Rap müziği son senelerin en üretken sahnesi olarak liderliğini sürdürüyor. Birbirinden yeni ve genç sanatçılar her hafta yeni şarkılarıyla dinleyicisine ulaşıyor. İşin doğrusu bu kadar çok üretimin olması çok sevindirici olsa da, bu alandaki rekabet de bence bir o kadar zorlaşıyor. Çünkü gerçekten de bazı üretimler birçoğundan kendini çok net şekilde ayrıştıracak detay ve özellikte oluyor. Baneva’nın ‘Manifestor’ albümü de bu özel işlerden birisi. 11 şarkılık albümde sözler Baneva imzasıyla yer alırken, Da Poet, SKAII, GOKO!, PMF, Kaan Yanartaş, NNOZ gibi isimleri de prodüktör olarak künyede görüyoruz. Albümün çıkış şarkısı ‘Amigo’ aynı zamanda klibiyle şu an yayında. ‘Manifestor’un genel akışı dinleyicinin dikkatini bir saniye bile kaybetmeyecek bir enerjide ilerliyor. Bence esas marifet de burada Baneva’nın vokal tekniğinde yatıyor. 10 numara 5 yıldız nefis bir albüm olmuş, bahara bu albümle net bir giriş yaptım.
Yıldızlar: Tok, Amigo, Her Baktığımda, Müsade
Oscar’ımı Verdim Gitti: Hiçbiri, An
Billie Eilish’in Fotoğrafları Rekor Kırdı
Geçtiğimiz haftanın olayı Billie Eilish hala rekorlarıyla gündemde kendisinden söz ettiriyor. İngiliz Vogue dergisi kapağında yer alan genç sanatçı tarihe bir imza daha attı. Derginin Haziran 2021 baskısı için yapılan çalışmanın fotoğraflarını geçtiğimiz gün paylaşan sanatçı Instagram’da kısa süre içinde en çok konuşulan konu oldu.
Eilish’in yayımladığı bu özel sayı için yapılan fotoğraf çekimleri Instagram’ın en kısa sürede 1 milyon beğeni rekorunu kıran postlar olarak tarihe geçti. Söz konusu çekimlerde Marilyn Monroe ve 1950’ler havasını stiline yansıtan Billie Eilish, Vogue ekibine kendi vizyonunu hayata geçirmesine destek verdikleri için ayrıca teşekkür etmiş. Fotoğraflar şimdiye kadar hiç görmediğimiz cesurlukta bir Billie Eilish’i oraya çıkarttığı için sanatçıya müzik ve sanat dünyasından birçok ünlü isim takdir ve alkışlarını kendi sosyal medya profillerinden paylaştılar.
Yeni Çıkış
Ozan Tekin – Anarya I
Yakın zaman önce kendisine çok yakıştığını düşündüğüm siyah uçları neon yeşil saçlarını açık sarıya boyatarak imajını yenileyen genç sanatçı, yeni bir şeylerin yolda olduğunu Instagram hesabından fısıldıyordu. Son birkaç paylaşımından sonra bu heyecan ve merak dalgasını daha fazla uzatmadan dün nihayet ağzındaki baklayı çıkarttı. Billie Eilish’in ikinci stüdyo albümü ‘Happier Than Ever’ 30 Temmuz’da yayımlanıyor. Ağabeyi Finneas’ın yakın zaman önce Billie’nin yeni albümünün tam bir yaz albümü olduğunu, herkesin yerinde duramayacağını ve dans edeceğini söylemesi şimdi bu duyuruyla daha anlamlı bir hal aldı. Billie Eilish yeni albümü için ‘şimdiye kadar yaptığım hiçbir işi bu kadar sevmedim, umarım sizler de benim hissettiğim bu duyguları yeni şarkıları dinlediğinizde yaşarsınız’ diyerek bu hafta Perşembe günü yeni şarkısının çıkacağını duyurdu. İlk albümünden sonra tüm dünyanın aklını başından alan iki kardeşin, yeni albümde neler yaptığını duymak için gerçekten sabırsızlanıyorum.
Gülçin Ergül’den İngilizce Albüm: Invitation
Geçtiğimiz yıl Ekim ayında senenin en özel pop albümlerinden birine imza atan Gülçin Ergül, uzun süredir üzerinde çalıştığı ‘Invitation’ adlı 8 şarkılık ilk İngilizce albümünü Arpej etiketiyle önceki hafta yayımladı.
