Laleli'nin havasını deÄŸiÅŸtirerek açan lale!

TaÅŸhan Garden Restaurant'tan kareler

 

Arada durup soluklanmak lazım.

 

DeÄŸil mi ama?

 

İş, güç, ödemeler, sıkıntılar, sorunlar, trafik, evi çekip çevirmek derken sevdiklerimizi göremez duruma gelmek…

 

Hatta bırakın sevdiğimiz insanları, yukarıdaki saydıklarım nedeniyle kendimizi bile göremediğimiz zamanlar da oluyor çoğu zaman, malum.

 

İşte tam da bir röportajın deşifresini bitirip yayına hazırlamış, yeni köşe yazımı yazma planı yapar ve kendimi göremez bir haldeyken telefonum çalıyor.

 

‘Hadi bakalım, bu akşam toplanıyoruz, hep beraber, itiraz yok!’

 

‘Hmmm… Nerede? Nişantaşı, Taksim, Asmalı Mescit ya da o civarda başka bir yer mi?’ diyorum.

 

‘Hayır, bu kez farklı bir yer. Laleli’de bir restaurantta…’ diyor karşımdaki ses.

 

‘Çok sapa orası. Dönüş sorun olur’ diyorum. ‘Tam da yeri yani ha’ diye ekleyerek…

 

Malum, İstanbul’da fuhuş sektöründe çalışanların mekanı olarak bilinen semtlerin başında gelen…

 

‘Gelecek olan çoğu kişi de öyle dedi yani sapa ve uzak… Ama bu mekanı görmemiz gerekiyormuş. Büyüleyici bir yermiş’ diye yanıtladı arkadaşım bu kez beni.

 

‘İyi tamam, bir araya gelmennin yanı sıra farklı bir restaurant görmüş oluruz’ diyorum.

 

Sözleşiyoruz.

 

Diğer gelecek olan kişilerle de sözleştiğimiz saate on dakika kala verilen adresteki mekana varıyoruz iki arkadaşımla. Gruptakiler birer ikişer gelmeye başlıyor.

 

Mekan neresi diyeceksiniz.

 

TaÅŸhan Arkat!

 

Adında da geçtiği gibi, han içinde…

 

Bir yapı ki…

 

1763 yılında, Sultan 3. Mustafa tarafından yaptırılan, gelen konukların ağırlanması ve Bizanslılar döneminde şehre su sağlamak amacıyla kullanılan bir sarnıcının üzerine, sarnıca büyük avludan bağlanarak inşa edilerek günümüze kadar gelen mekan daha girişiyle insanı etkisi altına alıyor.

 

Taşhan Arkat’ın kapısından girdiğimizde, bu kapı bizi farklı bir zamanın içine çekiyor. Sıra sıra dükkanların olduğu tonozu aşıp çiçeklerle kaplı büyük avluya vardığımızda şaşkınlığımız daha da artıyor.

 

Taşhan Arkat’ın iki tane kapısı ve biri büyük diğeri küçük iki tane avlusu var.

 

Bu avlulardan küçük olanı, otantik bahçesinde Osmanlı mutfağının lezzetleri, şırıl şırıl akan süs havuzu ve insanı şehrin karmaşasından koparan hanın mistik atmosferi eşliğinde…

 

Hanın büyük avlusunun ortasında ise, tıpkı bir kalenin gizli mahzenine iniyormuş gibi aşağıya doğru uzanan bir merdiven görüyoruz. Bu merdivenin basamaklarından inip içeri giriyoruz. Sağa döndüğümüzde ise Osmanlı motifleriyle süslü koridorun sonundaki birkaç basamaklı merdiven daha çıkıyor karşımıza. Bu basamaklar bizi ikinci bir zamana, bin yıl öncesine ve o eski sarnıca götürüyor. Yani Bizans sarnıcına…

 

İnsanı, sanat tarihi kitabının içindeymiş gibi hissettiren mimari yapı öyle nostaljik, öyle gizemli ve öyle görkemli ki…

 

Bu büyüleyici yapıyı keşfettikten sonra mekanda, bize ayrılan bölüme geçiyoruz. Kalabalık olduğumuz için uzun bir masa hazırlanmış. Arkadaşlarla kavuşma faslından sonra böyle bir yapıyla karşılaşacağımızı beklemediğimizden, mekanın büyüleyici atmosferinden konuşarak yerlerimize kuruluyoruz. Siparişler veriliyor.

 

Yemek siparişlerinde neler yok ki…

 

Bildiklerimiz bir yana, unutulmaya yüz tutmuş eski Türk yemeklerinin yanı sıra İngiliz ve Fransız mutfağından specialler de… İçkiler…

 

Yemeklerin gelmesini beklerken herkes yanındaki ya da karşısındakiyle muhabbete başlıyor. Bir ara uzun masanın ortasındaki biri, masanın en başında oturan kişiye espriyle bir şey anlatıyordu.

 

Özenli servisiyle önümüze gelen yemekler yenilirken; işten güçten, gündemden, aşktan, hayattan konuşuldu. Kahkahalar yankılandı tarihi sarnıcın duvarlarında. Bir ara eskilere uzandık, şarkılar söyledik.

 

Yemeğin üzerine meyveler, kalkmaya yakın içtiğimiz köpüklü kahveler…

Hizmette kusursuz müşteri memnuniyetini ön planda tutan Kemal Ocak, insanların her zaman gidebilecekleri bu büyülü ortamda keyif yaşamak isteyenleri düşündüğünü belirtiyor.

Şöyle ki;

Diyelim gündüz sevdiklerinizle ya da iş çıkışı gidip bir şeyler içmek istiyorsunuz. O zaman şırıl şırıl akan süs havuzunun da bulunduğu otantik bahçedeki masalardan birine keyifle kuruluyor, içkilerinizi yudumlayarak sohbetin tadını çıkarıyorsunuz.

Yok, gündüz değil akşam keyifli bir yemek yemek isterseniz; bu büyülü mekandaki 6 büyük sütunun tamamı ve duvarları orijinal hali ile korunmuş, şık ama bir o kadar da sade bir biçimde dekore edilmiş, hafif fakat renkli aydınlatma, tarihi dokuyu daha görünür kılan bu ortamda, leziz yemekleri tadabilirsiniz. Tabii ki sevdiklerinizle ve keyifli bir sohbet eşliğinde…

247 yıllık tarihi olan sarnıçtaki Taşhan Arkat, sadece biz İstanbulluları ağırlıyor sanıyorsanız yanılıyorsunuz.

Açıldığından bu yana; Polonya eski Cumhurbaşkanını, Avrupa Birliği Parlamenterler Heyetini, NATO toplantıları sırasında İstanbul’a gelen yöneticileri, Birleşmiş Milletler’den temsilcileri, büyükelçileri, kültür ataşelerini de ağırlayan bu büyülü mekan sizleri de…

 

İstanbul’da fuhuş sektöründe çalışanların mekanı olarak bilinen Laleli’yi, yediği bu damgadan kurtarmak, tarihi çevreyi koruyarak, Laleli’nin geçmişini kurtarmaya çalışanların öncülüğünü yapan Kemal Ocak’ın sahibi olduğu büyülü bir mekan Taşhan Arkat!

Laleli’nin havasını ve kaderini değiştirerek açan bir lale.

                                                                            Â

           Â                                        MELÄ°KE BÄ°RGÖLGE

 

TAÅžHAN ARKAT RESTAURANT

Fethi Bey cad. No:55 TaÅŸhan - Vezneciler/Ä°stanbul

Tel: 0 212 512 44 77- 526 87 34