AKP’de 835, CHP’de 500 kadın aday adayı

Birkaç gün içersinde bana ulaşan e-postalardan anlaşılıyor bu.

Üç yıl önce Kars’ta tanımış olduğum iş kadını Hatice Güvensoy, Ankara’dan CHP aday adayı.

Kendi kurduğu inşaat şirketinin başında olan Güvensoy “siyaset benim için bir gönül işi, çıkar işi değil” diyor.

“Daha adil, daha özgür, daha gelişmiş bir toplum için sorumluluk üstlenmek istiyorum” diye ekliyor.

Yıllarca Adalar’da CHP örgütünde çalışmış olan Begüm Yavuz da aday adayı.

Yavuz’dan dün öğrendiğime göre, CHP’de başvuruda bulunan aday adaylarının sayısı 3 bin 500’ü bulmuş.

Bunların arasında 500’ü kadın.

Yani başvuruların sadece yedide biri kadın.

CHP kulislerinde kadınlara kotanın yüzde 25 olmasına rağmen Kılıçdaroğlu’nun bunu aşabileceği konuşuluyor.

HAKLI KADIN PLATFORMU TAKİPTE

AKP’de ise kadın aday adayının sayısı 835.

Başbakan Erdoğan’ın partisinin kadın milletvekili sayısını 2 katına çıkartmak istediği biliniyor.

Kadınlar için iş aday adaylığını ilan etmekle bitmiyor.

Listelere ilk sıralarda yerini almak için erkeklerle kıran kırana bir mücadele söz konusu.

Yavuz’a göre, kadınlar seslerini duyurmak için erkekler kadar şanslı değil.

Yerel gazetelerde en küçük bir ilan 500 liradan başlıyor.

İnternet ortamında ise bu ücret 5 bin liraya kadar çıkabiliyormuş.

Dolayısıyla CHP’de aday adaylığı için zaten 2 bin 100 lira vermiş olan kadın (AKP için bu bin 500 lira) ücret hali vakti yerinde değilse kendi tanıtımı için zorlanıyor.

Aday listelerinin açıklanacağı 11 Nisan tarihine kadar Haklı Kadın Platformu’nun bir üyesi olarak her partiden aday adayların tanıtımına katkıya hazırım.

Mecliste kadınların eşit temsili için harekete geçmiş olan Haklı Kadın Platformu tüm parti liderlerine mektup göndermiş durumda.

Platformun en önemli talebi, listelerde ilk dört sırada 2 kadın adayın yer alması.

11 Nisan’a kadar, Haklı Kadın Platformu olarak kadın aday adayları sıkı takipteyiz.

Sabah HES, akşam tiyatro festivali

AVRUPA’yı kıskandıracak bir dinamizme sahip olduğumuzu en son Fransa’nın dış ticaretten sorumlu bakanı Pierre Lellouche’tan duydum.

Geçen hafta Galatasaray Üniversitesi’nde bir konuşma yapan Lellouche, Fransa’da kaygılı, karamsar bir hava eserken Türkiye’deki dinamizmin kıskandırdığını söyledi.

“Türkiye tarihten rövanşını alıyor” dedi.

Hafta sonunda Sabancı Uluslararası Tiyatro Festivali’nin açılışı için geldiğim Adana’da Lellouche’un sözleri aklıma geldi.

Bizde siyasiler de, iş insanları da öylesine baş döndürücü bir temponun içinde ki…

Sabancı Yönetim Kurulu Başkanı  Güler Sabancı, sabah saatlerinde başbakan ile birlikte Kahramanmaraş’ta Hacınınoğlu hidroelektrik santralinin açılışındaydı.

Öğleden sonra Adana’ya geldi.

Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı şapkasıyla 13. Sabancı Uluslar arası Festivali’nin açılını yaptı.

Açılıştan sonra, Ekonomi Bakanı Christine Lagarde’ın bir davetine katılmak üzere Fransa’ya uçtu.

Açılışa gelen Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, aynı gün İstanbul, Ankara, Kahramanmaraş üzerinden Adana’ya gelmiş, İzmir’e gidecekti.

Adana ziyaretinin nedeni olan tiyatro festivaline gelirsek, açılış üç yıldan beri açık havada yapılıyormuş.

Önceki gece açılış Seyhan Nehri’nin üzerinde İtalyan Studio Festi’nin müthiş bir gösterisiyle başladı.

Güler Sabancı’nın söylediğine göre, 27 Mart- 28 Nisan tarihleri arasında devam eden tiyatro festivalinin biletleri üç günde tükenmiş.

Sabancı “Sadece bu Adanalıların festivale nasıl sahip çıktığının göstergesi” diyor.

11 yerli, 7 yabancı tiyatro topluluğunun katıldığı festivalin izleyicisi geçen yıl 50 binin üzerinde.

AB’nin nükleer güvenlik normları Türkiye’de kapsayabilir
 

FUKUŞİMA’da radyasyon seviyesini depremden sonra en yüksek seviyesine ulaşmış.

Felaketin baş sorumlusu olarak Fukuşima santalini işleten elektrik şirketi TEPCO gösteriliyor.

TEPCO’nun güvenlikle ilgili bazı bilgileri gizlediği yolunda kuşkular artıyor.

Nükleer santrallerin güvenliği bugünlerde en fazla tartışılan konu.

Geçen hafta ABC kanalı için Christiane Amanpour’un sorularını yanıtlayan ABD eski Enerji Bakanı Bill Richardson, ABD’deki nükleer santrallerin hiçbirinin yüzde yüz güvenli sayılamayacağını itiraf ediverdi.

“ABD nükleer politikasını gözden geçirmelidir” dedi.

Avrupa ise 143 adet nükleer santralini mercek altına almış durumda.

Greenpeace’e bakılırsa bu santrallerden yarısı sorunlu.

Fransız Le Monde Gazetesi’nin haberine göre, Avrupa Birliği nükleer santrallerle ilgili güvenlik normlarının bundan böyle Rusya, Ukrayna ve Türkiye’yi de kapsamasını istiyor.