Ama bir türlü kafama yatan, içime sinen biri karşıma çıkmadı. 2 yıl öncesine kadar kalbimi bu konulara kapatmıştım. Bir kurs ortamında bu beyefendiyi görene kadar... Bakışmalar, konuşmaya çalışmalar derken kurs bitti.
Bir konu vesilesiyle onu görmek için çalıştığı yerde görüşme ayarladım. Bu arada karşıdan bir adım gelmediği için kendimi hep törpülüyordum. Kendimi üzmek istemiyordum. Giderken de bir hediye götürdüm. Çok mutlu oldu. Gözlerinden anladım.
İkinci görüşmemiz çok güzeldi. Bana içini döktü. Özel şeylerini anlattı. İlişkilerinin olduğunu fakat aşka inancının kalmadığını söyledi. Bu görüşmeden bir süre sonra zamanın hızla geçmesinden dolayı hislerimi açıklamak istedim. Güzin Abla, deprem, savaş, hastalık derken hayatın kısa olduğunu ve hiçbir şeyin ertelenmemesi gerektiğini düşünerek hayatımda ilk defa birine hislerimi söyledim. Sanki evren açılmam konusunda işaretler gönderiyordu.
Kendimi toparlayıp yanına gittim. O güne kadar birbirimize “bey, hanım” diye hitap ederken, o gün sadece ismimizi söylemeye başladık. Halimden anlamış zaten... Belli de ediyormuşum, “Benden hoşlanıyor musun” dedi.
Tabii ben de “evet” deyip içimi döktüm ve rahatladım.
Kendinin de aynı dertten mustarip olduğunu söyledi.
Bu bana biraz geçiştirme gibi geldi. Çok onurlandığını ve mutlu olduğunu belirtti.
19 yaşındayım... Annesi babası olan ama bir ailesi olmayanlardanım. Çocukluğumuz babanın eve getirdiği sevgilileriyle geçti. Bu kadınlar, aylarca hatta yıllarca bizimle kaldı. Her seferinde başka bir sevgili buldu.
Karısını, çocuklarını, bir parça ekmeğe muhtaç edip çantalar dolusu parasını pavyonlarda harcadı. Annemi, bizi öyle çaresiz bırakıyordu ki... Şimdi diyeceksiniz ki, “annen bunu nasıl kabul ediyordu?”
Annemin başka çaresi ve gidecek bir yeri yoktu. Bizi bırakamazdı.
Mecburen kaderine boyun eğdi ve babamın vicdansızlığına razı oldu.
Bir de babaannemin yanında yaşarken çektiklerini bir bilseniz. Baba, sevgili olaylarını şimdi bıraktı ama annem dışında imam nikâhlı bir eşi daha var.
Ondan da iki çocuğu var.
Diğer eşi, o kadar çok kötülük etti ki bize... Abim onun yüzünden delirdi. Kardeşlerimin psikolojileri bozuldu.
22 yaşındayım ve ailem beni zorla evlendirmek istiyor. Geçenlerde 30 yaşında olan bir görücü geldi. İstemediğim halde, üzerime baskı yaptılar. Dua ettim ve çok şükür ki adam vazgeçti.
Ailem normalde maneviyatına düşkündür fakat bu adam alkol kullanıyordu ve manevi açıdan pek bize uygun değildi. Bu adamın sırf parası olduğundan istemediğim halde beni evlendireceklerdi.
Adam, yaşlı annesiyle yaşamamızı istiyordu. Bizimkiler, böyle şeylere hiç olumlu bakmazlar ama “İlk görüşte âşık olmak istiyorsan, sen bilirsin. Ama bu adamla evlenirsen, paran olur. Bu evden evlenir gidersin” diyorlar.
Fiziksel olmasa da, psikolojik baskı yapıyorlar... Ailem şimdi de “Adam senin yüzünden vazgeçti” diyor. Babam, beni düğünlere götürmeye başladı ve “Birileri görsün ve evlensin artık” diyormuş. Ne yapacağımı şaşırdım, dayanamıyorum, gidecek kimsem de yok.
