HAVUZ gazetesinin haberine göre AKP,
1 Kasım seçim bildirgesi için çalışmaya başlamış.
Buna göre demokratikleşme sürecinin, çözüm sürecinden bağımsız olduğu vurgulanacak ve PKK silahlarını tamamen bırakana kadar da çözüm süreci gündeme gelmeyecekmiş!
AKP’nin yıllardır süren kafa karışıklığının bir türlü giderilemediğini görüyoruz.
Türkiye’nin Kürt sorunu çözülecek ise bu ancak geniş bir demokratikleşme ile olabilir.
Bunun ikisini birbirinden ayrı düşünmek mümkün değildir.
Çözüm süreci tartışmaları başladığından beri bunu kaç kere yazdığımı hatırlamıyorum.
Bu paçavra aynı içerikteki yayınını yaklaşık altı aydır sürdürüyor.
Aydın Doğan’ın fotoğraflarına montajlar yapıyor, bir gün DHKP–C’li yapıyor, diğer gün PKK’lı.
3–4 ve 6 Nisan tarihli yayınlar aleyhine Aydın Doğan’ın avukatları hakaret ve iftira iddiası ile suçlamada bulundular.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, bu iddiaları ciddi buldu ve iddianame düzenleyerek dava açtı.
Hazırlanan iddianame mahkeme tarafından kabul edildi ve yargılama da Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başladı.
Böylece çok ilginç bir hukuki durum da ortaya çıkmış bulunuyor.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “sesli, yazılı veya görüntülü bir ileti ile alenen zincirleme hakaret, basın yoluyla zincirleme iftira” suçlamasıyla dava açtığı yayınlar, yine aynı savcılık tarafından bu kez “ihbar” kabul edilip soruşturma başlatılıyor.
Bakın bakalım “terör örgütünün ve liderinin propagandasını” kimler yapmış!
“İdeolojik olarak gerçekten bir rehber. Öcalan’ın çok geniş bir prestij alanı var, oluştu. O dünya çapında bir problemin taşıyıcısı, lideri ve bu sorunu çözerse tarihe geçecek bir insan. Abdullah Öcalan’a bir şey verilmesine gerek yok, o alıyor zaten. Kendisini karizmatik hale getiriyor.” (Etyen Mahçupyan – Başbakan danışmanı, 3 Aralık 2014)
“Yol kesmeler vs bunları açıklamakta zorlanıyoruz. Güvenlik birimlerimiz sürecin hassasiyeti nedeniyle çok temkinli, dikkatli çünkü bizim talimatımızdır. Ama bu hassasiyetin dikkate alınması, sabrın istismar edilmemesi gerekir.” (Beşir Atalay – eski Başbakan Yardımcısı, 7 Haziran 2014)
“Abdullah Öcalan, Ortadoğu’da Türkiye’nin önünü açıyor.” (Yiğit Bulut – Cumhurbaşkanı danışmanı, 18 Temmuz 2013)
“Bağımsız Kürdistan için silah kullanabilirsiniz.” (Mehmet Metiner – AKP Milletvekili, 17 Nisan 2014)
“Bu katılımların (PKK’ya katılmak için dağa çıkanlardan söz ediyor) bugünkü amacının geçmişte olduğu gibi silahlı eylem yapacak, ölecek veya öldürecek nitelikte değil başka amaçlarla olduğunu düşünüyoruz. Dağa çıkışlar eskiye oranla daha nitelikli hal aldı.” (Bülent Arınç – eski Başbakan Yardımcısı, 25 Temmuz 2013)
Nerelerde operasyon yapılmasına izin verilmedi?
HAVUZ gazetesinin yazdığına göre Ahmet Davutoğlu’nun “kurmayları” kendisine bir rapor vermişler ve bu raporda “gençleri hedef alan söylemlere ağırlık verilmesini” önermişler.
Gençlik deyince orada durmak gerek çünkü Ahmet Davutoğlu, bu işlerden çok iyi anlıyor!
Mesela Hürriyet’i basıp camı çerçeveyi indiren güruhun başındaki eşkıyayı o bulup AKP’ye getirmiş.
“Temiz çocuktur” diyerek kefil de olmuş.
