Gila Benmayor

Yolsuzlukla mücadelede sahne kadınların

17 Ocak 2018
DÜNYADA yolsuzlukla mücadele eden önemli bir kurum olan Uluslararası Şeffaflık (Transparency İnternational) Örgütü’nün Türkiye’deki muadili 2008 yılında gönüllü çabalarla kurulmuş olan Uluslararası Şeffaflık Derneği.

Derneğin başındaki avukat Oya Özarslan aynı zamanda Transparency İnternational’ın Yönetim Kurulu üyesi.

Zaman zaman çalışmalarına yer verdiğim Uluslararası Şeffaflık Derneği amacını şöyle tarif ediyor:

Ülkenin demokratik, sosyal ve ekonomik gelişimi için toplumun tüm kesimlerine şeffaflık,  dürüstlük, hesap verebilirlik gibi ilkeleri kabul ettirmek.

Geçtiğimiz mayıs ayında “Türkiye’de Yolsuzluk” Raporu’nu yayınlayan dernek iş dünyası ile sıkı işbirliği içerisinde.

Nitekim “Özel Sektörde Yolsuzlukla Mücadele Rehberi”, “İş Dünyası Şeffaflık Sistemi Türkiye Analizi” sözünü ettiğim işbirliğinin ürünü.

Önceki gün Paksoy Hukuk Bürosu ile birlikte “Yolsuzluğa Karşı Uyumun Yolu Konferansı” nı düzenleyen dernek konferansın sonunda “Şeffaflık ödüllerini” verdi.

Konferansın açılış konuşmasını yapan Özarslan, Transparency İnternational’ın 25 yıl önce yoksulluk ile yolsuzluk arasındaki güçlü bağlantının tespit edilmesi üzerine kurulduğunu anlatıyor.

Yasemin İnceoğlu, Oya Özarslan, Zeynep Karayurt Özhan, Huriser Ece Soysev, Pelin Ünker (Soldan sağa)

Yazının Devamını Oku

Asurlu tüccarın 4 bin yıllık mektubu Muhtar Kent’in koleksiyonunda

12 Ocak 2018
COCA Cola Yönetim Kurulu Başkanı Muhtar Kent, 50 yılı aşkın süreden beri ailesinde bulunan toprak altı eserleri, koleksiyonun kayıtlı olduğu Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde sergiliyor.

Önceki gün Ayvalıklı dostlarının ve iş dünyasının önde gelen isimlerinin katıldığı davette seşi Defne Kent ile birlikte serginin açılışını yapan Muhtar Kent, eserlerin büyük çoğunluğunun rahmetli babası Necdet Kent tarafından Tahran Büyükelçisi iken 1964-1967 yılları arasında toplandığını söylüyor.

Kent, konuşmasında “Burada gördüğünüz eserleri rahmetli babamla birlikte topladık. Çok meraklıydı. Anadolu’da, büyükelçilik yaptığı İran’da çoğunu bizzat kazarak bulduk” diyor.

“Türk ve İslam Eserleri Müzesi’ne kayıtlı diğer koleksiyonerlerin bu sergiden ilham alarak eserlerini aynı müzede sergilemelerini temenni ediyorum” diye konuşuyor.

İbrahim Paşa Sarayı olarak da bilinen Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nin Müdürü Seracattin Şahin ise koleksiyonda yer alan çivi yazılı bir tabletin sahibi Asurlu tüccar ile Muhtar Kent arasında ilginç bir bağlantı kuruyor.

Şahin “Asur Ticaret Kolonileri Çağı’na ait çivi yazılı tabletlerin birinde Puzur-Assur adında bir büyük bir tüccardan söz ediliyor. 4 bin yıl önce yaptığı işlerden ve bürokratik işlemlerden bu kişinin dönemin CEO’su statüsü taşıdığı anlaşılıyor” diyor.

“Muhtar Kent’in koleksiyonunda adı geçen Puzur-Assur’un günümüzün en büyük CEO’larından Kent ile 4 bin yıl sonra özdeşleşmiş olması sergiye ayrı bir önem katıyor” diye devam ediyor.

