Bununla ilgili yönetmelik değişikliği yürürlüğe girdi.
Böylece MİT’in, satın aldığı silah, cihaz, otomobillerin izi sürülemeyecek, kimde olduğu, ne işte kullanıldığı öğrenilemeyecek.
Diyelim ki MİT, bir kamyon dolusu silah aldı. Bu kayıt altında olmayacak. MİT Müsteşarı bu silahları canı kimi çekerse ona verecek ve bu takip de edilemeyecek. Buna neden gerek görülmüş olabilir?
MİT’in bazı operasyonlarda kullanacağı silahların izi sürülemesin diye mi?
En azından kendisi böyle söylüyor.
Dokunulmazlıklar ile ilgili Anayasa değişikliğine olumlu oy kullandırmış çünkü AKP’nin “partili cumhurbaşkanı” tuzağını fark etmiş.
Böylece, CHP, dokunulmazlıklar ile partili cumhurbaşkanlığının bir paket halinde referanduma sunulmasını engelleyerek, Erdoğan’ın planını bozmuş!
Ben o kadar emin değilim, çünkü Saray’ın asıl planı bu yolla, TBMM’de yeterli çoğunluğa ulaşmak gibi geliyor bana.
Bunu yapmamın nedeni hafta sonunda Formsante dergisinin Bodrum Kempinski’deki partisinde perhizimi bozduğum için kendimi cezalandırmak değildi.
Öyle görünüyor ki AKP bir “tek adam partisi” olarak, oraya doğru yokuş aşağı, frenleri patlamış bir şekilde gidiyor.
Bekir Bozdağ’ın konuşması, o konuşmanın salonda bulunanların üzerinde yarattığı etki bu partide bir tek adam kültünün oluştuğunu ve artık bunun kolay kolay değiştirilemeyeceğini de ortaya koyuyor.
Toplumumuzun, bir sultana kul olma geleneğinden beslenen karizmatik ve otoriter lidere tapınma eğilimi, bu kez Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsında vücut bulup AKP’yi teslim alıyor.
Mütevazı davranırsam gerçek zannederler, davranmayacağım, dünyanın en büyük âşığıyım, ve evet öyleyim aslında.
Bu konuya geri döneceğim, ama izninizle şunu söylemek istiyorum önce:
Ayla Çelik (güzel gözlü, hoş bir kız, sesi de iyi. Hafif nezle olmuş kadın sesini severim çünkü) adı Bağdat olan bir şarkı ile toplumsal sahnemize çıktığında her aklı başında gazeteci gibi internete girdim.
“Bu şarkıyı kim söylüyor, daha önce hangi şarkıları söylemiş, kimlerle arkadaşlık etmiş, şu andaki medeni durumu nedir, şarkının güftesi kimin, kim bestelemiş, partisyonları kim yazmış, aranjman kime ait” gibi soruları araştırmak için.
Tanzimat’tan evvelki devirde ise dalkavuklar, kâhyaları, nizamnameleri ve narhları olan bir esnaf zümresiydi. Topkapı Sarayı arşivinde 1. Mahmud devrine ait, kime hitap ettiği belli olmayan bir arzuhal bulunmuştur ki bugünkü yazı dilimize çevrilmiş sureti şudur:
“Devletli, inayetli, merhametli efendim,
Kimsesiz dalkavuk kullarınızın arzuhalidir: Her sene Ramazan-ı Şerif geldiğinde, İstanbul’da, davetli, davetsiz iftarlara gideriz; ulemanın, rical-i devletin ve sair büyüklerin, mevki sahiplerinin sofralarında çeşitli nefis yemekler, şerbetler, türlü türlü reçeller, tavukgöğüsleri, elmaspareler, helvalar, kaymaklı baklavalar, ekmekkadayıfları, süzme aşureler, hoşaflar yer ve içeriz; üstüne göbek tütünü ve kahveyle ikram görürüz.
Lakin içimizdeki bazı terbiyesizler bulunup, edebe uymayan hareket ve tavırlarıyla velinimetlerimiz efendilerimizi gücendirmekte, zararı da hepimize dokunmaktadır.
TBMM’de oylama yapıldığı günün gecesi, televizyonlardaki tartışma programlarını izledim.
Havuz televizyonlarında, davetli konuşmacılar zaten bütünüyle yandaşlardan seçiliyor, aykırı bir ses duyamıyorsunuz.
Onların dışında kalan iki haber kanalında ise tartışmacılar şöyle seçiliyor olmalı:
Genelkurmay’dan yapılan açıklamada Kobra helikopterinin teknik bir arıza nedeniyle kırıma uğradığının “değerlendirildiği” söylenmişti.
Bugüne kadar bununla ilgili olarak Genelkurmay’ın konuyla ilgili yeni bir açıklamasını duymadık.
Ancak daha sonra internete konulan bazı görüntülerden, helikopteri düşüren “şey”in Rus malı bir omuzdan ateşlenen uçaksavar füzesi olduğu ortaya çıktı.
Meral Akşener’in genel başkan seçilmesi halinde bu partinin oylarının artacağından söz edenler var.
Bu mücadeleden Devlet Bahçeli galip çıkarsa MHP’nin baraj altında kalacağını gösteren bazı seçim araştırmaları da gördüm.
Buna karşılık Akşener’in genel başkanlığının, bir “erkek partisi” olan MHP’ye kadın seçmenin ilgisini çekebileceğini gösteren araştırmalar da var.
Hangisinin olacağını bugünden bilemiyoruz tabii.