15 Ocak’ta Zorlu PSM’nin online konserinde sahne alacak sanatçı ile gündemi, canlı ama dijital konserleri, yani şu anki yeni hayatı konuştuk.
Canlı konserlerin her zaman yerinin başka olduğunu belirten sanatçı, izleyiciyle göz göze o kalabalıkta performans vermenin bir sanatçı için paha biçilmez bir şans olduğunu belirtse de, online konserlerin de kendisi için yeni ve güzel bir deneyim olduğunu söyledi. Konserlerinin seyahat edebildiği şehirlerle sınırlı olduğunu düşününce, istediği ses kalitesinde bir performansı dijital olarak sevenlerine sunabilmenin muazzam bir şans olduğunu belirten Eliyahu bu anlamda çok şanslı olduğunu belirtiyor. Pandeminin başlarında sadece kendi telefonu üzerinden yaptığı yayınlardan, şimdi daha profesyonel bir ekip ile ışık, ses ve çekim kalitesinin geldiği noktadan hem mutluluk duyuyor, hem de bu gelişimin bir anlamda da büyük bir tecrübe olduğunu düşünüyor.
Pandemi dönemi üretim anlamında Mark Eliyahu’ya yaramış. Bu zor günlere rağmen çalışarak vakit geçiren sanatçı yepyeni şarkılar yapmış. Muhtemelen yakın gelecekte bu şarkıları hep birlikte dinleyeceğimizin müjdesini veren sanatçı, hayat bizi bu dönemde her ne kadar zorlasa da sanatın her koşulda ayakta duracağına inandığını da belirtmeden geçmiyor. Performans sanatları açısından çok zor bir dönemden geçtiğimizin herkes gibi kendisini de farkında olduğunu söylerken, bu günler geçtiğinde yine de konserlerin hayatımızın bir parçası olmaya devam edeceğine emin olduğunu belirtiyor.
Yakın zaman önce yayımlanan ‘Always Now’ şarkısı sanatçının pandemi zamanı yaptığı bir şarkı. Şarkının anlattığı her şey aslında akışta kalmayı, yarın, sonraki gün ne olacak kaygısından ziyade hep bu anda kalmayı anlatıyor. Aşk ve sadelik üzerine hislerini kaleme aldığında ortaya ‘Always Now’un çıktığını belirten Eliyahu, şarkının ona hissettirdiklerinden ötürü çok mutlu olduğunun altını çiziyor.
4 sene önceki söyleşimizde kariyerinde ilk günlerine kıyasla nelerin değiştiğini sorduğumda, Mark Eliyahu o zamanlar daha geleneksel bir rüzgârla müzik yaptığını, bunun yerini artık daha hissettiği gibi müzik yapmaya bıraktığını açıklamıştı. Şimdi neler hissettiğini sorduğumda, insanın zamanla kendisini bulmasının keyfinden bahsetti. Kendini bulmanın detaylarını verirken, bunun müziğine de yansıdığını ve kendini daha iyi ifade eden bir üretime dönüştüğünü söyledi. Geleneksel anlamda bir müzik yapmanın az ya da çok ifade edilecek bir şey olmadığını aslen müziğinde tam anlamıyla kendini anlatabildiğini hissettiğini söyledi. Müziğin uçsuz buçaksız bir okyanus olduğunu söyleyen Eliyahu, başlarda okyanusun kıyısında yüzerken, seneler içinde yüzmeyi daha iyi öğrendiği için müziğinde daha da derinleştiğini belirtiyor. Bu okyanusta birlikte gezinmenin en güzel yanı da kendisini 15 Ocak’ta Zorlu Psm online konserinde izlemekten geçiyor!
Yeni Çıkış
Son bir haftadır telefonu elimden düşürmeden ne kadar içerik varsa nerdeyse hepsini izledim. Logosuyla Banksy’e selam eden yeni yayın platformu Gain’de müzikten, belgesele, diziden, eğlence programlarına oldukça zengin bir içerik havuzu var.
Beni en çok etkileyen özelliği nerdeyse her içeriğin hap gibi kısa ama yeterli uzunlukta olması. Misal dizilerin her bölümü maksimum 15 dakikalarda olması harika. Belgesel ve haber içerikleri ise detaylarda değil daha çok kısa anlatımlarla tam hedefe koşmuş.
