Mektubun üzerindeki tarih 4 Ekim 1937’dir.
Dünya Hayvanları Koruma Günü’ne denk gelen bu tarihte, Necatigil’in bir kedi gibi duvar dibinde yürümeyi özlediği yerde, Çırağan’da 86 yıl sonra bir Kedi Müzesi açıldı.
Sunay Akın’ın 15 yıldır dünyanın sayılı koleksiyonerlerinden topladığı çocuk, oyun, oyuncak, masal ve çizgi roman tarihinin kedileri bu kapsamda ilk kez Kedi Müzesi çatısı altında bir araya getirildi.
Çocuk tarihini incelediğimizde kedi, kullanılan materyallerde açık ara birinci sırada yer alıyor. Doğayı ve hayvanları sevme, koruma bilincini arttırmak, gelecek kuşaklara aşılamak düşüncesiyle açılan Kedi Müzesi’nin logosunu
ALMANYA’DA geçen çocukluğunda en sevdiği şeylerden biriydi ailesinin işlettiği Café Müller’de saatlerce oturup insanları seyretmek. Savaş sonrası atmosferinde, yıkılmış bir toplumda yaşam mücadelesi veren insanları gözlemledi, adı daha sonra dans tiyatrosunun yaratıcısı olarak anılacak olan Pina Bausch. 1978’de bu deneyimlerinden, insan ruhunu okumadaki ustalığıyla bir başyapıt çıkardı ve dans tarihinde bir dönüm noktasına imza attı. ‘Cafe Müller’ arzunun ve yalnızlığın hikâyesini anlatan muazzam bir dans tiyatrosu örneği olarak kabul edildi.
Pina Bausch
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, Işıl Kasapoğlu küratörlüğünde düzenlenen 27. İstanbul Tiyatro Festivali, 25 Ekim’de Pina Bausch’un bu ölümsüz başyapıtı ile açılıyor. Dansı, 20. yüzyılda devrimci bir yaklaşımla yeniden tanımlayan ve dans tiyatrosunun yeni bir tür olarak kabul görmesini sağlayan Pina Bausch’un yeri İstanbullular için ayrıdır.
Café Müller
20 YIL SONRA GELİYORLAR
Bausch, topluluğu Tanztheater Wuppertal ile 1998’de ‘Cam Temizleyicisi’ ve 2000’de ‘Masurca Fogo’yu İstanbul Tiyatro Festivali’nde sahnelemiş; ardından 2003 yılında İKSV ve İstanbul Tiyatro Festivali ortak yapımı olan, İstanbul üzerine özel projesi ‘Nefes’i üretip sahnelemiş ve izleyenlerin adeta ‘nefesini kesmişti’. Bausch’un tüm dünyada halen izleyicileri derinden etkileyen eserlerini repertuvarında koruyan ve bu mirası büyük bir adanmışlıkla yaşatan Tanztheater Wuppertal, 20 yıl sonra bu kez ‘Café Müller’ ile İstanbul Tiyatro Festivali’nin konuğu olacak ve iki gece seyirci ile buluşacak.
Çifte Cinayet
DANSIN ROCK STARI
75. Frankfurt Kitap Fuarı, Filistinli yazar Adania Shibli’ye verilen ödül için düzenlenecek törenin iptaline gösterilen tepkilerin ve protestoların gölgesinde dün yapılan açılışın ardından bugün resmen başlıyor.
Her yıl Afrika, Asya, Latin Amerika veya Arap ülkelerinden bir yazara verilen Alman edebiyat ödülü LiBeraturpreis, bu yıl ‘Küçük Bir Ayrıntı’ adlı romanıyla Filistinli yazar Adania Shibli’ye layık görülmüştü. Bu ödülün kutlaması vesilesiyle Frankfurt Kitap Fuarı’nda düzenlenecek tören, fuar yönetimi tarafından iptal edilmişti.
Adania Shibli
Fuar Direktörü Juergen Boos, cuma günü bir açıklama yaparak Hamas’ın İsrail’e yönelik barbar terörünü şiddetle kınadığını belirtmiş ve “Düşüncelerimiz kurbanlar, onların yakınları ve bu savaştan acı çeken tüm insanlarla birliktedir” demişti.
Boos’un Yahudi ve İsrail seslerini özellikle görünür kılmak istediklerini belirterek fuara bazı ek programlar ekleneceğini açıklaması ise ayrıca tepki çekti.
Boos, dünkü açılış töreninde yaptığı konuşmasında her ne kadar yanlış anlaşıldığını söylese de bu, yayıncıları ve kamuoyunu pek tatmin etmiş görünmüyor.
