Esas size ‘yazıklar olsun’ Zafer Çağlayan

TAM bir yıl önce “yıllarca Kürt olduğumu söyleyememiş biriyim” demiştiniz.

Haberin Devamı

Böyle içten bir itirafta bulunmuş birinin 17 Aralık operasyonlarıyla ilgili “Bunları size bir Yahudi, bir ateist, bir Zerdüşt yapsa anlarım. Ama bunları yapan Müslümanım diye geçiniyorsa yazıklar olsun” demesi oldukça çelişki bir durum.
Belli ki, sizi üzecek, hırpalayacak bir “nefret suçuyla” karşı karşıya kalmamak için uzun yıllar Kürt kimliğinizi gizlemişsiniz.
Ama aynı suçu siz başkalarına karşı işlemekte bir sakınca görmüyorsunuz.
Sayın Çağlayan siz de bu topraklarda, bir Yahudi, bir Ermeni ya da bir Zerdüşt olarak dünyaya gelebilirdiniz.
Esas size ‘yazıklar olsun’ Zafer ÇağlayanAnne, babamızı dolayısıyla dinimizi, etnik kimliğimizi seçemiyoruz.
Dini aidiyetle aynı kefeye koyduğunuz ateist olup olmama ise bizim seçimimize bağlı.
Yahudi ya da Müslüman birinin ateizmi seçmesi onun bileceği bir iş.
Bunun neden bir suç olabileceğini anlamış değilim.
Bu bölgenin en kadim dinlerinden birine mensup bir avuç Zerdüşt’ten de istediniz peki?
Kadınla erkeği birbirine eşit tutan Zerdüşt dinini aşağılamak niye?
Misal, sıklıkla bizim memlekete uğrayan dünyaca ünlü orkestra şefi Zubin Mehta’nın Zerdüşt olduğunu biliyor musunuz?
Hasbelkader buradayken siz bu sözleri sarf etmiş olsaydınız adamcağızın nasıl bir şok geçirebileceğini düşünebiliyor musunuz?
Hakarete uğrayacağı Türkiye’ye bir daha uğrar mıydı acaba?
Öte yandan Yahudi bir anne babadan, yüzyıllardan beri bu topraklarda kök salmış (Bu arada sürekli tekrarlanan bir yanlışı düzeltmeme izin verin. Bu topraklardaki Yahudi varlığı 500 yüzyıl öncesinden de geriye Antik çağlara dayanıyor) bir aileden dünyaya gelen bendeniz son dönemlerde dozu giderek artan antisemitizm karşısında her gün yeni bir şok yaşıyorum.
Çaresizim.
Kızım adına daha da çok üzülüyorum.
Kimi televizyon kanallarında genellikle büyük bir cehaletle söylenenleri, kimi gazetelerde yalan yanlış yazılıp çizilenleri hangi yürek kaldırabilir?
Ancak benim için esas şok, bu ülkenin Ekonomi Bakanlığı görevinde bulunmuş, uluslar arası arenada Türkiye’ye temsil etmiş birinden yukarıdaki sözleri duymak.
Hafızam yanıltmıyorsa, piyanonun başına oturduğunuz Varşova’da, Londra’da Piccadilly’deki Kahve Dünyası’nda sizinle uzun sohbetlerimiz var.
Şimdi anlıyorum ki, benim kimliğim hep beyninizin bir köşesindeymiş.
Ne acı.
Ama daha da acı olan sizin gibi üniversite mezunu, bakanlık sorumluluğunu üstlenmiş birinin son dönemlerin modası Yahudiliği “şeytanlaştırma” nın büyüsüne kapılmış olması.
Bunun ne kadar tehlikeli olduğunun farkında mısınız?
Bundan böyle, 8 Mart günü konuşmanızı yaptığınız Tarsus’a gittiğimde “adınız neden yabancı” diye soranlara “Yahudiyim” cevabını verince neyle karşılaşacağımı kim kestirebilir?
Adımdan ötürü, sizin Kürt kimliğinizi gizlediğiniz gibi kimliğimi gizleme şansım hiç yok.
Benim gibi bu topraklardaki diğer Yahudi cemaati üyelerinin de öyle.
Tarsus’taki o talihsiz konuşmanızda, 102 milyar dolar olan ihracatı 150 milyar dolara çıkartmış olduğunuzu belirtmişsiniz.
Korkarım, tarihe ihracatı 150 milyar dolara çıkartmış biri olarak değil, yolsuzluk iddialarının ortasındaki isim olarak da değil, en çok “nefret suçu” işlemiş biri olarak geçeceksiniz.
Ben satırları kaleme aldıktan sonra sizin Yahudi Cemaati’nden özrünüz ekrana düşüyor.
Farklı etnik ve inançları kendi inancınız kadar kutsal gördüğünüzü belirtiyorsunuz.
Bu “nefret suçunu” işledikten, bunca kalp kırdıktan sonra neye yarar?
Hem ateist ile Zerdüşt’lerden özür nerede?

Yazarın Tüm Yazıları