‘Invitation’ın Gülçin Ergül gibi güçlü bir vokale yakışan bir albüm olduğunu en başta söylemek istiyorum. Şarkıların söz yazarlığını Hollandalı Josephine Zwaan ile birlikte yapan Gülçin Ergül, ayrıca kendi söz ve müziği olan 4 şarkıyı da bu albüme eklemiş. Müzik direktörlüğünü Emre Bayar’ın üstlendiği ‘Invitation’da bir de Whitney Houston cover’ı olan ‘I Wanna Dance With Somebody’ yer alıyor. Şarkının vokallerinde Gülçin Ergül bence harikalar yaratmış, diğer yandan yeni düzenlemesi Whitney Houston’ın orijinal haline biraz daha yakın olsaydı daha mı etkileyici olurdu diye aklımda bir soru işareti kaldı.
Albümün fotoğraflarında Safa Gülsoy’un, styling’de ise Fırat Kanburoğlu’nun imzası yer alıyor. İlk klip ‘Don’t Wake Me Up’ Murat Joker yönetmenliğinde çekilmiş. Sesiyle ve önceki yayımladığı çalışmalarla dinleyenleri büyüleyen Gülçin Ergül, yeni albümüyle sadece Türkiye’de değil, yurtdışında da kendisinden söz ettirecek bir işe imza atmış.
İngiltere’den Bir Türk Grup: Keşmekeş
İngiltere’de kurulmuş bir Türk müzik grubu olan Keşmekeş ile geçtiğimiz kısa bir söyleşi gerçekleştirdik. Ekip 20 yıl önce Londra’da bir araya gelen arkadaşlardan oluşuyor. Aslında hobi olarak başlayan grupça müzik yapma isteği zamanla profesyonel olarak devam etme hayalini de peşinden sürüklemiş.
2019 senesinde kurulan Keşmekeş ilk albümü ‘Yarem’i geçtiğimiz sene yayımladı. Grup üyelerinden Niyazi Albay’ın aktardığına göre Keşmekeş’in mutfağında farklı sesler ve enstrümanlar var. Grubun içindeki bu zenginlik hem birbirlerini beslemiş hem de şarkılarına ilham olmuş. Dinleyicilerinin yolu Keşmekeş’te Cem Karaca’dan Aşık Mahzuni Şerif ve Neşet Ertaş’a kadar birçok usta isimle kesiştiğini söyleyen Niyazi Albay, şarkılarında Türk halk müziğinin ve Anadolu rock tarzının çokça görüldüğünü belirtiyor. Şarkılarını yaptıkları stüdyonun bazen evleri, bazen de mesailerini geç bitirdikleri ofisleri olduğunu söyleyen Albay, şu ana kadar yaşadıkları en büyük zorluğun 20 senedir yapmış oldukları bestelerdeki aranjmanları değiştirmek ve bir sonraki albüme hangi şarkılarla devam edeceklerine karar verme süreci olduğunu itiraf ediyor.
Bundan 150 yıl önce, 1871’de, ilk kez Sir Michael Costa’nın bu özel mekânda çaldığı ‘Biblical Cantata’ eserinden esinlenen Imogen Heap, doğaçlama bir düzenlemeyle 12 dakikalık özel bir performansı kaydetti. Royal Albert Hall’da sahnenin en ortasına yerleştirilen cam piyanonun içine özenle konmuş sanatçının dijital piyanosunun yanı sıra, özel Mi.Mu eldivenleri de bu performansta başroldeydi.
Vivienne Westwood kıyafeti ve geceye özel hazırlanan peruğuyla en ince ayrıntıları düşünen Imogen Heap performansı öncesinde bu mekânın kendisi için ne kadar özel ve unutulmaz olduğunu kısa bir intro ile anlatıyor. Bu özel performansı izleyerek benim gibi duygudan duyguya koşmak isteyenler Royal Albert Hall’un Youtube kanalını tıklamaları yeterli olacaktır.
İtalya’dan Türkiye’ye Özel Bir İsim: Umut Adan
Geçtiğimiz hafta GRGDN Müzik etkiketiyle Umut Adan’ın yeni şarkısı ‘Eflatun Kardeşler’ yayımlandı. Yeni şarkısı Umut Adan ile bir araya gelmemize vesile oldu. İtalya’da yaşayan Umut Adan ile hem yeni şarkısı ‘Eflatun Kardeşleri’, hem de etkileyici müzik kariyerini kendisinden dinleme şansım oldu.
