Gila Benmayor

BİR yıl aradan sonra yine dünyanın en büyük turizm fuarlarından İTB Berlin’deyiz.

Türk turizmcilerin haklı olarak “Türkiye’nin petrolü” olarak tanımladıkları turizmin nabzını Berlin’de yoklayacağız.

Türkiye standı bu yıl hayli renkli.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürü Cumhur Güven Taşbaşı stand gezintisinde bizlere eşlik ediyor.

Bu yıl “Türkiye’nin Şarapları” platformu da Berlin’de görücüye çıkmış.

ECZACIBAŞI, “kadın istihdamı” konusunda önemli bir karara imza attı.

Buna göre, Eczacıbaşı işe alımlarda eşit özelliklere sahip iki aday arasında kadın olanını tercih edecek.

“Kadın İstihdamı”nı arttırmaya yönelik önemli bir adım.

Hedef şu anda yüzde 35 oranındaki “beyaz yakalı” kadın oranını kısa sürede yüzde 50’ye çekmek.

Aynı şekilde yüzde 30 oranında olan kadın yönetici ve yine yüzde 30’larda olan kadın müdür oranlarını yüzde 50’lere çekmek.

VEHBİ Koç, Arçelik’e camyünü üretmek için İzocam’ı 1965 yılında kurmuş.

Önceleri buzdolabı için üretilen İzocam sonraları konutlara bir sıçrama yapıyor.

İnşaat sektörünün de vazgeçilmez malzemelerinden biri oluyor.
Koç Holding, 40 yıllık bir başarı hikâyesinden sonra bazı sektörlerden çekilme kararı doğrultusunda, 2006 yılında İzocam’ı camda dünyanın bir numarası Fransız Saint Gobain ile Kuveytli Alghanim Grubu’na 171 milyon dolara satıyor.
Geçenlerde şirketin Genel Müdürü Nuri Bulut ile sohbette yalıtımda yıllardan beri tahtını kimselere kaptırmayan İzocam’ın başarı çizgisini konuşuyoruz.
Bulut’un İzocam’daki kariyeri şirket Fransız ve Kuveyt ortaklığına satılmadan çok öncesine dayanıyor.
Saint Gobain gibi bir dünya markasının İzocam’a ne kattığını soruyorum.
“Know-how açısından mutlaka katkısı var ama bilançoda da bizim katkımız var” diyor Bulut.

KA.DER (Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği), 12 Haziran seçimlerinden önce yine anlamlı bir kampanya ile karşımızda.

Geçen seçimlerde “bıyıklı kampanya” ile “meclise girmek için bıyıklı olmak şart mı” mesajını veren KA.DER’in oranın yüzde 4.5’tan yüzde 9’lara çıkmasında payı büyük.

Şimdi yeni slogan “Meclise 275 kadın milletvekili”.

Yani meclisin yarısı.

Hayal bile olsa kulağa hoş geliyor.

KA.DER

BİNNAZ Toprak, Gülseren Onanç gibi CHP Parti Meclisi’nin yeni yüzlerinden olan işkadını Aylin Nazlıaka geçen cumartesi fikir anası olduğu “GenceArtı” Projesi kapsamında ilk etkinliğin düzenlendiği Düzce’ye davet etmişti.

Ben Düzce’ye gidemedim ama Aylin Nazlıaka Hürriyet’e ziyarete geldi.

Gençler arasındaki yüksek işsizliklik oranını aşağıya çekmeye yönelik projeyi uzun uzun konuştuk.

İnsan kaynakları sektöründe 24 yaşında kendi şirketini kurarak önemli başarılara imza atan Nazlıaka’yla neler konuştuğumuza geçmeden önce bir hatırlatma yapacağım.

2003 yılının, ağustos ayı.

