Merhaba... Ben 23 yaşındayım. 20 yaşından beri resmen hayatım altüst oldu. Annemle babamın arası çok iyiydi, çok mutluyduk.
Sonra annem uzun bir süreden sonra yeniden çalışmaya başladı. İş hayatı onu değiştirdi. Evde babamla kavga etmeye başladı.
Bir gece uyumaya hazırlanırken yanıma geldi, “Hayatımda biri olsa ne dersin” dedi. Dondum kaldım. Bir insan evladına bunu sorar mı?
İşin detaylarını öğrendim. Patronu, annemin mesaisi bitince onu eve bırakırdı. İşyeriyle ev arasında bayağı bir yol vardı. Her nedense annem bu adam onu her bıraktığında, eve girer girmez pencereye koşardı arkasından bakmak için.
İlk başta o kişiden şüphelendim ama bir baktım annemin hayatında yaşça ondan oldukça büyük biri var. Üstelik bu adam babamın yakın arkadaşı. Bu yüzden adam evimize çok rahat girip çıkıyor.
Sonuçta annem bana söyledi ilişkisi olduğunu... Ben sırf babam kendisine ve o adama bir şey yapacak diye sesimi çıkaramıyorum. Ama her seferinde annem o adamla buluşurken yanlarında olmak zorunda kalıyorum.
Çünkü yaşadığımız yer küçük. Gören olursa dedikodu çıkar. Bu süreçte annemle babam gitgide birbirinden uzaklaşıyor.
Ankara Batıkent’teki katliamda çok sayıda sokak köpeğinin can vermesi Türkiye’yi ayağa kaldırdı. Genelde hayvanlar kendilerine uzatılan ekmeğin, poşet içindeki tavuk artıklarının iyi niyetle önlerine konulduğunu düşünür. Çünkü insan kadar sinsi değillerdir. Bir lokma ekmeğe, bir yudum suya muhtaç dostlarımız, insandan kötülük beklemezler.
Televizyonda bir genç hanım ağlayarak anlatıyordu nasıl acılar çekerek öldüklerini. O mahallenin bildik, tanıdık köpekleriymiş hepsi de.
Aç canları açlığından vurdunuz... Muhtaçlığından vurdunuz... Minnetle bakan gözlerinden, masumiyetlerinden, size duydukları güvenden vurdunuz. Bebeğine süt olsun diye yediği zehirle, anneliğinden vurdunuz...
Bütün derdi bir lokma yemek olan bir hayvancığa bunu yapan, hiç tereddüt etmeden aynı şeyi insana da yapar. Mutlaka cezalandırılmalıdır. O yüzden artık bir an önce beklenen yasa çıkarılmalı.
YASANIN YILLAR ÖNCE ÇIKARILMASI GEREKİRDİ
Ülkemizde hayvan haklarıyla ilgili düzgün bir yasanın zaten yıllar önce çıkmış olması gerekiyordu. Hayvanlara yönelik şiddet ve tacizler kabahat olmaktan çıkıp suç sayılmalıydı. Bu olmadığı için bütün Türkiye’yi ayağa kaldıran son olaylara kadar gelindi. Umarım artık tüm yetkililer, yeni düzenlemenin ceza hukukuna eklenmesi için harekete geçerler.
Sevgili Güzin Abla, ben 29 yaşında, 4 yıllık evli bir kadınım. Çocuğum yok.
Sorunum belki de birçok evli kadının başına gelen bir olay. Eşimle neredeyse 1 yıldır birlikte olmuyoruz. Oluyoruz ama neredeyse ayda bir. Sebebini eşimden net bir şekilde öğrendim; kilolarım yüzünden benimle birlikte olamıyormuş. Üstelik evlendiğimizde de kiloluydum, sonradan yaşanan bir durum değil bu.
“Seni aldatıyor mu?” derseniz, hayır. İşi ile evi arasında koşan bir insan. Saatinde evindedir, aksi olmamıştır bugüne kadar.
Bu arada ben de çalışıyorum. Kiloluyum ama kendime özen gösteririm. Dışarıda birçok erkeğin ilgisini çeken, beğenilen bir kadınım. Çalışan bir kadın olmama rağmen evimi ve eşimi asla ihmal etmem. Şu anda evliliğimde cinsellik haricinde herhangi bir problemimiz yok.
Eşim de beni seviyor, bunu biliyorum. Hâlâ aynı yatağı paylaşıyor, sarılarak uyuyoruz. Ben eşini arzulayan bir kadınım. Bana göre eşimde de birçok eksik var ama ben onu olduğu gibi kabul ettim ve sevdim.
Ancak zaman zaman eşimi sadece cinsel anlamda aldatmayı düşündüğüm oluyor. Belki beni yadırgayacaksınız ama gerçek bu. Şükür ki bunu yapmadım. Kendime yakıştıramadım.
Ben eşimi istiyorum. Artık ailelerimiz bizden bir bebek bekliyor. Özellikle de eşimin ailesi, kendi evlatlarına doktora gitmesi konusunda baskı yapmaya başladı. Çünkü ben gittim. Kiloluyum ama hamile kalabilirmişim. Aslında eşimin doktora gitmesine de gerek yok çünkü sorunumuz düzenli bir ilişkimizin olmaması.
Merhaba Güzin Abla ben 26 yaşındayım, bir firmada satış sorumlusu olarak çalışıyorum ve 1 yıldır evliyim. Eşimle çok iyi anlaşıyoruz, çok şükür hiçbir problemimiz yok.
