Büyük silahşör

BEŞİKTAŞ, üç günlük bir idman programı sonrası Werder Bremen maçına çıktı. İlk 45 dakikanın bitiminde taraftarın oynamayan Sergen’i alkışlaması, beğenmediği Beşiktaş’a gönderdiği bir sitem havası taşıyordu.

4-3-1-2 düzenindeki Beşiktaş sınırlı fizik gücünü zorlayarak oynamaya çalıştı. Henüz beklenen performansa ulaşmadığı ilk yarıdaki düşük tempo ve pas hatalarından belliydi.

Tigana’nın sahaya sürdüğü 11’de iki futbolcu kafamı karıştırdı. Savunmanın sağında Ali Tandoğan, solunda Mehmet Sedef...

Her ikisi de hücuma yönelik heves ve teknik özellikler taşıyor. Mehmet Sedef, ayağındaki topu iyi kullanmaya özen gösteren bir genç. Çabuk hücuma çıkıyor ve bu alanları akıllıca kullanıyor. Ama aynı performansı savunma bölgelerinde tekrarlayamıyor. Pozisyon hatası yapıyor ve rakibi kolay kaçırıyor.

Söylediğim gibi 3 günlük idmanla maça çıkan Beşiktaş’ın alacağı sonuç beni ilgilendirmiyordu. Oyunu bu açıdan izledim. Herkes gibi 90 dakikayı farklı bir Beşiktaş görebilmenin beklentileri ile geçirdim.

İlk yarıdaki Beşiktaş’ı beğenmedim. İkinci yarıdaki gayreti ve kazanma hırsı Beşiktaş’ı farklı bir konuma taşıdı. Ve girdiği pozisyonlarla tribünleri coşkuya sürükledi.

* * *

Ve bir gerçeği yakaladım Beşiktaş’ta... Ailton, kalabalık kadroda Beşiktaş’ı gole kavuşturacak tek isim... Golün nasıl atılacağını bilen tek silahşör.

İlk yarıda Beşiktaş ancak iki kez topu Ailton ile buluşturabildi. İkinci pozisyon, Ailton’un hala taşıdığı ağır kilolarının altında ezildiğini gösteren en net fotoğraftı. Önündeki topa gerekli deparı atamadı ve beklenen çabukluğa ulaşamadı. Ancak ikinci yarıda attığı üç golün herbiri Ailton’un aradığı ve beklediği pozisyonlardı. Tek vuruşta işi bitirdi. Herbiri klasik bir Ailton golüydü.

Şimdi soruyorum... Bu Ailton’u satabilir misiniz...

Ve bir paragraf da Sergen Yalçın için açıyorum. Taraftar ilk yarıda oynamayan Sergen’i alkışlamakta ve oyuna davet etmekte haklıymış. Sergen’in girişiyle Beşiktaş’ın oyun kalitesi değişti ve tempo kazandı. Demek ki, Ailton ve Sergen gibi yıldızlardan vazgeçmek kolay değil.
Yazarın Tüm Yazıları