Kaseti en başa sardığımızda Umut Adan, İstanbullu, orta ve liseyi İtalyan Lisesi’nde okuyan daha o zamanlar gitarıyla şarkılar yazan bir müzik tutkunu. Lise yıllarında Fikret Kızılok’u ve Süreyya Berfe’yi tanımasının hem kişisel gelişiminde, hem de müzik yolunda ona büyük katkıları olduğunu belirtiyor. Üniversite için İtalya’ya giden Umut Adan, doktora eğitimi döneminde müzik kariyeri için de büyük adımlar atmış. Sub Pop plak şirketinden şarkıları yayımlanan müzisyen arkadaşına kendi şarkılarını dinlettiği gün kendisi için de değişim çanları çalmaya başlamış. Bu arkadaşının kendisini menajeriyle tanıştırmasından kısa süre sonra İlk 45’liğini plak olarak yayımlayan sanatçı, günümüz dijital dünyasına adapte olmak yerine kendi inandığı adımlarla sakin ilerlemeyi tercih etmiş. Bu süreç kendisi ve müziği hakkında The Wire’da makale yayınlanmasına kadar götürmüş.
İkinci plağını yayımladıktan sonra Jack White’ın İstanbul konserinde ön grup olması Umut Adan’ın kariyerinde bir diğer önemli adım olmuş. Üçüncü 45’liğini de plak olarak yayımlayan sanatçı artık bir albüm sürecine girmek istediğini bilse de o güne kadar attığı adımların ardından, en az onlar kadar sağlam bir başlangıç ile bu işe girmek istemiş. The White Stripes’ın prodüktörü Liam Watson ile demolarını paylaşan sanatçı, kendisinin davetiyle 2017 senesinde Londra’daki Toe Rag Stüdyoları’nda ilk albümü ‘Umut Adan: Bahar’ı kaydetmiş. 2019’da yayımlanan ‘Umut Adan: Bahar’ albümü Avrupa’da büyük ilgi görürken, çıktığı konserler ve festivallerden sonra hızını alan sanatçı geçtiğimiz sene pandemi olmasaydı muhtemelen Avrupa’daki birçok büyük etkinlikte yer almaya devam edecekti.
Pandemi döneminde durmak yerine Umut Adan çalışmalarına Türkiye’de sürdürmeye karar veriyor. Engin Akıncı ile yolları kesişen sanatçı, ‘Eflatun Kardeşler’ şarkısını İstanbul’a ve bu şehrin her türlü zorluğuna rağmen çalışan, hevesini ve heyecanını kaybetmeyen kadınlara ithafen yazmış. GRGDN Atölye’de Furkan Karadeniz ile kayıtları yenilenen şarkının mix’i Berk Kula, kapak görseli ise Yetkin Başarır tarafından yapılmış. ‘Eflatun Kardeşler’ aslında Umut Adan’ın kariyerinde yeni bir başlangıcı da simgeliyor. Avrupa’daki çalışmalarını bırakmadan, şimdilerde yeni şarkılarını yayımlamak için sıraya koyan sanatçı önümüzdeki aylarda hepimizin favorilerinde yer alacağına ben şimdiden adım gibi eminim.
Yeni Çıkış
2018 senesinde ‘Ben Bazen’ albümü yayımlandığı zaman kendisiyle söyleşi yapma imkânım olmamıştı, o yüzden yeni şarkısının basın tanıtımı için davet geldiğinde bu sefer bu fırsatı kaçırmak istemedim. Nefis bir havada, Galata’daki otelin terasında, bahara gülümseyen bir İstanbul manzarasında Simge ile sohbet ettik. Yeni şarkısı ve klibi için haliyle çok heyecanlıydı. ‘Sevmek Yüzünden’ aslında mazisi olan bir şarkıymış. Yaklaşık dört senedir bekleyen şarkının sözlerinde Sezen Aksu imzası var. Şarkının bestesini Simge, Ersay Üner ve Ozan Bayraşa ile birlikte yapmışlar. 2021’de bize 90’lar rüzgarı hissetttiren ‘Sevmek Yüzünden’in harika düzenlemesi ise Genco Arı’ya ait. Deyim yerindeyse resmen yıldızlar karması bu şarkıda bir araya gelmişler.
