Mete Tamer Omur

Dondurmada yeni bir hikaye yazıyor

26 Haziran 2022
Mimarlık eğitimi için gittiği İtalya’da hem çalışır hem de okur. Yaklaşık 4,5 yıllık İtalya macerasını çeşitli nedenlerle yarım bırakıp doğduğu topraklara, İzmir’e döner.

 Satış-pazarlama odağında kariyer yolculuğuna yön verir. Bir taraftan da farklı arayışlara girer. Bu arayış Aslı Kaya’yı İtalya’da yediği dondurmalara götürür. Yerel tarım ürünlerini kullanarak İtalyan tarzı dondurma üretip, etkinliklerde tüketiciyle buluşturma planları yaparken de pandemi gerçeğiyle yüzleşir. İş modelini dondurma dükkanı üzerine yeniden kurgulayan Aslı Kaya, markası Novella için kaynak yaratmak adına da girişimcilik programlarına katılır. Yoğun mücadelelerin ardından Aslı Kaya, İzmir Bostanlı’da 8 metrekarelik dondurma dükkanını açarak hedefine ulaşır. Gündemde ise girişimin daha da geliştirilmesi var.

ASLI Kaya... Hayallerinin peşinden giden mücadeleci genç bir girişimci. Yerel ürünlerle globali harmanlayan bir kadın dondurma ustası. Novella Storia Di Gelato markasının kurucusu Aslı Kaya ile kariyer yolculuğundan markanın doğuş sürecine ve yarınlara dair hedeflerine kadar birçok konuyu konuştuk. 1993 İzmir doğumlu olan Aslı Kaya, İtalya ve İtalyan kültürüne karşı hep bir hayranlığı olduğunu paylaşarak, hikayesinin devamını şöyle sürdürdü:

TUTKUSUNUN PEŞİNDEN GİTTİ
“İtalyanca dil olarak bana çok sempatik geliyordu. Bu nedenle de ortaokuldan itibaren, ‘acaba liseyi İtalya’da mı okusam’ diye de hayaller kuruyordum. Liseyi İtalya’da okuyamadım, Bornova Anadolu Lisesi’ne gittim ama bir başka tutkum olan mimarlık için bu ülkenin şartlarını zorlamaya karar verdim. İtalya’nın en iyi teknik üniversitelerinden ‘Politecnico di Milano’yu kazandım. Mimarlık okumak için İtalya’nın yolunu tuttum. Dil konusunda ilk etapta zorlansam da hatta biraz zaman kaybetsem de sempatik bulduğum İtalyancayı da layıkıyla öğrendim.”

HEM ÇALIŞTI HEM DE OKUDU
Aslı Kaya, İtalya’da hem bir yandan mimarlık eğitimi için koştururken öteki taraftan da harçlığını çıkarmak adına hizmet sektöründe çalışır. Aslı Kaya, “Dondurmacıdan restorana birçok yerde garsonluk yaptım. Yeme içme sektöründe deneyim kazandım. Bir süre sonra farklı gelir kalemleri de yaratmak adına danışmanlık vermeye başladım. Eğitim için İtalya’ya gelenlere yol gösterdim, ev bulmalarına yardım ettim. Benim yaşadığım sıkıntıyı yaşamasınlar istedim. Bu küçük bir girişimcilik adımı da oldu. Ama 4,5 yıllık İtalya maceramı; ekonomik, ailevi ve sağlık gibi birçok nedenden dolayı 2017’de noktaladım. Türkiye’ye dönme kararı aldım. Mimarlıkta tez yazım aşamasına geldiğim süreçte böyle bir tablo yaşandı. İzmir’e geldikten sonra İtalyanca bilgisiyle de profesyonel iş hayatına adım attım. Özel sektörde satış ve pazarlama ağırlıklı çalışmaya başladım” diyerek, bu dönemde de hep bir arayış içinde olduğunu aktardı.

O SORUDAN GİRİŞİM ÇIKTI

Yazının Devamını Oku

Kadın dediğin futbol mu oynarmış

14 Haziran 2022
EVET kadınlar futbol da oynar, hem de çok güzel oynar. ‘Kadın isterse ve inanırsa her şeyi başarır’ sözünün gerçekleştiği bir alan da futbol oldu. Vinç operatöründen kaynak ustasına, patronluktan CEO’luğa, mühendislikten oto tamirciliğine onlarca meslekte başarılarıyla adlarından söz ettiren kadınların isim yapmaya başladığı bir alan da son dönemde futbol oldu. Bunun da en güzel örneklerinden birine de önceki akşam İzmir ev sahipliği yaptı.