Gelelim iştahımı en çok kabartan müzik içeriklerine. Teoman’ın Gain’e özel yaptığı performansına hayran kaldım. Performans mekânın tasarımının güzelliği, performansın sadeliği ve etkileyiciliği bu sefer performans bitince neden daha çok yok diye hayıflandırdı. Mirgün Cabas ile Teoman söyleşisi ise en çok beğendiğim işlerden biri oldu. Söyleşi bir çırpıda izleniyor ve fakat biraz küt diye bitiyor. Söylemeden geçemeyeceğim bitiş kısmı böyle aniden olunca, acaba devamı mı var diye baya arandım ama bulamadım, sonra bu kadarmış diyerek ikna oldum.
Nükhet Duru’nun ‘Uzunlar’ performansı, Can Güngör’ün ‘Gündüz Tarifesi’, Ceylan Ertem’in ‘Namus’ yorumu Gain’i aklıma kazıyacak nefis işler oldu. Bütün bunların üzerine yılbaşı gecesinin en orijinal programlarından biri olan Mücbir Sebepler’in Gain’de canlı yayınla sürprizden sürprize 1991 yılına geri sayım yapması da ayrıca çok eğlenceliydi.
Konserler JoJo’da!
Pandemi henüz bitmediği gibi, koşullar biraz rahatlasa da kapalı alanlarda konser konusu hala bir muamma. Bu sene içinde uzunca süre kapalı alanlarda konserlerin yapılmasının zor olduğunu düşülünce bu dev ihtiyaç ‘JoJo’yu doğurmuş oldu.
Müziğin herkese ulaşmasını hedefleyen JoJo ekibinin yaptığı işin kalitesini Cem Adrian konserini izleyerek yakından takip ettim. Genelde dijital platform üzerinden yapılan konser veya performans işlerinde ses kalitesi dinleyicinin olduğu kadar sanatçıların da en çok üstünde durduğu konudur. Bu açıdan JoJo’daki performans kalitesinin net olarak sınıfı geçtiğini söyleyebilirim. Konseri hem kulaklığımla, hem de kulaklık olmadan dinlediğimde ziyadesiyle tatmin edici olduğunu söylemem gerekiyor. Uygulamanın bir diğer güzel yanı da, konseri tek başınıza izleyebileceğiniz gibi, size özel açılan bir odada 5 arkadaşınızla birlikte izleme imkânınız mevcut.
Birkan Nasuhoğlu’ndan GEL!
2020’nin inişleri ve çıkışlarına rağmen birbirinden nefis albümler bu seneye renk, dans ve bir o kadar da anı kattı. İçinden geçtiğimiz ve hala da devam eden enteresan pandemi günleri ile bu sene sona eriyor. Dilerim 2021 bizi sağlıklı ve mutluluk dolu günleriyle şaşırtır, geçtiğimiz bu zor seneyi neşesiyle geride bırakır. Hepinizin yeni yılı kutlu olsun, müzik dolu olsun.
OCAK
Halsey senenin başında Ocak ayında nefis bir başlangıç yaptı. Sanatçı 3. albümü ‘Manic’ yayımlanmasının kendisi için en cesur hareket olduğunu belirtirken bu albümde Alanis Morissette ile bir şarkı yapması benim için fevkalade bir durumdu. Kırılganlığını ve samimiyetini sonuna kadar şarkılarında yansıtan sanatçı, Grammy’de bu nefis albümle bir adet adaylık bile alamayınca haliyle açtı ağzını yumdu gözünü. Kimseden çekinmediğini, onu geldiği bu noktaya hayranlarının getirdiğini, ödüllerin kendisi için bir anlamının olmadığını belirten açıklamalarla seneyi kapattı.
ŞUBAT
Takvimler Şubat ayını gösterdiğinde, belki de bu senenin en iyi albümlerinden biri olan Tame Impala’nın ‘The Slow Rush’ yayımlandı. Merakla beklenen bu albüm eminim çaldığı her yerde disko topunu otomatik olarak tepeden inip içimize neşeyi bıraktı. 2020’nin doğal fonda çalan müziği olan bu nefis albüm, hem birçok sanatçıya ilham oldu, hem de bu zor seneyi bir nebze kolay atlatmamıza imkan verdi. ‘Borderline’, ‘Breathe Deeper’, ‘Lost In Yesterday’ ve ‘Is It True’ albümden inciler olarak hafızalarımızda yer etti.
