Gelen heyet önemli.
Çünkü Fransa’nın dış politikada ve savunma politikalarında etkili.
Heyetin adı; Fransa Senatosu Dışilişkiler, Savunma ve Silahlı Kuvvetler Komitesi.
Toplantıda verilen mesajlar Gazze’de yaşanan vahşet ve Filistin meselesi açısından çok değerli.
Heyetin başındaki Senatör Christian Cambon özetle şöyle diyor: “Bu toplantının ne derecede önemli olduğunu görüyor ve sonsuz teşekkür ediyoruz. Çok fazla ortak noktaya sahibiz. Örneğin Ortadoğu’daki krizle ilgili olarak Fransa sizlerle aynı fikirdedir. Bizler de iki devletli, Doğu Kudüs’ün Filistin’in başkenti olacak şekilde bir çözümü destekliyoruz.”
Türkiye’nin dünyada Filistin Devleti’nin tanınması ve İsrail soykırımının durdurulması için verdiği olağanüstü çabayı düşünürsek;
Fransa Senatosu’nun etkin isimleri tarafından Ankara’da bu mesaj, BM nezdinde Filistin lehine olan dengeyi anlatması açısından önemlidir.
Şimdi bu mesajın öncesine dönüyorum. TBMM’deki toplantıda ev sahibi olarak ilk konuşmayı Milli Savunma Komisyonu Başkanı
Turistler her geldiklerinde hayran...
Denizciler demir atmadan geçemez.
Turkuaz sularına geceleri yıldızlar iner. Elinizi uzatsanız kayan bir yıldızı yakalayacak gibi olursunuz.
Gecenin yıldızlara karışan ahenginde tutulur kalırsınız.
Çevresindeki endemik bitkileri, kuşları incelemek için dünyanın dört bir yanından gelenler ne hikâyeler yazdılar.
Antalya’nın Kumluca ilçesindeki Adrasan Koyu’dur burası.
İşte böylesine bir koya açılan göl kurudu arkadaşlar.
Gıda sahtekârlarını tek tek yakalayıp deşifre ediyor.
Zeytinyağından ünlü köftecilere, dönercilere kim varsa döküyor önümüze.
Cezalar geliyor.
Bu ahlaksızlara ne yapılsa az.
Ama sonuçta bunlarla mücadeleyi bir şekilde çözeriz. Cezalar, sıkı denetimler.
Milletin tepkisi, tüketim protestosu. En kötüsünden almayız.
Ama beni asıl düşündüren gençler arasında giderek tırmanan “vahşet sarmalı”...
Gıdaların içine karıştırılanları bir şekilde ayıklarız da...
1- “Orman Dede için ne gerekiyorsa yapacağız...”
Emine Hanım’ın doğaya ve insana olan duygusallığını bildiğim için hemen “Orman Dede”yi arayıp, “Rahat olun. Sizin çığlığınız kalpten duyuldu” dedim.
İkimiz de sevindik.
Bir insanın elleriyle dikip büyüttüğü bir orman kurtuluyordu.
Ve dün “Orman Dede”den içimi biraz olsun rahatlatan bir haber:
“Fatih Bey, çarşamba günü Konya Orman Bölge Müdürü ziyaretime geldi. Dertlerimi dinlediler. Allah razı olsun...”
Tabii önce “Orman dede kim” ya da “İçim neden rahatladı” sorularına bir cevap vermem gerekiyor.
Bir önceki pazar günü şöyle yazmıştım:
Batı ülkeleri hava sahasını kapattığı için 2.5 saat yerine 4 buçuk saatte Moskova’ya inebildik. Yabancı kredi kartları geçmiyor. Dolarla alışveriş yok. Banka transferleri sıkıntıda. İhracatçıların para trafiği bunaltıcı. Batı’yla ithalat ihracat sürekli baskı altında. Mesela bizim firmalar paralarını almakta zorluk yaşıyorlar.
THY kiralık uçaklarıyla uçamıyor.
Peki bütün bunlar sokağa nasıl yansıyor.
Rus halkı bu ambargoyu nasıl hissediyor?
Coca-Cola zor bulunuyor. Bir kısmı İran üzerinden geliyor...
Starbucks, Starcafe olmuş. Hepsi bu...
TBMM Başkanı
Gölgelerde, yeraltında, izi bulunmaz takiplerde sürüyor.
Hep soruyoruz ya...
Türkiye ile İsrail niye karşı karşıya gelsin?
Ama biraz geriye doğru bakınca zaten karşı karşıya gelmişsiniz.
Hem de en derin şekilde gelmişsiniz.
Çünkü İsrail-İran savaşı.
Hamas, Hizbullah, İsrail savaşı.
Aslında bir istihbarat ve suikastlar savaşıdır. Füzeler doğal olarak sonradan geldi.
Birinci mesaj; İsrail’in yaptığı soykırımla ilgili.
Numan Bey aynen şöyle diyor: “Şunu artık görmek lazım. Siyonizm’in paranoyak bir dini argümanla beslediği; Nil’den Fırat’a kadar bu bölgeyi hâkimiyet altına alma siyaseti son aşamasına geldi. Türkiye de bu siyasetin nihai hedeflerinden biridir. Netanyahu ve çetesi şöyle görüyor; ‘Biz ve bize köle olmak zorunda olan Ortadoğu halkları’...”
TBMM Başkanı Kurtulmuş’un şu sözünün altını çiziyorum: “Nil’den Fırat’a kadar bu bölgeyi hakimiyet altına alma siyaseti son aşamasına geldi. Türkiye’de bu siyasetin nihai hedeflerinden biridir.”
Siyasetin tecrübeli isminden gelen bu yorum, stratejik açıdan birçok alanı etkileyebilecek önemli bir tespittir...
1. Şimdi 80’ini geçen Rahim Demirtaş’ı 2022 yılının Aralık ayında;
Emine Erdoğan Hanımefendi’den birlikte ödül aldığımız Uluslararası 3. Sıfır Atık Zirvesi ve Ödül Töreni’nde tanımıştım.
Doğaya, toprağa, ağaca, kuşlara, balıklara... Yani her türlü canlıya saygı duyanların toplandığı harika bir törendi.
Sahnede ödüllerimizi alırken daha ilk sohbetimizde içimden ona “Orman Dede” demek gelmişti.