ÖNCEKİ gece Vehbi Koç ödül törenine giderken içim kıpır kıpırdı. 10. yılında ödül kültür alanında acaba kime gidecekti?
Her yıl eğitim, sağlık, kültür ve sanat alanlarında verilen 100 bin dolarlık ödül geçen yıl Hacettepe Üniversitesi’nde ekibiyle beyin kanseri ilacı üzerinde çalışmalarına odaklanmış Prof. Dr. Turgay Dalkara’ya verilmişti.
Daha önceki yıl ise ödülü eğitim alanında, ölümünden kısa bir süre önce sevgili Prof. Dr.  Türkan Saylan almıştı.
Törenden önce karşılaştığım jüri üyeleri Doğan Hızlan, Melih Fereli, Nazan Ölçer ve Görgün Taner, “Kim kazandı”  diye ne kadar üstelesem de ketumlukta rekor kırdılar.
Sadece Koç Holding Kurumsal İletim Direktörü Oya Ünlü Kızıl, kimin kazandığını duyunca çok sevineceğimi söyledi.
Haklıymış.
Vehbi Koç Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Semahat Arsel, müzikolog, müzik eleştirmeni Prof. Dr. Filiz Ali ile Ayvalık’ta kurmuş olduğu “Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi”nin ödülü kazandığını açıklayınca müthiş mutlu oldum.
FİLİZ ALİ VE AİMA
Ayvalık’ın müdavimi olduğumdan beri Filiz Ali ve ekibinin bu akademiye nasıl gönül verdiklerini iyi biliyorum.
Filiz Ali, ödül töreninde izlediğimiz filmde kısaca AİMA diye bilinen Ayvalık Uluslararası  Müzik Akademisi’nin hikâyesini anlattı ama iyisi mi ben size beş, altı yıl önce gördüklerimi aktarayım.
Ayvalıklıların “Postane Arkası” diye tabir ettikleri sahil şeridinde pembe bir ev.
Sahildeki diğer taş evlerden farklı bir yapı.
Daha çok “art deco”  havasında.
Bir zamanlar Haluk ve Tınçay Barutçuoğlu’na ait olan pembe ev, çift tarafından yanılmıyorsam 2004 yılında AİMA’nın desteklenmesi koşuluyla olan Eczacıbaşı Vakfı’na bağışlanmış.
Üç katlı pembe eve ilk uğradığımda ellerinde müzik aletleriyle farklı odalardan karşıma çıkan gencecik insanları hatırlıyorum.
Yaz döneminde ünlü müzik ustalarıyla buluşmak üzere dünyanın dört bir yanından Ayvalık’a gelen konservatuar öğrencileri.
ÜNLÜ USTALAR AYVALIK’TA
Yaylı çalgılar, klarnet, flüt, piyano ve şan eğitimi alan öğrenciler işte bu pembe evde yıllardan beri ünlü isimlerle beraber çalışıyorlar.
Ayvalık’tan kimler geldi, kimler geçti...
Ayla Erduran, Suna Kan, Şirin Pancaroğlu, Lukas David, Bohuslav Matousek, Jan Talich, Peter Burns, Vladimir Buhac ve isimlerini teker teker sayamayacağım diğerleri.
Hepsi konservatuar öğrencilerinin sadece birkaç ders almak için bile can attığı isimler.
Birkaç yıl önce yolu Ayvalık’a düşen Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da pembe evde Romanyalı ünlü soprano Leontina Vaduva’yı dinlemiş.
Bense bu müzik yuvasında İdil Biret’i dinleme fırsatını yakaladım.
Filiz Ali’nin her milletten konservatuar öğrencilerini ünlü hocalarla buluşturma hayali 1998  yılında gerçeğe dönüşmüş.
BOYNER ÇİFTİ KUCAK AÇTI
1998 yılında Filiz Ali’ye ilk kucak açan isim Ayvalıklı TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner.
Nitekim önceki gece Filiz Ali’nin teşekkür ettiği isimler arasında Boyner çifti ilk sırada.
Boyner çifti, Cunda Adası’ndaki iki taş evi, 1998 yılından itibaren 10 yıllık bir süre için her yaz döneminde Filiz Ali ve öğrencilerine tahsis etmiş.
Müzik kursları bir dönem hem Boyner çiftinin evinde, hem pembe evde devam etmiş.
Pembe ev, ünü yurt dışında giderek yayılmakta olan Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi’ne artık yetmiyor.
Çünkü hem yaz kurslarının kapsamı giderek genişliyor, hem artık gündemde Ayvalıklı yetenekli, genç müzisyenleri eğitmek de var.
BAKAN GÜNAY’A DESTEK ÇAĞRISI
Filiz Ali, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’dan, pembe evin hemen yanındaki Özel İdare’ye ait eski boş kaymakamlık binasının AİMA’ya tahsis edilmesini talep etmişti.
Bu konuda bir gelişme sağlandığını sanmıyorum.
Aynen tamir edildiği takdirde Aya İrini gibi bir müthiş bir konser mekânına dönüşebilecek 19. yüzyıldan kalma Taksiyarhis Kilisesi’ nde bir gelişme sağlanmadığı gibi.
Oysa AİMA ve çiçeği burnunda Ayvalık Sanat ve Kültür Vakfı’na Kültür Bakanlığı’nın sağlayacağı her destek Ayvalık’ın turizmine de büyük katkı anlamında
Farkındayım, Kültür Bakanı ve Turizm Bakanı Günay’a yönelik bu köşeden dile getirdiğim talepler giderek çoğalıyor.
Ama bunlar sanat, kültür alanında ve özellikle kültürel miras farkındalığında arayı kapatmayı dileyen bir Türkiye’nin talepleri.

LİBYA krizinin petrol fiyatlarını uçurmasından sonra telefona sarılıp merkezi Paris’te olan Uluslararası Enerji Ajansı’nın baş ekonomisti Fatih Birol’a ulaşmaya çalıştım.

Birol’u tanıdığımdan beri belki ilk kez ona ulaşmak zor oldu.

Asistanından sürekli “toplantıda”  cevabını aldım.

Nihayet dün sabahın erken saatlerinde toplantıya girmeden önce Fatih Birol’u yakaladım.

Libya’daki olayların ardından toplantılardan nefes alamayan Birol, 28 üyesi olan Uluslar arası Enerji Ajansı’nın alarm durumunda olduğunu söylüyor.

Uluslar arası Enerji Ajansı üyelerinin ciddi bir petrol stokları var.

Ajans

LİBYA lideri Kaddafi’nin ülkeden kaçtığı söyleniyor.

Kaddafi yerine dün televizyon ekranlarında oğlu Saif  El İslam Kaddafi’yi gördük.

Libya liderinin çocukları arasında en eğitimlisi ve ülkenin geleceğinde en iddialısı olan Saif El İslam’ı görünce tam altı yıl önce Davos’taki karşılaşmamız aklıma geldi.

2005 yılıydı ve  Saif El İslam Kaddafi Dünya Ekonomik Forumu’na Libya’nın ekonomik reformlarını  anlatmak için Davos’a gelmişti.

Aralarında benim de olduğum bir grup gazeteciyle, artık yerinde olmayan Rinaldi Oteli’nin lobisinde onunla sohbet imk^anı bulmuştuk.