Hakan Ünsal

Tarih yazanlar....

25 Mayıs 2015
G.SARAY için her anlamda tarihi bir maçtı. Takımın yarışı getirdiği noktaya, taraftarın görsel şovla cevap vermesi ve bu anlamda da zirve yapması, derbiye ayrı bir anlam kattı.

Stadın tamamen dolması ve desteğin büyük olması, Galatasaray’ın maç başlangıcını çok iyi yapmasını sağladı.

Galatasaray, şampiyonluk yarışında iddialı olduğu son bölümde, döneme göre bir takım olmaya ve oyun geliştirmeye başladı.

Bu süreçte, skoru bulana kadar etkin, baskılı ve istekli oynayan ama sonrasında maçı kendi isteğine göre şekillendiren ve tabiri caizse idare eden bir görüntü verdi.

Beşiktaş karşılaşması da başlangıç ve devamı açısından benzer senaryoya sahne oldu.

ATARYEMEZ SPOR....

Galatasaray, ilk yarının büyük bölümünde topu ve oyunu rakibine verdi.

Fakat, oyun sahanın neresinde oynanırsa oynansın, hemen topu sol önde Telles ya da Sneijder ile buluşturarak bu kenarı iyi kullandı.

Sarı kırmızılı takım adına olumlu bir diğer durum ise, Beşiktaş’ın oyuna hakim olduğu ve baskı kurduğu bölümde panik yapmadan sakin kalabilmesi ve aslında oyunu şekillendirmesiydi.

Yazının Devamını Oku

Özel adamlar

17 Mayıs 2015
Galatasaray için mini finaldi Gençlerbirliği maçı...

Kazanması durumunda derbiye çok rahat çıkma, belki de şampiyon olma ihtimalini taşıma maçıydı aynı zamanda.

Fakat, iç sahada oynanan Gaziantep ve Konya maçlarını düşününce en az o maçlar kadar zor geçmesi de beklenen bir durumdu.

Kaldı ki, oynandığı hafta itibarı ile Gençlerbirliği maçı, diğer maçlara göre daha stresli ve baskısı yüksek maçtı.

Maçın ilk yarısı, Gençlerbirliği’nin ciddi savunması, çabuk hücum denemeleri, Galatasaray’ın hakim olma çabası ve müthiş bir taraftar desteği içinde geçti.

İlk yarıda oyunun akışını ve düzenini bozan, Selçuk’un sakatlığı oldu. Kaptan’ın oyundan çıkışı, Galatasaray için nasıl stratejik bir oyuncu olduğu gerçeğini çok net ortaya koydu.

Organizatörü olmayınca, orta sahada hakimiyeti kaybeden Galatasaray, durumu Sabri’nin isteği ve temposu ile toparlamaya çalıştı.

300 SABRİ REİS

İkinci yarı, daha sakin kalıp, Yasin ve Sabri ikilisi ile çok iyi işler yapan G.Saray’da, Sneijder’in saha içi liderliği ve Burak’ın pozisyon oynama becerisi de atlanmayacak kadar önemliydi.

Yazının Devamını Oku

Dönem takımı

13 Mayıs 2015
Şampiyonluk maçlarının ne denli zor geçtiği, rakiplerin ne kadar zorladığı ortada.

Bu maçları oynamak ayrı bir beceri gerektirir. Sakin kalabilmek, stratejine uygun hareket edebilmek ve maçı istediğin şekle sokabilmek bambaşka bir iştir.

Galatasaray işte bunu yaptı ve yapıyor.

Elbette en büyük yardımı da müthiş oynayan Muslera’dan alıyor.

PANİK BUTONU MUSLERA

Sarı kırmızılı takım, ilk yarıda pozisyon verdi, rakibe izin verdi, az pozisyon buldu ama bir şeyi hiç kaybetmedi; sakinliğini.

Özellikle skoru aldıktan sonra, oyun temposunun seviyesini, kendi kontrolünde olacak şekilde ayarladı ve maçı genelde istediği şekile dönüştürdü.

Yazının Devamını Oku

3'ü bir arada kaptan

9 Mayıs 2015
G.SARAY adına maçın ilk yarısındaki problemler, son birkaç haftadır yaşanan ve kaynağı önce Cimbom sonra rakip olan etkenler sebebiyleydi.