Caribou’nun ‘Suddenly’ albümü senenin en sepmatik ve sıcak dans albümlerinden biri olarak hayatımıza Şubat ayında adım attı. Bir önceki albümünden sonra araya 5 sene gibi geniş bir zaman alan Dan Snaith, ‘Suddenly’ ile en kişisel çalışmasına imza atmış. ‘Never Come Back’, ‘Home’, ‘You And I’, ‘Sun’ albümün öne çıkan şarkıları olsa da, bir bütün olarak albümü dinlediğinizde pozitif bir meltem size koşuveriyor.
Nashville’in gözbebeği Soccer Mommy, nam-ı diğer Sophie Allison’un ikinci stüdyo albümü ‘Color Theory’ Şubat ayına bir güneş gibi doğmuştu. Genç sanatçı hem kişisel hayatını, hem de duygusal ve ruhsal hayatına büyüteç tuttuğu yeni şarkılarıyla, senenin en çok dinlenen albümlerinden birine imza attı.
Şubat ayının kapanışını
Ekonomik anlamda birçok sektör bu salgından ötürü yara alırken, dünyada en büyük zarar alan iş kolları performans sanatları ve müzik sektörü oldu. Bu duruma rağmen yayımlanan albümleri ve teklileri derleyip yılsonu yazısı yazmak için masa başına oturunca aslında üretim anlamında son senelerin en verimli denebilecek senelerinden birini geçirmişiz diye düşündüm.
Her ay aldığım albüm ve teklilerin notlarını şu şekilde:
OCAK
Ocak ayının ilk haftaları genel anlamda 2019’ın rehavetiyle geçti galiba. Ayın ortasına geldiğimizde, bir süredir merakla takip ettiğim Minas Ceylin’in ‘Kaybolursam Şarkı Söyle’ adlı albümü yayımlandı. Otobiyografik albüm sanatçının kendi köklerini aramak için yollara düştüğü seyahatinde aldığı notlar şarkılara dönüşüp albümle son noktaya ulaşmış. ‘Mütevazı Bir Aşk Hikâyesi’ ve ‘Tüm Çiçekli Şiirler Sana’ albümden aklıma not ettiğim şarkılardı.
Ocak ayında piyasaya çıkan Ceylan Ertem’in ‘Cahille Sohbeti Kestim’ albümü de listemde yer alan bir diğer albümdü. Albümdeki ‘Yaktın Yandırdın Beni’ ve Can Güngör ile birlikte seslendirdiği Fikret Kızılok’un ‘Farketmeden’ yorumu muhteşem.
ŞUBAT
Notlarımda Şubat ayına gelince, henüz önümüzdeki aylar başımıza neler geleceğini bilmeden hemen önceki zamanlar, Ufuk Beydemir ikinci stüdyo albümü ‘Kristal Oda’yı yayımladı. Sanatçının ikinci stüdyo albümü tam bir rock şöleni olduğu için canlı performanslarının çok keyifli olacağını düşünmüştüm. ‘İşte Bir Anda’ , Dünya Gibi’ ve ‘Gerçek Nerede’ albümün yıldızları olarak işaretlemişim. Dilerim bu şarkıları ve daha fazlasını 2021’de canlı canlı konserlerde dinleriz.
Şubat ayında
Geçtiğimiz Temmuz ayında yayımladığı indie esintili ‘folklore’ albümü 2020’nin en çok dinlenen çalışmalarından olurken ve hatta etkileri daha çok tazeyken Taylor Swift tıpkı ‘folklore’ gibi yine ansızın bir albüm daha yayımladı.
İlk albüm yayımlandıktan sonra rahatlayacağını düşünen sanatçı, şarkıların devamının geldiğini hissettiği için çalışmayı kesmemiş. Kendisinin de deyimiyle ‘folklore’a kız kardeş olarak gelen ‘evermore’ sonrasında aslında bir bütünlenme hissi oluşmuş. Folklore’da birlikte çalıştığı Aaron Dessner, Jack Antonoff’a ek olarak The National’dan Bryce Dessner da ekibe dahil olmuş.
