Paylaş
Bundan 150 yıl önce, 1871’de, ilk kez Sir Michael Costa’nın bu özel mekânda çaldığı ‘Biblical Cantata’ eserinden esinlenen Imogen Heap, doğaçlama bir düzenlemeyle 12 dakikalık özel bir performansı kaydetti. Royal Albert Hall’da sahnenin en ortasına yerleştirilen cam piyanonun içine özenle konmuş sanatçının dijital piyanosunun yanı sıra, özel Mi.Mu eldivenleri de bu performansta başroldeydi.
Vivienne Westwood kıyafeti ve geceye özel hazırlanan peruğuyla en ince ayrıntıları düşünen Imogen Heap performansı öncesinde bu mekânın kendisi için ne kadar özel ve unutulmaz olduğunu kısa bir intro ile anlatıyor. Bu özel performansı izleyerek benim gibi duygudan duyguya koşmak isteyenler Royal Albert Hall’un Youtube kanalını tıklamaları yeterli olacaktır.
İtalya’dan Türkiye’ye Özel Bir İsim: Umut Adan
Geçtiğimiz hafta GRGDN Müzik etkiketiyle Umut Adan’ın yeni şarkısı ‘Eflatun Kardeşler’ yayımlandı. Yeni şarkısı Umut Adan ile bir araya gelmemize vesile oldu. İtalya’da yaşayan Umut Adan ile hem yeni şarkısı ‘Eflatun Kardeşleri’, hem de etkileyici müzik kariyerini kendisinden dinleme şansım oldu.
Kaseti en başa sardığımızda Umut Adan, İstanbullu, orta ve liseyi İtalyan Lisesi’nde okuyan daha o zamanlar gitarıyla şarkılar yazan bir müzik tutkunu. Lise yıllarında Fikret Kızılok’u ve Süreyya Berfe’yi tanımasının hem kişisel gelişiminde, hem de müzik yolunda ona büyük katkıları olduğunu belirtiyor. Üniversite için İtalya’ya giden Umut Adan, doktora eğitimi döneminde müzik kariyeri için de büyük adımlar atmış. Sub Pop plak şirketinden şarkıları yayımlanan müzisyen arkadaşına kendi şarkılarını dinlettiği gün kendisi için de değişim çanları çalmaya başlamış. Bu arkadaşının kendisini menajeriyle tanıştırmasından kısa süre sonra İlk 45’liğini plak olarak yayımlayan sanatçı, günümüz dijital dünyasına adapte olmak yerine kendi inandığı adımlarla sakin ilerlemeyi tercih etmiş. Bu süreç kendisi ve müziği hakkında The Wire’da makale yayınlanmasına kadar götürmüş.
İkinci plağını yayımladıktan sonra Jack White’ın İstanbul konserinde ön grup olması Umut Adan’ın kariyerinde bir diğer önemli adım olmuş. Üçüncü 45’liğini de plak olarak yayımlayan sanatçı artık bir albüm sürecine girmek istediğini bilse de o güne kadar attığı adımların ardından, en az onlar kadar sağlam bir başlangıç ile bu işe girmek istemiş. The White Stripes’ın prodüktörü Liam Watson ile demolarını paylaşan sanatçı, kendisinin davetiyle 2017 senesinde Londra’daki Toe Rag Stüdyoları’nda ilk albümü ‘Umut Adan: Bahar’ı kaydetmiş. 2019’da yayımlanan ‘Umut Adan: Bahar’ albümü Avrupa’da büyük ilgi görürken, çıktığı konserler ve festivallerden sonra hızını alan sanatçı geçtiğimiz sene pandemi olmasaydı muhtemelen Avrupa’daki birçok büyük etkinlikte yer almaya devam edecekti.
