Gila Benmayor

AKP’de 835, CHP’de 500 kadın aday adayı

29 Mart 2011
KADIN aday adayları seslerini duyurma çabasında.

Birkaç gün içersinde bana ulaşan e-postalardan anlaşılıyor bu.


Üç yıl önce Kars’ta tanımış olduğum iş kadını Hatice Güvensoy, Ankara’dan CHP aday adayı.


Kendi kurduğu inşaat şirketinin başında olan Güvensoy “siyaset benim için bir gönül işi, çıkar işi değil” diyor.

“Daha adil, daha özgür, daha gelişmiş bir toplum için sorumluluk üstlenmek istiyorum” diye ekliyor.


Yazının Devamını Oku

Mardin’in 5 milyon turist hayali ne olacak?

27 Mart 2011
MARDİN Valisi Hasan Duruer geçtiğimiz günlerde merkeze alındı. Haber gözümden kaçmış.
Mardin’de ardından İstanbul’da Cercis Murat Konağı adındaki lokantayı açmış olan başarılı iş kadını Ebru Baybara Demir e-posta gönderince durumu öğrendim.
Üzüldüm.
Çünkü Duruer’i geçtiğimiz haziran ayında ilk kez düzenlenen Mardin Bienali sırasında tanımıştım.
Mardin’i nasıl dünya çapında bir şehre dönüştürme çabası içersinde olduğunu anlamam için bir, iki saat yetmişti.
Duruer, hiç üşünmeden gecenin bir vakti yanına bir grup gazeteci ve sanatçı alarak şehirde restore ettiği eski taş evleri teker teker göstermişti.
Hayatımda ilk kez bir valiyle bir şehrin sokaklarını böylesine arşınladım.
Her bir Mardin evinin restorasyonuyla bizzat ilgilenmiş gibiydi.
Taşları sevgiyle okşuyordu.
Duruer’e göre, Mardin ancak Floransa, Toledo, Kurduba gibi Avrupa’nın en tarihi şehirleriyle karşılaştırılabilirdi.
İKİ F-16 PARASINA TURİZM MERKEZİ
Önüne şu 3 hedefi koymuştu.
· Mardin, İstanbul gibi Avrupa Kültür Başkenti olacak.
· Unesco’nun Dünya Kültür Mirası Listesi’ne girecek.
· 2023 yılında 5 milyon turist ağırlayacak.
“İki F-16 parasına Mardin’i turizm merkezi yapalım” diye bir sloganı vardı.
Şimdi böylesine vizyoner bir vali neden merkeze alınır?
Neden giriştiği işleri bitirmesine izin verilmez?
Ebru Baybara Demir, valinin merkezi alınmasına özellikle gençlerin müthiş tepkili olduğunu yazıyor.
Duruer’in Mardin vizyonunu paylaşan 2 bin kadar genç “Mardin Gelişim Platformu”nu oluşturmuş.
Facebook’ta “Valimizi Geri İstiyoruz” kampanyası başlatmışlar.
Vali Duruer’in iki yıl gibi kısa bir sürede şehre neler yaptığını da bir bir saymışlar.
CEMİL İPEKÇİ’NİN DEFİLESİ
Yıllar yılı belediyelerin oy karşılığında ruhsat verdiği beton yığınlarına balyozu indiren ilk vali olmuş.
Restorasyona ciddi bir şekilde ilk sarılan, Mardin’in o büyüleyici havasını bozan elektrik ve telefon direklerini yer altına alan, dev alt yapı projesini ilk başlatan yine Duruer.
Şehre iki yılda 1.5 milyar dolarlık yatırım sözü de vermiş.
Üç tane yeni müze projesinin hazırlığına girişmiş.
Daha ne olsun?
Ama belli ki Vali Duruer bazı kesimlerin tepkisini de çekmiş.
Modacı Cemil İpekçi’nin Kasımiye Medresesi’nde düzenlediği defileyi hatırlayın.
Muhafazakar çevreler “Medresede defile olmaz” diye ayağa kalkmışlardı.
Oysa Kasımiye Medresesi’nin tüm Ortadoğu’ya hitap edecek bir Bilim Müzesi’ne dönüştürülmesi kararını alan da Duruer.
 Bienal de bazı çevrelere birkaç beden büyük gelmiş olabilir.
Anladığım kadarıyla Vali Hasan Duruer, seçim öncesi bazı siyasi hesaplar nedeniyle merkeze çağrılmış.
Mardin’in, dünya çapında adını duyurmak için olağanüstü çaba harcayan valisinden mahrum kalması çok yazık.
Yazının Devamını Oku

TÜSİAD’da Gonzalez’i dinlerken

25 Mart 2011
İSPANYA, Türkiye’nin deneyimlerinden fazlasıyla yararlanabileceği bir ülke.

Bu ülkenin “demokratikleşme” ve “AB’ye katılma” süreçlerinden alınacak ders var.

Bask sorunu karşısında izlediği politikadan da.

TÜSİAD’ın önceki günkü “21.Yüzyılda Devlet ve Birey” oturumunda, önce İspanya eski Savunma Bakanı Narcis Serra, ardından eski Başbakanı Felipe Gonzalez, İspanya’nın nereden nereye ve nasıl geldiğini son derece anlaşılır bir dille özetlediler.

TÜSİAD oturumunda yanımda emekli diplomat Akın Özçer vardı.