Taylor Swift, 2019 senesinde çıkarttığı ‘Lover’ albümünden beri daha farklı bir yolda ilerliyor. Önceki yayımladığı altı albümüyle ilgili yapımcısıyla yaşadığı sorunlardan ötürü artık kendi başına ilerleyen Taylor Swift bu konuda aldığı yaradan mıdır bilinmez, son 1.5 yılda önceki albümlerinin yarısı kadar albüm yayınladı bile. Gerçekten bu hızla giderse geçmişteki albümlerinden daha çok albüm yayımlayarak bu yarışı önde bitirebilir.
‘folklore’ ve ‘evermore’un yanı sıra Taylor Swift pandemi süresinde önceki albümlerini yeniden kaydettiğini de duyurdu. Taylor Swift adeta yemiyor, içmiyor sürekli şarkıları üzerine çalışıyor, sanki onlarla besleniyor. Eski yapımcısıyla yaşadığı bu savaşın ikinci perdesi muhtemelen önümüzdeki sene eski albümlerinin yeniden kaydedilmiş halleri yayımlanınca yaşanacak. O zamana kadar bu konuda heyecan dalgası bu bilgi düzeyinde aklımızda yerini koruyacak.
‘evermore’a geri dönersek, albümün ‘folklore’a yakınlığı sanatçının kendisinin de ifadesi olsa da, tek dinlemeyle içine girilecek ve yorum yapılacak bir çalışma değil. ‘folklore’u daha yeni yeni sindirmeye başlamışken 4.5 ay sonra ‘evermore’ bir gecede ortaya çıkınca ben de herkes gibi çok heyecanlandım. Gözlemlediğim kadarıyla Taylor Swift hayranı olmayan birçok kişi ‘folklore’ sonrası yaşadığı şoku ‘evermore’un ortaya çıkmasıyla bir kere daha yaşıyor. Daha önceden Taylor Swift dinlemeyen birçok müziksever ‘folklore’ ile başlayan bu yolda ‘evermore’ ile devam ediyorlar.
‘evermore’ yine hikâye anlatımı üzerine kurulu, sözlerin daha önde olduğu, prodüksiyonun tıpkı ‘folklore’ gibi sade ve akıcı bir düzende hazırlanmış. ‘folklore’ da Bon Iver düeti ‘Exile’ herkesi şoklayıp, hayran bırakmıştı. ‘Evermore’da Taylor cömert davranmış tek değil 3 düet yapmış. Üstelik sadece Bon Iver’ın yanı sıra bu albüme The National ve HAIM de Taylor’a eşlik ediyorlar. En iyi bildiği şey olan müziği, çalışmayı hiç kesmeden sürekli üretmeye kendini adamış bir müzik insanı Taylor Swift. Özellikle böyle enteresan bir senede iki tane güçlü albümü bu kadar hızlı bir sürede hazırlayıp yayımlaması akıl almaz bir durum. Bu albümler Taylor Swift’in hem kendi kariyeri için bir dönüm noktası, hem de geçmişse dönüp baktığında tarihe bıraktığı unutulmaz bir iz olacak.
Yıldızlar:
Onur Özdemir’in Sakin 2. albüm demolarından oluşan ‘Hayata’ albümü hepimizi 12 sene öncesine ışınladı. Kimle konuşsam herkes dev bir nostalji treninde geziniyor. Kimisi üniversite anılarında, kimisi bahar şenliklerin gerçekten şenlik gibi olduğu dönemlerdeydi. Aslında sanırım hepimiz müziğin büyülü yükseliş trendinin yaşandığı o tatlı günleri geri dönmeyi, bunu da Sakin ile yapmayı çok özel bulduk diye düşünüyorum.
Onur Özdemir senenin sonuna doğru bize nefis bir yeni yıl hediyesi verdi. Sakin 2. albüm demoları öncesinde bu heyecanı daha da katmerli bir hale getiren yepyeni bir şarkı daha var o da ‘Haydut’. Onur Özdemir, yepyeni şarkısı ‘Haydut’ u yayımlayarak hem eski ‘Sakin’ günlerine bir selam verdi, hem de Onurr projesine ek olarak kendi adıyla çıktığı bu yeni bir yolu da resmi bir hale getirdi diye yorumluyorum.