LİGİN ŞAMPİYONU ALG SPOR
Turkcell Kadın Futbol Ligi’nde 2022 şampiyonun belli olduğu maç, İzmir’de oynandı. Normal sezon sonrasında çift maçlı eleminasyon sistemiyle oynanan karşılaşmalar sonunda finale çıkan ALG Spor ile Fatih Karagümrük, Alsancak Mustafa Denizli Stadyumu’nda karşı karşıya geldi. Büyük bir mücadeleye sahne olan final sonunda rakibini 2-1’lik sonuçla yenen ALG Spor şampiyonluk kupasına uzandı. İzmir’deki finalde ALG Spor’u şampiyonluğuna taşıyan golleri Emine Ecem Esen ve Esen Cümert kaydetti.

SPORA 1 MİLYAR TL’LİK DESTEK
2021-2022 sezonunda iki grupta toplam 24 kulübün yer aldığı ‘Kadınlar Futbol Ligi’nde oluşan bu güzel ve mücadeleci tablonun önemli bir destekcisi de Turkcel oldu. Lige ismini veren Turkcell’in Genel Müdürü Murat Erkan da verdikleri destekle kadın futbolunun çok önemli bir gelişme kaydettiğini söylüyor. Turkcell’in kurulduğu ilk günden beri sporla iç içe olduğunu paylaşan Murat Erkan, 20 yılı aşkın bir süredir spora destek verdiklerini, Türkiye’de spora 1 milyar TL’yi bulan bir destek sunduklarını aktardı. Turkcell’in kadınların toplumdaki varlığını sağlamlaştırmak adına farklı ve güçlü projeler hayata geçiren bir şirket olduğunu da dile getiren Murat Erkan, sözlerini şöyle sürdürdü:

Yazının Devamını Oku

Zorluklardan bir marka doğdu

12 Haziran 2022
İlk başta babasının hastalığı sırasında oluşan yatak yaralarına çözüm bulmak adına kendi imkanlarıyla iç çamaşırı üretir. Bir yandan da kadınların hijyenik ped ihtiyacını bu iç çamaşırla gidermeye de kafa yorar.

 

Reyhan Miray Reyhan, pandemi döneminde hem bu ürünü üretecek tesis arayışına girer hem de yatırımcı. Uzun uğraş ve mücadelenin ardından ürünü üretecek bir yer bulan Reyhan Miray Reyhan, yatırım için gerekli olan sermaye için ise arabasını satar. Babasının acılarını dindirmek için amatörce tasarladığı ürünü zaman içinde geliştirir ve ‘Peddon’ markası doğar. Türkiye’de yıkanabilir regl iç çamaşırı üreterek bir ilke imza atan Reyhan Miray Reyhan’ın gündeminde ise hem ulusal bir marka olmak hem de yurtdışına açılmak var.

REYHAN Miray Reyhan... ‘Zorluklar, yeni güzellikler doğurur’ anlayışını benimseyerek kendi hikayesini yazan genç bir girişimci. Hemcinslerinin hayatını kolaylaştırmak adına mücadele veren bir iş insanı. Reyhan Miray Reyhan ile markası Peddon’un doğuş öyküsünden geleceğe dair planlarına kadar birçok konuyu konuştuk. 1990 İzmir doğumlu olan Reyhan Miray Reyhan, daha sonra mimar olan babasının işi nedeniyle Ankara’ya taşındıklarını paylaşarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

HAYALİNİN PEŞİNDEN GİT
“Çocukluğumdan itibaren tam bir ‘babasının kızı’ moduyla büyüdüm. Annem de hem en iyi arkadaşım ve destekçim oldu. Başkent Üniversitesi Bankacılık ve Finans Bölümü’nü bitirdikten sonra Ankara’dan ayrılıp rotamı İstanbul’a çevirdim. Kamu ve özel kuruluşlara denetim, vergi ve danışmanlık hizmetleri sunan global bir şirkette profesyonel iş hayatına ilk adımımı attım. Vergi danışmanı olarak çalıştığım 5’inci yılımda babamın hastalığı ortaya çıktı. Babama demans tanısı konmuştu. Bu tabloyla birlikte Ankara’ya ailemin yanına dönmek istesem de ablam ve annem, ‘hayallerinin peşinden git’ diyerek, bunu kabul etmedi. Bu süreçte de ben hep medyada çalışmak gibi niyetim vardı. Babamın rahatsızlığıyla birlikte de hem babamın hem de kendi hayatımı yazmaya başladım. Ve hedefim de babamın beni unutmaması adına onun hayatını film yapma fikri vardı.”