İbrahim Paşa Sarayı

Yazının Devamını Oku

CERN’e parça üretmeseydi modacı olacaktı

10 Ocak 2018
KAYSERİ’yi Keşfet gezisinin gala yemeğinde Kayserili kadın girişimci Zuhal Gözüküçük meslektaşların ilgi odağı durumunda.

Bunun nedeni CERN’in Türkiye’deki dört tedarikçisinden biri olması.

Büyük Patlama (Big Bang) simülasyonlarıyla evrenin sırlarını çözmeye çalışan CERN yani Avrupa Nükleer Araştırmalar Merkezi dünyanın en büyük “parçacık fiziği” araştırma merkezi.

2014 yılında ziyaret etme fırsatını bulduğum merkez dışarıdan oldukça etkileyici.

Merkeze girer girmez yeryüzünün pek çok lisanında yazılmış “nereden geldik, nereye gidiyoruz?” sözleri merkezin misyonunu pek güzel tarif ediyor.

Türkiye’nin 2015 yılında CERN’e ortak üye olması Türk bilim insanlarına merkezde tam zamanlı araştırmacı olma fırsatını verirken, sanayimize de yeni bir pencere açtı.

İşte açılan bu pencereden yararlananlardan biri de Gözüküçük Makine Yönetim Kurulu Başkanı Zuhal Gözüküçük.

Geçen yıl TOBB’un duyurusu üzerine kurumun açtığı ihaleye katılan

Yazının Devamını Oku

Kaybolmakta olan yerel tohumlara hayat veriyor  

3 Ocak 2018
Sevgili Refika Birgül geçenlerde Ayşe Arman ile yaptığı söyleşide mercimeğin, nohutun, börülcenin ve daha nice gıda maddesinin yurt dışından ithal edilmesine isyan bayrağı açmıştı.

 

Anadolu’nun verimli topraklarının, çiftçinin küstürülmesi nedeniyle giderek az ürün vermesine dikkat çekmişti.

“ Tarım, öz kaynaklarımız her zamankinden önemli. Ama buğday, çay, fındık, şekerpancarı, pirinç aklınıza ne gelirse tehdit altında” demişti.

Refika’nın bu haklı isyanına Mardin’den sosyal girişimci Ebru Baybara Demir’den müthiş bir projeyle ses geldi.

Mardin’ deki ünlü Cercis Murat Konağı’nın kurucusu olan şef Ebru Baybara Demir’in yaratıcı projelerine bir kez daha şapka çıkartıyorum.

Hatırlarsanız,  Demir, Mardin’de turizmin zor günler geçirmesi üzerine lokantasında çalışan kadınların işsiz kalmaması için el emeklerini değerlendiren “Hayatım Yenibahar” projesini hayata geçirmişti.

Demir, şimdi “Hayatım Yenibahar” dernekleştirdi ve derneğin şemsiyesi altında Mardin’de “Yaşayan Toprak, Yerel Tohum” projesini başlattı.

Tarımın kan kaybettiği günümüzde projenin adı bile kulağa ne kadar hoş geliyor değil mi?

Yazının Devamını Oku

Ben buradayım

29 Aralık 2017
KARŞILIKLI bir sevgi bağı oluşturduğumuz istikrarlı okurlarıma bir açıklama borcum var.

Yıllardır beni bu köşede izlediniz.

Kimi zaman yazdıklarımı alkışladınız, kimi zaman eleştirdiniz.

Köşe sahibi olmadan önce de buradaydım.

Gazetenin mutfağında, sayfaların başında, sahada, yurt içinde ve dışında haber peşinde hep vardım.

Yazının Devamını Oku

Kadın girişimciler Facebook artık arkanızda

26 Aralık 2017
TÜRKİYE’de aylık aktif kullanıcısı 44 milyona ulaşmış olan Facebook’un Türkiye Ülke Direktörü Derya Matraş. Türkiye ofisini iki yıldan beri Londra’dan yöneten Matraş geçenlerde İstanbul’daydı.

