Dünyanın en değerli ikinci markasının geçtiğimiz nisan ayında hizmete giren yeni kampüsü Apple Park’ı Cook ile birlikte gezmek de hayaliniz.
Bunların tümü mümkün.
Ancak Tim Cook’un size iki saatlik bir arkadaşlık yapmasını istiyorsanız bunun için 689 bin dolar gibi bir para ödemeniz gerek.
En son Tayvanlı bir cip üreticisi olduğu söylenen bir iş insanı bu bedeli ödeyerek Apple’ın CEO’su ile bir öğle yemeği yiyerek, Apple Park’ı dolaşmış.
Tim Cook ile bu miktarı gözü kapalı veren kişiyi buluşturan platform Charitybuzz.
Chraritybuzz.com’a göz attığınızda, Tim Cook ile buluşma dahil, açık arttırmayla satışa çıkartılan çeşitli tekliflerin yer aldığını görebilirsiniz.
Nitekim Tim Cook beşinci kez böyle bir açık arttırmaya dahil olmuş.
Birleşmiş Milletler’de, dünyanın en zengin 8 kişisinin servetinin dünyanın en fakir 3.6 milyar kişinin toplam servetinden fazla olduğunu ortaya koyan Oxfam’da araştırmacı olarak çalışmış.
Mikro kredinin sonuçlarını kayıt altına almak için Zanzibar’ın yoksul köylerinde 3 yılını geçirmiş.
Şimdi Oxford Üniversitesi Çevre Değişim Enstitüsü ve Cambridge Üniversitesi Sürdürülebilirlik Liderliği Enstitüsü’nde öğretim görevlisi.
Birazdan değineceğim “Donut Ekonomisi”nin mücidi.
Bu yıl Davos oturumlarının en gözde ismiydi Kate Raworth.
Konuşmacı olduğu oturumlarda şahane şeyler söylüyor.
“Ekonomistler 70 yıldan beri GSYİH’e takıldılar. Ekonomik büyüme takıntısını bırakın. Büyümeyi unutun, dünyanın giderek azalan kaynaklarını herkese nasıl eşit dağıtabiliriz ona odaklanın”.
Özellikle
Giriş katındaki kafesi hem huzur verir hem rahat bir çalışma ortamı sunar.
Tarihi 1893 yılına dayanan ve restore edildikten 2005 yılında açılan Pera Müzesi, biraz ötesindeki İstanbul Araştırmalar Merkezi’yle birlikte Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nın bünyesinde.
Müze Genel Müdürü Özalp Birol ile Pera Müzesi’nin kafesinde öğle yemeği için buluştuğumuzda cıvıl cıvıl çocuk seslerinden geçilmiyor.
Birol “Pera Eğitim” programları çerçevesinde eğitimlere katılan öğrenci sayısının sekiz yılda 34 bini geçtiğini söylüyor.
Meltem Cumbul ile Yekta Kopan’ın seslendirdiği çocuk rehberi müzedeki eserleri eğlenceli bir dille aktarıyor.
Nitekim Özalp Birol ile müzeyi gezerken bir grup çocuk yerde oturmuş çocuk rehberini dinliyordu.
Çocukların küçük yaşlarda sanatla tanışmaları hayatlarını değiştirebilir.
Bilim insanlarına göre, sanat aktivitelerinin, özellikle yoksul, dezavantajlı kesimlerden gelen çocukların, engelli çocukların üzerinde iyileştirici bir etkisi var.
DAVOS’tan Türkiye nasıl görünüyor?
Dünya Ekonomik Forumu dönüşü her yıl muhatap kaldığım şaşmaz sorulardan biri bu.
Türkiye’nin “Davos’un yıldızı olduğu” yıllar çok geride kaldığı için artık ne diyeceğimi pek bilemiyorum.
En kestirmeden söylemek gerekirse Davos’tan bakınca Türkiye iyice içine kapanmış, izole ve dünya trendlerinin tam aksi bir istikamette yol alıyor gibi görünüyor.
Meselâ Eskişehir’de yapılması planlanan ve dün insan zinciriyle protesto edilen kömürlü termik santrali Davos camiasının saçlarının diken diken olması için yeterli bir neden.
Eskişehir'de yapılması planlanan kömür santralini protesto edenler
4.Sanayi Devrimi, Yapay Zeka, günümüzün en önemli meselesi bitcoin, Türkçeye blok zincir diye tercüme edilen ‘blockchain’ onlarca oturumda tartışılıyor.
4. Sanayi Devrimi deyince Türkiye’de oldukça fazla kafa karışıklığı olduğunu biliyoruz.
Çeşitli sektörlerden gıda olsun, otomotiv olsun fabrikaları ziyaret ettiğimiz “4. Sanayi Devrimi’ne hazırız, hazırlanıyoruz” gibi sözler duyuyoruz.
Türkiye’de gerçekten 4. Sanayi Devrimi’ne hazır bir sektör olup olmadığını Dünya Ekonomik Forumu’nun teknolojiden sorumlu İcra Kurulu üyesi ve DEF’in San Francisco’daki 4. Sanayi Devrimi Merkezi’nin başındaki Murat Sönmez’e sordum.
Bakın ne cevap veriyor?