Uluslararası Bağımsız Yayıncılar Birliği, “Filistinli seslere fuarda diğer seslerle aynı görünürlük ve saygının gösterilmesini talep ediyoruz” derken pek çok yayıncı kuruluşu ve yazar da fuara katılmayacağıını açıkladı.
Katar, Cezayir, Birleşik Arap Emirlikleri başta olmak üzere diğer Arap devletleri de fuardan çekildiklerini duyurdu.
BU yıl 11 ayrı ilde 100 gün boyunca gerçekleştirilen Türkiye Kültür Yolu Festivalleri’nin dokuzuncusu ve en önemli ayaklarından biri olan Sur Kültür Yolu Festivali’nin açılışı için Diyarbakır’dayız.
Gazze’de yaşanan olaylar nedeniyle meydanlarda yapılacak konserler ve müzikli gösteriler son anda iptal edilince 14 Ekim Cumartesi günü diğer festivallere göre çok daha sakin bir açılışla başladı festival.
Farklı inanışların ve uygarlıkların merkezi olmuş bu kadim kentte seçilen festival mekânları kendi hikâyeleriyle bile gezilip görülmeli.
İçkale sınırları içersinde yer alan Diyarbakır Arkeoloji Müzesi bahçesine girdiğinizde ziyaretçileri Süleyman Saim Tekcan’ın at heykeli karşılıyor. Bahçede Mert Ege Köse, Bilal Hakan Karakaya, Nermin Ülker’e ait şehir heykelleri de geçmişten geleceğe görsel bir yolculuk sunuyor.
Müze bahçesinin en ilgi çeken işlerinden bir diğeri ise büyük ekranda Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhuriyeti emanet ettiği çocuklarla birlikte fotoğraflarının gösterildiği ‘Bir Hayalin İnşası’ projesi. Cumhuriyet Tarihi Müzesi’nden alınan 1000’in üzerinde Atatürk fotoğrafından yapay zeka ile üretilmiş yeni fotoğraflar bunlar.
İçkale Müze Kompleksi içerisinde bulunan ve Diyarbakır’ın 9 bin yıllık tarihine tanıklık eden arkeolojik kalıntıların bulunduğu Amida Höyük kazı alanıyla Artuklu Sarayı avlusunda sergilenen ‘Cezeri’nin Olağanüstü Makineleri’ de ziyaretçinin tarihle bağ kurmasını sağlıyor.
7 YIL SONRA
Osman Hamdi Bey’den Şeker Ahmet Paşa’ya, Hoca Ali Rıza’dan İbrahim Çallı’ya pek çok sanatçının 2 bin 700 civarında eserinin bulunduğu Türkiye İş Bankası Sanat Eserleri Koleksiyonu, ülkemizin en geniş ve en zengin özel koleksiyonlarından biri olarak biliniyor. Resim Heykel Müzesi’nde ilk sergilerinde bu koleksiyondan seçilen 600’e yakın eser yer alacak.
İstiklal Caddesi No:144 adresinde, önce bir Beyoğlu apartmanı, ardından, uzun yıllar Türkiye İş Bankası’nın Beyoğlu Şubesi olarak hizmet veren, korunması gerekli kültür varlığı tescili bulunan binada 2020 yılından bu yana devam eden kapsamlı restorasyon çalışmaları ve müze hazırlıklarında artık sona gelindi. Restorasyon projesini Teğet Mimarlık’ın hazırladığı müze binası İş Sanat tarafından uzun soluklu, yoğun ve titizlikle yürütülen bir hazırlık döneminden geçti.
Şevket Dağ - ‘Enteriyör - Rüstem Paşa Cami’
BOĞAZ’IN SON KILIÇ BALIĞI
İSTİKLAL Caddesi’nden her geçtiğimde beni heyecanlandıran, restorasyonunun ne zaman tamamlanacağını merak ettiğim müze binasının idari katlarının kullanılmaya başladığını öğrenir öğrenmez İş Sanat Genel Müdürü Zuhal Üreten’e bir hayırlı olsun ziyareti yaptım.
Müzeyle ilgili birkaç ipucu da alırım diye düşündüm.
Hummalı bir çalışmanın halen devam ettiği müze salonlarının kapısından gördüğüm kadarıyla tadımlık bir kaç not:
İlk kez 2008’de, Cumhuriyet’in 85’inci yılında hayata geçirilen proje 100’üncü yıl nedeniyle tekrar izleyiciyle buluşacak.
Kurtuluş Savaşı’nın fırtınalı günlerinde Mehmet Akif Ersoy’un şiirini yazdıktan sonra açılan beste yarışmasına yüzden fazla başvuru yapıldığını biliyor muydunuz?
