<B>BDDK'</B>dan herkes şikáyetçi. Bankazede de, hortumcu da, bankaya borçlu olan da, bankadan alacaklı olan da... Bu kadar hoşnutsuz bir kitle yaratmak BDDK'nın en büyük ve belki de tek başarısı olsa gerek.
İzmir'den bir grup esnaf bir mektup yollamış.
İzmir'in modern yerleşim merkezlerinden Mavi Şehir'deki alışveriş merkezinde işyerleri olan kiracılar.
Buranın sahibi EGS Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı.
EGS Bank'a el konulduğu günden bu yana buranın kontrolü de BDDK'da.
Bu alışveriş merkezinde İş Bankası'nın haczi var.
Kiracılar bu nedenle kiralarını bu haciz dosyasına ödüyorlar.
Ancak gelecekle ilgili kimsenin bir fikri yok.
Kiracı esnaf
‘‘Ne olacak?’’ diye sormak için BDDK'yı arıyor.
Ancak muhatap bulamıyor.
Káğıt üzerinde buradan sorumlu olan kişi, benim yazılardan tanıdığınız
Hasan Tengiz.
Ancak aylardır izinli olduğu söyleniyor.
Yerine bakan
S.Lütfü Asar, sanki başka çok önemli işleri varmış da onları yapıyormuşçasına telefonlara çıkmıyor.
Esnaf tedirgin.
Buradan ekmek yiyenler tedirgin.
BDDK ise her zamanki vurdumduymazlık içinde.
Sadece burada değil, EGS'den BDDK'ya intikal eden Bornova ve Denizli'deki alışveriş merkezlerinde de durum aynı.
BDDK işte böylesine
‘‘yaptığı işle ilgisiz’’ bir kuruluş.
Ecevit hükümetinin, IMF'yle beraber bu ülkenin başına açtığı bir dert.
Bakalım bu kurumu
‘‘adam etme’’ görevini hangi hükümet başaracak?..
Çok merak ediyorum...
Ne olacak bu Galatasaray'ın hali?
SON günlerde beni en çok sinirlendiren soruyu başlığa koydum.
‘‘Hali ne olacak?’’ diye sorulan takıma bakın.
Müzesinde bir UEFA Kupası var.
Yetmemiş, yanında bir Süper Kupa var.
Türkiye Ligi'nde hiçbir takımda olmayan Lig Şampiyonluğu Kupası var.
Türkiye'de hiçbir takımda daha uzun yıllar olmayacak kadar çok Türkiye Kupası var.
Ne olacak bu Galatasaray'ın hali ha!
Geçen yıl son üç haftaya kadar başa baş götürdüğü ligde hakem oyunları ile şampiyonluğu kaybetmiş...
Bu yıl şimdilik birkaç puan geride ama daha ligin sonuna kadar uzun bir yol var.
Ayrıca farz et ki bu yıl da şampiyon olamadı; rakiplerinin Galatasaray'ın sahip olduklarına sahip olmaları için kimbilir daha kaç yıl gerek.
Bütün bunlara rağmen ne olacak bu Galatasaray'ın hali.
Bu sorunun altında aslında büyük bir haset var.
‘‘Gördünüz mü gününüzü’’ demeye çalışan bir ezilmişlik var.
Galatasaray'a Avrupa Şampiyonu olduğu zaman bile
‘‘efsane’’ demeye yanaşmayanların, tek bir Chelsea galibiyetiyle Beşiktaş'ı
‘‘yeni efsane’’ diye sunarak Galatasaray'ın başarılarını unutturma arzusu var.
Peki Galatasaray'ın hiç suçu yok mu?
Var, olmaz olur mu?
Galatasaray benliğini kaybediyor.
Öncü kimliğini kaybediyor.
Ufkunu, bakış açısını kaybediyor.
Hızla
‘‘mediocre’’ yani sıradan, alelade bir kimliğe bürünüyor.
Kendiyle yarışmayı bırakıyor.
İçine kapanıyor.
Ama kimse merak etmesin.
Bu bakış açısı Galatasaray'da kalıcı olmaz.
Ya Galatasaray'ı yönetenler bakış açılarını değiştirirler, ya Galatasaray onları değiştirir.
Bu değişimden sonra da Galatasaray, yine o büyük hedeflere doğru koşar adım yürür.
‘‘Ne olacak bu Galatasaray'ın hali’’ diye soranlar üzülmesin.
Diğer takımların bir gün geçmeyi düşündüğü yolları biz çoktan geride bıraktık.
NOT: Galatasaraylılar ‘‘Eski Açık Sarı Desene’’ filmini bir izlesinler. Emin olsunlar ki, bu filmi izledikten sonra tribünde daha içten bağıracak, futbolculara kızarken de daha insaflı olacaklar. Tarımda destek yok köstek var
SELÇUK Yaşar uzun bir mektup göndermiş.
Okuyunca içim karardı.
Gelişmiş ülkeler, daha önce de yazdığım gibi, terörü körüklemek ve üçüncü dünyanın nefretini toplamak pahasına da olsa kendi tarımsal üretimlerini destekliyorlar.
Cancun Zirvesi'nde bu konudaki kararlılıklarını bir kez daha teyit ettiler.
Bizde ise destek bir yana, ağır köstekler var. Yerli üretim neredeyse cezalandırılıyor ve Batı'nın haksız rekabetine açık hale getiriliyor. Gıda sektörüne neredeyse yarım yüzyılını vermiş olan
Selçuk Yaşar'ın bence çok önemli görünen bir talebi var. 1983 yılında kaldırılan Hayvancılığı Geliştirme Genel Müdürlüğü ve Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü'nün yeniden ihdas edilmesini istiyor. Özellikle terör döneminde büyük darbe yiyen hayvancılığı canlandırmak için yerinde bir talep.
Umarız Tarım ve Köyişleri Bakanı Prof. Dr.
Sami Güçlü bu konuyu gündemine alır.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Sporda rekabet edebildiğimiz ülkelerle, diğer alanlarda da rekabet edebilmeyi hedeflediğimiz zaman.