‘Sevmek Yüzünden’in imaj fotoğrafları ve klibin yönetmenliği Seçkin Süngüç’a emanet edilmiş. Şarkının klibinde başrolde Simge’yi izliyoruz. ‘Sevmek Yüzünden’in enerjisi o kadar yüksek ve etkileyici ki, ilk dinlemede sizi alıp götürüyor. Hal böyle olunca Simge’nin doğal hallerinden oluşan çekimler klibe çok yakışmış ve şarkının hissiyatını daha da yükseltmiş.
Simge ile müzik hayatını ve yeni üreteceği şarkıların heyecanları üzerine konuştuk. Kendi içine sinen işlerde ve projelerde dinleyicisiyle buluşmaya devam edeceğini anlattı. Samimiyeti ve kendisinden emin hali bana o kadar iyi geldi ki, yaptığı işe böylesine bağlı insanları görünce hem çok seviniyorum, hem de daha fazlasını yapmalarını, koşullar ne olursa olsun hiç durmamalarını diliyorum.
Pandemi dönemini kendisi için faydalı değerlendirenlerden olmuş Simge. Yeni şarkıların çalışmaları ve hazırlıkları bir yana 15 sene önce bitirmediği konservatuara geri dönmüş. Tekrardan öğrenci olmanın onu nasıl yenilediğini anlatırken, mezun olmak için çok sıkı çalıştığını da belirtti.
‘Sevmek Yüzünden’ bu dönemde Simge’ye iyi geldiği gibi, bahardan bizi yaza taşıyan bir şarkı olacak. Bu şarkı hem kendisi için hem de dinleyicisi için yeni bir dönemin de başlangıcı aslında. Bundan sonraki yayımlayacağı şarkıları, önceki işlerinden biraz daha farklı olacağını söyleyen Simge, sound ve düzenleme olarak yeni sularda gezinmek istediğini, hem kendisini hem de müziğini geliştirmeyi, bolca da yenilemeyi ve bunları da dinleyicisiyle bir an önce buluşturmak için sabırsızlandığını belirtti.
Yeni Çıkış
Onur Cansız – Fesleğenler
Geçtiğimiz hafta Doruk Erester ve Direnç Kaçmaz ile albümü konuşmak üzere Maçka’da bir parkta buluştuk. Havanın güzel olmasını bahane ederek, telefon ya da dijital bir ortamda konuşmaktansa, yeni şarkıları üzerine açık havada buluşarak konuşmak hepimize iyi geldi.
‘Sanrılar’ın nerden çıktığını sorduğumda Doruk albümdeki şarkıların yarısını tamamladıklarında farkettiği bir durumdan yola çıkarak bu isme ulaştıklarını söyledi. Şarkıları yazmasında vesile olan ortamlar ve insanlarla zaman içerisinde tekrar denk geldiğinde bu anıların unutmaya başladıkça bu boşlukları hayal gücüyle doldurduğunu keşfetmiş. Zamanla da o anıların ne kadarı gerçek ne kadarı hayal olduğu da unutulduğunu söyleyen Doruk, olayların sanrılaştığını ve bulanıklaştığını anladığını, şarkılara dönüp baktığında sözlerinde aktardığı duyguların sanrılaştığını farkettiğini ve albüme de bu ismin çok uygun olduğunu belirtti.
Şarkıların hazırlıklarının ne kadarının geçmişten geldiğini, ne kadarının yeni dönemde yazıldığını sorduğumda, tüm çalışmanın pandemi döneminde yapıldığını belirttiler. Grup ile birkaç ay önce Youtube kanalımda söyleşi yaptığımızda, albümde birçok farklı tarzda şarkı olacağının ipuçlarını vermişlerdi. O günkü referansla ‘Sanrılar’ı bu gözle değerlendirdiğimizde gerçekten de müzikal açıdan oldukça zengin bir albüm olduğunu söylemem gerek.