Dünyada 2 milyar kullanıcısı olan Facebook’un küresel gelirleri, 2017 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 47 artmış. Teknoloji şirketinin kartopu misali büyümesinin püf noktalarından biri bence 33 yaşındaki kurucusu Mark Zuckerberg’in hayat felsefesi. Zuckerberg bu ay “Facebook’un kendisine tanımış olduğu haktan”  yararlanarak ağustos doğumlu ikinci kızı için babalık izninde. Zuckerberg “babalık izni” kararını açıklarken “Facebook’ta kadınlara ve erkeklere dört aylık doğum izni hakkı var. Zira çalışan anne-babaların yeni doğmuş çocuklarının yanında vakit geçirmeleri tüm aileye iyi geliyor” demiş. Kadın-erkek eşitliğini kurum içinde yaymış olan Facebook’un Türkiye’de kadın girişimciler için hareket geçmiş olması iyi bir haber.

Haberi veren Derya Matraş, “Kadın girişimcilere destek olmak için “SheMeansBusiness” projesini Türkiye’ye taşıdık” diyor. “SheMeansBusiness” Facebook’un Avrupa, Asya Pasifik ve Ortadoğu’da yaklaşık iki önce başlatmış olduğu küresel projesi. Matraş, başında Evrim Aras’ın olduğu TOBB Kadın Girişimciler Kurulu ile birlikte hayata geçirilen projenin iki ayağı olduğunu söylüyor. Birinci ayakta, TOBB ile birlikte belirlenen 10 şehirde (Ankara, Antalya, Denizli, Diyarbakır, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kayseri, Konya, Trabzon) kadınları eğitmek için sahaya inilecek. Eğitimde, hem pazarlama teknikleri hem Facebook ve İnstagram (Türkiye’de kullanıcı sayısı 31 milyon) gibi platformları işi geliştirme doğru kullanma yöntemleri öğretilecek. Projenin ikinci ayağında Facebook’un güçlü İcra Kurulu Başkanı Sheryl Sanberg’ın her fırsatta değindiği rol modeller, başarı hikâyeleri anlatılacak. Matraş bununla ilgili “Türkçe olarak hazırlanan proje web sitesinde (https://shemeansbusiness.fb.com/tr/) paylaştığımız kadın girişimci hikâyelerinin yeni başarılara ilham vereceğini umut ediyoruz” diye konuşuyor. Kadın girişimcilerin Facebook ve İnstagram gibi önemli sosyal medya mecralarının desteğini arkalarına almış olmaları önemli. Öte yandan dünya genelinde 70 milyon KOBİ’nin Facebook sayfalarını kullandığını hatırlatan Matraş, “Türkiye’deki KOBİ’lerin büyümeleri ve küresel müşterilere kolaylıkla ulaşmaları için eğitim programı Blueprint’ın Türkçe versiyonunu geçtiğimiz günlerde hizmete soktuk” diyor.

