Adidas’ın ikonik üç şeritli eşofmanlarını, moda evinin kreatif direktörü Alessandro Michele’in Gucci DNA’sıyla harmanlaması son yılların en dikkat çeken ve ses getiren iş birliğini ortaya çıkardı.
Rihanna, Jared Leto, Daisy Edgar-Jones gibi ünlü yıldızların yüzü olduğu Gucci, sokak modasına yeniden yön verecek, 70’lerin kült olan birçok tasarımını tekrar hayatımıza sokmayı başaracak gibi.
Gucci’nin meşhur kırmızı ve yeşil tonlarını sıklıkla gördüğümüz koleksiyon kloş pantolonlar, geometrik baskılarla tasarlanmış elbiseler, örgü yelekler gibi retro parçalar haricinde aksesuvarlar, mücevherler ve yaşam tarzı parçalardan oluşan geniş bir seçkiden oluşuyor.
Ama benim için Adidas X Gucci’nin en ikonik tasarımları, Adidas Gazelle spor ayakkabı ile Gucci’nin süet ve deriden oluşan Horsebit Loafer’larının yeni versiyonları oldu.
Farklı boyutlardaki Gucci Horsebit 1955 çapraz askılı çanta ve spor çantalar çoktan koleksiyonerlerin radarına girdi.
Bu iş birliğinin kampanya çekimlerinin 70’lerden başka bir temayla yapılması bence söz konusu bile olamazdı ve tabii ki kreatif direktör Alessandro Michele, Carlijn Jacobs tarafından fotoğraflanan kampanya çekimleri ile 1979 Adidas arşivinden ilham aldığını açıkladı.
Koleksiyon 7 Haziran’dan itibaren Gucci’nin web sitesi ile mağazalarında, Adidas Confirmed uygulamasında ve İstanbul, Los Angeles, New York, Miami, Chicago, Houston gibi şehirlerdeki bir dizi pop-up mağazada satışa sunuldu.
İstanbul’un bitmek bilmeyen sosyal hayatı, markaların şuursuzca yaptıktırdıkları lansmanlar, günde yapılması gereken en az 8 kapı zorunluluğu ve tabi meşhur trafik çilesi de eklenince isyan cümleleri yükselmeye başladı.
Kiminle konuşsam, bu durumdan yılmış durumda. Sosyal yaratıklar olarak evrimleşmiş olmamıza rağmen hem mental hem fiziksel olarak hiçbirimize iyi gelmedi bu kadar yoğunluk.
Son bir ayın sonunda hem mental, hem fiziksel sağlığımızı zorlamaya başladık.
Birçoğumuz hasta, olmayanlar ise halsiz bir şekilde gününü devam ettirmeye çalışıyor.
Bedenimiz alarm çanını çalalı çok oldu, kendimizde ne bağışıklık sistemi bıraktık, ne de sağlıklı yaşam rutini.
Buna bir “dur” deyip yeniden dengeyi girmek sağlamak isteyenler için yapılması gerekenleri, Brain Health Network’te bilim ve araştırma etkisi direktörü Prof. James Goodwin, “Supercharge Your Brain” adlı kitabında çok güzel açıklıyor.
Platin Jübile ne derseniz, hükümdarın tahttaki 70’nci yılını onurlandırmak üzere gerçekleştirilen bir monarşi geleneği.
İngiliz Kraliyeti mücevher koleksiyonunda, Kraliçe II. Elizabeth için tasarlanan veya kendisine miras kalan göz alıcı taçlar ağırlıkta.
Hatırlarsanız Prens William, Kate Middleton ile evleneceği zaman hangi tasarımcıya ait gelinlik giyeceği değil, kraliyet koleksiyonuna ait hangi tacı seçeceği merak konusu olmuştu.
Kraliyet ailesine ait taçların hepsinin arkasında etkileyici bir hikâye vardır.
Bunların içinde en güzeli, Kraliçe tarafından oğlu Prens Charles’ın düğününde Prenses Diana’ya hediye edilen Cambridge Âşıklarının Düğümlü Tacı (Cambridge Lover’s Knot Tiara) isimli parça.
Nereye giderseniz gidin bence bizim koylarımız gibisi yok. Özellikle Datça Yarımadası’ndaki koylar bir başka.
Hizmet sektörü olarak da Türkiye’yi ilk sıralarda konumlandırıyorum. Otellere gelince ‘Türkiye’de tek, dünyada ise sıralı neresi var’ diye sorsanız Datça Yarımadası’ndaki tüm koya hakim, nefes kesici plajlarıyla kesinlikle D Maris derim.
Bu sene 10’uncu yılını kutluyor ve benim bu konudaki fikrim 10 senedir hiç değişmedi. Eskiden yurtdışına gittiğinizde ve yabancı biriyle Türkiye hakkında sohbet ettiğinizde ilk cümlesi aksanlı bir şekilde Galatasaray veya Reina olurdu artık D Maris ve Bodrum...
Otellerin içinde bulunan butik ve mağazalara gelirsek, yabancı misafirleri cezbetsin diye genellikle bilinirliği yüksek dünya markalarından seçkiler koyarlardı.
Ama son yıllarda yerli moda markalarındaki yükseliş, butik ve tasarımcılar arasında özel koleksiyon iş birliklerine doğru evrildi. Ve butikler moda tasarımcılarıyla iş birliği yapabilmek için sıraya girmeye başladı.
Bu sezonun ilk iş birliği lüks moda markalarının seçkin koleksiyonlarını bünyesinde barındıran In-Formal ile Raisa&Vanessa ile başladı. Gündüzden geceye taşınan, göz dolduran ve her yaz giyebileceğiniz zamansız parçalardan oluşan Raisa Vanessa Exclusive for In-Formal koleksiyonu 18 birbirinden farklı tasarım ve 12 kombinden oluşuyor.
