BAŞBAKAN Erdoğan'la yaptığımız sohbette, Erdoğan İran'ın ilginç bir teklifini de gündeme getirdi.
Erdoğan, Türkiye'deki yatırım ikliminin iyileştirilmesi için kendilerine düşen pek çok görevi yaptıklarını ancak bunun yeterli olmadığını düşünüyor.
Türkiye'de üretimin ve bu üretimin uluslararası rekabete açık olmamasının en önemli nedenlerinden birinin, ülkedeki pahalı enerji olduğu konusunda herkes hemfikir.
Bunu Erdoğan'a aktarıyorum, ‘‘Doğru’’ diyor.
Bununla ilgili iki düşüncesi var.
Biri içerden çözüm: Termik santrallar... Ancak doğalgaza oranla çok daha ucuz olan kömür santralları. Modern santralların çevreye verdiği zararın sınırlı olduğunu düşünüyor.
Bir diğer seçenek ise İran'dan gelen bir teklif.
İran, Türkiye'ye ortak doğalgaz santralları kurmayı öneriyor.
Bu santrallar, Türk girişimciler tarafından İran'ın vereceği destekle İran'ın Türkiye sınırında kurulacak.
İran da bu santrallara ucuz doğalgaz verecek.
‘‘Ne kadar ucuz?’’ diye soruyorum.
Başbakan, ‘‘40 dolar’’ diyor.
Yani bugün Türkiye'nin kullandığı doğalgazın yaklaşık 3'te biri fiyatına.
Elektrik İran'da, ucuz doğalgazla üretilecek. Pahalı boru hatlarıyla doğalgaz değil, ucuz enerji nakil hatlarıyla elektrik taşınacak.
‘‘Bu projenin önünde siyasi engeller olabilir. İran-ABD ilişkileri. Türkiye-İran ilişkileri. İlişkilerin bozulması halinde dışa bağımlılık’’ gibi çekinceleri sıralıyorum.
Bu çekincelerin Erdoğan da farkında.
‘‘Çalışıyoruz. Fikir üretiyoruz’’ diyor.
Bu örnek bile bölgedeki siyasal dengelerin, ya da dengesizliklerin Türkiye'ye ne kadar büyük maliyet getirdiğini görmemize yetiyor.
Ölmekte olan tarımı canlandıracak bir proje
ROMA'da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri BakanıAbdullah Gül ile Başbakan'a ayrılan süitte sohbet ediyoruz.
Ertesi gün kritik YSK toplantısı var. Meclis aritmetiği değişebilir, Türkiye yeni bir seçim sürecine girebilir.
Başbakan rahat.
‘‘AK Parti açısından değişen bir şey olmaz. Seçimden büyük bir ihtimalle güçlenerek çıkarız ama Türkiye için iyi olmaz. Tam işler yoluna girmişken en az bir altı ay kaybederiz. Bizce bu altı ay çok önemli. Çünkü Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinde en kritik altı ay’’ diyor. Ancak YSK'nın başvurulara ret kararı vereceğini umuyor.
Başbakan'la yaptığımız uzun sohbetin konularını size hafta boyunca bu köşede parça parça aktaracağım. Başbakan geçen hafta Kelkit'te açılışını yaptığı Organik Süt Sığırcılığı tesislerini çok beğenmişti. ‘‘Müthiş bir üretim kapasitesi ortaya çıkıyor ve çok akıllı bir proje’’ dedi.
Ben de ona Urfa'daki Koç Ata ortak yatırımından söz ettim. Orada da müthiş bir çiftlik kurulmuştu. Başbakan bu tesisi duyduğunu ama hiç görmediğini söyledi. ‘‘Bir ara orayı da görelim’’ dedi. Türkiye'de hayvancılığın yok olmak üzere olduğunu, artık ekilmeyen tarım arazilerinin giderek çoğaldığını, göçle ve tarımın desteksiz kalmasıyla beraber tarımsal üretimin müthiş gerilediği söyledim. Cancun Zirvesi'nde Batılı ülkelerin tarımsal üretime yaptıkları sübvansiyonları kesmeye yanaşmadıklarını anlattım.
TARIM GÖNÜLLÜLERİ
Başbakan da bana heyecan verici bir projeyi yakında hayata geçireceklerini aktardı.
Projenin adı ‘‘1000 köye 1000 tarım gönüllüsü’’.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından yürütülecek projede 1000 ziraatçi, seçilecek 1000 köye veya beldeye yollanacak.
Bunlar çiftçiler ile işbirliği içinde hem verimliliğin arttırılması, hem de ekilecek ürün seçimi konularında danışmanlık yapacaklar.
Bölgelere göre bu kişiler ziraatçi değil, veteriner de olabilecekler. Bu kişiler devlet kadrosuna alınmayacaklar. Yaptıkları hizmet ve sağladıkları fayda oranında bir danışmanlık ücreti alacaklar. Devlet memuru olmayacaklar. Bağ-Kur tarafından sosyal güvenlik kapsamına sokulacaklar.
Başvurular yapıldıktan sonra belirlenecek 1000 tarım gönüllüsü, yılda 2 ay eğitim alacak ve bir bilgi bankasının oluşmasına da katkıda bulunacaklar. Projeye tarımla ilgili bütün resmi ve yarı resmi kuruluşlar, Ziraat Bankası ve KOSGEB de destek verecek. Bu yolla hem ekonominin ihtiyaç duyduğu ürenlere yönelinecek, hem ülkenin tarımsal üretimi yönlendirilecek, hem de çiftçinin daha fazla gelir elde etmesi sağlanacak.
Başbakan Erdoğan dün sabah erkenden bana projeyle ilgili geniş bir dosya da ulaştırdı.
Bilmem bununla benden başka ilgilenen gazeteci çıkar mı?
Öyle ya, tarım, toprak, hayvan...
Bunlar öyle pek de havalı meseleler değil.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Türk spor basınında yiğit ve er olanların sayısı arttığı zaman.