×
Oysa Osmanlı’nın son dönemi ve Cumhuriyet’in ilk 50 yılının en önemli sanatçılarından biri. Türk motifleri, hat sanatı ve mimari üzerine düşünen, kitaplar yazıp yurt içinde ve dışında konferanslar veren önemli bir entelektüel. Mesela yakın dostlarından biri Yahya Kemal Beyatlı.
Gel gelelim zamanın tozları üzerini öyle bir örtmüş ki adını hatırlayan kalmamış.
Melek Celâl şimdi Sabancı Müzesi’nde açılan ‘Unutulmuş Bir Cumhuriyet Kadını: Bütün Yönleriyle Melek’ sergisiyle adeta yeniden doğuyor.
Çok yönlü üretim yapan sanatçının tablo ve eskizleri, Anadolu motiflerinden esinlenerek çizdiği desenleri, şehir planlama, hat sanatı ve Türk işlemeleri ile ilgili kaleme aldığı makaleleri, eleştirileri ve kitapları ile hayatına ışık tutan fotoğraflar, kartpostallar, hatıra yazıları ve mektupların bulunduğu zengin bir arşivden oluşuyor.
Taksim Sıreselviler’de Arif Keskiner’in film yapım şirketinin ofisinden Sinema Sevenler Derneği Lokali’ne dönüşen mekan, yaygın bilinen adıyla Çiçek Bar uzun yıllar sinema, tiyatro, edebiyat, müzik, plastik sanatlar, basın ve iş dünyasının önemli isimlerinin buluşma yeriydi.
Arif Keskiner ve Azmi Yılmaz’ın işlettikleri barın adı Keskiner’in lakabı nedeniyle zamanla ‘Çiçek Bar’a dönmüştü.
Daha önce anılarını ‘Çiçek Gibi’, ‘Yine mi Çiçek’, ‘Elbette Çiçek’, ‘Bin Bir Renk Bin Bir Çiçek’ gibi kitaplarında bir araya getiren Keskiner bu kez 20 yıl önce hayalini kurduğu ve başlattığı projesini hayata geçirdi.
ADINI ZEKİ ÖKTEN KOYDU
Bu yıl 6.2 milyar dolar hasılat elde eden Christie’s yetkilileri bu rakamın geçen yıl 8.4 milyar dolar olduğunu ve 2.2 milyar dolarlık bir daralmanın söz konusu olduğunu belirtiyor.
Ömer Uluç - ‘Ölüdeniz’
Peki Türkiye’de sanat piyasası 2023’ü nasıl geçirdi?
Erol Akyavaş / ‘Sarı Lam Elif’/Orhan Peker -‘Şezlongta Oturan Kedi’
Artam Antik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Artam 2023 yılında sanat piyasasının çok hareketli geçtiğini, satış rakamlarının bir önceki seneye göre iyi bir artış yakaladığını, fakat dolar bazında durağan kaldığını belirtiyor.
Aralıksız yağan yağmur ve trafik yoğunluğuna rağmen geceye yaklaşık 600 sanatsever katıldı.
Bu yıl 11’incisi düzenlenen gala gecelerinin en yüksek katılımıydı bu.
Maya Portakal Bitargil - Salih Bademci - Rana Erkan Tabanca
Renzo Piano imzalı binanın geçici sergi salonu bu kez sanat eserlerini değil özenle hazırlanmış masalarda sanat eğitimine destek için bir araya gelen sanatseverleri ağırladı.
Gece, İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı’nın açılış konuşmasıyla başladı. Eczacıbaşı konuşmasında; “Gala Modern’i, 100’üncü yılını coşkuyla kutladığımız Cumhuriyetimize bir armağan niteliğindeki yeni müze binamızda düzenlemekten büyük mutluluk duyuyoruz. Müzemizin sergi ve eğitim programlarına katkı sağlamak amacıyla düzenlediğimiz Gala Modern ile yüzbinlerce çocuk ve gencimizi sanatla buluşturma fırsatı bulduk. Bugüne kadar İstanbul Modern’de eğitimlere katılan 900 bin çocuk ve gencimiz artık birer sanatsever olarak büyüyor; hayatlarını sanatla daha da zenginleştiriyor. Fırsat eşitliği sağlamak amacıyla özel eğitim gruplarındaki binlerce çocuk ve gence yönelik projeler, eğitim programları ve sanat atölyeleri düzenlemeyi de sürdürüyoruz” dedi.
11 SANATÇI ESER BAĞIŞLADI
Sunuculuğunu
Meğer aynı soru ona da sorulmuş daha önce.
Olayı aktaran Rus sinema oyuncusu Yuri Nikulin.
Bir gün yazarlarla yapılan bir buluşmada Nâzım Hikmet’e mutluluğun ne olduğunu sordular diyor. Nâzım Hikmet, düşünmüş ve şöyle demiş “Mutluluğun ne olduğunu bilmiyorum ama galiba mutluluk sabah işe severek gitmek, işten sonra da bir an önce eve gitmeyi istemektir.”
UmbertoArte adlı sosyal medya kullanıcısının X’teki bu paylaşımına yapılan yorumlar ilgimi çekti.
Nâzım Hikmet’in mutluluğu sabah sevdiğin işe gidip akşam sevdiğin eşine dönmek diye tanımlamasını fazla domestik bulanlar olduğu gibi onun asıl mutluluğu büyük idealinde aradığını yazanlar var.
