Bantboru’nun ikinci nesil patronu Sinan Gider, Arçelik’in talebi üzerine “kondenser boru” imalatına girdiklerini ardından 1982 yılında Oyak Renault’nun talebiyle otomotiv sanayiye adım attıklarını anlatıyor.
Bugüne geldiğimizde Bantboru, Türkiye’de Oyak Renault’nun ve Ford Otosan’ın tek tedarikçisi.
40 milyon euroluk cirosunun yüzde 15’i beyaz eşyadan geri kalanı otomotiv sanayiden.
Sinan Gider, 500 çalışanıyla kendilerini KOBİ olarak gördüklerini söylüyor ancak bu sektörde global oyuncu olma iddiasını gizlemiyor.
2013 yılından beri Almanya Fransa sınırındaki bir kasabada üretim tesisi kurulmuş.
Peugeot, Mercedes’in çeşitli serilerine ve BMW’nin elektrikli modelleri için üretim yapan tesise yakında yenileri eklenecek.
YURT DIŞINDA ÜRETİM TESİSLERİ
Neden diyeceksiniz?
Çünkü gastronominin bir ülkeye hem ekonomik hem sosyal açıdan neler katabileceğini işi en iyi bilenlerin ağzından fırsatını buldum.
Dünyada fırtına gibi esen Peru Mutfağı’nın bir ülkenin kaderini nasıl değiştirdiğini yaz sonu Peru’ya yaptığım geziden ziyade İstanbul’da daha iyi kavradım.
Gastronomi, Peru gibi yoksul diyebileceğimiz bir ülkeyi bambaşka bir dünyanın kapılarını açarken, Danimarka gibi refah seviyesi yüksek bir ülkenin hükümetini gastronomiyle ilgili bir “Eylem Planı” hazırlamaya sevk ediyor.
Kişi milli geliri 63 bin dolar olan Danimarka gibi bir ülke gastronomiyi daha fazla turist, daha fazla gıda ihracatı için bir araç olarak görüyor.
Danimarka Gıda Organizasyonu direktörü Oby Andersen’i dinlerken, dünyanın en iyi lokantaları arasında olan Noma ve şefi Rene Redzepi’nin başını çektiği “Yeni İskandinav Mutfağı”nin nasıl yükseldiğini anlıyorsunuz.
Bunun arkasında ne yazık ki Türk Mutfağı’nın dünyaya açılmasındaki büyük eksikliği olan devletin vizyonu ve stratejisi var.
Almanya’dan e postama düşen endeks sadece meslektaşım Didem Eryar Ünlü’nün dikkatini çekmiş.
Oysa endeks Türkiye açısından önemli ve umut verici veriler içeriyor.
Söz ettiğim, merkezi Berlin’de olan teknoloji kariyer platformu Honeypot’un “2018 Teknolojide Kadın Endeksi”.
Honeypot’un endeksine göre , STEM bölümlerinden fen, teknoloji, matematik ve mühendislik eğitimi mezunu kız öğrenciler oranında birinciyiz.
41 ülke arasında STEM mezunu kız öğrencilerimiz yüzde 37.11 oranla ilk sıraya yerleşmiş.
Japonya STEM mezunu kız öğrenci oranında yüzde 15.25 ile listenin en sonunda.
Bu başarıya elbet sevinelim ancak Honeypot’un endeksi Türkiye’ye özgü yaman bir çelişkiyi de barındıyor, şöyle ki:
STEM
Bu yıl 48 ülkeden 105 galerinin katılımıyla Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Güney Asya’nın en büyük sanat fuarı olma iddiasındaki Art Dubai’den gelen davet üzerine Dubai’deyim.
Art Dubai’yi 2014 yılında, Contemporary İstanbul’un sponsoru olan Akbank ekibiyle ziyaret etmiştim.
Sanat fuarı hem katılımcılar hem içerik açısından dört yıl öncesine oranla çok daha zengin.
En son Kayseri’deki biletall.com olmak üzere Türkiye’de şimdiye kadar 10 şirkete toplam 1 milyar doların üzerinde yatırım yapmış olan The Abraaj Group Art Dubai’nin ana sponsoru.
10 yıldan beri veriler Abraaj Group Sanat Ödülü fuarın en prestijli ödülü.
