Seçim kampanyalarında da sıkça karşımıza çıkan 3.Havalimanı, 3.Köprü ve Kanal İstanbul’un İstanbul’u nasıl etkileyeceğini bilim insanlarına inceletmiş.
“İstanbul’un Geleceğini Etkileyecek Üç Proje” raporu, 6-7 ay tamamen gönüllü olarak emek vermiş yirmiye uzmanın görüşlerini içeriyor.
TEMA geçtiğimiz günlerde bunlardan dördüyle raporu kamuoyuna duyurdu.
Aynı zamanda Europa Nostra Türkiye Başkanı olan İTÜ Mimarlık Fakültesi’nden Profesör Nuran Zeren Gülersoy, ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nden Prof. Emin Özsoy, İTÜ’den ulaşım planlama uzmanı Prof. Haluk Gerçek, İÜ Orman Fakültesi’nden Prof. Doğanay Tolunay özetle diyorlar ki:
“Projeler ile yok edilecek değerlerin maliyetleri, yaratılan değerlerden daha yüksek olacak”.Önemli bir uyarı.
Zira bilimsel gerçeklere dayanıyor.
Şehir planlamacısı Prof. Gülersoy “3.havalimanını biz plancılar medyadan duyduk” diyor.
İlk kez sivil toplum örgütleri, platformlar İstanbul, çevre, kadın gibi konularda taleplerinin yerine getirilmesi için belediye başkan adaylarına çağrıda bulunuyorlar.
Yanılmıyorsam bu işe ilk soyunan daha yaşanabilir bir İstanbul için “İstanbul Sözleşmesini” hazırlayan “İstanbul Hepimizin” Platformu oldu.
Şimdiye kadar 16 bin kişinin imzaladığı “İstanbul Sözleşmesi”ni daha sonra değineceğim bazı adaylar da imzaladı.
TEMA Vakfı’nın, adaylardan talebi “sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşam hakkı”yla ilgili gerekli düzenlemeler.
Hürriyet öncülüğünde 2011 yılında kurulan “Haklı Kadın Platformu” ise adaylara yönelik “Projeni açıkla, oyumu yakala” kampanyasını başlatmış durumda.
Haklı Kadın Platformu bakın adaylardan ne talep ediyor?
· Yerel yönetimlerde daha fazla kadının görev alması,
Misal, İstanbul’un dinamik çağdaş sanatını barındıracak bir müze, bir opera binası ya da şehrimize yakışacak bir konser salonu projesi.
Contemporary İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli’nin de dediği gibi, Körfez Bölgesi’nde yapılan sanat yatırımlarına bakıldığında İstanbul çok gerilerde kaldı.
Listeyi çıkartalım dilerseniz.
Abu Dabi’de Fransız ünlü mimar Jean Nouvel’in tasarladığı Louvre Müzesi bitmek üzere.
Arkasından Frank Gehry’nin Guggenheim’ı geliyor.
Bu müzelerin yer aldığı Saadiyat Adası’nda ayrıca Zaha Hadid’in tasarladığı gösteri sanatları merkezi de yer alıyor.
Katar yine Jean Nouvel’e Ulusal Müzeyi, İsviçreli Herzog&De Meron’a ise Oryantalist Müzeyi ısmarlamış.
Cadde ve sokakların Erdoğan ve AKP’nin Belediye Başkan adayı Fatma Şahin’in dev posterleriyle donatılmış olduğu Gaziantep’te ibre Şahin’den yana gibi görünüyor.
Aile ve Sosyal Politikalar eski bakanı ve Gaziantep’in ilk kadın milletvekili Fatma Şahin seçildiği takdirde ilk kadın Büyükşehir Belediye Başkanı olacak.
Her fırsatta Fatma Şahin’i ne kadar takdirde ettiğimi dile getirmiş olsam da Gaziantep’e yolum düşmüşken CHP’nin adayı Akif Ekici’ye de kulak vermek istedim.
Ekici, Celal Doğan döneminde Başkan Yardımcılığı yapmış.
1999-2004 yılları arasında da Gaziantep Organize Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanlığını üstlenmiş.
İş dünyasından gelen Akif Ekici, Boyaş Boya’nın Yönetim Kurulu Başkanı.
Pazar günü 9. mitingine katılmadan önce sohbet ettiğimiz 23. Dönem Gaziantep CHP milletvekili Ekici ziyaret ettiği her köyde, mahallede uzun yıllardan beri ilk kez sıcak ilgiyle karşılandığını belirtiyor.