Yeni tarzlara da yer verdikleri albümdeki 10 şarkının sözleri Doruk Erester’e, 9 şarkının besteleri ve düzenlemeleri Direnç Kaçmaz’a ait. Mark Eliyahu ile birlikte çalıştıkları ‘Uzaklara Savrulalım’ şarkısının müziği Direnç Kaçmaz ve Mark Eliyahu imzası taşıyor. Konu Mark Eliyahu’ya gelince haliyle nasıl bir araya geldiklerini merak ettim. Bu şarkının hikayesini sorduğumda, Mark Eliyahu ile daha önceden birkaç projede bir araya geldiğini belirten Direnç Kaçmaz, ‘Uzaklara Savrulalım’ın demosunu yaptıklarında şarkıya çok iyi bir uyum sağlayacağını düşündükleri için kendisine gönderip birlikte bir çalışma yapmayı önermişler. Üzerinde çalışıp döneceğini söyleyen Mark Eliyahu, beste üzerindeki çalışmalarını tamamlayıp gruba ilettikten sonra, şarkının son haline gelmesine kadar geçen süreçte grupla birlikte çalışmış.
10 şarkıda mutlaka herkesin favorileri farklıdır diye düşünerek hem Doruk’a hem de Direnç’e kendi gönüllerinde yatan şarkıları sordum. Grup olarak şimdiye kadar içlerine sinmediği hiçbir şarkıyı yayımlamadıklarının altını çizdikten sonra, Doruk ‘Ben Yokum Artık’ ve ‘Zaman bir Muamma’ı zorlayarak da olsa seçtiğini söyledi. Direnç ise ‘Bu Şehir Bugün Sensiz’ ve ‘Dudaklarıma’nın kendi favorileri olduğunu aktardı. Dinleyicilerinden gelen yorumların onları şu sıralar çok mutlu ettiğini belirten ikili, esas etkinin konserde olacağını aktardılar. Albüme dair en büyük heyecanları bu şarkıları canlı olarak söylemek ve dinleyiciyle konserlerde bir araya gelmenin geri sayımını yaptıklarını belirttiler.
Yıldızlar: Uzaklara Savrulalım, Kalbinde Birileri Var, Bu Şehir Bugün Sensiz, Yarınlar Var
Oscar’ımı Verdim Gitti:
Söz konusu etkinlik Avrupa’da son 1 yıl içinde yapılan en geniş katılımlı organizasyon olması açısından da büyük önem taşıyor. Bu pilot çalışma sayesinde yakın mesafede ama maskeli şekilde bir araya gelen katılımcılar arasında önümüzdeki dönemde covid-19 hastalığı oranı incelenecek. Belki de bu sayede özellikle 1.5 yıldır büyük zarara uğrayan canlı müzik ve etkinlik sektörü yaralarını sarmanın yolunu bulacak.
Herhangi bir kalp rahatsızlığı, kanser veya bağışıklık sistemi rahatsızlığı olmayan, yakın zamanda Covid-19 geçirmeyen kişilerin dahil edildiği bu özel etkinlik için yetkililer aslında tüm öncelikli riskleri göz önüne almışlar. Etkinlikten kısa süre önce test yapılan tüm biletli katılımcılar test sonuçları negatif çıktığı onayı telefonlarına gönderildikten sonra konser alanına maskeli bir şekilde kabul edilmişler. Konser alanında herhangi bir sosyal mesafe kaygısı gözetmeksizin etkinlik düzenlenmiş. Söz konusu etkinliğin sonuçları umut verici olursa, yakın gelecekte bu şekilde organizasyonların düzenlenebileceğine kesin gözle bakabiliriz.
İstanbul Dev Bir Açıkhava Sahnesine Dönüşüyor!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi nefis bir proje hayata geçiriyor.
Müzisyenlerin aylardır umutla beklediği bu güzel haberle İstanbul’un 100’den fazla farklı noktasında sahneler kurularak kültür sanat etkinlikleri gerçekleştirilecek. Bu etkinliklerin açık havada, ücretsiz ve pandemi koşullarına uygun şekilde yapılacak olması da bir diğer önemli altı çizilmesi gereken konu.
Söz konusu projeyi sosyal medya sayfasından duyuran İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, projenin duyurusunu yaparken geçtiğimiz 1.5 yıl içinde yaşadığımız pandemi döneminden belki de en çok etkilenen meslek kollarından biri olan müzisyenlere önemli bir destek sağlanacağını söyledi. ‘İstanbul Bir Sahne’ projesiyle şehrin 39 ilçesinin tamamında 100’den fazla farklı nokta, açık hava sahnesine dönüştürülerek, binlerce müzisyenin İstanbullularla buluşması sağlanacak.
