Ama öyle lüks yerlerde geçmeyecek bu serüven.
Hani öyle tatil köyleri ya da yurt dışında olmayacak yaşayacağınız maceralar ya da mola vereceğiniz duraklar.
Malum rüya gibi bir yolculuk deyince direk bunlar aklımıza gelir ya.
Tatil köyleri, lüks yerler, Batı ülkeleri…
Farklı kültürleri tanımak için yüzümüz hep Batı’ya dönük…
İyi de böyle yaparak kendimizi unutmak…
Biraz haksızlık etmiyor muyuz?
Üstelik birbirinden farklı onca kültürümüz, onca değerimiz varken…
Çünkü bazı olaylara birçok insanın verdiğinden başka tepki verir.
Ama farklı olmak için yapmaz bunu.
Yapısı öyledir.
Yapısı öyledir ama yapmacık değildir asla.
Doğal, samimi olmak onun için ilk sırada.
Ayrıca istemediği bir şeyi yaptıramazsınız ona.
E dolayısıyla bana da yansıtıp öğretti birçok şeyi.
Başka neleri mesela?
Ali, Ayşe, Mehmet, Can, Serdar…
Doğduğunuzda anne-babanızın koyduğu, arkadaşlarınızın, çevrenizdekilerin bildiği adınız değil sorduğum.
Diğer adınız…
Nasıl yani?
Sizin bir adınız daha var desem…
Evet herkesin bildiğinden başka bir adınız daha var sizin!
Ne mi o?
Başarı adınız!
Aşk, tutku, ayrılık, mutluluk, hüzün, yalnızlık, gözyaşı, kahkaha, çaresizlik, vuslat, sürgün başta olmak üzere…
İki insanın tutkuyla suladıkları sevgi tomurcuğunun goncaya dönerek mis kokan kalplerin çiçek açması…
Ruhların birbiriyle bütünleşip yeniden doğdukları duygu saltanatında aşk tacını takması…
Tutkuyla başlayan bir aşkın kalpte, tende, ruhta yeşerişi…
Açlık…
Terör…
Ölüm…
Kıyım…
Yıkım…
Savaşlar…
Sıkılan kurşunlar…
Patlayan bombalar…
Taşhan Garden Restaurant'tan kareler
Arada durup soluklanmak lazım.
Değil mi ama?
İş, güç, ödemeler, sıkıntılar, sorunlar, trafik, evi çekip çevirmek derken sevdiklerimizi göremez duruma gelmek…
Bir şey yolunda gitmesin ya da kötü bir olay gerçekleşmesin peş peşe devamı geliyor.
Daha birinin şokunu, şaşkınlığını üzerimizden atamadan ikincisi, üçüncüsü…
Hani bazen hayat bizi mi sınıyor ya da bizimle dalga mı geçiyor diye düşündürtme noktasına kadar getiriyor.
Evet o kadar…
Kimi zaman düz kimi zaman engebeli kimi zaman kimi zaman iki yanı çiçekli, kimi zaman çakıltaşlı…
Kimi zaman engellerle karşılaştığımız, kimi zaman hendekler aştığımız, patikalara çıkan bir yol…
Hayat…
İnişli çıkışlı bir yoldur yürüdüğümüz. Güle ağlaya, düşe kalka…