Art Dubai’nin bu yıl önemli bir partneri daha var:
Suudi Arabistan’ın çiçeği burnunda Misk Sanat Enstitüsü.
Veliaht Prens
NASA kış aylarından sonra canlanan ağaçların dünya üzerindeki karbondioksit salınımını fotosentez ile nasıl yuttuklarını gösteren bir film hazırlamış.
Filmi paylaşan Greenpeace “ Ağaçlar muhteşem. Ağaçların bizi korudukları gibi biz de onları korumalıyız” notunu düşmüş.
Biz onları kesmezsek tabii ki ağaçlar bizi korur.
Ama durumun öyle olmadığını, Türkiye’nin ormansızlaştırma denen şey en fazla yaşayan ülkelerden biri olduğunu biliyoruz.
Dolayısıyla her bir “Hatıra Ormanı” girişimini alkışlamamız ve sevinmemiz gerekir.
Hele bu orman “Karbon Ayak İzi Hatıra Ormanı” ise kat kat sevinmemiz gerekir.
Kültür turizminin duayeni Fest Travel’in kurucusu Faruk Pekin, altı yıl önce onursal başkanı olduğu Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı ile birlikte “Karbon Ayak İzi Ormanı” hareketini başlatmış.
Bu ormanların birincisi 2012 yılında İzmit Körfezi civarında hayata geçmiş.
Bahçeli, avlulu şık binalarıyla 1890 ile 1960 yılları arasında İstanbul’un en değerli semti.
Osmanlı döneminden itibaren İtalyanların Venedik Sarayı’na, Fransız Sarayı’na, Rus Büyükelçiliği, Hollanda Büyükelçiliğine ev sahipliği yapmış.
Elçilikler Ankara’ya taşınmış ama konsolosluklar aynı binalarda bu mahallede.
Mahalle 1940’lu, 1950’li yıllarda burada oturanların çoğunun “atlarına binip” gitmeleriyle düşüşe geçmiş.
Binalar bakımsızlıktan dökülmeye başlamış, bahçeler çöplüğe dönüşmüş.
Ne ki Tomtom Mahallesi beş yıldan beri büyük bir dönüşüm içerisinde.
Kesinlikle binaların dümdüz edilip 5 kat yerine 15 kat çıkılan “kentsel dönüşüm” aklınıza gelmesin.
Geçenlerde Sevgili
18. yüzyılda şehirde hüküm süren Avusturya İmparatorluğu Trieste’yi “Serbest Liman” ilan ettikten sonra kaderi değişmiş.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ise Trieste “Serbest Bölge” statüsünü kazanmış.
Trieste Limanı üç asırdan beri önemini kaybetmediği gibi 21. yüzyılda yenilenmiş alt yapısı ve deniz yoluyla treni birleştiren “intermodal taşımacılığıyla” trafiğini sürekli arttırmış.
Trafiği arttıranlardan biri de Türkiye’de intermodal taşımacılığında yüzde 65 payla lider konumunda olan U.N. Ro-Ro.
Şirketin davetlisi olarak gittiğimiz Trieste’de, CEO Selçuk Boztepe ve pazarlama ile stratejiden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Fuat Pamukçu ile limanın 180 yıllık tarihi binasında sohbet ediyoruz.
Selçuk Boztepe
Sohbete katılan İtalyan liman sorumlusu
Geleceği her zamankinden daha belirsiz.
İşte böyle bir ortamda Filistinli, İsrailli, Mısırlı, Ürdünlü, Türk, İranlı, Pakistanlı bir avuç bilim insanının bir araya gelerek bölgede, Sesame Projesi adı altında CERN benzeri bir kurum oluşturmaya çalıştıklarını kim biliyor?
Kim Ortadoğu’da bilim adına ne yapıldığını izliyor?
Chicago’da maddenin temel yapısını araştıran Argonne Laboratuvarı’nda görevli bilim insanı sevgili Prof. Ercan Alp’ın önceki günkü maili olmasaydı Sesame Projesi’nden ben de haberdar olmayacaktım.
Prof. Alp’in maili, Sabancı Üniversitesi Rektör Vekili, bilim insanı Prof. Zehra Sayers’e verilen Rammal ödülünü müjdeliyor.
Bir Türk bilim insanına, üstelik bir kadına verilen ödül beni ilgilendirmez mi?
Hemen heyecanlı maili okudum.