73 gün önce adım atarken dili bir karış dışarı çıkan fizik özürlü Beşiktaş, Werder Bremen maçını ve G.Saray ile oynadığı finalin 120 dakikasını savaşarak geçirdi.
EFES CUP dönüşü, BEŞİKTAŞ’ın Antalya’da geçirdiği kamp günlerinin ve oynadığı iki maçın raporunu isteyen sevgili dostlara kısa bir yanıt veriyorum...
Beşiktaş mı, koştu koştu... Hiç yorulmadan yine koştu.
Ve sonra gerilere dönüp, anlatıyorum dostlarıma...
Tigana, İstanbul’a geldiği ve Beşiktaş’ı izlediği ilk maç sonrası ayağının tozu ile bir değerlendirme yapmıştı. Ve demişti ki...
Beşiktaş’ın doksan dakikayı tamamlayacak fizik gücü yok. Koşarken yoruluyor.
Bu değerlendirme,
Tigana’nın Beşiktaş ile tanıştığı ilk günün bir fotoğrafı idi...
Ve
Tigana, Beşiktaş’ta geçirdiği 73 gün, teknik-taktik gibi kavramların dışında, kalabalık kadronun nefes gücünü artıracak yoğun bir mesai programı düzenledi. Fransız, mesajında hiçbir açık kapı bırakmıyordu...
Æ Koşmayan Beşiktaş forması giyemez.
Bu kapıdan ekmek yiyemez.
Beşiktaş’ta barınamaz.
Her bir futbolcunun kafasına adeta çivilediği bu ilkelerin altına attığı imzada da
tehdit ve
kararlılık içeren bir tavrı takınıyordu Fransız hoca...
İşine gelmeyen çeker gider!
* * *
İŞTE 73 gün önce adım atarken dili bir karış dışarı çıkan
fizik özürlü Beşiktaş, G.Saray ile oynadığı finalin 120 dakikasını savaşarak ve boğuşarak tamamladı.
Beşiktaş’ın yeni çehresi çok önemliydi. Daha da değerlisi yıldız isimlerin de fizik açıdan yeterli kıvama ulaşmasıydı.
4
Tümer Metin’in G.Saray maçındaki 120 dakikalık koşu maratonunu herkes gibi hayretle izledim.
4
Okan Buruk’un hiç tükenmeyen enerji gücünün bu çalışma programından kaynaklandığını gözlerimle gördüm.
4
Belki çok kişi Kleberson’un, eski Kleberson olmadığı görüşünde birleşti. Ancak, Werder Bremen ve G.Saray maçlarında katettiği kilometre, neredeyse bir taksinin bir günlük mesaisine ulaşıyordu. Üstelik, yardımlaşma duygusu ve oyunu okuma bilinci dört dörtlüktü.
Cordoba’nın formu,
İbrahim Toraman’ın yükselen performansı,
İbrahim Üzülmez’in eskiye dönüş sinyalleri.
Ali Güneş’in mücadele gücü...
Kimse diyemez ki.
.. Beşiktaş’ta şu adam kaytardı, koşmadı! Başkaları sormadan hemen söyleyeyim...
Sergen Yalçın da bu takımda oynamak istiyorsa, o da koşacak.
Antalya kampında yaklaşık üç kilo vermesinin nedenini bir düşünün. Gerçeği hemen yakalarsınız.
* * *
BEŞİKTAŞ’ın hiç mi eksiği yok. Bir yığın sorunu var.
Ailton’dan başlayabilirim.
Gidecek mi, kalacak mı?Youla’dan sonra o da kaçarsa, Beşiktaş, bu açığı kimle kapatacak.
Sakın, İbrahim Akın demeyin. Onun gerçek yeri belli. Forvet arkasındaki geniş alanda koşacak bir İbrahim Akın’ı gözlerinizde canlandırın...
Genç
Mehmet Sedef gerçek bir yetenek. Teknik özellikleri üst düzeyde. Çabuk oynuyor, adam eksiltiyor. Ama savunmanın solunda sırıtıyor. Rakibi kontrolde zorlanıyor ve yine rakibe geniş oynama alanları bırakıyor. Orta sahanın solunda daha verimli bir performans sergileyebilir.
Ahmet Dursun bir iyi, bir sakat.
Veysel, Beşiktaş’ın bu bölgedeki beklentilerine yanıt verecek seviyede mi? Daha başka sorunlar da sıralayabilirim. Ama şöyle bir müjdeyi de Beşiktaş’ı sevenlere ulaştırabilirim.
Bu Beşiktaş, ikinci yarıda hiç durmadan koşacak, boğuşacak ve savaşacak.
En önde koşanlar arasında
Sergen Yalçın’ı da görürseniz hiç yadırgamayın.
Söylediğim gibi, o da oynamak için can atıyor. Ve Beşiktaş’ta oynamanın kuralını biliyor!