Çocuklar için güvenli bir şehir değil İstanbul.
Çok mutlu oldukları bir şehir de değil.
Çünkü etraflarında gördükleri çirkin binaları, gökdelenleri “yıkmak” geliyor içlerinden.
“Yıkmak” ve binaların yerlerine “yeşil alanlar” yapmak istiyorlar.
Bunu nereden mi biliyorum?
ABD’nin önde gelen üniversitelerinden Columbia’nın Mimarlık Fakültesi’nin, Borusan işbirliğinde İstanbul’da kurduğu, şehirle ilgili araştırmalar yapan, fikir üreten, Mimar Selva Gürdoğan’ın direktörlüğündeki Studio-X birkaç aydan beri çocuklarla ilgili atölye çalışmaları yapıyor.
Önemli nokta.
Böyle içten bir itirafta bulunmuş birinin 17 Aralık operasyonlarıyla ilgili “Bunları size bir Yahudi, bir ateist, bir Zerdüşt yapsa anlarım. Ama bunları yapan Müslümanım diye geçiniyorsa yazıklar olsun” demesi oldukça çelişki bir durum.
Belli ki, sizi üzecek, hırpalayacak bir “nefret suçuyla” karşı karşıya kalmamak için uzun yıllar Kürt kimliğinizi gizlemişsiniz.
Ama aynı suçu siz başkalarına karşı işlemekte bir sakınca görmüyorsunuz.
Sayın Çağlayan siz de bu topraklarda, bir Yahudi, bir Ermeni ya da bir Zerdüşt olarak dünyaya gelebilirdiniz.
Anne, babamızı dolayısıyla dinimizi, etnik kimliğimizi seçemiyoruz.
Dini aidiyetle aynı kefeye koyduğunuz ateist olup olmama ise bizim seçimimize bağlı.
Yahudi ya da Müslüman birinin ateizmi seçmesi onun bileceği bir iş.
En doğal malzeme ahşaptan ışıltılı dev bir küre düşünün.
Nobel ödüllü dünyanın en büyük “parçacık fiziği” araştırma merkezine girer girmez duvarlarda çeşitli lisanlarda yazılmış “Nereden geldik? Nereye gidiyoruz” sözcükleri.
CERN’in evrenin muammasını çözmek için yola çıktığı ne güzel tarif edilmiş.
Günümüzde “Fiziğin Mekkesi” diye tabir edilen CERN meşhur “Büyük Patlama” deneyini yer altı laboratuvarında gerçekleştirmişti.
CERN’ı ziyaret nedeni yer altındaki dev laboratuvarını gezmek değil Castrol’un titanyumlu yeni bir teknolojik ürününün dünya lansmanı.
Bize eşlik eden Castrol Doğu Avrupa Direktörü Ömer Dormen’in deyişiyle “teknolojinin sınırlarını zorlayan bir ürününün tanıtımının bilimin sınırlarını zorlayan CERN’de” yapılması doğal.
Araba motorları üzerindeki baskıyı azaltan özelliğe sahip bu ürüne döneceğim.
Alkollü ürünlerin satış ve tanıtımını düzenleyen yasanın onaylanmasından kısa bir süre sonra Tekirdağ’daki Umurbey Şarapları’nın kurucuları Umut ve Yonca Arıner kardeşlerle buluşmuştum.
Yasanın nasıl uygulanacağı konusunda tedirgindiler.
Bugün gelinen noktada şarabın tanıtımı, tadımı, bağ bozum şenlikleri askıda.
Arıner kardeşlerle Karaköy’de Mimarlar Odası’nda açılan “Trakya Bağ Rotası Projesi” Sergisi’nde karşılaştık.
Proje, Umurbey Şarapları başta Trakya’daki şarap üreticilerine yeni bir umut kapısı olmuş.
Trakya Turizm İşletmecileri Derneği tarafından hazırlanan projeyi Trakya Kalkınma Ajansı destekliyor.
Tekirdağ’dan Umurbey, Chateau Nuzun, Barel Şarapcılık, Barbare,Şarköy’den Melen, Gülor, Chateau Kalpak,Kırklareli’den Arcadia, İrem Çamlıca, Vino Dessera, Gelibolu’dan ise Gali ve Suvla “Trakya Bağ Rotası”nda yer alan şarap üreticileri.