Bu “temiz çocuk” gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin’i ve yazarı Ahmet Hakan’ı dövmek istiyor.
“Çok korkaktır yani, çok korkaktır” diye söz ediyor.
“Özeleştiri” de yapmayı ihmal etmiyor: “Bizim hatamız bunlara zamanında dayak atmamak olmuş yani. Dayak yeselerdi...”
ŞEMS Ethem’in paçavralarından biri geçen gün uydurma bir haberi manşet yaparak yayınlandı.
Masa başında uydurulmuş habere göre Doğan Medya Grubu terör örgütünü destekliyordu.
Akıllarınca bu iddialarına kanıtlar da bulmuşlar, bunları “belge” diye yayınlamışlardı.
Neler mi? Mısır’da yüzde 52 oyla seçilen Mursi’nin idama mahkum edilmesi haberi, bazı gazeteci arkadaşlarımızın Twitter mesajları, bazı röportajlar ve DHA’nın hack’lenen Twitter hesabından atılan bir korsan tweet!
Satamayan, satmadığı için de okunmayan bu paçavranın iddialarını ciddiye almadık tabii.
Ama meğerse okuyan bir kişi varmış, okumakla yetinmediği gibi ciddiye de almış!
Bakırköy Cumhuriyet Savcıvekili, bu masa başında uydurulan haberi ciddiye alıp Doğan Medya Grubu hakkında “terör örgütü propagandası yapmaktan” soruşturma başlattı.
MUDURNU’nun Taşkesti beldesindeki bir okul inşaatında çalışan Kürt kökenli 8 işçi, saldırıya uğradı.
Saldırıya uğrayan işçiler çalıştıkları okul inşaatına sığınınca kalabalık bir grup okulu sardı.
Bu kuşatma 7.5 saat sürdü! Vali’nin, Jandarma’nın, Bolu ve Sakarya’dan destek için gönderilen polislerin çabalarına rağmen 7.5 saat!
Olayların beldede “protesto turu atan” kişiler ile işçiler arasında başlayan tartışma ile çıktığı bildiriliyor.
İşçilerin “bayrak yaktıkları” iddiası beldede hızla yayılınca da olaylar tamamen kontrolden çıkmış, can kaybına yol açmamış olması sadece “şans” ile açıklanabilir.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye’de olağanüstü bir durum olmadığını söylüyor ama sadece bu olay bile toplumumuzun ne durumda olduğunu göstermeye yeterli.
Kürtçe konuşuyor diye bıçaklanan genci, dövülerek Atatürk büstünü öpmeye zorlanan çiftçiyi, yakılıp yıkılan parti binalarını, basılan gazeteleri de buna ekleyin.
AKP Kongresinde ortaya çıktı ki, Recep Tayyip Erdoğan’ın eli ve gölgesi AKP’nin üzerinde durmaya devam edecek.
Partinin yönetim organları bile “tarafsız Cumhurbaşkanı’nın Sarayı’nda” belirlendi.
Davutoğlu’nun serbestçe oluşturmasına izin verilen tek parti organı “Siyasi Erdem ve Siyasi Etik Komisyonu” olacak ama bu partide o komisyona nasıl üye bulabilecek, orası da ayrı bir mesele.
Kongreye gidilen yolda ve kongrede sık duyduğumuz sözler var: Fabrika ayarlarına dönmek, partinin kurucu ilkelerini canlandırmak vs.
Bunların bu kadar çok tekrarlanması, partinin bugünkü politik duruşunun sorunlu olduğunun içeride de kabul edildiğini gösteriyor aslında.
Yanlış giden bir şeyler olduğunun herkes farkında, onun için “eski güzel günlere” dönme özlemi ifade ediliyor.
Bülent Arınç’ın kongreden bir gün önce “Bizdik, ben olduk” sözleriyle veciz bir şekilde ifade ettiği gibi AKP artık bir “kişi partisi” ve bu durum değişmeden de “fabrika ayarlarına geri dönmek” mümkün değil.
Bu videoyu şu bağlantıdan izleyebilirsiniz, sözünü ettiğim görüntü videonun 4 ve 5 saniyeleri arasında:
http://webtv.hurriyet.com.tr/haber/hurriyet-e-saldiri-ani_119309?hid=30021792
İŞTE O VİDEO