Gelelim ‘Hayata’ albümüne ve hissettirdiklerine. ‘Yasak Rüya’ ile başlayan albüm senelerdir akıllarda saklı kalan, Sakin sevgisini perçinleyen ama bir bütün olarak tek albümde taçlanamayan şarkıların birbiri arkasına geldiği 10 şarkılık nefis bir albüm. ‘İlk Yara’, ‘Semender Dürtüsü’, ‘Eksik Şarkı’, ‘Kurtlu Kuyu’ dinledikçe tekrar tekrar başa döndüren şarkılar. Beni özellikle bu albümde en çok etkileyen şarkı ‘Hangi İz’ ve ‘Lhasa’ oldu. Özellikle ‘Hangi İz’i bu sene mart ayında Onur’un sosyal medyada canlı yayında söylerken yaşadığı duygusallığı, şarkıyı her dinleyişimde aklımdan çıkartamıyorum. Albümün yayımlanmasının hemen ardından Onur ile bir All Access Youtube çekimi daha yaptık. Yakın zamanda yayında olacak bu bölümde yine sürpriz ve aşırı mutlu haberler var!
Moğollar’dan 11 Yıl Sonra Albüm
Dile kolay 52 yıllık bir grup Moğollar. 11 yıl aradan sonra yeni bir albümle geri dönüyorlar. ‘Anatolian Sun Part 1 & Part 2’ adlı albümleriyle doğrudan plağa kayıt yöntemiyle, dünyaca ünlü Artone Studio’larında kaydedilen bir müzik şöleni bizleri bekliyor.
11 yıl sonra gelen iki albümlük plak formatındaki bu çalışma grubun konserlerdeki performanslarına en yakın kayıt olma özelliğini taşıyor. Gülbaba Records & Night Dreamer Records etiketiyle 11 Aralık’ta yayımlanacak olan albüm, tek seferde ve canlı kaydedilmiş. Prodüktörlüğünü Murat Erel’in üstlendiği ‘Anatolian Sun’ün büyük sürprizi ise Cem Karaca ve Moğollar’ın 1973’te yayımladığı ‘Gel Gel’ grup tarafından 47 yıl sonra yeniden kaydedilmiş.
Mariah Carey Rekoru Geliyor!
Yılın Mariah Carey dinlemelerinde rekorları altüst eden o dönemine geldik yine.
Açıklanan adaylıklardan sonra The Weeknd, ödül töreninin şaibeli olduğunu, hem kendisine hem de tüm hayranlarına bir dalda bile aday gösterilmemesinin nedeninin açıklanması gerektiğini sosyal medya profilinden dile getirdi. Bununla kalmayıp Super Bowl’da yapacağı performanstan ötürü Grammy’deki performansının sorun olmasıyla ilgili yorumlar yapan sanatçının, ‘adaylık yoksa performans da mı olmuyor?’ diyerek sitemini dile getirdi.
İlk etapta sessiz kalan akademinin başkanı ve Ceo’su Harvey Mason, daha sonrasında The Weeknd’in üzüntüsünü makul ve anlaşılabilir karşıladığını, bu sene yayımladığı dinleme rekorları kıran albümü ‘After Hours’un ve performanslarının dünya çapında büyük ilgi gördüğünü, bütün bunları takdir ettiğini belirten bir açıklamada bulundu. Adaylar listesinin oylamasının The Weeknd’in Super Bowl’daki performansının duyurusundan daha önce netleştiğini, Grammy’deki aday olmamasının bu durumla hiçbir alakasının olmadığını belirten Mason, her iki etkinlikte de performans yapabileceğini kendisine belirttiklerini açıkladı.
Her ne kadar bu açıklamalar yüreklere su serpmeye niyetlense de, The Weeknd’in başarısına karşın hiçbir dalda aday olmaması sanatçı dostları tarafından da protesto edildi. Protesto edenlerin başında kendisiyle aynı kaderi paylaşan Halsey yer alıyor. Sanatçının bu sene yayımladığı ve dinleme rakamlarında yüksek trendler yakalayan ‘Manic’ albümüyle nasıl olur da bir tane bile adaylık alamaz ben de gerçekten anlam veremiyorum. Drake, Elton John’un da aralarında yer alan birçok sanatçı The Weeknd’in aday olmamasına karşı akademiyi protesto ederken, özellikle kategorilerle ilgili Grammy’nin senelerdir yaptığı haksızlıklarla ilgili tartışma bir başka boyuta dönüşmeye başladı. Ocak ayının sonunda gerçekleşecek olan ödül törenine kadar bu konunun sakinleşeceğine pek ihtimal vermiyorum. Bakalım ödül gecesi bizi nasıl sürprizler bekliyor, bekleyip göreceğiz.
