Paylaş
Ama bir türlü kafama yatan, içime sinen biri karşıma çıkmadı. 2 yıl öncesine kadar kalbimi bu konulara kapatmıştım. Bir kurs ortamında bu beyefendiyi görene kadar... Bakışmalar, konuşmaya çalışmalar derken kurs bitti.
Bir konu vesilesiyle onu görmek için çalıştığı yerde görüşme ayarladım. Bu arada karşıdan bir adım gelmediği için kendimi hep törpülüyordum. Kendimi üzmek istemiyordum. Giderken de bir hediye götürdüm. Çok mutlu oldu. Gözlerinden anladım.
İkinci görüşmemiz çok güzeldi. Bana içini döktü. Özel şeylerini anlattı. İlişkilerinin olduğunu fakat aşka inancının kalmadığını söyledi. Bu görüşmeden bir süre sonra zamanın hızla geçmesinden dolayı hislerimi açıklamak istedim. Güzin Abla, deprem, savaş, hastalık derken hayatın kısa olduğunu ve hiçbir şeyin ertelenmemesi gerektiğini düşünerek hayatımda ilk defa birine hislerimi söyledim. Sanki evren açılmam konusunda işaretler gönderiyordu.
Kendimi toparlayıp yanına gittim. O güne kadar birbirimize “bey, hanım” diye hitap ederken, o gün sadece ismimizi söylemeye başladık. Halimden anlamış zaten... Belli de ediyormuşum, “Benden hoşlanıyor musun” dedi.
Tabii ben de “evet” deyip içimi döktüm ve rahatladım.
Kendinin de aynı dertten mustarip olduğunu söyledi.
Bu bana biraz geçiştirme gibi geldi. Çok onurlandığını ve mutlu olduğunu belirtti.
Aldığım hediye elindeydi, “Bunu her elime aldığımda sen aklıma geliyorsun” dedi. Ancak o günden sonra birbirimizi hiç arayıp sormadık. Güzin Abla hiç aklımdan çıkmıyor, bir şeyler yapmalı mıyım yoksa zamana mı bırakmalıyım? Şunu merak ediyorum, davranışlarından ve yaptığı hareketlerden anladığım onun da aslında kafası karıştı. Pişman mı oldu? Bana bir dönüşü olur mu? ◊ Rumuz: Hep aklımda
YANIT
Evet kızım, son zamanlarda arka arkaya o kadar çok felaket yaşıyoruz ki hayata tutunmak için büyük bir mücadele vermek gerekiyor sanki. Dediğin gibi, mutluluğu yakalayabilmek için artık hiçbir şeyi ertelememeli. Sen de duygularını bu genç adama açmakla iyi etmişsin. Daha fazla beklemeyip ona yakınlaşmak istemişsin.
Onun da sana karşı boş olmadığını düşünüyorum. Senin hediyene önem vermesi, onu yanında taşıması, duyguların nedeniyle onur duyduğunu söylemesi, hatta biraz muzipçe de olsa aynı dertten mustarip olduğunu açıklaması, bu düşüncemi doğruluyor aslında.
Ancak senin de onun da bu görüşmeden sonra bir daha birbirinizi aramamanız, onun bu konuşmalardan kafasının karıştığını, sana nasıl davranacağını bilemediğini gösteriyor. Sen de ona açıldığın için utandığını itiraf etmelisin. Yoksa bu görüşme olumlu olduğu halde, bir daha onu aramaktan kaçınmanın başka bir nedeni mi var? Sen de çekiniyor musun, duygularının karşılık bulamayacağını mı düşünüyorsun?
Ama eğer araya böyle uzunca bir süre girerse, o attığın adım boşa gidebilir. Cesaretle gidip sevdiğin adama duygularını açman, hiçbir işe yaramayabilir.
Onu yeniden arayıp sormanda hiçbir sakınca yok. Belki o da aramanı bekliyordur. Zaten sana karşı tutumundan, ne hissettiğini rahatlıkla anlayabilirsin...
Paylaş