TELEFONLA HER ŞEY DEĞİŞTİ
Reyhan Miray Reyhan, tüm bu koşuşturmacanın içerisinde bir medya kuruluşunun finans departmanında çalışmaya başlar. Ama gördüğü tablo sonrası buradan tazminatını alarak ayrılan Reyhan Miray Reyhan, bu tazminatla da kendine uğur getireceğine inandığı bir araba alır. Reyhan Miray Reyhan, “Daha sonra ise bir firmanın satış departmanına girdim. Bu deneyimin ardından da yine medya sektöründe bir arkadaşımın yaptığı programda, reklam satışı ve yapımcılık görevini üstlendim. Ama bir süre sonra yönümü yurtdışına çevirmem gerektiğini düşündüm. İstanbul’dan İzmir’e gelip babamla vedalaşıp 2019’da Londra’ya gittim. Ama 10 gün sonra annemin, ‘baban hastanede’ telefonuyla her şey değişti. Tüm birikimi harcayarak Türkiye’ye geri döndüm. Aslında babamın öldüğünü düşünerek İzmir’e geldim” diyerek, hayatındaki dönüm noktasının da burada başladığını aktardı.

O SÖZLERE KULAK ASMADI

Yazının Devamını Oku

Bu girişim gücünü ağaçlardan alıyor

5 Haziran 2022
ASIL mesleği orman endüstri mühendisliğidir.

Edebiyata olan merakıyla da kamuda görev yaptığı süreçte de hep bulunduğu kentlerde bir kitabevi açmak ister. Ama bu hayalini bir türlü gerçekleştiremez. Emeklilik projesi gözüyle baktığı süreçte Merve Bahçekapılı, çocuklarına vakit ayırmak adına ücretsiz izne çıkar. Pandemiye denk gelen bu dönemde hayalleri için daha fazla kafa yoran Merve Bahçekapılı’nın karşısına İstinye Park İzmir çıkar. ‘Lüks mekanda kitap satılmaz’ söylemlerine kulak asmayan Merve Bahçekapılı, kamudan istifa edip 2021’de Livera Yayınevi’ni kurar. 2022 Ocak ayında ise kitabevini açar. Bugün kitabevi-restoran konseptiyle hayalini gerçekleştiren Merve Bahçekapılı’nın hedefi ise bu alanda önemli bir marka olmak.


MERVE Bahçekapılı. Hayalleri ve hedeflerinin peşinden koşan mücadeleci bir girişimci. Edebiyatın birleştirici gücüyle dünya mutfaklarını bir araya getirerek farkındalıklara imza atan bir iş insanı. Livera Yayınevi’nin kurucusu Merve Bahçekapılı ile hem kariyer yolculuğunu, hem markanın doğuş öyküsünü, hem de yarınlara dair planlarını konuştuk. Almanya’da işçilik yapmış bir babanın 4 çocuğunun en küçüğü olarak 1978’de Trabzon’da dünyaya ‘merhaba’ diyen Merve Bahçekapılı, çevresindeki birçok akrabasının mühendis olmasının da etkisiyle üniversite tercihini bu yönde kullandığını söyleyerek, hikayenin devamını şöyle anlattı:

TEK SEÇENEK MÜHENDİSLİK
“Bizim orada üniversite eşittir mühendislik demek. ‘Kız çocuğu okumalı ve mühendis olmalı’ mantığıyla yetiştirildim. Yani mühendislik okumuyorsan bu üniversiteden sayılmıyordu. Edebiyata merakım olsa da bu algıyla üniversite sınavlarına girdim ve tüm tercihlerimi mühendisliklerden yana kullandım. Ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü’nü kazandım. Orman endüstri mühendisliğini bilmeden bunu yaptım.”

