Paylaş
4.Sanayi Devrimi, Yapay Zeka, günümüzün en önemli meselesi bitcoin, Türkçeye blok zincir diye tercüme edilen ‘blockchain’ onlarca oturumda tartışılıyor.
4. Sanayi Devrimi deyince Türkiye’de oldukça fazla kafa karışıklığı olduğunu biliyoruz.
Çeşitli sektörlerden gıda olsun, otomotiv olsun fabrikaları ziyaret ettiğimiz “4. Sanayi Devrimi’ne hazırız, hazırlanıyoruz” gibi sözler duyuyoruz.
Türkiye’de gerçekten 4. Sanayi Devrimi’ne hazır bir sektör olup olmadığını Dünya Ekonomik Forumu’nun teknolojiden sorumlu İcra Kurulu üyesi ve DEF’in San Francisco’daki 4. Sanayi Devrimi Merkezi’nin başındaki Murat Sönmez’e sordum.
Bakın ne cevap veriyor?
“Türkiye’yi bir yana bırakın dünyada henüz kimse 4.Sanayi Devrimi’ne hazır değil. Zira henüz ne olacağını kimse bilmiyor. Teknoloji iş dünyasının çok önünde gelişiyor. İş dünyası bu yapboza değişik açılardan bakıyor. Örneğin sürücüsüz bir aracın şehre etkisini ne olacak? İnsanlara etkisi nedir henüz bilmiyoruz”.
“Hazır değiliz çünkü hep birlikte geleceğe yönelik etkisini ölçüp öyle ilerlemek zorundayız” diye ekliyor.
TÜRK ŞİRKETLERE TAVSİYE
Peki Murat Sönmez’in Türkiye’de özel sektöre tavsiyesi nedir?
“Eğitim ve becerileri geliştirmek işin başı. Şirket içindeki bilgi ve deneyimlerle, Ar-Ge ile yetinmeyin. Dünyada hızla gelişen teknolojileri izleyin. Ancak en önemli nokta şu: Sektörün teknolojik gelişmelerle topluma, insanlara etkisi ne olacak? İnsanlara etkisinden geriye giderek “akıllı ve etik” teknolojiyi daha hızlı uygulayabilirsiniz”.
“4. Sanayi devrimi sadece bir teknik konu değil” diye ekliyor.
Hangi sektör olursa olsun enerji, ulaşım, otomotiv, tarım, sağlık, bankacılık vatandaşa olumlu etkisi ne olabilir meselesini ölçüp ilerlemek gerek ki buna “insan odaklı tasarım” deniyor.
Sönmez, “Türkiye’in büyük bir fırsat var. Çünkü üretim sanayi güçlü olduğu ve ’pırlanta’ gibi bir gençliğe sahibiz. Nesnelerin internetini satın alacağımıza kendimiz üretebiliriz” diye konuşuyor.
Bunun için hükümet, özel sektör, akademinin ve sivil toplum kuruluşlarının omuz omuza çalışmaları gerektiğini ekliyor.
Sönmez, Türkiye’deki kurum ve şirketlerin DEF’in San Francisco’daki merkeziyle bir ortaklık anlaşması imzalayarak bilgi alış verişi opsiyonunu da hatırlatıyor.
DEF, İngiltere, Danimarka, Japonya, Suudi Arabistan, Ruanda gibi ülkelerle böyle çalışmalara başlamış.
EN ÇOK AKILLI ZEKÂ
Sönmez’e bu yıl Davos’ta en fazla neyin konuşulduğunu sordum.
Hiç duraksamadan “Yapay Zekâ” diyor.
Yapay Zekâ geçen yılda konuşulmuştu ama bu yıl fark, politikacından, CEO’lara, STK’lar da bunun topluma etkisi üzerinde kafa yormaları olmuş.
“Yapay Zekâ şu anda insan zekâsının çok üstünde. 2016 yılında DeepMind’ın geliştirdiği Yapay Zekâ’nın Çinli dama şampiyonunu yenmesi dönüm noktası. Ancak buradaki tehlike Yapay Zekâ verilere bakıp karar veriyor ve bu kararları neden verdiğini bilmiyoruz” diyor.
DEF bu arada Yapay Zekâ, Blockchain, Nesnelerin İnterneti, Dron, Sürücüsüz Otomobiller, Kişisel Tıp ve Robotiks alanlarında küresel çapta konseyler kurmuş.
Yapay Zekâ konseyine katılan ilk politikacı ise İngiltere Başbakanı Theresa May.
Davos’un diğer gözde konularından Bitcoin ile ilgili Sönmez “Bu spekülatif ortam bana 1990’ların internet web şirketlerini hatırlatıyor” diyor.
