Kanat Atkaya

Anıtkabir’deki heykeli utandıran zevzeklik

24 Eylül 2016
TÜRKİYE’de çağdaş mimarinin öncü ismidir Emin Halid Onat.


Yeni filizlenen Cumhuriyet’in kıt kaynaklarına rağmen iyi eğitim almaları için dünyanın dört bir yanına yolladığı, memlekete döndüklerinde öğrendiklerini aktaracak, uygulayacak bilim insanlarından biridir.

 

1934’te İsviçre’deki eğitimini tamamlayıp döndükten sonra Yüksek Mühendis Mektebi Mimarlık Şubesi’nde göreve başlamış, 30 yaşında profesör, 36 yaşında ordinaryüs profesör olmuştur.

 

1944’te İTÜ’ye dönüşen okulda Mimarlık Fakültesi’ni kurmuş, ilk dekanı olmuş, Yıldız Teknik’in Mimarlık Bölümü’nü de kuranlardan olmuştur. Mimarlar Odası’nın 1 numaralı kurucu üyesidir.

 

HİÇ AKILLARINA GELMEMİŞ

Yazının Devamını Oku

Saftirik ol hayatını yaşa

21 Eylül 2016
HÂKİM var, savcı var, avukat var, hatta mübaşir var. Yargıda FETÖ’cü var...

Emniyet müdürü var (“81 ilin emniyet müdürünün 74’ü FETÖ’cüydü” demişti sabık İçişleri Bakanı), komiser var, memur var. Emniyette FETÖ’cü var...

General, albay, teğmen, astsubay, her sınıftan her rütbeden asker var. Orduda FETÖ’cü var...

Profesör de var, anaokulu öğretmeni de. Eğitimde FETÖ’cü var...

Genel müdür var, müsteşar var, özel kalem var. Bürokraside FETÖ’cü var...

Yazının Devamını Oku

Bu, bayramlık halimizin kan damlayan fotoğrafıdır

14 Eylül 2016
ARİFE günü Gaziantep’in meşhur Balıklı Parkı civarında bayram alışverişine çıkan M.D. “Canlı bombayım” diye bağırınca doğal olarak büyük bir paniği tetiklemiş oldu.


İlk şoku atlatan bazı vatandaşların üzerinde bomba düzeneği bulunmadığını anlamalarının ardından linç etmeye kalkıştıkları M.D.’yi güvenlik güçleri havaya ateş açarak kurtardı.

 

İddialara göre M.D. alışveriş sırasında dükkân sahibine sinirlenmiş, tepkisini de “Canlı bombayım ben!” diyerek göstermişti.

 

Cinnetin eşiğinden mi döndü, gözü mü karardı, sinirleri mi boşandı, yoksa düpedüz zevzeklik mi yaptı bilemeyeceğim ama M.D.’nin arife günü yaşadığı ve yaşattığı çılgınlığı bir tür “erken uyarı sistemi” olarak da görmenin mümkün olabileceğini düşünüyorum...

 

AĞRI KESİCİ CİNAYETİ

Yazının Devamını Oku

Bir Elton John konseri ‘sadece konser’ değildir

12 Eylül 2016
SIR Elton John, sağdan sola, yukarıdan aşağıya nasıl sayarsanız sayın, dünyanın en popüler, en önemli müzik yıldızları arasında ilk sıralarda adını göreceğiniz bir isimdir.

Geçtiğimiz günlerde EXPO 2016 Antalya kapsamında verdiği konserde (kaçırdık bu arada!) yaptığı konuşmada şunları söyleyince haberlerde ilk sıralara yükseldi:

 

“Türkiye’de olduğum için çok mutluyum. Burada harika vakit geçirdik, ne kadar teşekkür etsem azdır. Bazı arkadaşlar Türkiye konserlerini iptal etmişler. Neler kaçırdıklarını bilmiyorlar. Bu şarkıyı da onlara ithaf ediyorum. Tanrı Türkiye’yi korusun (kutsasın)...”

 

Bu konserin, bu konuşmanın gururumuzu okşamasının çok ama çok ötesinde bir önemi var; anlatmaya çalışayım...

 

Türkiye ardı ardına gelen bombalı saldırılar ve üstüne gelen darbe girişiminin ardından ne yazık ki büyük bir imaj kaybına uğradı. Ülkemizin üstüne yapışan “güvensiz ülke” etiketini yırtıp atmak için, yabancı yatırımcıları, turistleri ikna etmek için yoğun bir çaba göstermek gerekiyordu. Nitekim hükümet, muhalefet partilerinin temsilcileri, iş dünyası, sivil toplum örgütleri bu konuda kolları sıvadılar. Ancak “billboard”ların veya resmi ve sivil muhataplarla yapılan toplantıların, “Höyt! Güvenli ülkeyiz biz” çıkışlarının etki alanının çok geniş olabileceğini düşünmek iyimser ifadeyle “saflık” olur.

