Paylaş
HAVUZ gazetesinin yazdığına göre Ahmet Davutoğlu’nun “kurmayları” kendisine bir rapor vermişler ve bu raporda “gençleri hedef alan söylemlere ağırlık verilmesini” önermişler.
Gençlik deyince orada durmak gerek çünkü Ahmet Davutoğlu, bu işlerden çok iyi anlıyor!
Mesela Hürriyet’i basıp camı çerçeveyi indiren güruhun başındaki eşkıyayı o bulup AKP’ye getirmiş.
“Temiz çocuktur” diyerek kefil de olmuş.
Bu “temiz çocuk” gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin’i ve yazarı Ahmet Hakan’ı dövmek istiyor.
“Çok korkaktır yani, çok korkaktır” diye söz ediyor.
“Özeleştiri” de yapmayı ihmal etmiyor: “Bizim hatamız bunlara zamanında dayak atmamak olmuş yani. Dayak yeselerdi...”
Bu adam AKP’nin ve Recep Tayyip Erdoğan’ın “kindar gençlik yaratma projesinin” bir prototipi olmalı.
Dışarıdan ilk bakışta normal bir insana benziyor ama belli ki içinde fırtınalar kopan, komplekslerle dolu bir tip.
Hayatta hiçbir baltaya sap olamamış, birisi elinden tutup milletvekili yapmış, o da kendisini besleyen kapıya yaranmaya çalışıyor işte!
Normal bir demokratik ülkede olsaydık bu adamı kulağından tuttukları gibi partiden atarlardı, ama bizim iktidar partisi adamı bir de ödüllendirdi, sırtını sıvazladı, kongrede divana seçti!
AKP’nin “demokratik siyasetten” anladığı bu mudur?
Ahmet Davutoğlu, “gençleri hedefleyen söylemler” ile seçim propagandası yaparken yanında gençlere örnek olsun diye bu kişiyi mi bulunduracak?
O tren çoktan kaçtı
TÜSİAD, bugün yapılacak Yüksek İstişare Konseyi toplantısında, dördüncü sanayi devrimine dikkat çekecek. Bununla ilgili haberi dün Hürriyet’te Hülya Güler yazdı.
Buna göre, TÜSİAD, dünyada yeni tartışılmaya başlanan ve önümüzdeki günlerde tüm ekonomik hayatı şekillendirecek olan 4. sanayi devrimini ülkenin bir numaralı gündem maddesi haline getirmek istiyormuş.
Endüstri 4.0 adı verilen bu yeni devrime öncülük eden Almanya’nın tecrübeleri de toplantıda paylaşılacak ve “Türkiye bu yeni sanayi trenini kaçırmamalı” mesajı verilecekmiş.
Boşuna zahmet, ben şimdiden söyleyeyim ki o treni çoktan kaçırdık!
Türkiye bu trene, bundan öncekilerde olduğu gibi son vagona son anda binecek ve başka ülkelerde üretilmiş teknolojileri, bilgileri gücü yettiğince kullanarak ayakta kalmaya çalışacak.
Çünkü bununla ilgili eğitilmiş insanlarımız yetersiz.
Okullarımızda bu yeni dönemin ihtiyaç duyduğu elemanları yetiştirmek birinci önceliğimiz değil.
13 yıllık AKP iktidarının eğitim ile ilgili birinci önceliği imam hatipleri yaygınlaştırmak ve sanayi devrimleri de okuyup üfleyerek gerçekleştirilemiyor.
Bunun için bütün eğitim sistemimizi tepeden tırnağa değiştirmemiz ve çağın gereklerine uygun insan yetiştirecek bir düzeye getirmemiz gerekiyordu.
Biz çocuklarımıza matematik, fizik öğretmekten geçtim, kendi dillerini bile doğru dürüst öğretemiyoruz. Yabancı dil eğitimi deseniz hepten boş!
Günlük problemlerimizi çözemediğimiz ve birbirimizi yemekle vakit geçirdiğimiz için dünyanın bu konuda da alıp başını gittiğini seyredeceğiz.
Öngörülebilir, düzgün işleyen bir hukuk düzenimiz yok.
Yeni fikirlerin serbestçe kendisini ortaya koyabileceği demokrasimiz yok.
Yedi hafta sonra sandık başına gideceğiz.
Bakın siyasi partilerin seçim beyannamelerinde bu konuya değinen olacak mı?
Yuvarlak laflarla değil ama.
Önümüzdeki on yılda eğitimin düzeyini nereden nereye getireceğini açıklayan, bunu nasıl yapacağını söyleyen bir program görmeyeceğimize kuşkunuz olmasın.
Açık kasada insan taşımak serbest!
MANİSA’nın Gölmarmara ilçesinde “asma yaprağı toplamaya giden” 15 tarım işçisinin öldüğü kaza ile ilgili bilirkişi raporu dün ortaya çıktı.
Hatırlayacaksınız, açık kasasında tarım işçilerini taşıyan kamyonet, karşı yönden gelen bir tanker ile çarpışmış, işçiler hayatlarını kaybetmişlerdi.
Bilirkişi raporu, bütün hatanın tanker sürücüsünde olduğunu, dikkatsiz ve kontrolsüz olarak aracını kullanıp karşıdan gelen kamyonetin şeridine girerek kazaya sebebiyet verdiğini belirtiyor ve şöyle diyor:
“Kamyonet sürücüsü, kendi şeridinde seyrettiği sırada, kazaya karışmış olup bu kazanın oluşumunu etkileyen kural ihlalin ve kusurunun olmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır.”
Bu bilirkişi raporundan anlıyoruz ki üstü açık, kamyonet kasasına insan doldurup, taşımak “kural ihlali ve kusur” sayılmıyor!
Oysa Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 130 maddesi “Kamyon, kamyonet, römork ve yarı römorklarda yük üzerinde insan taşınması yasaktır” diyor.
“Gerekli hallerde” kamyonet kasasında nasıl yolcu taşınabileceği de aynı maddede açıklanmış:
“a) Araçların İmal, Tadil ve Montajı Hakkındaki Yönetmelikte belirtilen ölçülere uygun oturma yerleri yapılması, b) Kasa kenarlarının düşmeyi önleyecek şekilde kapalı ve üzerinin örtülü olması şartıyla taşıma sınırının her tonu için 2 yolcu taşınabilir.”
Kamyonetin bu vasıflara uygun olmadığını kaza sonrası fotoğraflarında gördük.
Bu durumda üzeri açık, oturma yerleri olmayan kamyonet kasasına insanları yük gibi doldurup taşımak nasıl oluyor da “kural ihlali ve kusur” sayılmıyor, gerçekten merak ettim.
Türkiye’de bu tür ölümlü kazalar önlenemiyor.
Çünkü bu tür taşımacılık bilirkişiye normal geldiği gibi, bölgede görev yapan trafik ekiplerine de normal geliyor ve kimse buna müdahale etmiyor, görevinin gereklerini yapmıyor.
Onun için de her yaz gazetelerde böyle haberler okuyor, okurken ah vah ediyor, sonra unutup gidiyoruz.
Paylaş