ÖĞRETMENLİK DE YAPAR


Yazının Devamını Oku

Suların görünmez emekçilerini görünür kılmak için çalışıyorlar

22 Mayıs 2022
İLK tohum bir yüksek lisans teziyle atılır.

Huriye Göncüoğlu, kadın balıkçıları görünür kılmak için bütün Ege’yi dolaşır. Süreç içerisinde de yolu; deniz koruma, balıkçılık ile toplumsal cinsiyet eşitliği konularında aynı dertleri ve hedefleri olan başka kadınlarla kesişir. Yaklaşık 4 yıl süren birlikte çalışma, üretme fikri ve görüşmeleri sonucunda da 8 Mart 2019’da Kadın Balıkçılar Derneği kurulur. Ve balıkçı, akademisyen, biyolog, siyaset bilimi, su ürünleri, ekosistem ve planlama uzmanı kadınlar, yıllardır suların görünmeyen emekçileri hemcinslerini görünür kılmak için bir mücadele başlatır. Bu uğurda birçok çalışmayı da hayata geçiren Kadın Balıkçılar Derneği, 2022’nin başında da denizden ilham alarak üreten kadınların dayanışmasının ve emek paylaşımlarının yer aldığı bir sosyal girişim olan Mavi Pazaryeri’ni hayata geçirir. Hedefte ise daha fazla kadına dokunmak var.

KADIN Balıkçılar Derneği... Kıyısal, sucul ve denizel ekosistemin kullanıcılarından biri olan kadınları; toplumsal, ekonomik ve mesleki olarak güçlendirmeyi kendine misyon edinmiş bir kurum. Eğitim ve savunuculuk yoluyla, kadınların işgücünde görünürlüğünü artırmak, kadınları kendi topluluklarında ve kendi yaşamlarında değiştirici olmaya teşvik etmek için çalışmalar yürüten bir oluşum. Kadın Balıkçılar Derneği’nin kurucularından Huriye Göncüoğlu ile hem derneğin kuruluş hikayesini, hem çalışmalarını, hem de yarınlara dair hedeflerini konuştuk. Derneğin çok uzun bir çıkış öyküsünün olduğunu ifade eden Huriye Göncüoğlu, ilk kırılmanın Denizli’nin Ortaköy’ünde başladığını paylaştı. Hikayeler zinciri olarak tanımladığı süreci şöyle aktardı:

İLK KIVILCIM ORTAKÖY’DEN
“İzmir’de doğmuş, anne ve babası şehirde yaşayan biriyim. Ama kökleri çiftçiliğe dayanan bir ailenin kızıyım. Çocukluk yıllarımda her yaz Denizli Ortaköy’de yaşayan anneannemin yanına giderdim. Anneannem, eşini erken yaşta kaydedince kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, bu süreçte de hem toprakları hem de iki çocuğunun eğitimi için emek vermiş birisiydi. Köy halkı da tüm bu koşuşturmaca anneannemin yani Pamuk annenin yanında yer almış. Ben de köye gittiğim zaman bu yardımlaşma ve dayanışma kültürüne tanıklık ettim, birebir yaşadım. Daha sonra ise Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’ni kazandım ve burada birçok kişiye mantıksız gelse de birlikte iş yapma üzerine neler yapabilirime kafa yoruyordum.”

YÜKSEK LİSANS TEZİYLE BAŞLADI
Denizin koca bir ekosistem olduğunu ve hep türün korunmasına yönelik eğitimler verildiğini paylaşan Huriye Göncüoğlu, “Türü korumanın yanında balıkçı etkenini de unutmamak gerekiyordu. Üniversite eğitimim boyunca da sürekli balıkçılarla konuşuyordum. Bu süreçte çocukluğumda anneannemin köyünde gördüğüm yardımlaşma ve dayanışmanın burada da olduğunu gördüm. Daha sonra yüksek lisans için Barselano Üniversitesi’ne gittim. Bu süreçte hem kadın hem de erkeğin balıkçılık için verdiği emeğin farkındalığına odaklandım. Çünkü Türkiye’de kadın balıkçılar vardı ama görünür değildi. Bu nedenle yüksek lisans tezimi 2007’de ‘kadın balıkçıların varlığını ortaya koymak’ üzerine hazırlama karar verdim. Bir sırt çantasıyla bütün Ege’yi dolaştım. 100’den fazla ailenin içine girdim, sofralarına oturdum, balığa çıktım. Tabii bu süreçte çeşitli projeler ve desteklerle, kadın balıkçıların sorunlarına yönelik çalışmalar oldu. Birleşmiş Milletler Küçük Destek Programı ile Türkiye’nin Deniz ve Kıyı Koruma Alanlarının Güçlendirilmesi Projesi’yle bu hikaye biraz daha büyüdü. Bu süreçte de yolum, aynı dertleri ve hedefleri olan kadınlarla kesişti” diyerek, yaklaşık dört yıl süren ‘birlikte çalışma, üretme’ fikri ve görüşmeleri neticesinde de 8 Mart 2019’da Kadın Balıkçılar Derneği’nin kurulduğunu paylaştı.