 

Yazının Devamını Oku

Kuş mu balık mı?

11 Eylül 2016
LİGİN ilk iki haftasını ‘bir şekilde’ kayıpsız geçen Galatasaray’ın Kayseri deplasmanındaki amacı elbette 3 puanı cebe indirip ardına bakmadan koşmayı sürdürmekti.

15 dakika dolmadan Bruma’nın asisti ve Yasin’in iyi kontrolü ardından yaptığı net gol vuruşuyla öne geçtiğinde bu planın tutabileceği de düşünülebilirdi.
İlk 30-35 dakikalık bölümde oyunu ve rakibi kilitleyen, anahtarı da yutan bir Galatasaray vardı sahada. Kayserispor’un atak geliştirmek bir yana, makul bir pas ağı oluşturmasını bile engelledi bu süreçte Galatasaray.

 

“Peki, topa ve oyuna hâkim oldu, rakibi durdurdu da kendi adına ne yaptı?” diye soracak olursanız, Bruma’nın sağ kulvardaki heyecan verici koşuları dışında bir örnek veremem.

 

TİTREKLİK

 

Savunma konusunda titrek bir yapıya sahip olduğu malum Galatasaray’ın; nitekim ilk yarının son bölümünde biraz silkinen ve yüklenen rakip beraberlik golünü yakaladı.

Yazının Devamını Oku

Kadir Bey rica ederiz ama sorular ne olacak

10 Eylül 2016
DARBE girişiminin ardından yürütülen soruşturma kapsamında “FETÖ”nün mali yapılanmasına yönelik operasyonda tutuklanan isimlerden biri de Aydınlı Grup’un yönetim kurulu başkanı Ömer Faruk Kavurmacı.

Kamuoyu, Kavurmacı’yı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın damadı olarak da tanıyor.

 

15 Temmuz’un ardından gözaltına alındığında gözler Kadir Topbaş’a çevrilmişti. Darbe sırasında Kadir Topbaş’ın ABD’de bulunması bazı kaşların kalkmasına da yol açmıştı hatırlarsınız.

 

Kadir Topbaş o dönemde sosyal medya aracılığıyla şu mesajları vererek tepkileri göğüslemeyi denemişti:

 

“Gezi ve 17-25 Aralık süreçlerinde yurtdışında değildim, İstanbul’daydım. 15 Temmuz’da BM toplantısı için (Cumhurbaşkanımızın bilgisi dahilinde) New York’ta bulunuyordum. Uçuşlar iptal edildiği için gecikmeli dönebildim.

 

Yazının Devamını Oku

Bir tarikatın anatomisi

8 Eylül 2016
15 Temmuz darbe girişiminin ardından haber kanallarında pıtrak gibi biten eski cemaatçilerin itiraflarından bir şekilde haberiniz olmuştur herhalde.

Şaşkınlık içinde izlediğimiz o itiraflarda neler duyduk neler?

Hortumla dövülen çocuklardan bizzat Fetullah Gülen tarafından falakaya yatırılan eğitim kurumu sahiplerine, koca koca adamlara, profesörlere kadar uzanan bir şiddet sarmalı vesaire...

Hoca izin vermeden evlenemeyenler, evlatlarının ismi için onay bekleyenler, malını mülkünü feda edenler...

Zihinde kalan son mantık kırıntısını biraz kıpırdatsalar “Bu ne yahu? Ben burada ne yapıyorum? Böyle iş olur mu?” demeleri gerekirken zırvalıktan mürekkep bir dünyada baskı, korku, paranoyayla harmanlanmış bir hayat sürmeye devam etmelerini anlamakta güçlük çektik haliyle.

Yazının Devamını Oku

Üzülme vatandaş köprü yaparız geçer

5 Eylül 2016
İSTANBUL’un bitmeyen ve bitmeyecek gibi duran trafik sorununa ilaç olması için açılan yeni köprü problemleriyle birlikte geldi.

Hürriyet’ten Burak Coşan’ın “Mahmutbey çıkmazı” başlıklı haberine göre bağlantı yolları tamamlanmayan üçüncü köprünün trafiğini düğümlediği şu 6 ilçe veya “büyük semt”in sakinleri isyandaymış: Avcılar, Halkalı, Beylikdüzü, Ispartakule, Esenyurt ve Bahçeşehir.

 

Kaba bir hesapla 2.5 milyondan fazla insan şu anda köprü öncesine göre daha berbat bir trafik yaşıyor; fazlası vardır eksiği yoktur...

 

“Bağlantı yolları tamamlandıktan sonra (2018 sonu) rahat edecekler” diyebilirler ama kendileri inanır mı bilmem, bilemem.

 

AĞLATAN RAPORLAR!

 

Yazının Devamını Oku