Mehmet Y. Yılmaz

Temayül yoklaması tiyatrosu

13 Mayıs 2016
AKP’de kongre hazırlıklarını yürüten Teşkilat Başkanı Mustafa Ataş, Milliyet gazetesinden Şebnem Hoşgör’ün sorularını yanıtladı ve “genel başkan adayının belirlenmesinde temayül geleneğini sürdüreceklerini” açıkladı.

Anlattığına göre olay şöyle cereyan edecekmiş:Milletvekillerinin, MKYK üyelerinin, il başkanlarının, kadın ve gençlik kolu başkanlarının görüşleri alınacak, sonra bu görüşler doğrultusunda genel başkan adayı açıklanacakmış.

 

Ataş, Anadolu Ajansı’na da şunu söylemiş: “Cumhurbaşkanımızı yok mu sayacağız? Mutlaka onun görüşlerini de alarak bu önemli kararları birlikte vereceğiz.”

 

Bu haberi okuyunca gülmekten karnımın ağrıdığını söylemeliyim.

 

Belli ki Mustafa Ataş Bey, memleketim insanlarının hepsini salak zannediyor.

 

Yazının Devamını Oku

Dolandırıcı hız kesmiyor

12 Mayıs 2016
AKP iktidarı dönemine özgü bir dolandırıcılık yöntemi son hızla sürüyor.

Kendilerine polis ve savcı süsü veren dolandırıcılar, vatandaşları soymaya devam ediyor.

Bu iktidar dönemine özgü dedim çünkü daha önce böyle bir dolandırıcılık türü ile hiç karşılaşmamıştık.

Şimdi olabiliyor çünkü taa Ergenekon operasyonları döneminden beri vatandaşlarda polis ve savcılardan korkma refleksi gelişti.

Polis ve savcılar eliyle öyle hukuksuzluklar yapıldı ki insanlar, masum olduklarını ispatlayamayacakları korkusuyla, dolandırıcılara para kaptırmayı sürdürüyorlar.

Yazının Devamını Oku

Ya yine kandırılırsa?

11 Mayıs 2016
CENNET vatanımız bir “soap opera” platosu gibidir.

Olaylar hep aynı şekilde gelişir, kahramanların neler yapacağı, neler söyleyeceği kolayca tahmin edilebilir.

Arada bir izlemeyi bıraksanız bile kaçıncı bölümde geri dönerseniz dönün, konuyu kavramakta zorluk da çekmezsiniz, çünkü hiçbir şey değişmemiştir.

Onun için yurtdışına uzun süreli çıktığımda Türkiye’de nelerin olup bittiğiyle pek ilgilenmem. Döndüğüm gün, diziyi kaldığım yerden seyrediyormuş gibi olurum çünkü.

Bu sefer öyle olmadı ama. Bir de döndüm ki Hoca’yı göndermişler.

Yazının Devamını Oku

Teşhis yanlışsa tedavi de yanlış olur

29 Nisan 2016
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün imam hatipli gençlerle buluştu ve konuşmasında “En büyük zararı kendi dininden olan insanlara veren, sadece masum insanları hedef alan terör örgütlerinin hepsi de proje ürünüdür” dedi.

Cumhurbaşkanı’na göre “DAEŞ, El Kaide, Boko Haram, Eş Şebab gibi taşeronlar, Müslümanların sıkıntılarını ve hassasiyetlerini istismar ederek, İslam’a karşı yürütülen kampanyalara malzeme üretiyorlar”!

 

Cumhurbaşkanı, bir Müslüman olarak, bu tür terör örgütlerini “İslam dışı” olarak görüyor.

 

Bu da anlaşılabilir bir şey.

 

Ancak, burada önemli bir hata da var: Bu tür örgütleri, “İslam’a karşı yürütülen kampanyanın proje ürünü” olarak nitelemek, böyle tanımlamak, sorunun gerçek nedenlerini gözden kaçırmaya da neden oluyor.

 

Yazının Devamını Oku

Belli ki bir sorun var ama

28 Nisan 2016
CUMHURBAŞKANI ile Başbakan arasında bir “kara kedi” mi var?

Havuz medyasında, Cumhurbaşkanı’na yakın gazeteciler alenen “Başbakan Ahmet Davutoğlu ile işlerin yürümediğini” filan söylüyorlar.

Başbakan da bunları “AKP’yi medya aracılığıyla dizayn etme çabası” ile suçluyor.

Ben, Başbakan’ın, Cumhurbaşkanı’nın arzusu hilafına bir işe girişeceğini hiç düşünmedim.

Çünkü siyasi olarak Davutoğlu’nun gücü, Cumhurbaşkanı ile kıyaslanabilecek durumda değil.

Yazının Devamını Oku

Başbakan’ın kafasının ardında ne var?

27 Nisan 2016
BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, TBMM Başkanı İsmail Kahraman’ın “dindar anayasa” talebiyle ilgili olarak ilk gün gazetecilerin sorularını yanıtlamadı.

Oysa önceki gün Türkiye siyasetinde deyim yerindeyse yer yerinden oynamıştı.

 

Muhalefet partileri, sivil toplum kuruluşları tepkilerini ortaya koymuştu.

 

AKP sözcüleri böyle bir hazırlıkları olmadığını, laiklik ilkesinin vazgeçilmez olduğunu açıklamışlardı.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bizim görüşümüz belli” dedikten sonra bu tartışmanın “gündemi başka yerlere çekme niyeti” olduğunu söylemişti.

 

Yazının Devamını Oku

Namaz kılan bir anayasa mı?

26 Nisan 2016
TBMM Başkanı İsmail Kahraman, yeni yapılacak anayasada laiklik tarifine yer verilmemesi gerektiğini söyledi.

Meclis Başkanı, “Müslüman bir ülke olarak neden kendimizi dinden arındırma, geri çekme durumunda olacağız? Bir İslam ülkesiyiz. Bu nedenle dindar bir anayasa yapmalıyız” dedi.

Daha önce “dindar anayasa” diye bir kavram hiç duymamıştım.

Namaz kılan, pazarları kiliseye giden, sinagogda dini törenlere katılan, tapınağa çiçekler sunan bir anayasa var mı acaba?

Demek ki anayasa hukuku derslerini bize boşuna okutmuşlar.

Yazının Devamını Oku

Duymak istemeyeceğini söyleme

25 Nisan 2016
‘ALÇAK, zalim, kapkaranlık, cahil, tiksinti verici, vatan haini, lümpen, terör örgütünün maşası, ahlaksız, mandacı artığı, ruhu kirlenmiş.’

Birisinin yüzüne karşı bu kelimeleri kullanacak olursanız en iyi ihtimalle benzeri sözlere muhatap olursunuz.

 

Kötü ihtimal kafanıza bir şey atılması olabilir ki şiddete eğilimli bir toplumda böyle bir tepkiyle karşılaşmanız da yadırganmaz.

 

Ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatları, bu sözlerin ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği kanısındalar.

 

Ama onlar bu kanıdalar diye sakın ola ki siz aynı sözleri tanıdık, tanımadık kimse için kullanmaya kalkmayın derim yine de!

 

Yazının Devamını Oku