Paylaş
Öyle bir hayal ki bu gerçekleştiği takdirde müzikle Türkiye’deki on binlerce yoksul çocuğun hayatını değiştirebilir.
Eczacıbaşı ve Kocabıyık’ın peşinde oldukları hayalin adı Venezuela Simon Bolivar Gençlik Senfoni Orkestrası.
Dünyada giderek ünlenen genç şef Gustavo Dudamel’in yönettiği Simon Bolivar Gençlik Senfoni Orkestrası birazdan açıklayacağım “El Sistema” sayesinde hayat bulmuş.
“El Sistema” 1975 yılında Venezuelalı piyanist, kompozitör, ekonomist ve politikacı Jose Antonio Abreu tarafından kurulmuş.
Bir dönem Kültür Bakanlığı da yapmış olan Abreu’nun amacı, gecekondularda yaşayan, suça bulaşmış gençleri müzikle tanıştırarak yepyeni ufuklar kazandırmak.
Bakın şu sözleri ne anlamlı:
“Yoksulların en büyük talihsizliği ekmek bulmamak değil, kişi olarak önemsizliklerinin bilincinde olmalarıdır. Müzik sayesinde onlar da kendilerini daha iyi hissediyorlar”.
UYUŞTURUCUDAN MOZART MÜZİĞİNE
Neticede Abreu tüm dünyaya gecekondudan çıkan birinin de keman çalabileceğini ispatlamış.
Bugün Caracas’ta Simon Bolivar Konservatuar’ında klarnet dersi veren Lennar Acosta vaktinde silahlı soygunlara karışmış uyuşturucu bağımlısı bir genç.
Tam dokuz kez çocuk ıslah evine gönderilmiş.
Hayatı elinden kayıp gidecekken Mozart’ın klarnet konçertosunu icra edecek duruma gelmiş.
Bu bir peri masalı değilse ne?
Abreu Venezuela’da 1975 yılında 11 gençle ilk orkestrasını kurduğunda ülkede sadece iki tane senfoni orkestrası varmış.
Şimdi Venezuela’nın her eyaletinde profesyonel birer orkestra olmak üzere sayıları 200’e ulaşmış.
“El Sistema” yüzde 90’ı yoksul gecekondu mahallelerinden olmak üzere Venezuela’da 350 bin çocuğu kucaklamış durumda.
CHAVEZ DE DESTEKLİYOR
Jose Antonio Abreu’nun bir başarısı da ülkesindeki her rejimden destek sağlamış olması.
1975 yılından bu yana iktidara gelen askeri cuntalar da, deli dolu sosyalist Hugo Chavez de “El Sistema”dan maddi, manevi desteklerini hiç esirgememişler.
Öyle ki “El Sistema” Venezuela’nın en gurur verici projesi haline gelmiş.
Berlin Filarmoni Orkestrası’nın şefi Sir Simon Rattle’a bakarsanız, Abreu Nobel Barış Ödülü’nü çoktan hak etmiş.
“El Sistema”nın adını en fazla duyuran orkestralarından “Simon Bolivar Gençlik Senfoni Orkestrası”nın şefi Gustavo Dudamel de en az Abreu kadar kendisini müziğe ve yoksul çocuklara adamış bir isim.
1981 doğumlu.
17 yaşında Berlin Filarmoni Orkestrası’na girerek, orkestranın en genç müzisyeni sıfatına sahip olmuş.
Dudamel halen Los Angeles Filarmoni’nin müzik direktörü, İsveç Göteburg Senfoni Orkestrası’nın şefi.
Salzburg Müzik Festivali’nin en aranan ismi Gustavo Dudamel’i İstanbul’da dinlemek fırsatı önümüzde.
Türkiye El Sistema’yı yakından tanımalı
SİMON Bolivar Gençlik Senfoni Orkestrası’nın şefi Gustavo Dudamel Dudamel ile birlikte Jose Antonio Abreu da İstanbul’a gelecek.
“El Sistema”yı bizzat anlatacak.
Türkiye’de aynı dev projenin nasıl uygulanacağının yollarını gösterecek.
Yıllardan beri sokak çocukları sorunuyla baş edemeyen yöneticilerimize altın tabakta sunulmuş bir fırsat var.
Venezuela’nın başardığını Türkiye neden başarmasın?
Yeter ki, İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ve Başkan Yardımcısı Ahmet Kocabıyık’ın hayali gerçeğe dönüşsün.
Zira 240 kişilik Simon Bolivar Gençlik Senfoni Orkestrası’nın İstanbul’a gelmesi, üç gün boyunca burada kalması, çeşitli etkinliklere katılması İKSV’nin tek başına altından kalkabileceği bir iş değil.
Neredeyse bir festival kadar bir bütçe gerekiyor.
Bu yüzden Eczacıbaşı ve Kocabıyık, destek arayışında İKSV’ye öncülük görevini üstlenmiş durumda.
İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, iş dünyasında destek verebilecek isimlere bizzat mektup göndermeye hazırlanıyor.
Bana kalırsa İBB, Kültür Bakanlığı, Tanıtma Fonu gibi kurumlar da bu projeye sahip çıkmalı.
Türkiye “El Sistema”yı yakından tanımalı.
Paylaş