DOĞA VE İNSANA DEĞER YARATIYORUZ

Yazının Devamını Oku

İzmir Gaziantep arasında İlmikler daha da sıklaştı

21 Mayıs 2022
Yıllardır halıcılıkta İzmir ile Gaziantep arasında köprü kurmak adına mücadele veren Halımder Başkanı Abdullah Naci Ölçen, “Bunu başardık. Şimdi de DOMOTEX Turkey’in bir ayağının İzmir’de olması için çalışacağız” dedi.

 

SON dönemde İzmir ile Gaziantep arasında başlayan ortak proje üretme kültürüne bir yenisi daha eklendi. İzmir Ticaret Odası (İZTO) ile Halıcılar ve Yer Döşemecileri Derneği (Halımder) işbirliğinde 128 kişilik İzmir heyeti, 14-17 Mayıs arasında Gaziantep’te düzenlenen Uluslararası Halı ve Zemin Kaplama Fuarı DOMOTEX Turkey’e çıkarma yaptı. Tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 nedeniyle iki yıl ara verilen DOMOTEX Turkey, pandemi sonrası sektöründe yapılan ilk fuar oldu. Gaziantep Ortadoğu Fuar Merkezi’nde yapılan, Türkiye’den 168, 14 ülkeden de 48 firma katılım gösterdiği fuarda İzmir heyeti ise hem sektördeki gelişmeleri yerinde görme fırsatı yakaladı hem de önemli ticari işbirliklerine imza atarak kente döndü.

PANDEMİ SONRASI İLK FUAR
Halımder ve İZTO Halı, Zemin ve Duvar Kaplamaları Meslek Grubu Komite Başkanı ve Meclis Üyesi Abdullah Naci Ölçen, Gaziantep Ticaret Odası, Güneydoğu Anadolu Halı İhracatçıları Birliği, Gaziantep Halıcılar Odası ve Deutsche Messe Hannover Fairs Türkiye Fuarcılık A.Ş. işbirliğiyle düzenlenen DOMOTEX Turkey’in iki yıldır pandemi nedeniyle yapılamadığını dile getirdi. Ölçen, “Deutsche Messe Hannover Fairs’in bu alanda dünyada düzenlediği üç fuar bulunuyor. Ocak ayında Almanya’nın Hannover kentinden düzenlenen DOMOTEX-Uluslararası Halı ve Zemin Kaplamaları Fuarı, diğeri ise Şangay’da yapılan DOMOTEX Asia/CHINAFLOOR, Asya-Pasifik Uluslararası Halı ve Zemin Kaplamaları Fuarı. Pandemi sonrası bu üçlü fuar serinin ilki Gaziantep’te oldu. Bu nedenle de hem Türkiye’den hem de yurtdışından oldukça fazla katılımcı geldi. Gelenlerin çoğu da ticari bağlantılar yapmak için Gaziantep’deydi. Bu yönüyle bu fuarın ayrı bir önemi vardı. Uluslararası katılımın oldukça yüksek olduğu fuar, oldukça verimli geçti” dedi.

 

* Doğal mineraller içeren ve ortamın ışığıyla kendi kendini temizleyen nano-halılar ile susuz üretim teknolojisiyle üretilen halıların dikkat çektiği DOMOTEX Turkey’de İzmir’den de üç firma stant açtı. Halımder de stant açan Milimmetrik Halı, Agora Halıcılık ve Dolce Vita Halı’ya teşekkür plaketi verdi.

Yazının Devamını Oku

Makinelerin değerine değer katıyor mühendislikte ilklere imza atıyor

15 Mayıs 2022
Aklında hep kendi işini yapmak vardır. Öyle ki ‘babamın bakkal dükkanı olsa da bana devretse’ diye düşünür. Ticarete olan bu yatkınlıkla lisede arkadaşlarına sınavlarda çıkabilecek sorulardan hazırladığı tekstleri satar.