TÜRKİYE’Yİ ‘MOR SERTİFİKALI’ ERKEKLER KURTARACAK

KADIN şiddetinin arttığı bir gerçek ama madalyonun öbür yüzünde erkeklerin “toplumsal cinsiyet” eğitiminde yol alındığı, farkındalığın artmakta olduğu gerçeği var. Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Merkezi (SU Gender) Direktörü Ayşe Gül Altınay, 10. Yılını kutlayan Mor Sertifika Programını anlatırken  “erkek şiddeti yaygınlaşmış olsa da cinsiyet eşitliği çalışmaları alttan alta yayılan bir dalga. Göreceksiniz 10 yıl sonra çok şey değişecek” diyor. Mor Sertifika programı 2007 yılında Sabancı Vakfı’nın desteğiyle Türkiye’nin farklı illerinden lise öğretmenlerine toplumsal cinsiyet farkındalığı kazandırmak amacıyla yola çıkmıştı. Yine aynı yıl vakfın ve BM’nin desteğiyle başlayan “Kadın Dostu Kentler” programının bir modülüydü. Güler Sabancı ile birlikte pek çok şehri ziyaret ettiğimiz “Kadın Dostu Kentler” projesi 2015 yılında biterken Mor Sertifika yolunu devam etti. Altınay ile sohbete dönersem 10 yılını dolduran programın 3 bin 500 öğretmene ulaştığını belirterek “Mor Sertifika eğitimlerine erkek öğretmenleri katmak önemliydi. Şimdi sertifikalı öğretmenlerin üçte biri erkek” diyor. 10 yıl önce eğitim alan Şanlıurfa’daki bir erkek öğretmeni örnek gösteriyor. “Eğitime başladığında kadınların okumasına karşıydı. Şimdi kız kardeşlerini okutmak için aile içinde mücadele veriyor” diyor. Kayseri’de LGBT meselesine hassasiyet gösteren Mor Sertifikalı din öğretmeni örneğine geçiyor.

Mor Sertifika programı öğretmen adaylarını, STK’ları da katarak giderek genişliyor.

Yazının Devamını Oku

En sanatsever şehir Tekirdağ mı?

22 Aralık 2017
KAYSERİ yazısından sonra gelen mailler arasında iki tanesi anlamlıydı.

Maillerden biri 1910 yılına kadar nüfusun yüzde 48’ini Ermeni ve Rumların oluşturduğu Kayseri’nin neden çok kültürlülüğünü yitirdiğini sorguluyordu.

Diğerini 1960’lı yıllarda, sinemanın “altın çocuğu” diye bilinen oyuncu Göksel Arsoy kaleme almıştı.

Kayseri doğumlu Arsoy, bizi ağırlayan Belediye Başkanı Mustafa Çelik’in sanat ve sanatçıdan hiç söz etmemiş olmasına dikkat çekiyordu.

“Göksel Arsoy Altın Çocuk” kitabı ikinci baskısı yapacak olan Arsoy haksız sayılmaz.

Bir şehrin kimliğinin en önemli parçası kültürü, sanatseverliliği, sanatçısı değil mi?

Tekirdağ bu konuda pek iddialı.

Geçenlerde, Tekirdağ Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat ile ofisinde buluştuğumuzda ünlü piyano sanatçısı Gülsin Onay ile karşılaştık.

Eşkinat

Yazının Devamını Oku

Kayseri neden en iyi bilinen 5 şehir arasında yok?

19 Aralık 2017
ŞEHİRLERİN markalaşma serüvenlerini, ulusal ve uluslararası düzeyde kendilerini tanıtma çabalarını, rekabetçiliğe önem vermelerini ilgi ve heyecanla izliyorum.

Üç gün önce bir sonraki yazıda ele alacağım, sanat ve sporda iddialı Tekirdağ’daydım.

Hafta sonundan itibaren ise Hürriyet Keşfet ekibiyle Kayseri’de.

Gazetenin Kayseri’yi Keşfet ekinde bol bol okuyacaksınız ama bekleyemedim.

Bizi ağırlayan Kayseri Belediye Başkanı Mustafa Çelik, kamu ve özel yatırımlarla şehrin bölgede bir cazibe merkezi olduğunu belirtirken “Ne ki İstanbul’da, Ankara’da sokaktaki insana sorduğunuzda Kayseri en iyi bilinin ilk beş şehir arasında yok” diyor.

Bilinirlik ölçümü yaptırdıklarını vurgulayarak “Güzel şeyler yaptık ama duyuramadık” diyor.

Şehrin tanıtımı için yaklaşık altı ay önce Kayseri Tanıtım Grubu’nu kurduklarını anlatıyor.

Erciyes’teki 200 milyon Euro’luk tesislerle birlikte turizmde yol almaya başlayan Kayseri keşfedilmeyi bekleyen bir hazine gibi.

Kent tarihinden, arkeolojiye, gastronomiden,  sanayideki öncü rolüne kadar sayısız zenginliğe sahip.

Yazının Devamını Oku