Gala Modern’de destek yarışı 16.2 milyon lira toplandı

Aralıksız yağan yağmur ve trafik yoğunluğuna rağmen geceye yaklaşık 600 sanatsever katıldı.

Bu yıl 11’incisi düzenlenen gala gecelerinin en yüksek katılımıydı bu.

Maya Portakal Bitargil - Salih Bademci - Rana Erkan Tabanca

Renzo Piano imzalı binanın geçici sergi salonu bu kez sanat eserlerini değil özenle hazırlanmış masalarda sanat eğitimine destek için bir araya gelen sanatseverleri ağırladı.

Gece, İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı’nın açılış konuşmasıyla başladı. Eczacıbaşı konuşmasında; “Gala Modern’i, 100’üncü yılını coşkuyla kutladığımız Cumhuriyetimize bir armağan niteliğindeki yeni müze binamızda düzenlemekten büyük mutluluk duyuyoruz. Müzemizin sergi ve eğitim programlarına katkı sağlamak amacıyla düzenlediğimiz Gala Modern ile yüzbinlerce çocuk ve gencimizi sanatla buluşturma fırsatı bulduk. Bugüne kadar İstanbul Modern’de eğitimlere katılan 900 bin çocuk ve gencimiz artık birer sanatsever olarak büyüyor; hayatlarını sanatla daha da zenginleştiriyor. Fırsat eşitliği sağlamak amacıyla özel eğitim gruplarındaki binlerce çocuk ve gence yönelik projeler, eğitim programları ve sanat atölyeleri düzenlemeyi de sürdürüyoruz” dedi.

11 SANATÇI ESER BAĞIŞLADI

Sunuculuğunu Rana Erkan Tabanca ve Salih Bademci’nin yaptığı gecenin en heyecanlı anı Türkiye ve dünyadan 11 sanatçının 11 yapıtı için yapılan bağış yarışıydı.

Maya Portakal Bitargil’in Salih Bademci ile birlikte yönettiği yarışta Nevin Aladağ, Ali Alışır, Özlem Altın, Mohamed Bourouissa, Adnan Çoker, Olafur Eliasson, Tadashi Kawamata, Laure Prouvost, Imran Qureshi, Necla Rüzgar ve Elif Uras’ın bağışladıkları yapıtlardan toplam 16 milyon 200 bin lira gelir elde edildi.

Ali Alışır’ın ‘Melez Ruhlar V.4’ ile Necla Rüzgar’ın ‘Açık Beyan’ adlı eserleri 2 milyon 700 biner lirayla en yüksek fiyata ulaşan eserler oldu.

OLAFUR ELIASSON SERGİSİ GELİYOR

Eser bağışı yapan sanatçılardan biri de dünyaca ünlü Danimarkalı sanatçı Olafur Eliasson’du. Mimar ve tasarımcı da olan sanatçı ayna ve ışığı kullanarak yaptığı büyük boyutlu yerleştirmeleriyle biliniyor. Eliasson’un ‘Kent Planı’ adlı ayna ve paslanmaz çelikten oluşan eseri 1 milyon 500 bin liraya alıcı buldu. Bu arada 2024 yılında İstanbul Modern’de sanatçının solo bir sergisinin açılacağı müjdesi de verildi.     

AĞIR GECEDE GÖBEK DANSI

İş, siyaset, sanat ve medya dünyasının önde gelen isimlerini buluşturan gecenin rengi kırmızıydı. Girişteki kırmızı halıdan itibaren binanın iç aydınlatılmasında kırmızı renge ağırlık verilmiş ve yemek salonuna kırmızı bir koridordan geçilerek giriliyordu. Gecenin ağır havasını yumuşatan bir program yapılmıştı.

“Az’cık göbek atalım ya” diyerek girdiği müzik dünyasında ‘Bellydancing’ parçasıyla büyük bir başarı yakalayan genç müzisyen INJI (İnci Gürün) gecenin sürpriziydi ve oldukça beğenildi.

INJI

After party ise Gökçe Bahadır ve Emir Ersoy’un müzik ve şovlarıyla devam etti.

İSTANBUL’UN MARTILARI DA BENİMSEDİ

İstanbul Modern’in ünlü İtalyan mimar Renzo Piano tarafından tasarlanan binası mimarlık dünyasında da adından söz ettirmeye devam ediyor. Son olarak Financial Times’ın mimarlık ve tasarım yazarı Edwin Heathcote’un kaleme aldığı yazıda, büyük beğeni toplayan İstanbul Modern’in yeni müze binasının Karaköy limanının kültürel bir merkez olarak yeniden keşfedilmesine yol açtığına dikkat çekiliyor. Yazıda, Türkiye’den sanatçıların yapıtlarının yer aldığı koleksiyon sergisinin etkileyici olduğuna ve yabancılara farklı geldiğine değinilirken, Yıldız Moran’ın çarpıcı fotoğraflarından, Fahrelnissa Zeid’in coşkulu tuvallerinden ve İnci Eviner’in yerleştirmelerinden bahsediliyor.

Binanın en görkemli ve popüler yerinin çatıdaki seyir terası olduğuna dikkat çeken Heathcote, yazısında müzenin seyir terasını şöyle tanımlıyor: “Müzenin planlarını gördüğümde, tüm Haliç ve Boğaz önümde uzanırken bir yansıtma havuzu fikrine biraz şüpheyle yaklaşmıştım. Ama yanılmışım. Pürüzsüz su, ışığı binaya geri yansıtıyor ve bu su ile yakın ilişki içinde olan şehrin özünü yapıya geri çekmek gibi olağanüstü bir etki yaratıyor. Yansıtma havuzunun şehrin martıları tarafından benimsenmiş olması terası ve binayı daha da çarpıcı hale getiriyor.”