“Bask Sorunu” kitabıyla tanıdığımız Özçer iyi bir İspanya ve AB uzmanı.

Özçer’e göre, saçlarına ak düşmüş Felipe Gonzalez, İspanya’nın demokratikleşme sürecinin en önemli oyuncularından biri.


Yazının Devamını Oku

Nükleer santralımızı tanıyalım

22 Mart 2011
FUKUŞİMA faciası nedeniyle günlerdir tartıştığımız Akkuyu nükleer santralıyla ilgili bilinmeyenler bilinenlerden fazla.

Rusların yapacağı reaktörün özellikleri nelerdir?


Daha önce aynı teknoloji hangi ülkelerde uygulanmış?


Nasıl sonuç alınmış?


Bunlar aklımızı kurcalayan ama hiçbir yetkilinin ortaya çıkıp doyurucu bir yanıt vermediği sorular.


Yazının Devamını Oku

Eczacıbaşı ile Kocabıyık mucize orkestra için destek arayışında

20 Mart 2011
İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ile İKSV Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Kocabıyık büyük bir hayalin peşinde.

Öyle bir hayal ki bu gerçekleştiği takdirde müzikle Türkiye’deki on binlerce yoksul çocuğun hayatını değiştirebilir.
Eczacıbaşı ve Kocabıyık’ın peşinde oldukları hayalin adı Venezuela Simon Bolivar Gençlik  Senfoni Orkestrası.
 Dünyada giderek ünlenen genç şef Gustavo Dudamel’in yönettiği Simon Bolivar Gençlik Senfoni Orkestrası birazdan açıklayacağım “El Sistema” sayesinde hayat bulmuş.
“El Sistema” 1975 yılında Venezuelalı piyanist, kompozitör, ekonomist ve politikacı Jose Antonio Abreu tarafından kurulmuş.
Bir dönem Kültür Bakanlığı da yapmış olan Abreu’nun amacı, gecekondularda yaşayan, suça bulaşmış gençleri müzikle tanıştırarak yepyeni ufuklar kazandırmak.
Bakın şu sözleri ne anlamlı:
“Yoksulların en büyük talihsizliği ekmek bulmamak değil, kişi olarak önemsizliklerinin bilincinde olmalarıdır. Müzik sayesinde onlar da kendilerini daha iyi hissediyorlar”.

Yazının Devamını Oku

Stern: Türkiye yenilenebilir enerjiyle kazançlı çıkar

18 Mart 2011
LORD Nicholas Stern’i küresel ısınmanın dünya ekonomisine maliyetini ele aldığı ünlü “Stern Raporu”ndan tanıyoruz.

2007 yılında yayınlandığında epey gürültü kopartmıştı.

Akbank Uluslar arası Danışma Kurulu’nun üyesi olan Stern, son kitabı “Yaşanabilir Bir Gezegen Projesi”nin Doğan Kitap’tan piyasaya çıktığı günlerde İstanbul’daydı.


Onunla son kitabını konuştuk.

Stern bu kitabında iklim değişikliğinin kaçınılmaz olduğunu ve insanlığın buna yaşam tarzıyla, ekonomisiyle, yatırımlarıyla adapte olmak zorunda olduğunu söylüyor.


Yani “düşük karbon emisyonlu” bir hayata geçiş yapmak zorundayız.


Yazının Devamını Oku

Antalya’nın değerli elması

15 Mart 2011
ZEYNEP Silahtaroğlu Baykal ikinci nesil turizmci.

Antalya’daki ilk turizm yatırımlarından birini yapan Lykia Grup’un sahibi Burhan Silahtaroğlu’nun kızı.


Berlin Turizm Fuarı sırasında Zeynep Silahtaroğlu Baykal ile sohbet Türkiye’nin kısa bir geçmişe sahip turizm tarihine bir yolculuk tadında.

1976 yılında Silkar şirketinin kurucusu  olan Burhan Silahtaroğlu esasında sanayici.

1980’lerin başında Turgut Özal, Silahtaroğlu’nun aralarında bulunduğu birkaç girişimciyi turizm sektörüne girmeye teşvik ediyor.

Silahtaroğlu hiç bilmediği bir sektörünün içinde buluyor kendisi.


Yazının Devamını Oku

Günlük zehrimiz

13 Mart 2011
MARİE-Monique Robin bağımsız bir gazeteci.<br><br>Fransız bir çiftçi ailesinin kızı.

Küçüklüğünden beri tarımla haşır neşir olmuş.
Dolayısıyla GDO’lardan böcek ilaçlarına kadar her şey ilgi alanına giriyor.
Kuzeni genç yaşta Parkinson’a tutulunca, babasının ortağı ise karaciğer kanserinden ölünce gazeteci Marie-Monique Robin kolları sıvamış.
Robin, bir süre önce, aynı zamanda dünyanın önde gelen böcek ilacı üreticisi olan Amerikan GDO  devi Monsanto’yu araştırdığı “Monsanto’ya Göre Dünya” kitabını yayınlıyor.
İlgilenenler için Monsanto’nun tüm sırları bu kitap ve aynı adı taşıyan belgesel filmde.
Fransız gazetecinin, 24 Mart’ta piyasaya çıkacak 450 sayfalık kitabının adı ise “Günlük  Zehirimiz”.
Bu kez yediklerimizle nasıl zehirlendiğimizi anlatıyor Robin.

Yazının Devamını Oku