Sevdiğim insanla evlenmek istiyorum. Hem daha 22 yaşındayım, kendimi hazır hissetmiyorum. Şiddetin, aldatmanın olduğu bir ailede büyüdüm. Nasıl evlenmek isteyebilirim ki... Aileme “İstemiyorum” deyince de “Yoksa senin namusunda bir sıkıntı mı var?” diyorlar.
2 yıllık üniversite bitirdim, şimdi bir işyerinde çalışıyorum.
Devlet kurumunda çalışmadığım için ailem, “Adam akıllı işin bile yok” diyor. Ne yapacağım, ne olur yardım edin! Mutlu olmak istiyorum. Her gün ağlıyorum ve eve gitmek istemiyorum.
Ben 19 yaşındayım ve üniversiteye hazırlanıyorum. Fakat bir sorunum var ki her şeyimi etkiliyor... Ben çok çirkinim. Küçüklüğümden beri hiç kimseyle fotoğraf çektiremiyorum.
Saçımı bile “Bak şu çirkin de saçını yaptırmış” diyeceklerinden yaptıramıyorum. Aslında bu yaşıma kadar “çirkin” diyen olmadı.
“Ben çirkinim” dedikçe ailem ve arkadaşlarım “Hayır, çok güzelsin” dediler. 10 yaşıma kadar çok güzeldim ama sonrası yok benim için...
Sürekli evde duruyorum, zorunlu olmadıkça dışarı çıkmıyorum. Kısacası gençliğimi mahvediyorum, üniversiteyi de hak etmediğimi düşünüyorum.
Okula bu çirkin halimle nasıl giderim... Çevremde kendimden başkasını çirkin göremiyorum. 19 yaşında bir kızın sevgilisi de olur, seveni de... Ama benim sevgilim olamaz ve hiç umudum da yok. Ama eskiden çocukken sevenim vardı. Peşimden koşan da...
O zaman utangaçlığımdan kabul etmezdim. Eskiden herkesin sevdiği bir kızdım, hâlâ öyleyim ama eskisi gibi değil. Hatta sanki seviyormuş gibi yapıyorlar, öyle hissediyorum.
Psikoloğa gitmeyi çok düşündüm, fakat çirkin olduğumdan vazgeçtim. Herkesten soğudum.
Güzin Abla, ben 22 yaşındayım ve yeni mezun bir lisans öğrencisiyim. Kardeşimle ben daha ilkokuldayken annemle babam boşandılar. Babamla pek sık görüşmüyoruz.
Dolayısıyla annem bizi hem maddi hem manevi olarak tek başına büyüttü. Bu yüzden üzerimize çok fazla titriyor.
Fakat artık hayatımızı kontrol etmeye başladı. Yaşım dolayısıyla ve üniversiteyi uzakta okuduğum için sanırım, artık buna tahammülüm kalmadı.
Küçük yaştan beri hep baskıyla büyüdük. Kardeşim agresif bir yapıya sahip, o yüzden evde sürekli kavga çıkıyor. Annem iş hayatıma bile karışıyor. Bu baskı bana gelecek kaygısı ve karamsarlık getirdi. Özgüvenimi ciddi şekilde zedeliyor çünkü kendi kararlarımı alamıyorum. Kendimi değersiz ve kukla gibi hissetmeye başladım.
Annemle oturup düzgün bir şekilde konuşmaya çalıştım. Ama hiçbir şey değişmiyor. Psikoloğa gitmemiz gerektiğini ve bu davranışlarının sağlıklı olmadığını söylediğimde ise asla kabul etmiyor. Dahası evimize, arkadaş veya ailemizden biri bile olsa, kimseyi çağıramıyoruz. Çünkü annem etrafında insan istemiyor.
Herkesin hayatımıza karışacağını sanıyor ve biraz da aşırı titizlik hastalığından mustarip. Evden kaçmak biliyorum ki bir çözüm değil, fakat böyle de gidemez. Huzur bulmak için arada anneannemize gittiğimizde bile, bir süre sonra eve gelmemiz için baskılar başlıyor.
Kardeşime nazaran, ben biraz daha sakin ve sabırlıyım fakat bu da işe yaramıyor. Lütfen yardım edin bize. Rumuz: Kontrolcü anne baskısı
YANIT
Evlendiğimizden bu yana eşim sürekli bilgisayarda oyun oynuyor.
Her akşam bu böyle.
İletişimimiz sıfır noktasına kadar düştü.