Pandemi döneminde durmak yerine Umut Adan çalışmalarına Türkiye’de sürdürmeye karar veriyor. Engin Akıncı ile yolları kesişen sanatçı, ‘Eflatun Kardeşler’ şarkısını İstanbul’a ve bu şehrin her türlü zorluğuna rağmen çalışan, hevesini ve heyecanını kaybetmeyen kadınlara ithafen yazmış. GRGDN Atölye’de Furkan Karadeniz ile kayıtları yenilenen şarkının mix’i Berk Kula, kapak görseli ise Yetkin Başarır tarafından yapılmış. ‘Eflatun Kardeşler’ aslında Umut Adan’ın kariyerinde yeni bir başlangıcı da simgeliyor. Avrupa’daki çalışmalarını bırakmadan, şimdilerde yeni şarkılarını yayımlamak için sıraya koyan sanatçı önümüzdeki aylarda hepimizin favorilerinde yer alacağına ben şimdiden adım gibi eminim.
Yeni Çıkış
Kalben – Eski Yeniler
Kalben geçtiğimiz hafta ‘Eski Yeniler’ adıyla önceki albümlerinde yer alan 9 şarkıyı canlı çalıp kaydettiği özel bir albüm yayımladı. Bu dönemde konsere gidemiyoruz ama Kalben bu albümle her an evimize konser yapmaya gelmiş gibi.
‘Eski Yeniler’de perküsyonda Nihal Saruhanlı, tuşlarda Genco Arı, gitarda Tuğrul Bafra ve Kalben, İlker Deliceoğlu bas gitarda, Berkay Küçükbaşlar ise davulda yer almış. Bu nefis albümün mix’i ve mastering’i İlker Deliceoğlu’na ait. Albümün kapak tasarımı ise Simge Güleryüz imzalı. Her işte olduğu gibi bu albümde de yine kendi farkını ortaya koyan Kalben, 5 şarkıya da klip çekip hepsini aynı gün yayımladı. Ateşböcekleri’ni Zeynep Özkanca, Taşikardi’yi Dilan Bozyel, Çorap’ı Sinan Salaz, Doya Doya ve Yol’u Burçin Esin yönetmenliğinde kliplendiren Kalben aslında bir anlamda hayranlarına en çok kliplenmesini istedikleri şarkılarını tek seferde armağan etmiş.
Albümü her dinlediğimde bir başka şarkının yeniden yorumu favorim oluyor. İlk dinlediğimde ‘Taşikardi’, ‘Derdimin Çiçeği’ ve ‘Al Beni’ye takılmışken, son dinlediklerimde ‘Doya Doya’ ve özellikle ‘Yol’a bayıldım. Albümün kapanışı o kadar nefis bir noktada ‘Yol’ ile bitiyor ki gerçekten bu albümün devamının hayalini kuruyorum kendi kendime.
Hakan Kalgıdım – Dökünce Gül Dikenlerini
Geçen yıl yayımladığı ilk şarkısı ‘Derin Hatıra’dan sonra merakla yeni çalışmasını beklediğim Hakan Kalgıdım ‘Dökünce Gül Dikenlerini’yi nihayet geçtiğimiz hafta yayımladı. Avrupa Müzik etiketiyle yayımlanan şarkının sözü ve müziği yine Hakan Kalgıdım’a ait, düzenlemesinde ise Tunç Çakır imzası var. ‘Derin Hatıra’dan sonra ‘Dökünce Gül Dikenlerini’ de Hakan Kalgıdım’ın vokali daha öne çıkıyor.
Kayıt ve mix’i Tunç Çakır, mastering’i ise Shawn Hatfield tarafından yapılan şarkının klibi tarihi yarımadada bulunan Abud Efendi Konağı’nda çekilmiş. İlk şarkısında olduğu gibi ‘Dökünce Gül Dikenlerini’de de Hakan Kalgıdım yine özel bir dans performansı sergiliyor. Yönetmenliğini Çağla Çağlar’ın yaptığı klipte Hakan Kalgıdım’ın Tuğçe Demir ve Jorah Closet imzalı kıyafetleri hem şarkıya hem de klibe kesinlikle başka bir renk katmış. Bu tip detaylara önem verilmesi bence yapılan işleri ayrıştırıyor ve farklı kılıyor. Bir yanıyla bende 90’ları çağrıştıran ‘Dökünce Gül Dikenlerini’ dilerim Hakan Kalgıdım’ın yeni şarkılarını daha sık yayınlamasına da vesile olur.
Paylaş