ve “Felaket”le parlayan bir “afet” ses...

Bir zamanlar Türkçe pop diyarında “yaz hiti” denen bir hadise vardı.
Serdar Ortaç ve Demet Akalın’dan sorulurdu yaz hitleri.
Ne zaman ki Türkçe pop hep aynı telden çalmaya başladı, bu kez Türkçe rock devreye girdi.
Arabesk sosu bol Türkçe rock’lı yazlardan sonra şimdi de Türkçe rap’li yazlara hoş geldik.
Herkesin listesine Ezhel’ler, Ben Fero’lar sızdı.
Hatta şimdilerde Ezhel’in Felaket’iyle Ben Fero’nun Demet Akalın şarkıları popüler.
“Felaket”in YouTube kanalında farklı bir lezzette yorumlamış Zeynep Bastık’ın versiyonu da popüler.

Yazının Devamını Oku

Bir uçak hikayesi

17 Haziran 2019
Gününüz şenlensin diye bugün uçakta geçen bir hikayem var. Bizzat yaşanmış bir hikaye. Buyurunuz:

Kadın havalı bir şekilde uçağa giriyor. Elinde tuttuğu marka çantayı küt diye yere bırakıyor. Yanındaki koltukta oturan adama dönüp “Yukarı koyabilir misin?” diyor.
Sert ve kararlı.
Adam şaşkın ama bir şey söylemiyor. Çantayı alıp yukarı koyuyor.
Business’taki diğer yolcular bu garip gerginliği hemen fark ediyor ve haliyle herkesin ilgi odağı oluyor bu ikili.
“Tatilde kavga eden iki sevgili” oldukları konusunda herkes hemfikir oluyor.
Çünkü uçak havalanırken kadın, “Korkuyorum” deyip adamın elini tutuyor.
Hatta bir ara adamın yanağına bir öpücük konduruyor.

Yazının Devamını Oku