Bu özel etkinlikte yer almak isteyen müzisyenler ve müzik toplulukları başvurularını 9 Nisan 2021 tarihine kadar
Özellikle dijital dünyanın nerdeyse tüm iletişim dünyasına dokunmasıyla festivalin etkisi ve katılımcı sayısı her sene daha da artıyordu. Geçen seneye kadar son 3 senedir bu etkinliği yerinde deneyimleyip sizlere de gördüklerimi, öğrendiklerimi bu satırlar aracılığıyla aktarmıştım. Geçen yıl Covid-19’un tam yükseliş trendine geçtiği zamanlar, kısıtlamaların ve kapanmaların başladığı dönem maalesef festivalin düzenlendiği zamana denk geldiği için ilk defa SXSW iptal edilmişti. Bu sene pandemi maalesef hala devam ettiği için etkinlik online olarak 16-20 Mart tarihlerinde düzenlendi. Austin’de olmadan SXSW elbette aynı etkinlik değil onu başta söylemeliyim. Ama yine de festivalin akışı o kadar planlı ve sorunsuzdu ki, evden çıkmadan tüm festivali izlemek de gerçekten büyük rahatlıktı.
İlk başta web ve mobilden takip etmesi zor olur diye düşünürken, Apple Tv üzerinden etkinliğin izlenebildiğini öğrenince resmen festival keyfim katlandı. Oturumları 5 kanalda yayınlayan etkinlikte program canlı olarak izlenebildiği gibi kaçırsanız da sorun olmadan daha sonra ilgili bölümler altında tüm oturumları izleme olanağı veriyordu.
Austin’de SXSW’e katıldıysanız, olayın oturumlar veya etkinlikler için mutlaka kapılarda dakikalar hatta bazen saatler öncesinde sıra beklemek ve sabretmek olduğunu ilk günden öğreniyorsunuz. SXSW 2021’de çevrimiçi deneyimle bu konu ortadan kalkmış durumda. Bir oturumu kaçırdıysanız, ya da aynı anda başka bir oturumu izlemek istiyorsanız hiç sorun yok, birini o an izlersiniz diğerini de daha sonra tüm oturumların eklendiği alandan seçerek izleyebilme şansına sahipsiniz.
Bence bu senenin açılış konuşmacıları diğer senelere göre biraz zayıftı. Diğer yandan tüm oturumları istediğim zaman izleme şansına sahip olmak bana daha çok oturuma katılma imkanı verdi. SXSW’da bu sene öne çıkan konular iklim krizi, yapay zeka ve buna bağlı teknolojiler, Z kuşağı ve trendleri, yeni ürün pazarlama stratejileri, covid-19 sonrası etkinlik sektörünün yaşayacağı sorunlar ve öneriler, influencer işbirlikleri dikkatimi çeken konulardı. Amy Webb’in her sene büyük ilgi gören Teknoloji Trend Raporu bu sene de oldukça detaylı ve aydınlatıcı bir sunumdu. Önümüzdeki dönemin odağında nesnelerin interneti (IOT) ve insanların vücutlarıyla bağlantılı ürünlerin (YOT) olacağını anlatan Webb, kişisel veri güvenliğinin ve bu verilerin korunması konusunun daha da önemli olacağının altını çizdi.
Festivalin film ve müzik bölümü her sene olduğu gibi bu sene de muhteşem bir zenginlikteydi. Yine de bu iki bölümün Austin’deki halini kesinlikle evde izlediğim haline tercih ederim onu da eklemeden geçemeyeceğim. 4 sene önce Billie Eilish’i henüz şu anki dev şöhretine ulaşmamışken canlı izlediğim 100-150 kişilik konser ortamı SXSW’in gerçek ruhunu yansıtıyor. Austin’in etkinlik mekanlarında, sokaklarda, hatta kiliselerde müzik performansının yapıldığı festivalde bu sene çevrimiçi olarak düzenlenen müzik etkinlikleri önceden kaydedilmiş performanslar olarak akışı belli bir şekilde izlenebilir şekildeydi. British Music Embassy etkinlikleri önceki senelerde olduğu gibi bu sene de benim için en öncelikli performanslardı. Bu sene kendime not ettiğim ve bundan sonra da takip edeceğim isimler; The Goa Express, Porij, Toya Sound, Phobe Green, Ann B Savage, Katy J Pearson, Beauty Sleep oldu. Çevrimiçi SXSW’un bir diğer kolaylığı da film festivali bölümünde kendini gösterdi. Normal koşullarda Austin’de SXSW’a katıldığınızda oturumlar arasında eğer kaçırmak istemediğimiz bir film varsa mutlaka gidip o mekan önünde sıra beklemeniz gerekiyordu, bu sene çevrimiçi deneyim sayesinde filmleri dilediğiniz zamanda izleme şansınız olduğu gibi, sadece bazı içeriklerde önceden kayıt yaptırdığınızda size özel izleme imkânı veren bir format da düzenlenmişti.