Dua Lipa’nın Online Konser Rekoru
Geçtiğimiz hafta Cuma gecesi Dua Lipa için fevkalade önemli bir geceydi.
Sanatçının pandemi sürecinde yayımladığı ikinci stüdyo albümü ‘Future Nostalgia’ şarkılarını da seslendireceği, haftalardır duyuruları yapılan ilk dijital konseri olan ‘Studio2054’ yayımlandı. Türkiye saatiyle 23:00 gibi başlayan konserde, Dua Lipa dans dolu bir şov hazırlamıştı. Uzun zamandır konsere hasret biri olarak gerçekten evde televizyona baka baka resmen konser havasına girdim.
70 dakikalık durmadan dönen bu diskoda, Dua Lipa’ya FKA Twigs, Elton John, Kylie Minogue, Bad Bunny, J Balvin gibi isimlerin de katılımı elbette etkinliği daha da büyük bir geceye dönüştürdü. Benim için gecenin tek hüsranı yakın zaman önce Miley Cyrus ile düet yaptığı ‘Prisoner’ın video klip gibi izlememizdi. Keşke bu bölümünde Miley Cyrus da Dua Lipa ile birlikte bu çekimde yer almış olsaydı diye içimden geçirdiğimi itiraf etmeliyim. Onun dışında her anı ince bir titizlikle işlenmiş, nefis bir konser izledik. Dua Lipa’nın Studio2054 performansı dijital konserlerin prodüksiyonu anlamında bence büyük bir örnek olarak hem tarihte yerini almış oldu hem de çıtayı oldukça yukarı taşıdı.
Bu özel gecenin izlenme rakamları geçtiğimiz gün açıklandı ve büyük bir rekora da imza attı. Dua Lipa’nın Studio2054 konseri, dünya genelinde Cuma gecesi yaklaşık 5 milyon kişi tarafından izlenmiş. Rakamların coşkusuyla tüm sevenlerine teşekkür demetlerini sosyal medya profilinden sunan Dua Lipa’nın bu özel konseri Pazar gününe kadar devam indirimli fiyat ile izlenebilir durumda. Hafta sonu sokağa çıkma kısıtlamasında bence kaçırılmayacak bir etkinlik olduğunu düşünüyorum.
Sanatçının 2019 senesinde hazırlıklarına başladığı ‘Romantik’ albüm projesi 10 şarkıdan oluşuyor. Geçtiğimiz yıldan itibaren her ay yayımladığı single çalışmalarıyla adım adım bizi albüme yakınlaştıran Gökhan Türkmen, bu süra zarfında yayımladığı şarkılara 4 yeni daha şarkı ekleyerek ‘Romantik’i müzikseverlere sundu.
‘Romantik’in prodüktörlüğünü Tunç Çakır üstlenirken, albümün kapak fotoğraflarını Hakan Adil çekmiş. Her yaptığı çalışmada mutlaka bir yeniliği de hayatına katan Gökhan Türkmen, ‘Romantik’ albümünde akustik temalara hem modern bir dokunuş getirmiş. Albümün enstrüman reçetesi de oldukça zengin. Akustik gitar, rock ve caz davullar, ukulele, harmonika, yaylıların da ekisiyle hem rock hem de country duygularını bir bütün olarak barındıran ‘Romantik’in çıkış şarkısı albümün de açılış şarkısı olan ‘Derdim’ oldu.
Sözü ve müziği Gökhan Türkmen’e ait ‘Derdim’ şarkısının düzenlemesi Atıl Aksoy tarafından yapılmış. ‘Romantik’ albümünün yayımlanmasıyla birlikte ‘Derdim’ şarkısının da klibini aynı anda yayınlayan sanatçı bu video klip çalışmasında Murat Joker ile çalışmış. Dikkat çekici ve büyük prodüksiyona sahip ‘Derdim’ video klibi yaklaşık 4 dakikalık bir kısa film hissi veriyor. Gökhan Türkmen’e bu duygusal klipte Yağmur Damla Aydın eşlik ediyor.
Yıldızlar: Gökyüzünden, Aşkın Enkazı, Gülmedi Kader, Kağıt, Alışamadım Masallara
Oscar’ımı Verdim Gitti: Derdim , Yalnızım Ulan
Yeni Çıkış
Kalben – Perişahı’nın Kızı
Kalben geçtiğimiz hafta yepyeni bir şarkı yayımladı.