Mavi, beyaz ve terracotta tonlarını seviyorsanız ve sıcak yaz günlerine özel bir şıklık sergilemek istiyorsanız bu koleksiyonu kesinlikle görmelisiniz.
Louis Vuitton’un yüksek zanaatkârlığı
Devrim niteliğinde olan bu açıklama moda endüstrisinde taşları yerinden oynatır.
Uzun zamandır NFT, Metaverse, kripto vs. yazıyorum ve geliyor gelmekte olan deyip duruyorum. Sonunda gelmekte olan geldi ve moda endüstrisinin dijital rönesansı Gucci ile başladı. Bundan sonra her şey çok hızlı gelişecek ve bu yeniliğe ayak uyduramayan markalar kuşkusuz yok olmakla karşı karşıya kalacaklar.
Tom Ford’un ayrılmasıyla düşüşe geçen Gucci, Alessandro Michele’in kreatif direktörlüğe geldikten sonra Gen Z ve sokak modasının nabzını elinde tutan tasarımlara imza atması, yaratıcı tanıtım videoları, doğru marka işbirlikleri gibi kısa zamanda hayata geçirmeyi başardığı doğru adımlarıyla küllerinden doğarak yeniden arzu nesnesi haline geldi. Fakat hepsi bir yana yapmayı planladıkları ve Vogue Business tarafından açıkladıkları bu son gelişmeyle resmen yeni dünya devrimini başlatan ilk marka olmayı başardılar.
Teknolojiyi ve yenilikleri yakından takip ederek cesur adımlar atan Gucci, Michele sonrası NFT sektörüne de giren ilk marka oldu. Geçen sene Aria koleksiyonundan ilham alarak ortaya çıkan NFT’leri piyasaya sürüldü ve Christie’s Müzayede Evi’nde 25 bin dolara alıcı buldu.
Şimdi herkes bir sonraki adımın hangi markadan veya gruptan geleceğini konuşuyor. Şu andan itibaren atılacak her adımı yakından takip etmek gerek.
Nefesimi tuttum bekliyorum...
Moda dünyasının en büyük gecelerinden biri: Met Gala
Costume Institute Gala (veya Costume Institute Ball), bilinen adıyla Met Gala, Vogue ana sponsorluğunda Metropolitan Museum of Art’ın Costume Institute yararına düzenleniyor.
Bu demek oluyor ki yaz hazırlıklarının son demlerindeyiz.
İlkbaharda artan enerji, hem içten hem de dıştan değişimin sinyallerini vermeye başladı bile.
Evde, gardıropta ve vücudumuzda bahar temizliğinin tam zamanı.
Kışlıkları kaldırıp, yazlıkları çıkarmak ve gardırop detoksu yapmak için en doğru günlerdeyiz.
Peki vücudumuzdaki fazlalıklardan kurtulmaya, fit olmaya ve o kısa şortların içinde emin adımlarla yürümeye hazır mıyız?
Bütün bir kış o buz gibi havanın negatifliği içinde homurdanarak oturduk kaldık.
Birçok kişi bayram tatili programı yaptı ama kadınların büyük bir kısmı vücudundan tedirgin. Formda olmak için ise hâlâ çok geç değil çünkü hem kendinizin yapabileceği hem de profesyonel destek alabileceğiniz çok farklı yöntemler var.
Her sene sektörün öncü isimlerinin katıldığı etkinlikte, bu sene de yine oldukça önemli konular ve konuşmacılar yer aldı.
Etkinliğin hedefi, Çalık Denim’in kendisini geliştirirken, içinde bulunduğu sektörü de geliştirmek ve geleceğe hazırlamak.
Global trendlerin yeni hedefi Z kuşağı olduğundan, etkinliğin en önemli konu başlıklarından birisi de haliyle dijital dünyanın yeni geleceği Metaverse ve NFT oldu.
“Pandemi sonrası yeni nesil tüketici davranışları”, “Markaların Z kuşağı ile yeni iletişim yaklaşımları” gibi dikkat çekici konuları farklı sektörlerdeki fikir önderleri ve global moda devleri ele aldı.
Benim en çok üzerinde durduğum konulardan biri, Simon-Kucher & Partners Danışmanlık Şirketi Yönetici Ortağı Onno Oldeman’ın yeni nesil tüketici davranışları üzerine paylaştıkları oldu.
Oldeman’a göre, tüketicilerin ve özellikle Z kuşağının büyük bir bölümü, organik veya geri dönüştürülebilir ürünleri daha fazla satın alma eğiliminde.
Bu oran gittikçe de artıyor.
Defile tasarımlarını kopyalayan, koleksiyonları düşük maliyetle seri olarak üreten ve perakende mağazalarına hızlı bir şekilde satışa hazır hale getiren iş modeline teknik olarak hızlı moda deniyor.
Günümüzde hızlı moda markaları, yılda yaklaşık 54 mikro sezon yani haftada bir yeni koleksiyon üretiyorlar.
2019 yılında üretilen kıyafet, 53 milyon ton. Sektörün ve tüketimin büyüme hızını düşünürsek 2050 yılına kadar bu rakamların 160 milyon tona ulaşacağı öngörülüyor.
Bir kere giyip köşeye atılan kıyafetler, nasıl olsa ucuz bir şey olsa içim acımaz zihniyeti, trend ve fotoğraf odaklı yaşam yüzünden karşı karşıya olduğumuz çok büyük bir tehlike söz konusu.
Öncelikle kumaş kaynakları tükeniyor.
Tüketim hızına yetişememekten ve ekonomik krizden dolayı tedarik zincirleri kırıldı, bir kere giyilen kıyafetler yüzünden milyonlarca ton atık ortaya çıkıyor.