Öyle ki, Galatasaray maçın ilk yarısını 9.5 kişi oynadı. Melo’nun, fiziki yetersizlik sebebi ile yürüyerek ve seyrederek oynaması, Hamza Hoca’nın çok fazla şans verdiği ve üzerinde durduğu Bruma’nın geri ödeme yapamaması öncelikli sorunlardı. Sıkıntıyı büyüten ise Aykut Hoca’nın stratejisi oldu. Oyunu G.Saray’a terk eden Aykut Hoca, kendi gediklerini kapatırken aslında diğer taraftan açıkları ortaya çıkarıyordu.
Sahasına iyi ve ölçülü yayılmış Konyaspor, Yasin ve Sneijder’i iyi marke etmek için emek harcarken, diğer tarafta Bruma için işi daha kolay oldu. En acı olan ise Selçuk’un durumuydu. Melo’nun eksikliğini kapatmak için 2 kişilik koşması gereken, önde rakibe basması mecbur olan ve aynı zamanda oyun kurması beklenen ve birde üstüne gol atan kaptan, koşmaktan diğer işleri yapamaz oldu. Hamit ile oynarken çok farklı ve etkili oynayan Selçuk, Melo ile ciddi düşüş yaşıyor.


KOCAMAN TAKTİK


Aykut Hoca’nın maç boyunca taviz vermediği oyun disiplini ve kendi alanında yakın savunma iş yaptı. Yasin alan bulamadı, Sneijder kurtulamadı, Selçuk nefes alamadı, Burak kaleyi tutturamadı derken, ikinci yarı tek kale gibi gözüken ama Konyaspor’un fazlaca final paslarını yapamadığı şekilde oynandı.
Fakat bu kadar savunma, ne kadar iyi yapılsa da hatayı mutlaka getirir. Aykut Hoca, savunmasının iyi oynamasını hesap etmiştir ama önde bu kadar etkisiz olmayı hesaba katmamıştır.

Yazının Devamını Oku

Arena’ya taşıyacak

5 Mayıs 2015
ZORDUR bu dönemlerde sonradan oynamak.

Rakiplerin kazanmışsa ve bu rakiplerinden biri en zor deplasmanından lider dönmüşse, oynayacağın maç tecrübe, sakinlik ve akıl gerektiren bir hâle dönüşür.

Sahada bu tecrübeye sahip oyuncuları bulunan Galatasaray, başlangıçta kısa bir süre oyun kontrolü konusunda sorun yaşar gibi olsa da, devreye önce akıl girdi.

HAMZA Hoca yaptığı küçük Yasin-Bruma değişimi ile kendi takımı adına oyunu değiştiren adam oldu.

Bu değişim sonrası etkili bir Yasin ve Sneijder gördük.

Geriye sadece sonucu alacak kaliteli ayakların devreye girmesi kalmıştı.

Orada da önce Sneijder, sonra da Emre ortaya çıktı ve Burak’ın attığı gollerin hazırlayıcısı oldular.

AKIL VE SNEİJDER...

Yazının Devamını Oku

Final geldi

1 Mayıs 2015
HAMZA Hoca, çıkardığı kadro ile maçın ciddiyetinin mesajını verdi.

Burak tercihi yapmamış olması, hem Umut’un rakibi yıpratan oyunu hem de Burak’a bir nefes alma açısındandı. Kadro içerisinde en önemli isim Semih’ti. Genç savunmacı olmadığında sorunların büyüdüğü bir Galatasaray gördük. Semih, çabukluğu ve rakibe yakın oyunu ile ligin en kritik haftalarında Galatasaray savunmasını toparlayacak isim olacak.


SABRİ UZATTI


Maça başlangıç ise, Hamza Hoca’nın anlatmak istediği ciddiyette olmadı. İlk yarım saat, Galatasaray adına kötü bir oyun vardı. Çünkü, çeyrek koşan Melo, yarım oynayan Bruma ve ağırlığını koyamayan Sneijder vardı. Sivas’ın, Olcan’ın bölgesini organize kullandığı ve Yasin’den yardım alamadığı ilk atak gol olunca durum kötüye gitmeye başladı. Oyun sıkışmaya ve çözümü zor bir hal almaya başlayınca, yetenek gerektiren işler yada bu işlerin olduğu bir gol gerekir. Sabri’nin attığı golün tarifi de bu işte. Sabri’nin top kontrolü, adamı geçip ters ayağı ile uzak köşeye yaptığı vuruş, başından sonuna birinci sınıf goldü. Bu gol, Galatasaray’ı maça döndüren, Sabri’ye de yeni mukaveleyi getiren vuruşa sahne oldu. Aynı Sabri ikinci yarıda çok iyi işler yaptı.
Kaldı ki, o ana kadar belli bir alandan çıkmayan Melo gitti golünü attı, Bruma rahatladı ve akılcı ve etkili işler yapmaya başladı. Sabri daha ileri giderek, oyunu yönetecek paslar atmaya ve Bruma’yı oyuna dahil etmeye başladı. İlk yarıda öne çıkanlar,

1- Melo’nun fiziki yetersizliği,

Yazının Devamını Oku

Tercih ve ciddiyet

27 Nisan 2015
TRABZON deplasmanındaki yenilgi ile kaybedilen avantajın, F.Bahçe’nin puan kaybı sonrası tekrar elde edilmesi için bir şanstı G.Antep maçı.