“Büyük riskleri var. Esrar kaçakçıları gibi kötü oyuncular tarafından kullanılması tehlikeli” diye ekliyor.
Davos’ta Trump şov
DAVOS’taki Kongre Merkezi ana salonu dün ABD lideri Donald Trump’ın konuşması nedeniyle belki tarihinin en büyük kalabalığı gördü.
Öğle saatlerinde ana salonda Suudi Arabistan’ın verdiği davet sonrasına denk düşen konuşma nedeniyle kapının önünde neredeyse iki saat öncesinden yığılma başlıyor.
Yanımdakilerden biri “konserde sıra bekleyen gençler gibiyiz” diyor.
Salonun girişindeki ilk kez “Sıvı içeceklere izin yok” yazısı gözüme çarparken fonda öğle yemeğinden kalma kanun eşliğinde bir müzik çalışıyor.
Trump’un konuşmasına bir saat kala kapılar açılıyor ve çoğu Amerikalı dinleyici yer kapma yarışına giriyor.
Salonda oturmuş beklerken bu kez hafif bir müzik çalıyor, derken içeri muhteşem bir bando giriyor.
Ana salonun sahnesinde bir devlet adamının konuşmasından önce hiçbir böyle bir tiyatrovari şey gördüğümü hatırlamıyorum.
“Trump’un Davos’taki şovu başladı” denildiğini duyuyorum.
Bando epey çaldıktan sonra Trump yanında DEF CEO’su Klaus Schwab olduğu halde sahneye giriyor.
AMERİKAN EKONOMİSİ GÜÇLÜ
Daima soğukkanlılığını korumakla tanıdığımız Schwab heyecanlanmış olmalı ki ABD Başkanı’nın oturacakları sandalyelerin aksi yönüne götürüyor.
Schwab’ın kısa konuşmasından sonra Trump mikrofonun önüne geçiyor.
“Dünya ile daha iyi bir işbirliği için buradayım, ABD çıkarları, Amerikalı çocukların şiddet görmemeleri, yoksul olmamaları için buradayım” diye başlayan Trump şöyle devam ediyor:
“Geçtiğimiz yıl her Amerikalının daha iyi bir ev, çocukları için daha iyi bir eğitim hayallerini ileriye götürdükleri bir yol oldu. ABD’nin ekonomide büyüyor, borsa rekor kırıyor. Tüketici güveni çok iyi. İktidara geldiğimden beri 2.4 milyon yeni iş yaratıldı. Afrikalı Amerikalı işsizliği azaldı”.
GELİN ABD’DE YATIRIM YAPIN
Trump ABD’nin tarihinde ilk kez vergi indirimleri yapıldığını belirterek sözü Apple’ın ülkedeki 3 milyar dolarlık yatırımına getiriyor ve salondaki iş adamlarına çağrıda bulunuyor:
“Kapımız iş dünyasına açık. ABD iş yapılacak en iyi yer. Gereksiz regülasyonları ayıkladık, bürokratlarımız gece gündüz çalışıyor. Yabancı yatırımcılar her zamankinden daha iyi işlerini geliştirebilirler”.
“Önce ABD diyorum, Tüm dünya liderleri de kendi ülkeleri için öyle demeli. Ticaret serbest ve açık olmalı. Bazılarının sinai, fikri hakları çiğneyerek sistemi kendi çıkarları için kullanmasına izin veremeyiz” diye devam ediyor.
Bu tutumların dünya ticaretine zarar verdiğini belirten Trump, ABD’nin ikili ticaret görüşmelerine devam edeceğini de söylüyor.
HAYALLER GERÇEK OLSUN
Sözü enerji güvenliğine getirerek “Hiçbir ülke tek bir enerji tedarikçisinin eline kalmamalıdır” diyor.
Sonra sözü yeniden yatırımcılara getirerek “Bürokrasiyi iyileştiriyoruz, en iyi üniversitelere, en yetkin işçilere sahibiz. ABD’ye yatırım için bundan daha iyi bir zaman olamaz” diye konuşuyor.
En son salondakilere çağrıda bulunarak “Hepiniz ülkenizin kaderini değiştirebilirsiniz. Bugün güçlerimizi halklarımız için birleştirelim. Hayaller gerçek olsun. Biz ABD’de bunu yapıyoruz ve sonuç gayet iyi” diye sözlerini tamamlıyor.
Salondan çıkarken iyi tanıdığım Avrupalı bir siyaset bilimciye görüşünü soruyorum.
“Şaşırtıcı derecede yumuşak bir üslup kullandığı, akıllıca bir tutum” diyor.
Paylaş