Ailesiyle de konuştum bu konuyu. En azından yanımda olduğunu, evde oynadığını söyleyerek beni avuttular.
Fakat ben eşimin oyun oynadığını zannederken, o kendisinden 10-15 yaş küçük kızlarla internette bel altı konuşmalar yapıyormuş.
Girdiği oyun sitesinde eşimin yazdığı çeşitli mesajları okudum.
Benden esirgediği sözleri hep o kızlara söylemiş.
24 yaşında genç bir kızım... Daha önce ciddi ve uzun bir ilişkim oldu. Ayrıldıktan sonra bir süre çok bocaladım. Üniversite mezunuyum. Şu anki sevgilim de benimle aynı yaşta ve üniversite mezunu ancak ikimiz de işsiziz. Erkek arkadaşımla yaklaşık 5 aydır birlikteyim, kısa zaman da olsa birbirimize alıştık.
Ben ilişkimde dürüst olmayı tercih ettim, önceki ilişkilerimi anlattım. Küçük bir şehirde yaşadığımız için kısa süreli olarak konuştuğum, görüştüğüm bir kişinin onun uzaktan ve sevmediği bir akrabası olduğunu öğrendim. Az da olsa bir yaşanmışlığımız vardı onunla.
Bu konu hakkında tartışmamızı telefonda yaptık.
Erkek arkadaşım ise telefonu bozuk olduğu için hoparlörden konuşuyordu. Fakat annesi bizi dinlemiş ve her şeyi duymuş.
Ailesiyle görüştüm ve beni seviyorlardı. En azından bunu hissettirmişlerdi.
Erkek arkadaşım evin tek oğlu ve evli bir kız kardeşi var. Bu konuşmadan sonra ilişkimizde her şey altüst oldu.
Erkek arkadaşım bana anlattığı kadarıyla, konuyu yalanladığını, beni savunduğunu belirtti. Ama annesi hiç ikna olmayıp beni istemediğini, benimle görüşmemesi gerektiğini söylemiş. Yarın öbür gün evlendiğimizde o akrabalarına davetiyenin nasıl gideceğini sormuş. Erkek arkadaşıma hakaretler yağdırmış.
Şimdi ailevi sorunlar yaşıyor ve bu süreçte benden ayrılmak istediğini belirtti. Ben de bunu mesajla değil yüz yüze konuşmak istediğimi söyledim ve haber vermeden onlara gittim. Tabii ailesinin tepkisi kötü oldu. Buna rağmen barıştık.
Babam kadın kuaförü, annem de ev hanımı ve 20 yıldır evliler. Babam 43 yaşında, bir tanıdığı sayesinde Hollanda’da dükkan açmak istiyor. Ekonomik durumunun artık iyi olmadığı ve emekliliğinde rahat etmek için. Böyle bir değişikliği ben ne kadar istemesem de babamı düşünerek pozitif yaklaşıyordum.
Geçenlerde babamın bir müşterisiyle çok sık görüştüğünü fark ettim. Biraz takip ettim. Annem evde yokken müşterisiyle konuşurken yakaladım. Doğal olarak sorguladım...
Müşterisi Almanya’daymış. Evli bir kadın ve 2 kızı var. Babam, “Arkadaşım. Arkadaşım olamaz mı!” dedi. Ama arkadaş var, arkadaş var...
Ben de “Ara o zaman şimdi o kadını” dedim. Babam da kadını aradı ve beni tanıştırdı, “İşte tıpta okuyan oğlum” diye. Bu durum ne kadar normal gözükse de beni rahatsız etti. Çünkü babamın daha önceleri bu şekilde davranışları yoktu, sanki bir işler çeviriyormuş gibi geliyor bana.
Babam, “Annene söyleme, çok büyütür. Ben aldatan bir erkek olsam, 20 yıl önce aldatırdım” dedi.
Yine bir tatil günü babam evdeydi ve annem dışarıdaydı. Babam balık yapacaktı ama bir baktım ki yine o kadınla telefonda konuşuyor.
Tam emin olmadan da anneme söylemek istemiyorum. Annem her şeyim ve ondan bir şeyler gizlemek hele de böyle bir konuyu, içimi yakıyor... Nefes aldırmıyor bana.