Üzerinde çok düşünülmeden verilmiş bir cevap olabilir bu ama o toplantının hangi tarihte yapıldığı da önemli.
1961 yılında yazdığı ‘Saman Sarısı’ şiirini “Vera Tulyakova’ya derin saygılarımla” diyerek son eşi Vera’ya ithaf etmişti.
O soruya cevap verirken büyük ihtimalle evdeki Vera’yı, ona olan aşkını düşünüyordu.
47’ncisi gerçekleştirilen yarışmanın töreni Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek Konferans Salonu’nda yapıldı.
Gazetecilik, Radyo, Televizyon, Karikatür, Edebiyat, Sosyal Bilimler, Fen Bilimleri, Sağlık ve Spor olmak üzere toplam dokuz dalda verildi 2023 ödülleri.
Edebiyat dalında verilen ödüle bu yıl uzun bir aradan sonra yayımladığı ‘Akim Sevgilim’ kitabıyla Füruzan değer görülmüştü.
Sağlık sorunları nedeniyle törene katılamadı Füruzan. Ödülünü kızı, sinema yazarı Aslı Selçuk Edebiyat Ödülü Jüri Başkanı Doğan Hızlan’ın elinden aldı.
Sonrasında Füruzan’ın törende okunması için yazdığı teşekkür metnini okudu Aslı Selçuk. Edebiyatının ana hatlarını oluşturan duygularını, düşüncelerini konuşmasında da dile getirmiş usta yazar.
Doğan Hızlan - Aslı Selçuk
‘EDEBİYATLA, SANATLA DİRENDİM’
Erol Akyavaş, Burhan Doğançay, Fahrelnissa Zeid, Nejad Melih Devrim, Ömer Uluç, Fikret Mualla, Turan Erol, İhsan Cemal Karaburçak, Selim Turan, Abidin Elderoğlu, Neş’e Erdok ve Adnan Çoker’in de aralarında yer aldığı isimlerin önemli eserlerinin satışa sunulacağı müzayede 17 Aralık’ta online olarak gerçekleştirilecek.
‘Le 14 Juillet’
Yılın bu son müzayedesinde bohem ve trajik yaşamıyla bilinen ve modern Türk resminin yurt dışındaki en tanınmış temsilcilerinden olan Fikret Mualla’nın önemli bir koleksiyondan gelen dört eseri öne çıkıyor.
Paris’in gece hayatını, sokaklarını, barlarını konu edinen sanatçının en son Sotheby’s’in 13 Ekim 2000 tarihli açık artırmasında görülen bu dört eseri, o günden bu yana aynı ailenin koleksiyonundaydı. 23 yıl sonra müzayedeye çıkan dört eser arasından ‘Le 14 Juillet’ isimli kağıt üzerine guaj tablo, 1 milyon TL’lik açılış fiyatıyla aynı zamanda açık artırmanın en yüksek rakamlı yapıtı. Tablonun arkasında Mualla’nın “Dostum ve hayırseverim Prof. Dr. Réné Monteux’a, samimi ve kalıcı bir dostluğun ufak bir hatırası olarak meslektaşı artist ressam, Fikret Moualla Saygı tarafından” şeklinde bir notu da bulunuyor.
Mualla seçkisinden ‘Scène de Marché’ 900 bin TL, ‘La Promenade’ 600 bin TL ve ‘Le Couple Chic’ 800 bin TL açılış rakamlarıyla satışa sunuluyor.
‘La Promenade’
‘SUÇ VE CEZA’
- Günümüz figür resminin ustalarından Neş’e Erdok’un önemli yapıtlarına imza attığı 1980’lerden ‘Suç ve Ceza’sı da müzayedenin karakteristik yapıtlarından biri olarak öne çıkıyor. 800 bin TL açılış rakamına sahip eser, karakteristik Erdok kompozisyonuna sahip.
Son olarak Teoman, Özdemir Asaf’a ithafen hazırlanan ‘Özdemir Asaf 100 Yaşında’ tribute albümüne şairin ‘İmiş’ ve ‘Bahçede’ şiirini seslendirdi.
kitap-lık dergisi de 230’uncu Kasım-Aralık sayısını Özdemir Asaf’a ayırdı.
Dergide çeşitli inceleme yazılarının yanında Asaf’ın şimdiye kadar kitaplarına girmemiş yazıları ve şiirleri de yer alıyor.
11 Haziran 1923 Ankara doğumlu olan Özdemir Asaf’ın 28 Ocak 1981 yılındaki vefatından sonra terekesinde kalmış şiirlerini Doğan Bey (Hızlan) yayına hazırlamıştı.
kitap-lık dergisi ‘Temize Çekilmemiş Kâğıtlardan’ adını verdiği dosyasında şairin tezgâhında kalmış ‘Küf’ adlı şiir dosyasının önsözüne, birkaç şiirine ve düzyayazıya yer veriyor.
Seçki, ailesi tarafından Özdemir Asaf’ın bazıları dergilerde çıkmış, çoğu ise hiçbir yerde yayımlanmamış çalışmalarından hazırlanacak yeni derleme ve seçkilerden oluşan arşivinden bir bölümü kapsıyor.