Tartıştığımız zaman çok uzatmıyoruz, konuşarak tatlıya bağlıyoruz. Fakat son zamanlarda çocuk yapma konusunda ortak bir nokta bulamıyoruz.
Eşim bu konuda da anlayışlı, “Sen de istediğin zaman olsun” diyor. Baskı yapmıyor... Elbette ben de istiyorum ama henüz değil. Ne zaman hazır olacağımı da bilmiyorum.
Eşim bu konuyu ilk dile getirdiğinde henüz hazır olmadığımı söyledim, birkaç ay zaman istedim ve bu süre zarfında bana hiç baskıda bulunmadı.
Hatta doktor kontrolüne gittim, sağlıklı bir çocuk yetiştirmek adına bir sorun var mıdır, ben iyi miyim, her şeyim tamam mı diye. Çok şükür bir sorun çıkmadı... Ama ben hâlâ hazır değilim, ne zaman hazır olurum, bilmiyorum.
Eşime “tamam 3 ay sonra denemeye başlayalım” dedim ilk söylediğinde. O üç ay geçti, tekrar konu açıldı ama yine hazır hissedemiyorum.
Sanırım hiçbir zaman da hazır hissedemeyeceğim...
Selam ablacım, beş aydır bir polisle beraberdim ve birbirimize âşık olduk. Son görüşmemizde telefonuna bakmak istedim hemen çekti elimden, ben de kuşkulandım. “Nüfus cüzdanına bakabilir miyim” diye sorunca “Yanımda değil” dedi. Onun yerine polis memuru kimliğini gösterdi.
Bana 29 yaşındayım dediği halde kimlikte 32 yaşında olduğunu görünce kızdım. “Sen 25 yaşında olduğun için beni reddetme diye yaşımı küçük söyledim” dedi. Daha sonra beni eve bıraktı ama çok kuşkulandım. Sonra beni arayıp, “Seni anneme anlattım, yüzük takalım artık” dedi. Ben de “daha erken” diye yanıt verdim.
Aradan birkaç gün geçti, benim amcam da polistir.
Ona bir sordurayım dedim... Araştırınca evli olduğunu öğrendim.
Üstelik polis de değilmiş, sadece bir güvenlik şirketinde memurmuş.
Tabii şok oldum. Bu arada WhatsApp profilinde ikimizin fotoğrafı vardı. Bunu nasıl yaptı bilmiyorum...
Evli olduğunu öğrendiğimi söyleyince, bana “boşanmak istiyorum ama eşim boşanmıyor” dedi.
Merhaba Güzin Abla, ben 17 yaşında genç bir kızım. Ailem bir sevgilim olduğunu öğrendiğinden beri beni her konuda kısıtlıyor... Ev, okul arasında gidip geliyorum. Bu hep böyleydi ve artık bunaldım. Beni hiçbir yere göndermiyorlar.
Anne ve babam şehir dışındalar. Evde tek kalıyorum ama amcamla yengemle aynı apartmandayız.
Bir yere gidecek olursam, yengemden izin alıyorum. O da “annenle babana sor” diyor ve tabii ki onlar da izin vermiyorlar.
Beni yalan söylemeye zorluyorlar. Aklıma hiç mi gelmiyor sanki yalan söylemek, gizlice gitmek.
Ama ben bu durumdan hoşnut değilim. Arkadaşlarımla buluşacakken neden yalan söylemek zorunda kalayım ki? Ama eninde sonunda yaptıracaklar bunu bana.
Tabii bu bir yere çıkıp gezme konusundaki kısıtlama, sevgilim olduğunu öğrendiklerinde ortaya çıktı.
Oysa bilmiyorlar ki, sevgilim cidden beni her konuda olumlu etkiliyor. Derslerime daha fazla asılıyorum.
Sevgili Güzin abla...
Sık sık sana yazılanları ve verdiğin cevapları okuyorum. İlgimi çekiyor ama bir gün benim de sana yazacağım hiç aklıma gelmezdi.
Ben 20 yaşındayım. Aile baskısı ile evlendim, yani görücü usulüyle...
Babam ben küçük yaştayken vefat etti. Annem de beni bir an önce evlendirmek istedi.
Önceleri eşimden biraz hoşlanıyor olsam da zamanla bu elektrik bitti. Kavgalarımız ve beni ihmal etmesinden dolayı ondan soğudum.
Oturup konuşabildiğimiz hiçbir şey yok. Cinsel anlamda beraber olmaksa benim için bir nevi işkence.
Aslında eşim çok efendi biri, beni seviyor da, ama ne var ki ben artık onu sevmiyorum.
Sevgili Güzin Abla... Eşim ben 3 aylık hamileyken başka ev tutup gitti. Çocuğu da aldırmamı söyledi. Ama ben kıyamadım.
Bu arada 9 yaşında bir kızımız daha var. O hayatta yalnız kalmasın diye ikinci çocuğu istemiştim zaten.
Eşimle yıllardır çok uyumlu değildik. Her tartışma sonrası uzun süre benimle küs kalırdı. 2-3 ay konuşmadığı olurdu. Nitekim 3 senedir tamamen ayrıyız ama boşanma olmadı.
Beni hamileliğimde doktora bile götürmedi, sadece doğuma geldi.
Şu an çocuklarla ilgileniyor, fakat hayatında başkası var. Nafaka ödemek istemediği için de benimle anlaşmalı boşanmak istiyor.
Ama bana destek olacak başka kimsem yok, kendimi çok yalnız hissediyorum.
Boşanırsam eğer memleketime dönerim diyorum ama çocuklar da babalarından uzakta kalmak istemiyor. Size göre ne yapmam gerek?