Makine mühendisliği okuduğu süreçte de organizasyonlar düzenleyerek harçlığını çıkarır. İlker Mehmet Ergüllü, üniversiteden sonra profesyonel iş hayatına adım atar. 8 yıllık deneyimin ardından da kendi hikayesinin yazmak adına 4 ortaklı bir yapıyla ENDO A.Ş.’yi kurar. İşe makine üreticilerine malzeme satışıyla başlayan ve zaman içinde de yoluna yalnız devam eden Ergüllü, bugün proje desteğinden lineer eksen üretimine kadar geniş bir yapıda faaliyet gösteriyor. Yeni yatırımıyla makine sektöründe özel tasarım bir ürünün üretimi için emek veren İlker Mehmet Ergüllü’nün gündeminde ayrıca halka arz da var.


 

İLKER Mehmet Ergüllü... Ticarete olan ilgisini makine mühendisliğiyle birleştirerek farkındalıklara imza atan bir iş insanı. Katma değerli ürünler üreten bir girişimci. ENDO Endüstriyel Donanım ve Otomasyon Sistemleri’nin kurucusu İlker Mehmet Ergüllü ile profesyonel iş hayatından kendi işinin patronu olma sürecine ve geleceğe dair hedeflerine kadar birçok konuyu konuştuk. 1974 Mersin doğumlu olan İlker Mehmet Ergüllü, İzmir’de büyüdüğünü paylaşarak, hikayesinin devamını şöyle aktardı:


 

 

BABA MESLEĞİ ETKİLİ OLDU

Yazının Devamını Oku

Pandemiyle birlikte yönünü doğaya çevirdi

1 Mayıs 2022
İşin seyri pandemiyle değişir. Kariyerine global reklam ajanslarında devam eden İlayda Serter, pandemiyle birlikte herkes gibi evden çalışma düzenine geçer.

 

Ama bu süreçte zaten yoğun olan iş temposunun dozunun daha da artması üzerine İlayda Serter, istifa ederek İstanbul’dan İzmir’e döner. Bir yandan yüksek lisans tezini tamamlamak için uğraş verirken, öte taraftan da ailesinin atıl durumda duran çiftlik evini kendisine gelir olması için ev kiralama sitesine koyar. Yoğun bir taleple karşılaşan İlayda Serter, bunu bir marka adı altında yapmaya karar verir ve Zeytincik Çiftlik doğar. Bu sistemi daha da büyütmek isteyen İlayda Serter, rotasını Çeşme’ye çevirir. Son dönemde popülerleşen küçük ev (tiny house) akımına, Çeşme Ovacık’ta Zeytincik Tiny markasıyla katılır. Bugün yolculuğuna turizm alanında devam eden İlayda Serter’in hedefte ise tiny house modelini daha da büyütmek var.


 

 

İLAYDA Serter... Hayatları değiştiren koronavirüs pandemisi sürecinden bir iş fikriyle çıkan genç bir girişimci. Dönemin ihtiyaçlarını hızlı okuyabilen bir iş insanı. Zeytincik Çiftlik ve Zeytincik Tiny markalarının kurucusu İlayda Serter ile kariyer yolculuğundan girişiminin doğuş öyküsüne ve gelecek planlarına kadar birçok konuyu konuştuk. Sekiz kuşaktır İzmirli bir ailenin kızı olarak 1996’da dünyaya ‘merhaba’ diyen İlayda Serter, hikayesinin devamını şöyle anlattı:
“Girişimci bir anne ve babanın kızıyım. Küçüklüğümden itibaren ailem, birçok sivil toplum kuruluşuna üye. Ben ise sürekli bu kuruluşların düzenlediği kermes, yemek, kahvaltı gibi organizasyonlarına gidiyordum. Burada da sürekli bir satış durumu vardı. Ben de bu satış standında durup, sürekli bir şeyler satan bir tiptim. Valisinden kaymakamına katılımcılara zorla da olsa birtakım şeyler satmışlığım var. Aslında içimdeki bu ticari ve girişimcilik duygusu o dönemlerden geliyor olabilir. Lise sürecinde de çeşitli organizasyonların düzenlenmesinde görev aldım. Rotary ailesinin en küçük üyesi yani İnteract Kulübü’nün de bölge temsilcisiydim.”

İÇ MİMARLIKTAN MEDYAYA

Yazının Devamını Oku