“Türkiye’yi bir yana bırakın dünyada henüz kimse 4.Sanayi Devrimi’ne hazır değil. Zira henüz ne olacağını kimse bilmiyor. Teknoloji iş dünyasının çok önünde gelişiyor. İş dünyası bu yapboza değişik açılardan bakıyor. Örneğin sürücüsüz bir aracın şehre etkisini ne olacak? İnsanlara etkisi nedir henüz bilmiyoruz”.
“Hazır değiliz çünkü hep birlikte geleceğe yönelik etkisini ölçüp öyle ilerlemek zorundayız” diye ekliyor.
“Avrupa’yı Yenile” sloganı her yerde.
Avrupa Birliği’nin 60 yıllık modelinin artık yorulmuş olduğunu, yenilenmesinin gerektiğini çeşitli ağızlardan duyuyorsunuz.
Zaten Fransa’nın genç Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron alkışlarla sık kesilen konuşmasında Avrupa için 10 yıllık yeni bir strateji çizilmesi gerektiğini söylüyor.
Çin ve ABD karşısında yeni bir vizyona ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.
Davos’ta esen havadan Avrupa’nın bu yenilenme isteğinin genç nesil politikacılar tarafından ateşlendiğini fark ediyorsunuz.
Kongre Merkezi’nin koridorlarında Avrupalı gencecik, parlak politikacılar dolaşıyor.
Nedense hepsi atletik yapılı, deri bileklikli.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron
DAVOS
RENAULT-Nissan-Mitsubishi’nin çok kültürlü, çok lisanlı tam dünya vatandaşı başkanı Carlos Ghosn’a konuşmacı olduğu “Daha İyi Bir Kapitalizme Doğru” panelinden sonra Türkiye’de gelecekteki yatırımlarını sordum.
Daha önce Türkiye’deki Renault yatırımının başarısını dile getirmiş olan Ghosn, Nissan yatırımı için hazır olduklarını söylemişti.
Paneldeki konuşmasını eşi Carole Ghosn ile birlikte izlediğim ünlü CEO’ya Nissan yatırımını sorduğumda “Henüz Nissan’ın Türkiye yatırımına tam olarak karar verilmedi. Ama bunun hayata geçmesi büyük bir olasılık” cevabını verdi.
Türkiye’de otomotiv pazarının çok iyi gittiğini özellikle vurgulayan Ghosn bunun yatırım kararında etkili olacağını belirtiyor.
Brezilya, Fransa ve Lübnan pasaportları taşıyan, Portekizce, Arapça dahil yedi lisan konuşan Carlos Ghosn’a ayaküstü soru sorarken eşi Carole ricam üzerine resmimizi çekiyor.
Panele dönersek, gelir eşitsizliğine kafa yoranlar arasında olan ünlü Amerikalı ekonomist Joseph Stiglitz, Pepsi CEO’su İndra Nooyi’nin de konuşmacılar arasındaki olduğu etkinlikte Carlos Ghosn, günümüzde otomotiv sektörünün teknolojide en yenilikçi sektör olduğunun altını çizerek “İşte bu yüzden Google, Uber bu sektörde boy gösteriyor” diyor.
2007 yılında elektrikli otomobile
BU yıl Davos’un 48. yılı ve etkinliğin 7 eş başkanından tümü kadın. IMF Başkanı Christine Lagarde, CERN’in başındaki Fabiola Gianotti, Norveç Başbakanı Erna Solberg, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu Genel Sekreteri Sharan Burrow, Engie Grubu CEO’su İsabelle Kocher, IBM Başkanı Ginni Rometty ve Hintli Chetna Sinha
Lagarde ile Solberg’in ortak imzasını taşıyan Davos öncesi yayınlanan “2018 kadınların başardıkları bir yıl olmalı” yazısı aslında şunun ipucunu veriyor:
“Bu yıl kadın sorunu her zamankinden fazla gündemde olacak”. Lagarde ve Solberg özetle diyorlar ki “Kızlara ve kadınlara başarma fırsatını vermek sadece doğru olan değil aynı zamanda toplumları ve ekonomileri değiştirir.” Nitekim, “Kadın Girişimcilerin Yükselişi”, “Küresel Büyümenin Motorları: Kadınlar ve Ticaret” kadınların ekonomideki yerini vurgulayan oturumlar.
Kızların okula gitmesi için mücadele eden, Talibanlar tarafından vurulan, en genç Nobel ödülü sahibi Pakistanlı Malala Yusufzay bu yıl Davos’un önemli figürlerinden. Kadınların ağırlığı söz konusu olunca “Cinsel Taciz” meselesinin de gündemde olması kaçınılmazdı.
Erna Solberg, Chetna Sinha, Ginni Rometty, Christine Lagarde, Isabelle Kocher, Fabiola Gianotti ve Sharan Burrow (Soldan sağa)
Dün gece Kristal Küre ödülünü, efsane şarkıcı Elton John, Hindistan’da kızların ve kadınların haklarını savunan oyuncu Shah Rukh Khan ile birlikte alan ünlü oyuncu Cate Blanchett Hollywood’un başını çektiği “Ben de” kampanyasının önde gelen isimlerinden. Aynı zamanda BM Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından mültecilerle ilgili çalışmaları nedeniyle “iyi niyet elçisi” seçilmiş olan Cate Blanchett’in “Seksi görünmek cinsel tacize davet çıkartmak anlamına gelmez” sözleri akıllarda.
Elton John, Shah Rukh Khan ve Cate Blanchett (Soldan sağa)
Davos’un ilk günü “