Tekfen Vakfı’nın desteği ile yazar Mehmet Altun devlet ve özel arşivlerinde, sahaflarda yaptığı araştırmalar sonucunda 1921 yılında Maarif Vekaleti’nce açılan İstiklal Marşı yarışmasına katılan bu bestelerden 11 tanesinin orijinal notalarına ulaştı.
Altun’un ulaştığı bu tarihi bilgi ve belgeler ‘Bir Güfte, 12 Beste – Milli Marşın Öyküsü’ adlı kitapta yayımlandı. Marşların bazıları makamsal, bazıları ise tek bir çalgı için yazılmış. Daha sonra aralarında merhum Nevit Kodallı, Emre Aracı, Hasna Uçarsu, Özkan Manav gibi günümüz Türk bestecileri, eserlerin orkestra ve koro için düzenlemelerini yaptı. Kazım Karabekir’in yarışma dışı olarak bestelediği ‘Türk Yılmaz’ adlı marşı da, milli marş seferberliğine güçlü bir örnek olarak, projeye dahil edilmiş.
YİĞİT SERTDEMİR SAHNEYE UYARLADI
Daimi şefi
Mardin Artuklu Üniversitesi’ndeyiz. Sahnede ülkemizin önde gelen orkestra şeflerinden Rengim Gökmen ve Etisan Holding Oda Orkestrası. Ünlü maestro müzik nedir ve nasıl ortaya çıkmıştır sorusundan başlayıp bütün bu sorulara cevap veriyor. Anılarıyla renklendirerek verdiği bilgileri orkestranın seslendirdiği eserlerle de örneklendiriyor.
Çarşamba akşamı Mardin Artuklu Üniversitesi’nin akademik yıl açılışı, Etisan Holding’in Şef Rengim Gökmen’in öncülüğünde hayata geçirdiği ‘Klasik Müzik 101’ projesiyle yapıldı.
Konserde, Brahms’dan Mozart’a uzanan muhteşem bir repertuar ve Türk bestecilerin eserlerini de içeren bir programla gençlere ve Mardinli sanatseverlere farklı bir müzik yolculuğu sunuldu.
Salondaki öğrencilerin sorularıyla da katıldıkları gece hem bir konser hem de bir ders oldu.
HEDEF 40 ÜNİVERSİTE
Türkiye’de 30’u aşkın üniversitede teknoloji tabanlı ödeme sistemleri hizmeti veren Etisan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mert Özgün, “Klasik müziğin büyüleyici dünyasına bir kapı açmak, gençleri ve sanatseverleri bu yolculuğa çıkarmaktan çok mutluyuz” diyerek başladı o gece yaptığı konuşmasına. Öğrencilerin hayattan keyif alacakları, yaratıcılıklarını artırıp onları vizyoner yapacak bir alan olduğu için klasik müziği seçtiklerini söyledi.
Proje, Ankara Gazi Üniversitesi’nden sonra ikinci kez Mardin’de gerçekleştirildi. Önümüzdeki günlerde Kayseri ve Bingöl’de de tekrarlanacak. Mert Özgün projeyi daha da geliştirerek 40 üniversitede öğrencilerle buluşturmak istediklerini söylüyor.
Rengim Gökmen
Bahis sitelerinin bile en yüksek ihtimal verdiği ilk üç aday arasındaydı sonuçta.
İsveç Kraliyet Bilim Akademisi Ödül Komitesi tarafından yapılan açıklamada gerekçe olarak, “Söylenemeyeni dile getiren yenilikçi oyunları ve düzyazıları için” ifadesine yer veridi.
Açıklamada ayrıca, “Onun Norveççe Nynorsk dilinde yazdığı ve çeşitli türlere yayılan muazzam eserleri, çok sayıda oyun, roman, şiir koleksiyonu, deneme, çocuk kitabı ve çeviriden oluşmaktadır. Bugün dünyada en çok sahnelenen oyun yazarlarından biri olmakla birlikte, düzyazılarıyla da giderek daha fazla tanınmaktadır” denildi.
TÜRKÇEYE ÜÇ KİTABI ÇEVRİLDİ
Akademi’nin ödül gerekçesinde de belirttiği gibi daha çok tiyatro eserleriyle ve düz yazılarıyla öne çıkan bir isim Fosse.
Ibsen, Beckett gibi isimlerle kıyaslanan 1959 doğumlu Jon Fosse’nin Türkçede Monokl Kitap’ta çıkan ‘Üçleme’, ‘Sabahtan Akşama’ ve ‘Melankoli I-II’ adlı üç romanı bulunuyor.