16-20 Mart arasında düzenlenen SXSW 2021 çevrimiçi etkinliği bitti ama deneyimi yaşamaya devam etme imkanı hala mevcut. Festival katılımcıları 18 Nisan’a kadar SXSW 2021 çevrimiçi etkinliğinin kayıtlarına erişebiliyorlar. Diledikleri performansları, belli sayıda filmi ve müzik performansını ve tüm oturumları hala izleyebiliyorlar. Dileğim SXSW 2022 yine önceki senelerde olduğu gibi fiziksel olarak katılımın mümkün olduğu bir düzende olması yönünde, umarım pandemi ve onun getirdikleri kısa sürede biter ve eski düzenimize geri döneriz.
PSM Radyo
Mabel Matiz – Kahrettim
Son yayımladığı şarkısı ‘Toy’ ve onun en az şarkısı kadar nefis klibinden sonra Mabel Matiz yeni ne çıkaracak diye merakla bekleyenlerden biriydim. Özellikle ‘Maya’ albümüyle birlikte Mabel Matiz’in klipleri bence müzik sektörüne yepyeni bir boyut kattı. Her klibi film gibi özenle çekilen işler olduğu için ister istemez, yeni şarkısı yayımlanınca klibi de en az şarkı kadar merak eder olduğumu itiraf etmeliyim.
‘Kahrettim’i yayımlanmasından bir süre önce dinleyip şarkının altyapısına bayılmıştım. Evde kendi kendime dinledikçe şarkıya aşırı bağlandım. Sözü ve müziği Mabel Matiz’a ait şarkıyı sanatçı 1.5 sene önce yazmış. Şarkı hazırlık aşamasında birçok prodüktör gezmiş sonunda da Flytones’un düzenlemesiyle dinlediğimiz güncel halini almış. Kerem Akdağ ve Harun İyicil’den oluşan Flytones’un prodüksiyonuna, Da Poet’in de katkısı eklenerek ‘Kahrettim’ tamamlanmış. Şarkının kapak çalışmasında İspanyol sanatçı Joan Manel Pérez imzası yer alıyor. ‘Kahrettim’ kırılgan deneyimlerinin altında yatan, güçlü, dönüştürücü potansiyele dikkat çeken çok özel bir şarkı.
Şarkının dönüştürücü gücü aslen klibinde gizli. Pandemi şartlarından ötürü ‘Kahrettim’in bir bölümü Berlin’de ve bir bölümü de İstanbul’da çekilmiş. Yönetmenliğini Mirza Odabaşı’nın üstlendiği klibin art direktörlüğünü ve nefis styling’i Nes Kapucu üstlenmiş. Şarkının aktardığı iyileşme havasına klipteki dansçıların da katkısı çok büyük. ‘Kahrettim’i sözleri, müziği, klibi, styling’i ve danslarıyla bir bütün olarak dinleyip izlemek şarkının deneyimini kesinlikle çok daha yukarı bir noktaya taşıyor. Pose Records etiketiyle yayımlanan ‘Kahrettim’ Mabel Matiz’in henüz üzerinde çalıştığı 5. stüdyo albümünden çıkan ve devamında bizi nelerin beklediğine dair merak ve heyecan aşılayan yenilikçi, modern, özgür nefis bir çalışma.
Kalben – Robot Kozmonot
Kalben ile ara sıra müziği ve yeni planları üzerine heyecanla konuşuyoruz. Enerjisi o kadar yüksek bir sanatçı ki, her zaman yeni müzik, yeni üretim ona ayrı bir yaşam sevinci aşılıyor. Teoman ile bir şarkı üzerine çalıştığını biliyordum ama zamanlaması hakkında bir fikrim yoktu. Birkaç hafta önce Kalben sürpriz bir şekilde şarkıyı hem de videosuyla birlikte izlemem için gönderdi. Şarkıyı klibiyle birlikte ilk seferde izlemek kesinlikle çok farklı bir deneyimdi.
‘