Paylaş
Defile tasarımlarını kopyalayan, koleksiyonları düşük maliyetle seri olarak üreten ve perakende mağazalarına hızlı bir şekilde satışa hazır hale getiren iş modeline teknik olarak hızlı moda deniyor.
Günümüzde hızlı moda markaları, yılda yaklaşık 54 mikro sezon yani haftada bir yeni koleksiyon üretiyorlar.
2019 yılında üretilen kıyafet, 53 milyon ton. Sektörün ve tüketimin büyüme hızını düşünürsek 2050 yılına kadar bu rakamların 160 milyon tona ulaşacağı öngörülüyor.
Bir kere giyip köşeye atılan kıyafetler, nasıl olsa ucuz bir şey olsa içim acımaz zihniyeti, trend ve fotoğraf odaklı yaşam yüzünden karşı karşıya olduğumuz çok büyük bir tehlike söz konusu.
Öncelikle kumaş kaynakları tükeniyor.
Tüketim hızına yetişememekten ve ekonomik krizden dolayı tedarik zincirleri kırıldı, bir kere giyilen kıyafetler yüzünden milyonlarca ton atık ortaya çıkıyor.
Tekstil, özellikle denim sektörü suları ciddi oranda kirletiyor ve üstüne üstlük inanılmaz derecede karbon salımı ortaya çıkartıyor.
Sektör dünyadaki atık suların yüzde 20’sinden ve karbon emisyonlarının yüzde 10’undan sorumlu, kullanılan zararlı kumaş boyaları ve sentetik hammaddelerden bahsetmiyorum bile.
Şili’de Atacama Çölü’ndeki tekstil çöplüklerinden haberiniz var mı?
Yoksa araştırmanızı tavsiye ederim.
Dünyada her yıl 92 milyon ton tekstil atığı oluşuyor. 2030 yılında 134 milyon ton tekstil atığı ortaya çıkacak. Dünya tükendi ama biz tüketmekten vazgeçemiyoruz. İhtiyacımız olanı tüketmekten vazgeçmediğimiz sürece inanın durum hiç iç açıcı değil. Az ama öz satın alım yapmak artık bir zorunluluk.
Sezonda birçok kıyafet almak yerine yatırım olabilecek, marka ve yıllarca giyebileceğiniz bir parçaya harcama yapmak, ucuz diye -alınan bir gardırop dolusu kıyafetten daha değerli.
Ayrıca trendleri takip edenler için söylüyorum, her şeyi bir kere giymek değil, aynı parçayı birçok farklı kombinle stilize edip giymek çok daha trend. Bunu da göz ardı etmemekte fayda var.
Paylaş