Dolayısıyla, taraftarın ciddi ilgisinin olacağı ve şampiyonluğa inancın mesajının verileceği düşünülüyordu. Öyle mi oldu?
Öncelikle taraftarın bu kritik maça fazla ilgi göstermemesi ilk sorundu. Sırayla devam edersek, G.Saray’ın saha içinde de önemli sorunları vardı. İlki, yavaş ve hareketsiz oyundu. İkincisi, pozisyon üretmekte zorlanmaydı. Sonuncusu, isimler ve seçimlerdi.


YASİN HATASI


G.Saray’ın temposu ve üretkenliğini artıran iki isim de yoktu sahada. Sneijder cezalıydı. Yasin ise Hamza Hoca’dan kesik yedi. Sneijder, yetenekleri ile pozisyonları finalize eden adam olma özelliği sayesinde sorun çözen adamdı. Olmayışı, öndeki düzenli ve akıllı hücum düzenini bozdu. Fakat, sarı kırmızılıların bir diğer etkili ismi olan Yasin’in olmayışı bir tercihti ve yanlıştı. Yasin olmayınca G.Saray rakip kaleye hızlı gidemeyen bir ekibe döndü. Yasin’in oyuna girmesi için 60 dakika beklemek bile gereksizdi.


Yazının Devamını Oku

Büyük darbe

20 Nisan 2015
Galatasaray adına çok şeyler ifade eden bir maçtı. Şampiyonluk yarışında, en zor ve kritik deplasmandı Trabzon.

Galatasaray adına çok şeyler ifade eden bir maçtı. Şampiyonluk yarışında, en zor ve kritik deplasmandı Trabzon. Maça iyi başladığını da söyleyebiliriz Galatasaray'ın. Golü yediği bölüme kadar, oyuna ve topa hakim gözüken Sarı Kırmızılı takım, oyunu Trabzon alanında oynarken çok ciddi hata yaptı. Takım önde oynarken Chedjou-Hakan ikilisi, Cardozo'ya uzak oynayarak bütün stratejiyi çökertti. Bu hata sonucu, Cardozo kendisine atılan bütün topları iyi servis yapıp takımını kendi alanından çıkarıp öne taşırken, Galatasaray orta sahasını çok fazla geri koşmaya mecbur etti.

BİRER DEVRELİ HAKİMİYET...
Galatasaray adına bir diğer problem, orta sahada fazla top kaybı yaşanması ve bu kayıpların, Trabzon adına hızlı hücuma ve moral motivasyona dönmesiydi. Haliyle, Trabzonspor tempoyu ve mücadele seviyesini yukarı çekerek oyuna hakim oldu. Ersun Hoca, tam bir İç Saha takımı olan ekibini başka bir şekle soktu ve hücumcu takıma iyi savunma yaptırdı. Kapalı,yakın ve kendi alanını iyi kapatan Trabzonspor'da, önemli katkıyı Erkan-Özer-Mehmet ve Deniz yaptı. Bu yardım, sorunlu defansı çok rahatlattı ve kolay bir ilk devre geçirmeyi sağladı. Kaldı ki, Özer'in golü, etkili ve hızlı hücumu planlayan Ersun Hoca'nın işleyen planın ilk sonucuydu. Diğer sonuçları ise, Galatasaray'ın en formda ismi Yasin'in, en kötü oyununu oynaması ve Sneijder'in topla buluşmak adına, rakip kaleden en uzak noktaya yani kendi alanına gelmesiydi.

KAZANAMIYORSAN....
Galatasaray forvetleri, hücum etme ve pozisyon üretme sıkıntısı çekerken, ekstra işler yapması gereken kenar Bekler'den de verim alamadı. Sabri'yi ilk defa bu kadar temposu düşük ve yorgun gördüm. Fakat maçın kaderini değiştiren adam Emre oldu. İkinci yarı, Hamza Hoca'nın müdahelesi ve Emre'nin müthiş oyununa sahne oldu. Yeteri kadar pozisyon yakalayan Galatasaray, kazanacak son vuruşu yapamadı. Ama unutulan şuydu ki, ligin sonunun geldiği bir dönemde kaybetmemek de önemliydi. Bol pozisyonlu ve heyecanlı maçın kaybedeni Galatasaray'a etkisi olacaktır. Bu etkinin düzeyini Hamza Hoca belirler.

Yazının Devamını Oku